ABD ordusu, Suriye’nin doğusundaki kuvvetlerini korumak için kısa menzilli hava füze savunma sistemi mi kurdu?

Suriye’nin kuzeydoğusundaki bir ABD devriyesi (Arşiv-AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusundaki bir ABD devriyesi (Arşiv-AFP)
TT

ABD ordusu, Suriye’nin doğusundaki kuvvetlerini korumak için kısa menzilli hava füze savunma sistemi mi kurdu?

Suriye’nin kuzeydoğusundaki bir ABD devriyesi (Arşiv-AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusundaki bir ABD devriyesi (Arşiv-AFP)

ABD ordusu, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Deyrizor yakınlarında bulunan askerlerini korumak için kısa menzilli savunma sistemi kurdu.
Forbes sitesi kısa menzilli hava savunma füze sisteminin (Avenger) Irak’tan Suriye’nin doğusuna kamyonlarla taşındığının aktardı. Sitede “Suriye ve Irak’taki ABD güçlerini insansız hava araçlarının (İHA) oluşturduğu gittikçe artan tehditlerden korumak için kolay erişilebilen en iyi sistem” ifadeleri yer aldı.
Şubat ayının sonlarına doğru sosyal medya sitelerinde, Avenger sisteminin Irak’tan Suriye’ye giden bir otoyol üzerinden nakledildiğini gösteren fotoğraflar yayınlanmıştı. İddialara göre, sistem, Suriye’nin doğusundaki Deyrizor bölgesinde bulunan ABD kuvvetlerinin güvenliğini sağlayacak.
Russia Today’de yayınlanan analizde, FIM - 92 Stinger roketatarlarla birlikte Avenger’ın, piyadeleri alçak irtifadaki uçaklardan, seyir (cruise) füzelerinden, helikopterlerden ve SİHA’lardan korumak için tasarlandığı bilgisi verildi.
Analizde “Geçen yılın başlarına kadar, Irak’taki ABD güçlerinin bulunduğu üslerin hava savunma sistemleri yoktu. ABD’nin Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarında bir SİHA ile İranlı General Kasım Süleymani’ye suikast düzenlemesine misilleme olarak İran’ın 2020 Ocak ayında balistik füzelerle bu üslerden ikisini hedef alması üslerdeki güvenlik açığını ortaya çıkardı” ifadeleri yer aldı.
O saldırılardan sonra ABD bu üslere top, roket ve havan gibi mühimmatları imha eden kısa menzilli C-RAM sistemlerinin yanı sıra yüksek irtifaları hedef alabilen MIM-104 Patriot füzeleri konuşlandırıldı.
Bununla birlikte kara kuvvetlerini SİHA’lara karşı korumak için Avenger’in daha uygun bir sistem olduğu söylenebilir. Analizde “2020 yılının başlarında, Deyrizor’daki petrol sahalarına konuşlandırılmış olan ABD güçleri, görünüşe göre bir 3D yazıcı kullanılarak üretilen küçük havan mermileri ve mühimmat atabilen SİHA’lar tarafından hedef alındı” ifadeleri kullanıldı.
ABD Savunma İstihbarat Örgütü’nün (DIA) DEAŞ’a karşı yürütülen Birleşik Ortak Görev Gücü’nün (CJTF) Doğal Kararlılık Harekâtı’ndaki (OIR) faaliyetleri ile ilgili hazırlanan raporda, “İran, bölgede kendisine bağlı hedeflere karşı yapılan hava saldırılarına misillemede bulunmak ve aynı zamanda ABD askerlerine Suriye’den çekilmeleri için baskı yapmak üzere ABD güçlerine sınırlı saldırılar düzenlemeye ya da buna teşvik etmeye çalışıyor olabilir” değerlendirmesi yer aldı.
Söz konusu belgede ekim ayının başları ile 9 Aralık 2020 arasındaki döneme odaklanıldı. DIA “İran, DEAŞ’ın operasyonları gerçekleştirme gücünü başarılı bir şekilde kırmasının yanı sıra lojistik yollarını koruma çabaları çerçevesinde Suriye’nin doğusunda daha önce DEAŞ’in kontrolünde olan bölgelerde varlığını sürdürdü. Suriye’de DEAŞ tehdidi azalmışken İran, ABD’yi ülkeden çıkarmak da dahil olmak üzere başka hedeflere öncelik veriyor” değerlendirmesi yapıldı.
Raporun devamında şu ifadelere yer verildi:
“DIA’ya göre ABD başkanlık siyasi geçişinden önce İranlı liderlerin, ABD ile iplerin gerildiği konusunda uyarılar yapmasına rağmen İran, başta Suriye olmak üzere bölgede ABD’ye karşı operasyonlar yürütmek için planlar yapmaya devam ediyor olabilir. DIA İran destekli güçlerin, ABD çıkarlarına ve Suriye’deki Washington’u destekleyen taraflara saldırma gücünü koruyabileceğini düşünüyor. İran Suriye içindeki ABD ve koalisyon güçleri hakkında istihbarat bilgileri toplamak için yerel Suriyelileri silah altına aldı. Muhtemelen İran, bu kişilerin kendisinin yerine saldırılar yapmasını sağlıyor. İran, bölgede kendisine bağlı hedeflere karşı yapılan hava saldırılarına misillemede bulunmak ve aynı zamanda ABD askerlerine Suriye’den çekilmeleri için baskı yapmak üzere ABD güçlerine sınırlı saldırılar düzenlemeye ya da buna teşvik etmeye çalışıyor olabilir.”
ABD güçleri, Irak’ta İranlı milisler tarafından gerçekleştirildiğine inanılan bombalı saldırılara yanıt olarak Suriye-Irak sınırındaki Deyrizor kırsalında konuşlanmış olan İranlı milislere ait bir alanı bombaladı.
Son zamanlarda İran, Suriye rejimini desteklemek için Suriye’de konuşlandırdığı yabancı savaşçılardan oluşan milisleri güçlendirmek için doğudaki Deyrizor bölgesinde yerel unsurları silah altına alma çabalarını artırdı.



Lübnanlı yetkililer, Aley'de Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampı keşfetti

Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
TT

Lübnanlı yetkililer, Aley'de Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampı keşfetti

Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)

Lübnan'da her hafta, DEAŞ örgütüyle bağlantılı bir ağın, ibadethaneleri ve halk toplantılarını hedef alan bombalı saldırılar planladığına dair bir açıklama yapılıyor. Son olarak Lübnan ordusu, ‘askeri kurumu hedef alan terör eylemleri planlayan bir hücreyi durdurduğunu’ duyurdu. Öte yandan Lübnanlı bir yargı kaynağı, Şarku'l Avsat'a, Aley bölgesinde Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampının dağıtıldığını açıkladı.

Hamas ve Cemaat-i İslami

Lübnan Dağı’nda yer alan Aley kentindeki Tebiyat kasabası yakınlarında silahlı bir grubun gözaltına alınmasının üzerinden üç hafta geçmesine rağmen, askeri yargı henüz bu kişilere karşı dava açma kararı almadı. Yargı kaynağı, ‘bu olayla ilgili gelişmeleri takip etmeye’ çağırdı.

Kaynak, Lübnan ordusunun ‘Lübnanlı ve diğer uyruklardan silahlı kişileri eğitmek için özel olarak kurulmuş ve silah ve teçhizatla donatılmış bir kampı dağıtmayı başardığını’ açıkladı. Yargı kaynağı, “Bu eğitim kampında Hamas Hareketi ve Lübnan'daki Cemaat-i İslami’nin askeri kanadı Fecr Kuvvetleri'nden silahlı kişiler bulunuyor, bu da onların askeri yaklaşımlarında ısrarcı olduklarını ve savaşma yeteneklerini yeniden geliştirmeye devam ettiklerini gösteriyor” dedi. Kaynak, ‘10'dan fazla kişinin tutuklandığını ve bunların çoğunun Beyrutlu olduğunu, ayrıca Ürdün vatandaşı arkadaşlarının da bulunduğunu’ belirtti. Tutuklananları ‘önemli kişiler’ olarak nitelendiren kaynak, özellikle de bazılarının babalarının güney cephesinde savaşırken son savaşta İsrail tarafından öldürüldüğünü ifade etti.

