Tigray'ın devrik lideri: "Etiyopya ve Eritre hükümetleri soykırım yaptı"

Debretsion Gebremichael (Reuters)
Debretsion Gebremichael (Reuters)
TT

Tigray'ın devrik lideri: "Etiyopya ve Eritre hükümetleri soykırım yaptı"

Debretsion Gebremichael (Reuters)
Debretsion Gebremichael (Reuters)

Etiyopya'da Tigray bölgesinin devrik lideri Debretsion Gebremichael, merkezi hükümetin ve yönetimin Eritreli müttefiklerinin "soykırımdahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlediğini" iddia etti ve ABD Başkanı Joe Biden'ı, "istilacı" olarak tanımladığı güçlere karşı baskıyı artırmaya çağırdı.
Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (THKC) lideri Gebremichael, CNN'e verdiği röportajda, bölgede raporlara yansıyan cinayet, tecavüz ve şiddet olaylarıyla ilgili iddiaların bağımsız bir şekilde soruşturulması talebinde bulundu.
Uluslararası Af Örgütü geçen hafta yayımladığı bir raporda, Eritreaskerlerinin Etiyopya'nın antik Aksum kentinde yüzlerce sivili öldürdüğü iddialarına dair kapsamlı bilgiler paylaşmıştı.
İnsan hakları kuruluşu, Tigray bölgesinde yer alan kentte 28-29 Kasım'da yaşanan saldırıyla ilgili 41 tanıkla görüştüklerini ifade etmişti. Alınan ifadelere göre o sıralarda kentte bulunan Eritreli askerlerin yaklaşık 24 saatlik bir sürede katliam yaptığını belirten Af Örgütü, bu birliklerin sivilleri toplu halde infaz etmesinin insanlığa karşı suç teşkil edebileceğini kaydetmişti.
CNN'e konuşan bazı görgü tanıkları da bir grup Eritreli askerin kasım ayında Tigray'ın doğusundaki Dengelat köyündeki Maryam Dengelat kilisesinde içeride yüzlerce kişinin olduğu bir sırada ateş açtığını söylemişti. Bölge sakinleri, askerlerin üç gün boyunca onlarca kişiyi öldürdüğünü anlatmıştı.
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed'in, komşu Amhara bölgesinden asker göndererek Tigray'daki liderlere karşı askeri operasyon başlatmasından bu yana binlerce sivilin öldürüldüğüne inanılıyor.
CNN, daha önceki haberlerinde, komşu Eritre'den gelen askerlerin Tigray bölgesinde yargısız infaz, saldırı ve insan hakları ihlallerine karıştığını aktarmıştı.
Başbakan Abiy kasım ayı sonlarında Tigray'ın ana şehirlerinin kontrolünü ele geçirdikten sonra zafer ilan etmiş ve saldırıda hiçbir sivilin zarar görmediğini savunmuştu.
Debretsion, neresi olduğu açıklanmayan bir yerden telefonla verdiği röportajda, "Bu ülkede insanlarımızı öldürüyorlar, her yaştan çocukları öldürüyorlar, tecavüz eylemlerinde bulunuyorlar" dedi.
THKC lideri, "Tigray'da her türlü soykırım eylemi işlendi. Bu yüzden soruşturma yapılması gerekiyor. CNN'in Tigray'da sahadan edindiği bulgulara dair soruşturma açılması çağrısında bulunuyoruz" diye konuştu.
Independent Türkçe, CNN



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times