Tahran: Nükleer tesislerdeki bazı güvenlik kameralarını tamamen kaldırabiliriz

İran'ın Buşehr Nükleer Tesisi (AFP)
İran'ın Buşehr Nükleer Tesisi (AFP)
TT

Tahran: Nükleer tesislerdeki bazı güvenlik kameralarını tamamen kaldırabiliriz

İran'ın Buşehr Nükleer Tesisi (AFP)
İran'ın Buşehr Nükleer Tesisi (AFP)

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, cuma günü devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, önümüzdeki üç ay içinde ABD yaptırımlarının kaldırılmaması halinde İran'ın, nükleer tesislerindeki bazı güvenlik kameralarını tamamen kaldıracağını bildirdi. Ülkesinin diplomatik müzakerelere hazır olduğunu, ancak müzakerelerin ABD ve Avrupalıların öngördüğü şekilde değil, kendi öngördükleri şekilde yapılacağını kaydeden Salihi, bir kez daha, müzakerelerin ön şartı olarak ABD yaptırımlarının önceden kaldırılması gerektiğinin altını çizdi.
İran'ın uranyum zenginleştirmesini nispeten hızlı bir şekilde yüzde 60'a çıkarabileceğini söyleyen Salihi, “Uranyum zenginleştirmesini bir saat içinde yüzde 20 seviyesine çıkardık ve aynı süre içinde bu seviyeyi yüzde 60'a çıkarabiliriz. İran Atom Enerjisi Kurumu, bir aydan kısa bir sürede yüzde 20 zenginleştirilmiş 25 kilogram uranyum üretti" dedi.
Uluslararası nükleer anlaşmaya göre, İran'ın uranyumu yalnızca yüzde dörtten daha az bir seviyede zenginleştirmesine izin veriliyor. Nükleer bomba yapımı için uranyumun yüzde 90 seviyesine kadar zenginleştirilmesi gerekiyor.
Bir İran belgesi, Tahran'ın, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile yaptığı ve ajansın izleme faaliyetlerinin çoğunu geçici olarak sürdürmesine izin veren bir anlaşmayı sona erdirmekle tehdit ettiğini ortaya koydu. Tabii bu, önümüzdeki hafta ABD’nin Tahran'ı eleştirmek için yürüteceği bir çabayı ajansın yönetim kurulunun benimsemesi halinde gelecek. Tahran bu hafta Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde faaliyet gösteren Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile işbirliğini azalttı ve 2015 yılında dünya güçleriyle imzaladığı nükleer anlaşma kapsamında uygulanan ek denetim prosedürlerini sona erdirdi. Tahran’ın bu adımı Washington'un 2018'de anlaşmadan çekilmesinin ardından ABD yaptırımlarının yeniden uygulanmasına yanıt vermek için yapılan en yeni hamle oldu.
ABD, ajansın yönetim kurulu ile gelecek hafta yapılacak üç aylık toplantı öncesinde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın geri kalan üyelerine yazdığı bir mektupta, "Konsey'in İran'ın ajansla işbirliğine ilişkin derin endişesini ifade eden" bir karar taslağı istediğini söyledi.
Reuters haber ajansının aktardığına göre Amerikan mektubu, konseyin İran'ı anlaşma ihlallerini durdurmaya çağırması ve ajansla işbirliği yaparak eski, açıklanmamış nükleer tesislerde uranyum parçacıklarının neden bulunduğunu açıklaması gerektiğini belirtti.
Reuters tarafından da ulaşılan belgesinde İran, bu adımı yıkıcı bulduğunu ve 21 Şubat’ta ajans ile varılan karşılıklı anlaşmanın sonunu temsil ettiğini ifade etti. Bu gelişmenin nükleer anlaşmada daha fazla komplikasyona yol açabileceğinin vurgulandığı belgede, Fransa, İngiltere, Almanya ve ABD’nin konseyin karar taslağına ilişkin planlarını açıkladıkları kaydedildi.
Diplomatlar, konseyin bir karar taslağı kabul edip etmeyeceğinin net olmadığını söylediler. İran, bu hafta uygulamayı durdurduğu önlemlerden bahsetmedi, ancak bunların, ajansın açıklanmayan yerlerde sürpriz denetimler yapmasına izin veren sözde ek protokolü içerdiğini söyledi.