DEAŞ'dan tutuklamalar

Lübnan Ordu Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Terör örgütlerinin izlenmesi ve takip edilmesi kapsamında, istihbarat müdürlüğü bir dizi güvenlik operasyonu düzenledi ve sonuç olarak DEAŞ terör örgütünü destekleyen bir hücre kurdukları gerekçesiyle üç vatandaşı tutukladı” denildi. Açıklamada, “İlk soruşturmalarda, hücrenin ülke dışındaki örgüt liderlerinin talimatıyla orduya karşı güvenlik operasyonları planladığı ortaya çıktı. Hücrenin geri kalan üyelerinin tutuklanması için çalışmalar devam ediyor ve tutuklananlar hakkında yetkili yargı makamlarının gözetiminde soruşturma başlatıldı” ifadeleri yer aldı.

Yeni endişeler

Lübnan sokaklarında, özellikle Suriye'de son zamanlarda yaşanan olayların ardından, aşırılıkçı grupların ülkeye sızdığına dair endişeler yeniden güçlendi. Ancak konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak bu endişeleri hafifleten açıklamalarda bulundu. Bazı medya kuruluşlarının, Lübnan Genel Güvenlik Teşkilatı'nın, üyelerinden birinin Beyrut'un güney banliyölerinde intihar saldırısı planladığı bir terör şebekesini durdurduğunu sızdırması, Lübnan'ın, 2013 ila 2015 yılları arasında yaşadığı bombalı saldırı kabusunun geri döndüğünü düşündürdü.

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynak, “Lübnan yargı ve güvenlik kurumları, uyuyan ya da aktif olan güvenlik hücreleriyle sürekli bir mücadele içinde. Son gelişmeler, Suriye uyruklu iki gencin (Halid ez-Zubi ve Muhammed el-Acluni) tutuklandığını ortaya çıkardı. Bu iki genç, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün ardından gizlice Lübnan'a girmiş ve Güney Lübnan'ın Sayda kentinde bir akrabalarının yanında kalarak, banliyöde kalabalık bir alanda motosiklet bombalamak gibi operasyonlar hazırlamak için harekete geçmiştir” ifadelerini kullandı.

Kontrol noktasında bir aracı arayan Lübnan ordusu mensupları (Lübnan Ordu Komutanlığı)Kontrol noktasında bir aracı arayan Lübnan ordusu mensupları (Lübnan Ordu Komutanlığı)

Kaynak, ‘tutuklananların çoğunun aşırıcı eğilimleri olduğunu, ancak Lübnan'da güvenlik operasyonu planları olmadığını ve gerekli imkanlara sahip olmadıklarını’ gizlemedi. “Lübnan güvenlik güçlerinin son yıllarda terör hücrelerini takip ederken edindiği deneyim, DEAŞ'ın hedef bankası belirlemediği ve bu görevler için silah ve patlayıcı sağlamadığı sürece kişileri veya grupları örgüte dahil etmediğini gösteriyor” diyen kaynak, ‘son zamanlarda dolaşan bilgilerin, özellikle Suriye'nin Suveyda vilayetinde yaşanan olayların ardından, bu aşamada istismar edilip kullanılmak üzere abartıldığını’ vurguladı.

DEAŞ ile bağlantısı olmayan tutuklular

Güvenlik güçleri, birkaç hafta önce güney banliyösündeki Burc el-Baracna bölgesinde ve Bekaa Vadisi'ndeki Şemstar kasabasında DEAŞ mensubu olduğundan şüphelenilen iki grup Suriyeliyi gözaltına aldı. Ancak bir güvenlik kaynağı, ‘bu kişilerin DEAŞ veya herhangi bir terör örgütüyle ilgisi olmadığını’ kesin bir dille ifade etti. Güvenlik kaynağı, Burc el-Baracna'da gözaltına alınanların Suriyelileri iş bulmak için Lübnan'a kaçak olarak sokan bir grup olduğunu ve sözde Şemstar hücresinin herhangi bir faaliyet yürütmediğini, sadece kimlik belgeleri olmadığı için şüpheli görülen işçiler olduğunu belirtti. Güvenlik kaynağı, “Bu aşamada ihtiyatlı olmak anlaşılabilir ve haklıdır; ancak bu, insanları korkutmak için bir araç olarak kullanılmamalıdır” dedi.