Yediot Aharonot: İsrail Savunma Bakanı, Ürdün Kralı ile görüşmek üzere Amman’a gizli bir ziyarette bulundu

Ürdün Kralı İkinci Abdullah (Getty)
Ürdün Kralı İkinci Abdullah (Getty)
TT

Yediot Aharonot: İsrail Savunma Bakanı, Ürdün Kralı ile görüşmek üzere Amman’a gizli bir ziyarette bulundu

Ürdün Kralı İkinci Abdullah (Getty)
Ürdün Kralı İkinci Abdullah (Getty)

Tarık Dilovani
İsrail’de yayın yapan Yediot Aharonot gazetesinin haberine göre Ürdün Kralı 2. Abdullah, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile gizli bir görüşme gerçekleştirdi.
Gazete bu ziyaretin ‘gizliliğine’ vurgu yaparken Ürdün resmi medyası bu ziyaretten hiç bahsetmedi. Enformasyon Bakanlığı tarafından herhangi bir açıklama yapılmazken hükümet sözcüsü Ali el-Ayid, Independent Arabia’ya verdiği demeçte haberi doğrulamadı.
Yediot Aharonot gazetesi Gantz ile Kral Abdullah arasında Ürdün’de gerçekleştirilen görüşmenin tarihine ilişkin bir bilgi vermezken Gantz’ın Ürdün ile ilişkilerin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun varlığı olmaksızın ilerleyebildiğini söylediğini aktardı.
Bu yılın sonunda Ürdün-İsrail arasında Wadi Araba’da imzalanan barış anlaşmasının üzerinden 27 yıl geçmiş olacak. Bu yıllarda iki ülke arasındaki kötü ilişkilere rağmen, her iki taraftan denge teşkil eden isimler arasındaki görüşmeler durmadı. İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi ve Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safadi son aylarda iki kez görüştü.

Netanyahu’ya mesaj
Ürdün’ün bu toplantıya ilişkin resmi sessizliğine rağmen Kraliyet sarayına yakın siyasi kaynaklar, Independent Arabia’ya yaptıkları açıklamada,  bu ziyaretin taşıdığı mesajlar olduğu ve bunların en önemlisinin Kral’ın İsrail Başbakanı ile görüşmeyi reddetmesi ve barış partneri olarak onu istememesi olduğunu söyledi. Netanyahu’nun siyasi tutumları Kral 2. Abdullah tarafından boykot edilirken rakibi olan Gantz’ın tutumlarının daha az radikal olduğu düşünülüyor. Ürdün Kralı uzun bir süredir Netanyahu’nun telefonla görüşme taleplerini de geri çeviriyor.
Kaynaklar, Ürdün Kralı’nın, son zamanlarda Batı Şeria yerleşimlerini ve barışa engel olarak gördüğü Ürdün Vadisi'ni ilhak etme kararına ek olarak Kudüs ve oradaki Haşimi vesayetini hedef alan tüm İsrail kararlarından şahsen Netanyahu’yu sorumlu tuttuğunu söylüyor.

İki devletli çözümün yeniden canlandırılması
Bu görüşme hakkındaki tek yorum günler sonra Ürdün Kralı’nın amcası Prens Hasan bin Tallal tarafından Yediot Aharonot gazetesinde kaleme aldığı ve tartışmalara neden olan bir makalede yapıldı. Ürdünlü Prens söz konusu makalede İsraillilere hitap ederek iki devletli çözümün önemine vurgu yaptı.
Ürdün’den çeşitli tepkilerle karşılanan makale, gözlemciler tarafından İsrail’le ‘olumlu çatışma’ ifadeleriyle nitelendirildi. Ürdün ve İsrail arasındaki ilişkilere iki yıldır durgunluk hakim. İlişkiler özellikle de eski ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Yüzyılın Anlaşması’ adını verdiği barış projesini ilan etmesinin ardından durgun bir karaktere büründü.
Prens Hasan’ın ABD Başkanı Joe Biden yönetimi tarafından desteklenen iki devletli çözümü teşvik eden makalesine paralel olarak, Ürdün Kralı, Amerikan ‘Brookings Enstitüsü’ tarafından düzenlenen ve Ürdün'ün Filistinliler ve İsrailliler arasındaki barış müzakerelerini canlandırma çabalarına katkıda bulunmaya hazır olduğunu ilan ettiği ‘Ortadoğu ve Yeni Amerikan Yönetimi’ başlıklı uluslararası bir konferansta açıklamalarda bulundu. Kral, iki devletli çözümün bir alternatifi olmadığının altını çizdi.
Ürdün Kralı, bu bağlamda ‘ABD’nin liderlik rolünün hayati önem taşıdığını’ düşünüyor.



