MSB: Bahar Kalkanı Harekâtı İdlib’de büyük bir insanlık dramını önledi

TSK, Suriye'nin kuzeyindeki İdlib kentinde devriye faaliyeti gerçekleştirdi (AFP)
TSK, Suriye'nin kuzeyindeki İdlib kentinde devriye faaliyeti gerçekleştirdi (AFP)
TT

MSB: Bahar Kalkanı Harekâtı İdlib’de büyük bir insanlık dramını önledi

TSK, Suriye'nin kuzeyindeki İdlib kentinde devriye faaliyeti gerçekleştirdi (AFP)
TSK, Suriye'nin kuzeyindeki İdlib kentinde devriye faaliyeti gerçekleştirdi (AFP)

Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde rejimin saldırıları artarken, Türkiye geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği Bahar Kalkanı Harekatı’nın İdlib’de büyük bir insanlık dramını önlediğini bildirdi.
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), 27 Şubat-5 Mart 2020 tarihlerinde Suriye’nin kuzeyindeki İdlib’de düzenlenen Bahar Kalkanı Harekatı’nın yıl dönümüne ilişkin açıklama yaptı.
Bakanlığın Twitter hesabından infografi ile yapılan paylaşımda, “Bahar Kalkanı Harekatı ile Suriye kuzeyindeki İdlib’de büyük bir insanlık dramının önüne geçildi” denildi.
MSB’nin söz konusu açıklamasında şu ifadeler kullanıldı;
“Rejimin yayılmasını önlemek ve bölgedeki birliklerimizin güvenliğini sağlamak, rejim saldırılarıyla sınırlarımıza yönelecek göçü önlemek, bölge halkının güvenliği ile güvenli, gönüllü ve saygın bir şekilde geri dönüşlerini sağlamak amaçlanmıştır. Karadan ve havadan icra edilen operasyon 5 Mart 2020 tarihinde başarıyla tamamlanmıştır. Bahar Kalkanı Harekatı ile Suriye kuzeyindeki İdlib’de büyük bir insanlık dramının önüne geçildi. Bahar Kalkanı Harekatı’nda 3 bin 473 rejim unsuru, 3 uçak, 8 helikopter, 1 SİHA, 93 tank, 36 zırhlı araç, 67 obüs ile 10 hava savunma sistemi etkisiz hale getirilmiştir.”
Türkiye, 27 Şubat 2020’de rejim güçlerinin bölgedeki Türk gözlem noktalarından birine düzenlediği saldırıda 36 askerin şhit edilmesi üzerine İdlib’de Bahar Kalkanı Harekatı’nı başlattı.
Ayrıca Suriyelilerin Türkiye sınırına doğru göçünü durdurma konusunda Avrupa Birliği’nin (AB) müdahalesi için baskı yapmak amacıyla Avrupa’ya gitmek isteyen mülteci ve yerlerinden edilmiş Suriyelilere Yunanistan ile sınırları açtı.
Bahar Kalkanı Harekatı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 5 Mart’ta Moskova’da imzaladığı, İdlib’de Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde ateşkesin yanı sıra M4 yolunda iki ülke güçlerinin ortak devriye gezmesini içeren mutabakat ile durduruldu.
Diğer taraftan, rejim güçleri, ülkenin kuzeybatısındaki Gerginliği Azaltma Bölgesi’ne yapılan füze saldırılarını yeniledi ve İdlib’in güney kırsalında ve Hama’nın kuzeybatısındaki Gab Ovası içinde yer alan bölgeleri hedef aldı.
Öte yandan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre, İdlib’in güneyinde Gab Ovası ve Zaviye Dağı’ndaki temas hatlarında rejim güçleri ile Suriyeli muhalif gruplar arasında ağır silahlarla çatışma yaşandı.
Bu esnada Rusya’ya ait bir keşif uçağı, İdlib’in güney kırsalında uçuş gerçekleştirdi.
Türkiye destekli Cebhetu’l Şamiye, Türk kuvvetleri ve ona yakın grupların kontrolünde olan Halep’in kuzeybatı kırsalındaki Afrin şehrine getirdiği askeri konvoyları geri çekti.
SOHR ayrıca, Türkiye yanlısı grupların büyük askeri seferberliğine dikkati çekerek, Cinderes bölgesinde Cebhetu’l Şamiye, Ahraru’ş Şam ve Ahraru’ş Şarkiye gruplarının askeri takviyesine de işaret etti.

 


Esad’ın kuzeni Rami Mahluf: Suriye'nin kıyı bölgelerinde 150 bin kişiden oluşan özel silahlı gruplar kurduk

Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
TT

Esad’ın kuzeni Rami Mahluf: Suriye'nin kıyı bölgelerinde 150 bin kişiden oluşan özel silahlı gruplar kurduk

Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)

Devrik Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kuzeni ve işadamı Rami Mahluf, Rusya'ya yakınlığıyla bilinen eski rejim özel kuvvetler komutanı “Kaplan” lakaplı Süheyl el-Hasan ile işbirliği içinde  özel kuvvetler kurduklarını açıkladı.

Mahluf, bu güçlerin amacının intikam almak olmadığını, kıyı bölgelerinde yaşayan halkı korumayı hedeflediğini söyledi. Suriye hükümetinden “ülkeyi korumak için işbirliği yapmasını” isteyen Mahluf, "Kıyı şeridinde yaşayan halkı katliam, öldürme, kaçırma ve esaretten koruyamadılar" dedi.

Mahluf'a atfedilen ve hala kırmızı, beyaz ve siyah renklerden oluşan eski bayrağın yer aldığı Facebook hesabından yapılan açıklamada Mahluf, “kıyı bölgesinin” korunması için destek çağrısında bulundu.

Mahluf, 150 bin kişilik bir özel kuvvetler tümeninin yanı sıra aynı sayıda bir yedek kuvvetin ve yaklaşık bir milyon kişilik halk komitelerinin kurulduğunu açıkladı ve bu oluşumlar üzerinde Süheyl el Hassan ile işbirliği içinde çalıştığını söyledi.

Kıyı bölgesi halkı onurlu ve barış içinde yaşayamayacağı herhangi bir çözümü reddettiğini açıklayan Mahluf, "Rusya'daki dostlarımız” olarak tanımladığı uluslararası topluma “Suriye kıyı bölgesini” desteklemeleri çağrısında bulundu.

Tüm ekonomik, askeri ve halk potansiyelimizi uluslararası toplumun gözetimi altına koyduklarını ifade eden Mahluf, Putin'den ortak bir çalışma mekanizması için formüller bulmak üzere Şam hükümetiyle temasa geçmelerini istedi.

Mahluf rejimin çöküşü ile ilgili olarak şunları söyledi: “Eğer Esad kukla olsaydı Suriye düşmezdi.” Kaplan'ın önderliğinde kendisinin ve adamlarının askeri, ekonomik, sosyal ve idari destek sağladığını ve eski rejimin ordusunun “savaş boyunca çökmesini” engellediğini belirten Mahluf, Beşar Esad ve adamlarını ülkeyi adaletsizliğe ve yolsuzluğa sürükleyen “çocuklar” olarak tanımladı.

9 Mart'ta kıyıdaki olayları değerlendiren Rami Makhlouf, 4. Tümen Tuğgenerali Gıyas Dalla ve askeri güvenlik şefini yaşanan katliamların sorumlusu olmakla, halkının kanının ticaretini yapmakla, sivilleri töhmet altında bırakmakla ve onların para ihtiyacını sömürmekle suçladı.