Kovid-19 hastalığına neden olan yeni tip koronavirüs (SARS-CoV-2) ve benzeri solunum virüsleri genellikle “sitokin fırtınası” olarak bilinen, kişinin hayatını için tehdit oluşturan bir döngüye yol açan, aşırı aktif bir bağışıklık tepkisini uyarıyorlar. Frontiers in Immunology dergisinde iki gün önce yayımlanan bir araştırma, koronavirüs ve benzer yaygın solunum yolu virüsleri ile enfekte olan hastaların “sitokin” tepkilerinin analiz edilmesi sonucu, yeni virüsün diğer yaygın solunum virüslerine kıyasla etkisine son derece önemli farklılıkları ortaya çıkardı.
Sitokinler, bağışıklık sistemimizi ve vücudun kanser, iltihaplanma veya enfeksiyon gibi iç veya dış sorunlara nasıl tepki verdiğini düzenleyen küçük proteinler olarak tanımlanıyor. Virüs bulaştığında bağışıklık tepkisini düzenleyen iletkenler olarak çalışıyorlar ve görevlerinden biri de bağışıklığın dikkatini çeken iltihaplanmaya neden olmakr. Dolayısı ile normal seviyelerde olduğu zaman, iyileşme sürecinin bir parçasılar.
Earlham Enstitüsü’nden Tamas Korcsmaros ve Birmingham Üniversitesi’nden klinik virolog Claire Shannon-Lowe liderliğindeki İngiltereli araştırma ekibi söz konusu yeni araştırmada, SARS-CoV-2 ve diğer solunum virüslerinin, bağışıklık sistemini aşırı aktive eden ve Kovid-19 hastalarında bir alt grubunda ölüm oranının yüksek olmasının ana nedenlerinden biri olan “sitokin fırtınasına” nasıl yol açtığını incelediler.
Araştırmacılar, yeni virüs ve diğer virüslerde, sitokin fırtınasının oluşmasına yönelik benzerlikleri ve farklılıkları belirlemek için binlerce Kovid-19 araştırma makalesini analiz ettiler. Sitokin salınım sendromuna neden olan solunum yolu virüsleri ile enfekte olmuş hastalarda, sitokin değişikliklerin türlerini araştırdılar.
Araştırmacılar, hastaların bağışıklık tepkisi verilerini içeren 5 binden fazla bilimsel çalışmayı sistematik olarak analiz ettiler. SARS-CoV-2’nin diğer benzer virüslere kıyasla bazı hastalarda belirli sitokinlerin yükselmesini durdurma yönünde benzersiz bir eğilime sahip olduğu tespit edildi. Bu bulgu, “sitokin fırtınası” olarak bilinen ölümcül salınım sendromunun nedenlerini anlamak açısından önemli olarak görülüyor.
Tamas Korcsmaros tarafından yönetilen araştırmadan doktora öğrencisi Marton Olbei, Earlham Enstitüsü internet sitesinde araştırma ile eş zamanlı yayınlanan raporda, “Sitokin fırtınasının başlamasının, belirli bir Kovid-19 hastası grubunda, ölüm oranlarının arkasındaki temel faktörlerden biri olduğu göz önüne alındığında, bunun niçin gerçekleştiğini anlamak çok önemli” dedi.
Ancak sitokin fırtınası sadece SARS-CoV-2 enfeksiyonuna özgü değil. Aksine çoğu korona virüslerinde ve insanlarda influenzada meydana gelebilir. Solunum virüslerinin tümü vücuttaki antiviral tepkileri aktif hale getirir. Ancak her virüsün bağışıklık sisteminin dikkatinden kaçma şekillerinde farklılıklar vardır. En yaygın strateji, kritik bağışıklık tepkisi sistemlerini bozmak veya “sitokinleri serbest bırakmak gibi” spesifik olarak saldırılmasıdır. Virüse tepki verirken yalnızca belirli hastaların bağışıklık sistemlerinde sitokin fırtınası meydana gelir. İltihaplanmaya neden olan sitokinlerin sürekli aktif olması, organ yetmezliğine ve hatta ölüme yol açar.
Araştırmacıların analizi, SARS-CoV-2 vakalarının, hem influenza hastaları hem de önceki korona virüsler ile enfekte olan hastalar ile çeşitli benzerliklere sahip olduğunu gösterdi. Ayrıca SARS-CoV-2’yi diğerlerinden farklı bir şekilde tehlikeli hale getiren belirli bağışıklık mekanizması tespit edildi.
Marton açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu virüslerin neden olduğu hücresel tepkilere ışık tutmak için, MERS, H5N1 (kuş gribi) ve H7N9 (kuş gribi) gibi benzer viral patojenlerle enfekte olduğunda değişen sitokin seviyelerini inceledik.”
Araştırmacılar, Kovid-19 hastalarının bağışıklık tepkisi verilerini karşılaştırarak, SARS-CoV-2’nin diğer solunum virüslerine benzediğini keşfettiler. Bununla birlikte SARS-CoV-2’nin küçük farklılıklar ile sitokin tepkisinin belirli mekanizmalarını hedefleyerek, virüsün kendisinden değil ancak hastanın bağışıklık sistemi tepkisi sebebiyle daha şiddetli bir hastalığa yol açabileceği tespit edildi.
Marton konuya dair açıklamasına şöyle devam etti:
“Hastalardan bir alt grupta, bu virüsler ile enfekte oldukları zaman, asıl tehlike bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesidir. Biz, bağışıklık sistemimizin hangi bölümlerinin bu virüslere potansiyel olarak zararlı olabilecek şekilde tepki verdiğini ortaya çıkarıyoruz. Araştırmamızın bulguları, çeşitli virüslere özel bağışıklık tepkilerini haritalandırıyor. Bu klinik uzmanların diğer hastalıklarda sitokin fırtınasını başarılı bir şekilde hafifleten müdahalelerin belirlemesine ve bazı Kovid-19 vakalarının tedavisinde etkili olup olmadığını değerlendirilmesine yardımcı olabilir.”
Koronavirüs ile aşırı bağışıklık tepkisi arasındaki ilişki
Koronavirüs ile aşırı bağışıklık tepkisi arasındaki ilişki
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة