Biden'ın Savunma Bakanı’nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşar adayı Colin Kahl’dan İran açıklaması: ‘Nükleer programı bir sandığa kaldırmalıyız’

Kahl, Tahran'a yönelik önceki tutumları nedeniyle Cumhuriyetçilerin eleştirisiyle karşı karşıya kaldı.

Colin Kahl dün Senato'da düzenlenen oturumda ABD Savunma Bakanı’nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı adayı oldu. (Kongre web sitesi)
Colin Kahl dün Senato'da düzenlenen oturumda ABD Savunma Bakanı’nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı adayı oldu. (Kongre web sitesi)
TT

Biden'ın Savunma Bakanı’nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşar adayı Colin Kahl’dan İran açıklaması: ‘Nükleer programı bir sandığa kaldırmalıyız’

Colin Kahl dün Senato'da düzenlenen oturumda ABD Savunma Bakanı’nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı adayı oldu. (Kongre web sitesi)
Colin Kahl dün Senato'da düzenlenen oturumda ABD Savunma Bakanı’nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı adayı oldu. (Kongre web sitesi)

ABD Başkan Joe Biden'ın Savunma Bakanı’nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı adayı Colin Kahl, İran'ın nükleer programını ‘sandığa’ kaldırmanın önemini vurguladı. Aynı zamanda Tahran'a uygulanan yaptırımların nükleer yükümlülüklerini ihlal etmesi, terörizm ve insan hakları meseleleri dolayısıyla kaldırılmamasını da desteklediğini söyledi.
Dün Senato'daki oturumda konuşan Kahl, Trump yönetiminin, 2015 anlaşmasından vazgeçildiği takdirde İran'ın uranyum zenginleştirmeyi artıracağı yönünde daha önceki düşüncesini savundu. İran'a yönelik yaptırımların nükleer yükümlülüklerini ihlal etmesi, terörizm ve insan hakları meseleleri dolayısıyla kaldırılmaması gerektiğini vurgulayan Kahl, “Nükleer programı bir sandığa kaldırmalıyız. Davranışları ve kendisi gerçekten endişe verici olsa da İran'ın bir nükleer silah edinmesi çok daha tehlikeli olacaktır” dedi.
İran Devrim Muhafızları’nın dış operasyon sorumlusu Kasım Süleymani’nin öldürülmesine önceki itirazını yineleyen Kahl, Süleymani’nin ölümü dolayısıyla gözyaşı dökmediğini ancak bunun var olan tansiyona etkisi yönünde endişelendiğini söyledi.
Adaylığı kapsamlı tartışmalara yol açan Kahl, Senato'da Cumhuriyetçiler tarafından ciddi şekilde sorgulandı. Nitekim Beyaz Saray, İran'la nükleer programı konusunda yeniden müzakerelere başlama planlarına dair hem Cumhuriyetçi hem de Demokratlar tarafından yoğun bir baskı altında bulunuyor.
Kahl, İran'a yönelik politikaları konusunda temsilciler tarafından eleştirilmesi karşısında Tahran’ın balistik füze programına yönelik yaptırımların kaldırılmadığını vurguladı. “Biden yönetimi, Tahran'ın geleneksel rezervlerini diplomasi yoluyla azaltmaya çalışmalı” ifadesini kullandı.
Kahl’ın aday olduğu pozisyon, ABD’nin ulusal güvenlik politikasına dair geniş etki alanı bulunması dolayısıyla Savunma Bakanı’nın sağ kolu niteliğinde.
İran politikası ve İbrahim Anlaşmaları’na dair tutumu konusunda perşembe günü Kahl’a baskı yapan ABD Senatosu Silahlı Hizmetler Komisyonu Cumhuriyetçi üyeleri, kendisinin Trump yönetiminin geçen yılki adayı Anthony Tata’nın yerleştirilmesi konusundaki başarısız duruşmada yaptığı eleştirilere başvurdular.
Daha önce Başkan Yardımcısı olduğu sırada Biden'ın ulusal güvenlik danışmanı görevinde bulunan Kahl, İran ile 2015 nükleer anlaşmasının imzalanmasında da önemli bir rol almıştı. Ancak duruşma sırasında Biden'ın Dışişleri Bakan Yardımcısı adayı Wendy Sherman’ın açıklamalarındakiler gibi İran hakkında sakin ifadeler kullanmıştı.
Kahl, İran'ın Ortadoğu'daki konumunun 2015'ten bu yana değiştiği, anlaşmaya dönüşün bu konudaki gerekliliğe rağmen her derde deva olmayacağı konusunda Sherman ile hemfikir. Nitekim Sherman, “İran’ın çıkarlarımız ve müttefiklerimize yönelik teşkil ettiği tehdit hakkında halen aynı fikirdeyim” demişti.
Demir Kubbe gibi savunma sistemleri konusundaki iş birliği de dahil olmak üzere ABD'nin İsrail ile stratejik ortaklığını destekleyen Kahl, şu ifadeleri kullandı:
“Orta Doğu'daki dinamiklerin değişmiş olduğunu düşünüyorum. İbrahim Anlaşmaları’nı destekliyorum ve elçiliği Kudüs'ten taşımayacağım. İsrail'in Suriye'deki hava saldırılarına da destek veriyor.”
Kahl’ı aralarında geçen özel bir telefon görüşmesindeki ayrıntıların basına sızdırılmasına neden olmakla suçlayan Silahlı Hizmetler Komisyonu eski Başkanı Cumhuriyetçi Jim Inhofe, bu konudaki çekincelerine rağmen kendisinin söz konusu pozisyona atanmasına onay verip vermeyeceğini belirtmedi. Cumhuriyetçi Senatör Joni Ernst de 2018’deki, John Bolton, Başkan Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı olarak Herbert McMaster’ın yerini aldığı taktirde “Hepimiz öleceğiz” Twitter mesajı dolayısıyla Kahl’ı eleştirdi.
Kahl, Trump'ın 2019’da ABD güçlerini Suriye ile Türkiye arasındaki sınır bölgelerinden çekmesinin ardından Cumhuriyetçi Parti'ye yönelttiği sert eleştiriler de tepkiye neden oldu.
Cumhuriyetçi Senatör Tom Cotton, Kahl’ın tepkisini ‘aşırı’ olarak nitelerken Senatör Marsha Blackburn de bu tavrın üst düzey bir Pentagon siyasi yetkilisinden beklenmeyeceğini belirtti. İki isim de Kahl’ın söz konusu pozisyona gelmesine onay vermeyeceklerini aktardılar.
Çin askeri modernizasyonu sürdürdüğüne ve Rusya’nın da ülke dışında nüfuz elde etmeye çalıştığına dikkat eken Kahl, ABD politikalarının önümüzdeki yıllarda Hint-Pasifik, Avrupa ve Batı Yarımküre'ye odaklanması gerektiğini vurguladı. Kahl, “Ortadoğu ve Orta Asya'daki varlığımıza dair uygun hamleleri belirlememiz gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.



İsrail, Güney Lübnan'da Hizbullah'ı hedef alan saldırılarını yoğunlaştıracağını duyurdu

İsrail'in Güney Lübnan'ın Cezzine ilçesine bağlı el-Mahmudiye köyüne düzenlediği hava saldırısının ardından olay yerinden yükselen dumanlar (EPA)
İsrail'in Güney Lübnan'ın Cezzine ilçesine bağlı el-Mahmudiye köyüne düzenlediği hava saldırısının ardından olay yerinden yükselen dumanlar (EPA)
TT

İsrail, Güney Lübnan'da Hizbullah'ı hedef alan saldırılarını yoğunlaştıracağını duyurdu

İsrail'in Güney Lübnan'ın Cezzine ilçesine bağlı el-Mahmudiye köyüne düzenlediği hava saldırısının ardından olay yerinden yükselen dumanlar (EPA)
İsrail'in Güney Lübnan'ın Cezzine ilçesine bağlı el-Mahmudiye köyüne düzenlediği hava saldırısının ardından olay yerinden yükselen dumanlar (EPA)

Lübnan Sağlık Bakanlığı'nın İsrail'in saldırısında dört kişinin öldüğünü açıklamasının ertesi günü, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah'a yönelik saldırılarını yoğunlaştıracağını duyurdu.

Katz yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Lübnan hükümeti, Hizbullah'ı silahsızlandırma ve Lübnan'ın güneyinden çıkarma yükümlülüğünü yerine getirmeli. Hizbullah ateşle oynuyor ve Lübnan cumhurbaşkanı oyalanıyor.”

İsrail Savunma Bakanı sözlerini sürdürdü:

“Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma ve Lübnan'ın güneyinden çıkarma taahhüdü yürürlüğe koymalı. Uygulama azami yoğunlukta devam edecek ve hatta daha da yoğunlaştırılacaktır. Kuzey İsrail'de yaşayanlara yönelik hiçbir tehdide izin vermeyeceğiz.”

İsrail ordusu ise bugün, Lübnan'ın güneyinde düzenlenen hava saldırısında dört Hizbullah üyesini öldürüldüğünü duyurdu. İsrail Ordusu Sözcüsü Avichay Adraee, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ordu, Lübnan'ın güneyinde saldırı düzenleyerek Hizbullah'ın Rıdvan Birimi’nin aralarında gücün lojistik destek subayı da olmak üzere dört üyesini etkisiz hale getirdi. Ordu, Lübnan'ın güneyindeki Ramman bölgesine saldırı düzenleyerek terör örgütü Hizbullah'a bağlı Rıdvan gücünün lojistik destek subayını etkisiz hale getirdi.

Adraee, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Hizbullah'ın Rıdvan Birimi’nden üç terörist de baskında etkisiz hale getirildi. Teröristlerin faaliyetleri İsrail Devleti ve vatandaşları için tehdit oluşturuyordu ve İsrail ile Lübnan arasındaki mutabakatı ihlal ediyordu.”

Bu gelişme, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail'in Lübnan'ın müzakere çağrılarına daha fazla ‘düşmanlık göstererek’ karşılık verdiğini söylemesinin ardından yaşandı. İsrail, geçtiğimiz hafta Hizbullah’ın üyeleri ve tesislerini hedef aldığını söyleyerek saldırılarını yoğunlaştırmıştı.

İsrail ile Hizbullah arasında bir yıl süren savaşı sona erdiren ateşkesin birinci yıldönümü yaklaşırken, özellikle Lübnan'ın güneyinde, silah naklettiği ve son savaşta zayıflayan Hizbullah’ın gücünü yeniden inşa etmeye çalıştığı iddiasıyla Hizbullah’ın üyelerini ve askeri tesislerini hedef aldığını söyleyerek saldırılarını sürdüren İsrail, Lübnan'ın geri çekilmesini talep ettiği beş sınır noktasında askerlerini konuşlu tutmaya devam ediyor.


Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani: Cumhurbaşkanı Şara, Trump ile yaptırımların kaldırılması ve Suriye ile ABD arasında yeni bir sayfa açılmasını görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump, 14 Mayıs'ta Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşırken (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, 14 Mayıs'ta Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşırken (AP)
TT

Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani: Cumhurbaşkanı Şara, Trump ile yaptırımların kaldırılması ve Suriye ile ABD arasında yeni bir sayfa açılmasını görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump, 14 Mayıs'ta Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşırken (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, 14 Mayıs'ta Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşırken (AP)

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani bugün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın bu ay Beyaz Saray'ı ziyaret edeceğini duyurdu. Bu ziyaret, bir Suriye cumhurbaşkanının Washington'a yaptığı ilk tarihi ziyaret olacak.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack dün Şara’nın Washington'ı ziyaret edeceğini açıklamıştı. Daha sonra Beyaz Saray’dan bir yetkili, Şara’nın 10 Kasım'da Washington'ı ziyaret edeceğini açıklamasında bulundu.

Manama’daki Diyalog Forumu sırasında açıklamalarda bulunan Şeybani, ülkenin yeniden inşasının Şara’nın bu ay Washington'a yapacağı ziyaret sırasında tartışılacak konular arasında yer alacağını belirterek “Suriye'nin kutuplaşmanın merkezi olmasını istemiyoruz, aksine herkesle aynı yolda ilerleyerek iş birliği ve açıklığa dayalı ilişkiler kurmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yaptırımların kaldırılması ve ABD ile Suriye arasında yeni bir sayfa açılması başta olmak üzere birçok konu tartışılıyor. İki ülke arasında çok güçlü bir ortaklık kurulmasını istiyoruz.”

ABD Dışişleri Bakanlığı'na göre daha önce hiçbir Suriye cumhurbaşkanı Washington'a resmi ziyarette bulunmadı. Şara, eylül ayında New York'ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda bir konuşma yapmıştı.

ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz mayıs ayında Suudi Arabistan'da Şara ile bir araya gelmişti. Bu buluşma, 25 yıldır bir Suriye cumhurbaşkanı ile ABD başkanı arasında gerçekleşen ilk görüşmeydi.

ergty
ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz mayıs ayında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın da katılımıyla Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile bir araya geldi (SPA)

Ülkesinin ‘kabul edilebilir’ bir iç güvenlik istikrarına sahip olduğunu ve Suriye'nin terör ve uyuşturucu ile mücadelede bölgesel bir ortak haline geldiğini belirten Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani, “Bazı zorluklarla karşılaştık, ancak pes etmedik ve eski rejim tarafından 250 binden fazla kişi kayıp” dedi. Suriye halkının tüm kesimleri için yasanın temel alınmasını istediğini vurgulayan Şeybani, “Suriye'de sivil barışı teşvik etmeye kararlıyız” diye ekledi.

Trump ile Şara arasında geçtiğimiz mayıs ayında Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerin liderleriyle yaptığı toplantının oturum aralarında gerçekleşen görüşme, Suriye için önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirildi.

Associated Press'e (AP) konuşan ABD’li bir yetkiliye göre Şara’nın, Washington ziyareti sırasında ABD öncülüğündeki DAEŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na (DMUK) katılmak için bir anlaşma imzalaması bekleniyor.