ABD Hazine Bakanlığı Maduro'ya yakın 7 kişiye yaptırım uyguladı

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)
TT

ABD Hazine Bakanlığı Maduro'ya yakın 7 kişiye yaptırım uyguladı

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)

ABD Hazine Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Washington'un Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskısını artırma çabalarının bir parçası olarak, Maduro'nun aile üyeleri ve eşiyle yakın ilişkisi olan kişiler de dahil olmak üzere 7 kişiye Venezuela ile ilgili yeni yaptırımlar uyguladığını duyurdu. Hazine Bakanı Scott Bessent,, bu kişileri "Nicolás Maduro liderliğindeki haydut bir uyuşturucu devletini desteklemekle" suçladı.

Bessent açıklamasında, "Venezuela'nın ülkemizi ölümcül uyuşturucularla doldurmaya devam etmesine izin vermeyeceğiz" diyerek, "Maduro ve suç ortakları Batı Yarımküre'deki barış ve istikrarı tehdit ediyor. Trump yönetimi, onun gayrimeşru diktatörlüğünü destekleyen ağları hedef almaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.

Venezuela Enformasyon Bakanlığı, yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Maduro ve hükümeti, suçla herhangi bir ilgilerinin olduğunu şiddetle reddediyor ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Venezuela'nın geniş petrol rezervlerini ele geçirmek için rejim değişikliği aradığını söylüyor.

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)

Bu hamle, Trump'ın Maduro üzerindeki baskıyı artırması, iktidardan uzaklaştırılmasını istemesi ve güney Karayipler'e büyük bir askeri güç konuşlandırmasıyla eş zamanlı olarak geliyor.

Trump yönetimi ayrıca bölgede uyuşturucu kaçakçılığından şüphelenilen gemilere karşı saldırılar düzenledi, Venezuela kıyılarında yaptırım uygulanan bir petrol tankerine el koydu ve Venezuela'ya giren veya çıkan tüm yaptırım uygulanan petrol tankerlerine abluka ilan etti.

Trump, Venezuela toprakları içindeki hedeflere yönelik saldırıların yakında gerçekleştirileceğini defalarca belirtti.

Dün açıklanan yaptırımlar, ABD'nin devlet petrol şirketinde yolsuzluk planına karıştığını söylediği Maduro'nun eşinin yeğeni Carlos Eric Malpica Flores'in akrabalarını hedef aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Washington geçen hafta Flores'e de yaptırımlar uygulamıştı.

Yaptırımlar ayrıca annesini, babasını, kız kardeşini, eşini ve kızını da hedef aldı.


Brezilyalı bir hakim, eski Cumhurbaşkanı Bolsonaro'nun ameliyat için cezaevinden çıkmasına izin verdi

Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)
Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)
TT

Brezilyalı bir hakim, eski Cumhurbaşkanı Bolsonaro'nun ameliyat için cezaevinden çıkmasına izin verdi

Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)
Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)

Kasım ayından beri darbe girişiminden dolayı 27 yıl hapis cezasını çekmeye başiayan eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'ya fıtık ameliyatı için cezaevinden çıkma izni verildi. Ameliyat tarihi henüz açıklanmadı.

Brezilya Yüksek Mahkemesi Yargıcı Alexandre de Moraes, federal polis doktorlarının ameliyatın gerekli olduğunu doğrulamasının ardından aşırı sağcı lidere onay verdi.

Doktorlar, Bolsonaro'nun fıtığının karnının her iki tarafını da etkilediğini ve ona ağrı verdiğini belirtti.