Katz: İsrail, Suriye'nin güneyinde ‘belirsiz bir süre’ kalmaya hazır

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra Sınır Kapısı’nda bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra Sınır Kapısı’nda bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

Katz: İsrail, Suriye'nin güneyinde ‘belirsiz bir süre’ kalmaya hazır

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra Sınır Kapısı’nda bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra Sınır Kapısı’nda bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, ülkesinin İsrail'in kuzey sınırının ötesindeki Suriye topraklarının bir bölümünü ‘belirsiz bir süre’ işgal etme niyetini bir kez daha yineledi.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian gazetesinden aktardığına göre Katz, Hermon Dağı'na yaptığı bir ziyaret sırasında şunları söyledi: “İsrail ordusu Suriye'de belirsiz bir süre kalmaya hazır... Hermon Dağı'ndaki güvenlik bölgesini koruyacağız ve Suriye'nin güneyindeki tüm güvenlik bölgelerinin silahsızlandırılmasını ve tehditlerden arındırılmasını sağlayacağız.”

Beşşar Esed rejiminin aralık ayında devrilmesinin ardından İsrail güçleri, Suriye topraklarındaki 400 kilometrekarelik askerden arındırılmış tampon bölgenin kontrolünü ele geçirmek üzere harekete geçti. Suriye ile İsrail kontrolündeki Golan Tepeleri arasında kalan bölge 1973 savaşından sonra Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kurulmuştu. O tarihten bu yana yaklaşık bin 100 askerden oluşan bir BM gücü bölgede devriye geziyor.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, temsili hükümet ve dini hoşgörü vaat ederek yıllar önce aşırılık yanlısı gruplarla bağlarını kopardığını söylüyor.

Yine de İsrailli yetkililer yeni Suriye rejiminin ve ülkede aktif olan diğer silahlı grupların potansiyel bir tehdit olmaya devam ettiğine inanıyor.

Katz, Hermon Dağı'ndaki konuşlanmanın İsrail'in kuzeyindeki ve tartışmalı sınırındaki İsrailli toplulukları korumak için gerekli olduğunu belirtti.

İsrail ayrıca, İran'ın Suriye üzerinden Hizbullah'a silah kaçırma kabiliyetini de engellemeye çalışıyor.

İsrail'in aralık ayında Suriye'ye girmesi uluslararası alanda geniş çaplı kınamalara yol açtı; eleştirmenler İsrail'i Esed rejiminin çöküşünden yararlanarak toprak ele geçirmekle suçladı.

Times of Israel'e göre İsrail ordusu, Suriye toprakları içinde, ikisi 2 bin 800 metre yüksekliğindeki Hermon Dağı'nda olmak üzere dokuz askeri karakol kurdu ve bunlardan bazıları eski Suriye ordusunun yeni tahkim edilmiş mevzilerinde yer alıyor.

Silahsızlanma

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçen ay yaptığı bir konuşmada, ‘Suriye'nin güneyinin tamamen askerden arındırılmasını’ istediğini söyledi.

İsrail savaş uçakları Esed'in devrilmesinden bu yana eski rejimin geride bıraktığı askeri teçhizatı imha etmek için yüzlerce saldırı düzenledi. Yetkililer, Suriye'nin güneybatısının büyük bir bölümünü kapsayan yeni ve geniş bir alanı İsrail'in ‘askerden arındırılmasını’ sağlayacağı bölge olarak tanımladı.

İsrail ayrıca çoğu İsrail sınırına yakın yaşayan Suriye'nin Dürzi azınlığına da koruma teklif etti.

Bazı analistler İsrail'in Suriye'de, belki de 1982'den 2000'e kadar Güney Lübnan'da sürdürdüğü masraflı ve uzun süreli işgali anımsatan karmaşık bir çatışmaya girme riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

İsrailli bir analist olan Emekli Albay Dr. Jack Neriah şunları söyledi: “Umarım Lübnan'da yaşadığımız gibi bir fikirle karşılaşmayız. 20 yılı aşkın bir süredir Lübnan bataklığında boğuluyoruz. Umalım da Suriye bataklığına saplanmayalım... Niyetimizin geçici olduğunu söylemiştik ama şimdi farklı şeyler duyuyoruz.”