Alman ordusunda aşırı sağ güç kazanıyor

Alman polisi 18 Şubat’ta Berlin ve Brandenburg eyaletlerinde baskınlar düzenlediler. (Getty)
Alman polisi 18 Şubat’ta Berlin ve Brandenburg eyaletlerinde baskınlar düzenlediler. (Getty)
TT

Alman ordusunda aşırı sağ güç kazanıyor

Alman polisi 18 Şubat’ta Berlin ve Brandenburg eyaletlerinde baskınlar düzenlediler. (Getty)
Alman polisi 18 Şubat’ta Berlin ve Brandenburg eyaletlerinde baskınlar düzenlediler. (Getty)

Alman ordusunda skandallar, aşırı sağcı ve Neo-Nazi gruplarına artan katılım sebebiyle hız kazandı. Aşırı sağcı gruplara ait çok sayıda asker bulunmasına rağmen askerlerin ordudan ihraç edilmesi uzun ve karmaşık bir süreç olarak değerlendiriliyor. Der Spiegel dergisine göre her ne kadar Alman ordusunda gönüllülere ihtiyaç duyulsa da geçtiğimiz yıl anayasaya bağlılığı ve sadakatleri konusunda şüphe duyulan 71 kişinin başvurusu iptal edildi.
Alman ordusu, ihtiyati adımlara rağmen saflarında büyüyen aşırılık sorunundan muzdarip. Almanya’da Askeri İstihbarat Servisi tarafından yayınlanan yıllık rapora göre geçtiğimiz yıla kıyasla ordu içerisinde aşırı sağcı askerlerin sayısı 592’den 843’a yükseldi. Raporda, aşırılık yanlılarının 25 ila 35 yaş arasında olduğu belirtildi. Almanya’da aşırı sağın kalelerinin başında Bavyera eyaletinin en büyük şehri Münih geliyor. Onu, Hamburg'a komşu olan Aşağı Saksonya takip ediyor.
Federal Parlamento Savunma Komitesi’ne sunulan raporda, askerlerin ordudan ihraç edilmesi eleştirilirken süreç ‘yorucu ve uzun’ olarak nitelendirildi. Alman Federal Meclisi’nin (Bundestag), aşırılık yanlısı olarak tanımlanan askerlerin sınır dışı edilmesini kolaylaştırmak için ordu yasasını değiştirmesi bekleniyor. Yeşiller Partisi Savunma Politikaları Üyesi Agnieszka Brugger, raporun genç yaştaki askerler arasında aşırılık yanlısı fikirlerin yayılmasını engellemek için "hızlı hareket etme” gerekliliğini gösterdiğini söyledi. Ordu içinde uzun süre aşırı sağı "görmezden gelmekle" suçlanan Askeri İstihbarat'ın reform çağrıları da artıyor.
Alman ordusu içindeki aşırılığın artmasını gösteren belki de en önemli örnek, Suriyeli mülteci olduğunu iddia eden ve mültecileri planladığı operasyonlardan sorumlu tutmak amacıyla terör hücresi kuran üsteğmen Franco’nun hikayesiydi. Üsteğmen Franco 2017 yılında Viyana Havaalanı’nda silahla yakalanarak gözaltına alınmıştı. Polis gözaltına alınan üsteğmenin kimliğini belirlemek için parmak izi aldığı sırada iki kimlik tespit etti. Kimliklerden birincisi üsteğmen olarak görülen Franco, ikinci ise Suriyeli bir mülteci adınaydı. Daha sonra Franco’nun Suriyeli bir mülteci kimliğine büründüğü ve tek kelime Arapça bilmediği halde sığınma yetkililerini ikna edebildiği ortaya çıktı. Terör eylemleri planlayan Franco’nun amacı mültecileri olaya dahil ederek kamuoyunu Suriyelilere karşı kışkırtmaktı. Cezaevinde bulunan Franco’nun duruşması önümüzdeki mayıs ayında görülecek. Ordudaki görevi askıya alınan Franco henüz tam olarak ihraç edilmiş değil. Sürecin uzun zaman alması bekleniyor. Savcılık Franco’yu mülteci kılığına girerek terörist eylemler yapmakla suçluyor. Suçlamalar arasında Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’a saldırı planı da var.
Diğer yandan bazı kesimler, ordu içindeki aşırı sağın güç kazanmasının özellikle 2015 yılında yaşanan Suriyeli mülteci akınının ardından toplumdaki aşırılığın artmasının yalnızca bir yansıması olduğu görüşündeler. 2017 yılında yapılan federal seçimlerde Almanya için Alternatif  Partisi ( AfD), İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ülkede aşırı sağ eğilimli siyasi partilerin hiç birinin elde edemediği bir başarıyla üçüncü parti oldu. AfD, Alman toplumunu mülteci ve göçmenlere karşı suçları kışkırtmakla suçlanıyor.
Bu hafta aşırı sağcı bir Almanın, çoğu Müslüman ve göçmen 9 kişiyi öldürdüğü Hanau Katliamı anıldı. Ancak katliamın kurbanlarının aileleri, aşırılık yanlısı söylemleri teşvik ettiği için çocukların öldürülmesinden AfD’yi sorumlu tutarak toplumda bu suçun tekrarlanmasını önlemeye yönelik herhangi bir değişim yaşanmadığını ve hükümetin bu konuyla yeterince yüzleşmediğini savundular.



