Sahra Çölü'nden gelen toz bulutu, radyoaktif kalıntıları Fransa'ya taşıdı

Sahra Çölü'nden gelen toz bulutu, radyoaktif kalıntıları Fransa'ya taşıdı
TT

Sahra Çölü'nden gelen toz bulutu, radyoaktif kalıntıları Fransa'ya taşıdı

Sahra Çölü'nden gelen toz bulutu, radyoaktif kalıntıları Fransa'ya taşıdı

Sahra Çölü’nden bu ayın başlarında Fransa’ya gelen toz bulutu, 1960 yılında Sahra çölünde gerçekleştirilen nükleer denemeden kalan Sezyum 137 (Caesium 137) radyoaktif kalıntılarını ülkeye taşıdı.
Fransa'ya bu ayın başlarında Sahra Çölü'nden gelen toz bulutu nedeniyle birçok şehir sarıya boyanmıştı. Ülke genelinde birçok bölgede etkili olan toz bulutu, radyoaktif kalıntıları da beraberinde getirdi. Fransız bilim adamları, geçtiğimiz 6 Şubat'ta ülkeye gelen toz bulutunun Jura dağlarında radyoaktif kalıntı bıraktığını açıkladı. Açıklamaya göre, Sezyum 137 (Caesium 137) olduğu öğrenilen element, 1960 yılının başlarında Fransa'nın Sahra Çölü'nde yaptığı bir nükleer denemeden kaldı.
Toz bulutunun kalıntıları, Caen Üniversitesi'nde Radyoloji Uzmanı olarak çalışan Pierre Barbey tarafından incelendi. Sahra çölünden gelen kumlarda yaptıkları inceleme sonucu Sezyum 137 elementini bulduklarını açıklayan Barbey, aynı elementin 2011 yılında Japonya'nın Fukushima kentinde meydana gelen nükleer santral kazasında da atmosfere yayıldığını dile getirdi.
Fransa, Sahra Çölü'nde ilk olarak 13 Şubat 1960 yılında nükleer deneme yaparken, daha sonra da birçok nükleer deneme gerçekleştirdi. Fransa'nın 1960'larda yaptığı denemelerin, Hiroshima patlamasının 3 veya 4 katı olduğu biliniyor. Özellikle Cezayir'de radyoaktivite, halkın sağlığını etkilerken, bölgedeki yoğun radyoaktif kirlilik hala devam ediyor.



Uluslararası Af Örgütü: İran, savaş sırasında İsrail'deki sivillerin yaşadığı bölgelere misket bombası attı

Tel Aviv'in doğusundaki Beni Barak'ta İran'ın gerçekleştirdiği füze saldırısının sonuçları (Arşiv - AFP)
Tel Aviv'in doğusundaki Beni Barak'ta İran'ın gerçekleştirdiği füze saldırısının sonuçları (Arşiv - AFP)
TT

Uluslararası Af Örgütü: İran, savaş sırasında İsrail'deki sivillerin yaşadığı bölgelere misket bombası attı

Tel Aviv'in doğusundaki Beni Barak'ta İran'ın gerçekleştirdiği füze saldırısının sonuçları (Arşiv - AFP)
Tel Aviv'in doğusundaki Beni Barak'ta İran'ın gerçekleştirdiği füze saldırısının sonuçları (Arşiv - AFP)

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) bugün, İran'ı haziran ayında iki ülke arasında 12 gün süren savaş sırasında İsrail'in sivil bölgelerine “uluslararası insani hukukun açık ihlali” niteliğinde misket bombaları attığı suçlamasında bulundu.

Uluslararası insan hakları örgütü yaptığı açıklamada, “İran güçleri geçen ay İsrail'in yoğun nüfuslu yerleşim bölgelerine, savaş başlıklarında misket bombaları bulunan balistik füzeler ateşledi ve bu saldırılar sivillerin hayatını tehlikeye attı” denildi. Amnesty International, açıklamasında 19, 20 ve 22 Haziran tarihlerinde Gush Dan (merkez), Beerşeba (güney) ve Tel Aviv'in güneyindeki Rishon LeZion bölgelerinde üç füze saldırısı gerçekleştiğini belirtti.

Açıklamada, Uluslararası Af Örgütü Araştırma, Savunuculuk, Politika ve Kampanyalar Direktörü Erika Guevara-Rosas'ın şu sözleri yer aldı: "Misket bombaları, asla kullanılmaması gereken ayrım gözetmeyen silahlardır. İran güçleri, bu silahları yerleşim alanlarında veya yakınında kullanarak sivillerin hayatını tehlikeye atmış ve uluslararası insancıl hukuku açıkça hiçe saymıştır."

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Misket bombaları, geniş bir alana çok sayıda bombacık fırlatmak üzere tasarlanmıştır. Patladıkları geniş coğrafi alana ilave olarak, bu bombacıkların bazıları çarpma anında patlamaz ve bu da onları gelecekte herhangi bir zamanda potansiyel olarak patlayıcı hale getirir.

İran ve İsrail, bu silahların kullanımını, üretimini, stoklanmasını ve konuşlandırılmasını yasaklayan 2008 Misket Bombaları Sözleşmesi'ne taraf veya imzacı değildir. Ancak Uluslararası Af Örgütü, açıklamasında, "uluslararası örf ve adet hukukunun, doğası gereği ayrım gözetmeyen silahların kullanımını yasakladığını ve sivilleri öldüren veya yaralayan ayrım gözetmeyen saldırılar düzenlemenin savaş suçu teşkil ettiğini" vurgulamıştır ifadeleri yer aldı.

Örf ve adet hukuku, ilgili tarafların zaman içinde örf ve adeti tekrar tekrar kabul etmelerine dayanan yazılı olmayan mevzuattır. İran ve İsrail arasındaki savaş, 13-25 Haziran tarihleri arasında 12 gün sürmüş ve bu süre zarfında İsrail ordusu, özellikle İran İslam Cumhuriyeti'nin nükleer programını hedef alan İran topraklarına hava saldırıları düzenlemiştir. İran İslam Cumhuriyeti de buna karşılık Yahudi devletine çok sayıda balistik füze fırlatmıştır.