2019-2022 yılları arasında görev yapan Brezilya eski Devlet Başkanı, 2018'de bir seçim mitingi sırasında karnından bıçaklanmasından beri birkaç ameliyat daha geçirdi.

Bolsonaro'nun darbe suçlamasıyla yargılanmasına ve hapse mahkum edilmesine başkanlık eden De Moraes, eski cumhurbaşkanının hastaneden taburcu edildikten sonra ev hapsine alınması talebini reddetti.

Yetkililere göre, Bolsonaro'nun başkent Brasília'daki Federal Polis karargahında tutulan diğer birkaç mahkumla hiçbir teması yok. Bolsonaro, içinde yatak, özel banyo, klima, televizyon ve masa bulunan 12 metrekarelik bir odada tutuluyor.

Yüksek Mahkeme yargıçlarından oluşan heyet, Bolsonaro ve müttefiklerinden birkaçını, 2022 seçimlerindeki yenilgisinin ardından Brezilya demokrasisini devirmeye teşebbüs etmekten suçlu buldu.


ABD’nin Venezuela ablukası, Çin - Tayvan gerginliğine nasıl yansır?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
TT

ABD’nin Venezuela ablukası, Çin - Tayvan gerginliğine nasıl yansır?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki tankere el koyup limanları ablukaya almasıyla gerginlik tırmanırken, analistler bu hamlelerin olası Tayvan işgalinde Çin'in elini güçlendirebileceğine dikkat çekiyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela limanlarında yaptırıma tabi tankerlere tam abluka uygulanması talimatını salı günü vermişti.

Reuters'a konuşan uzmanlar, Pekin yönetiminin Tayvan'ı ablukaya alması durumunda Venezuela'daki hamleleri Washington'a karşı koz olarak kullanabileceğini belirtiyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Demokrasileri Savunma Vakfı'ndan Çin uzmanı Craig Singleton şunları söylüyor:

ABD, Venezuela'daki siyasi yapıyı değiştirmek için abluka uyguluyor, Çin de bundan hareketle sözümona güvenlik gerekçesiyle Tayvan'a karşı zorlayıcı önlemler alabilir.

Singleton, ABD'nin olası Tayvan işgaline karşı uluslararası kamuoyunu harekete geçirme kabiliyetinin Venezuela politikası nedeniyle zayıflayabileceğine dikkat çekiyor.

Trump, 11 Aralık'taki açıklamasında Venezuela açıklarında petrol taşıyan bir tankere el koyduklarını duyurmuştu. Beyaz Saray, Skipper adlı tankerin "yasadışı petrol taşımacılığı" yaptığını öne sürmüştü.

Venezuela lideri Nicolas Maduro ise tankerin ülkeden çıkarılan 1 milyon 900 bin varil petrolü taşıdığını belirterek ABD'nin hamlesini "hırsızlık ve korsanlık" diye nitelemişti. 

Venezuela ham petrolünün en büyük alıcısı olan Çin de Karayipler'deki gerginlikte Karakas yönetimini destekledi. Pekin'den dün yapılan açıklamada "tüm tek taraflı ve zorbaca eylemlere karşı olunduğu, ülkelerin egemenliklerini ve ulusal haysiyetlerini savunmalarının desteklendiği” bildirildi.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'ndan Isaac Kardon da Çin'in Venezuela'daki mevcut durumu, Tayvan'ı destekleyen küresel bir koalisyon kurulmasını engellemek için kullanabileceğini söylüyor.

Ayrıca Çin'in de benzer hamlelerle Tayvan limanlarından çıkan petrol ve doğalgaz tankerlerine el koyabileceğine işaret ediyor. Bunlara ek olarak ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı nedeniyle Tayvan Boğazı'nda oluşabilecek acil bir duruma zamanında müdahale edemeyebileceğini belirtiyor.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 26 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 100'den fazla kişiyi öldürdü.

Independent Türkçe, Reuters, Guardian