Mahkeme, seçim sonuçlarını bozmaya çalıştığı gerekçesiyle Trump aleyhine açılan komplo davasını reddetti

ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)
TT

Mahkeme, seçim sonuçlarını bozmaya çalıştığı gerekçesiyle Trump aleyhine açılan komplo davasını reddetti

ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)

ABD'li bir yargıç dün , dört yıl önce kaybettiği başkanlık seçimlerinin sonuçlarını tersine çevirmeye çalıştığı gerekçesiyle seçilmiş Başkan Donald Trump hakkında açılan davanın düşürülmesi yönündeki savcılık talebini kabul etti.

Dün erken saatlerde Özel Savcı Jack Smith, Yargıç Tanya Chutkan'dan davanın düşürülmesini istedi. Zira Adalet Bakanlığı'nın politikası görevdeki bir başkan hakkında dava açılmaması yönünde ve Trump 20 Ocak'ta yemin ettikten sonra bu durum gerçekleşecek.

Yargıç, özel savcının talebini kabul etti. Ancak ‘hakların korunması’ kuralı çerçevesinde, yani Trump dört yıl sonra görevden ayrıldığında bu davanın yeniden görülme olasılığı mevcut.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre yargıç kararında, ‘görevdeki bir başkana tanınan dokunulmazlığın geçici olduğunu ve görevi bıraktığında sona ereceğini’ belirterek, ‘hakların korunmasıyla davanın reddedilmesinin burada uygun bir karar olduğunu’ ifade etti.

Duruşmalar henüz başlamadı

78 yaşındaki Trump, Joe Biden'a karşı kaybettiği 2020 seçimlerinin sonuçlarını bozmak için komplo kurmak ve Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra gizli belgeleri yasadışı olarak saklamakla suçlanıyor, ancak bu davaların hiçbirinde duruşma başlamadı.

Smith, davaya bakan Yargıç Chutkan'a gönderdiği bir notta, Adalet Bakanlığı'nın görevdeki bir başkan hakkında iddianame hazırlamama ya da dava açmama politikası ışığında davanın düşürülmesi gerektiğini söyledi.

Smith ayrıca aynı nedenle 2021 yılında Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra Trump hakkında gizli belge bulundurmaktan dava açılamayacağını duyurdu.

Smith, Florida federal yargıcı Aileen Cannon'un temmuz ayında davada özel savcı atanmasının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yargılamayı iptal etme kararına itiraz etmişti.

Ancak bu ay, Trump'ın 5 Kasım seçimlerinde Demokrat rakibi Kamala Harris'i mağlup etmesinin ardından, seçim sonuçlarını tersine çevirmek için kurulan komploda yargılamayı askıya aldı.

Gizli belgeler davasına gelince, Smith diğer iki sanık olan Trump'ın yardımcısı Walt Nauta ve Başkan'ın Mar-a-Lago malikanesi yöneticisi Carlos de Oliveira'ya karşı davayı ilerleteceğini söyledi.

‘Büyük bir zafer’

Trump, Truth Social platformunda yaptığı bir yorumda, söz konusu davaların ‘boş ve yasal dayanağı olmayan davalar olduğunu ve açılmaması gerektiğini’ ifade etti.

(Truth Social gönderisi)

“Vergi mükelleflerinin 100 milyon dolardan fazla parası Demokrat Parti'nin siyasi rakibine, yani bana karşı verdiği mücadelede heba edildi” diyen Trump, ‘böyle bir şeyin ABD’de daha önce hiç yaşanmadığını’ vurguladı.

Trump'ın iletişim direktörü Steven Chung, seçimlere müdahale davasının düşürülmesini memnuniyetle karşılayarak bunu ‘büyük bir zafer’ olarak nitelendirdi.

Chung yaptığı açıklamada, “Amerikan halkı ve Başkan Trump yargı sistemimizin siyasallaşmasına derhal son verilmesini istiyor. Ülkemizi birleştirmek için sabırsızlanıyoruz” dedi.

Trump, ABD seçimlerinin sonuçlarını bozmak için komplo kurmak ve Biden'ın zaferini onaylamak üzere Kongre'nin resmi olarak toplanmasını engellemekle suçlanıyor. Trump'ın destekçileri 6 Ocak 2021'de gerçekleşen bu oturum sırasında kongre merkezini basmıştı.

Trump ayrıca 2020 seçimlerini kazandığını iddia ederek ABD'li seçmenlerin haklarını elinden almaya çalışmakla da suçlanıyor.

Gecikmeler ve dondurmalar

Biden'ın selefi ve halefi olan Trump, New York ve Georgia eyaletlerinde iki davayla karşı karşıya.

Trump, mayıs ayında jürinin, 2016 seçimlerindeki kampanyasına zarar vermemek için porno yıldızı Stormy Daniels'a cinsel ilişki iddiaları hakkında sessiz kalması karşılığında yaptığı ödemeleri örtbas etmek üzere iş kayıtlarında sahtekarlık yaptığı sonucuna varmasının ardından 34 suçlamadan suçlu bulunmuştu.

Yargıç Juan Merchan, Yüksek Mahkeme'nin temmuz ayında aldığı ve eski başkanların genel bir dokunulmazlığa sahip olduğu yönündeki kararı uyarınca herhangi bir mahkûmiyet kararının bozulması gerektiğini savunan Trump'ın savunma avukatlarının talebini karara bağlamak üzere mali dolandırıcılık davasındaki kararı erteledi.

Georgia'da ise Trump, güney eyaletindeki 2020 seçimlerinin sonuçlarını bozma çabaları nedeniyle şantaj suçlamalarıyla karşı karşıya. Ancak bu dava muhtemelen görev süresi boyunca dondurulacak.