Araştırma: İsrail, savaşlar ve krizler sırasında uzun süreli elektrik kesintilerine maruz kalabilir

İsrail'in kuzeyindeki Hayfa kentindeki Bazan Petrol Rafinerisi Kompleksi yakınlarında meydana gelen saldırının ardından yükselen alevler (Reuters)
İsrail'in kuzeyindeki Hayfa kentindeki Bazan Petrol Rafinerisi Kompleksi yakınlarında meydana gelen saldırının ardından yükselen alevler (Reuters)
TT

Araştırma: İsrail, savaşlar ve krizler sırasında uzun süreli elektrik kesintilerine maruz kalabilir

İsrail'in kuzeyindeki Hayfa kentindeki Bazan Petrol Rafinerisi Kompleksi yakınlarında meydana gelen saldırının ardından yükselen alevler (Reuters)
İsrail'in kuzeyindeki Hayfa kentindeki Bazan Petrol Rafinerisi Kompleksi yakınlarında meydana gelen saldırının ardından yükselen alevler (Reuters)

Yeni bir araştırma, İsrail'in savaş ve kriz dönemlerinde tam bir karanlıkta kalabileceği konusunda uyardı. İsrail gazetesi The Jerusalem Post'a göre Ariel Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları ve Siyaset Bilimi Bölümü'nden Dr. Erez Cohen tarafından yürütülen bir araştırma, enerji sistemindeki bazı ciddi zayıflıklara işaret ediyor. Bu zayıflıklar arasında doğalgaza aşırı bağımlılık, depolama kapasitesinin yetersizliği ve elektrik sektöründe aşırı merkezileşme yer alıyor. Tüm bunlar kritik anlarda ciddi kesintilere yol açabilir.

xhy
İsrail'in Hayfa kentinde İran’ın füze saldırısının gerçekleştiği bölgeye giden acil müdahale ekipleri (Reuters)

Dr. Cohen, 2018 yılından 2024 yılına kadar olan dönemde üretim ve tüketim verilerinin nicel analizi ile politika ve düzenlemelerin niteliksel incelemesi yoluyla güvenlik acil durumlarında enerji sektörünün dayanıklılığını inceledikten sonra, son olarak Gazze’deki savaşı bir vaka çalışması olarak kullanarak, sonuçların ‘İsrail'in uzun süreli kesintilere hazırlıklı olmadığını gösterdiğini’ belirtti.

Bilim dergisi Energy Sources'ta yayınlanan araştırmaya göre İsrail'in enerji sektörü başlıca dört zayıflıktan mustarip:

1- Doğalgaza aşırı bağımlılık:

İsrail'in elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 70'i, rezervi veya stratejik stokları bulunmayan Tamar ve Leviathan doğalgaz sahalarından çıkarılan açık denizden gelen doğalgaza dayanıyor.

Cohen, bu bağımlılığın sistemi füze saldırıları, terörizm veya siber saldırılara karşı özellikle savunmasız hale getirdiğini söyledi.

2- Arz-talep açığı:

Devlet Denetleme Kurumu’nun 2024 yılı raporu, 2026 yılına kadar elektrik sektörü için doğalgaz sıkıntısı yaşanabileceği ve bunun da yüz milyonlarca şekel tutarında ekonomik zarara yol açabileceği uyarısında bulundu.

3- Yetersiz depolama kapasitesi:

İsrail, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 12'sine ulaşmış olsa da kriz zamanlarında arzın sürekliliğini sağlamak için depolama sistemlerinden yoksun.

4- Yüksek merkeziyetçilik:

Ulusal elektrik şebekesi oldukça merkezi bir yapıya sahiptir; bu nedenle, tek bir büyük elektrik santralinin veya gaz platformunun hasar görmesi, ülke genelinde yaygın kesintilere neden olabilir.

Acil bir durumda elektrik ve su tesisleri ile hastanelerin elektriksiz kalabileceği endişe verici bir senaryodan bahseden Dr. Cohen, “Gazze’deki savaşta, doğalgaza bağımlılığımızın bizi ne kadar savunmasız hale getirdiğini gördük. Merkezi bir tesisteki herhangi bir kesinti veya hasar, kritik bir anda tüm ekonomiyi felç edebilir” diyerek uyardı.

Dr. Cohen'e göre bu sorunun bazı çözümleri mevcut, ancak hükümetin kararlı bir müdahalede bulunması gerekiyor. Bu yüzden Dr. Cohen politika yapıcıları, az sayıda açık deniz gaz platformuna dayanan merkezi sistemi terk edip, daha merkezi olmayan ve esnek bir modele geçmeye çağırdı.

fgrt
İran'ın 15 Haziran'da İsrail'in kuzeyindeki Hayfa kentinde düzenlediği füze saldırısında hasar gören bir tesisten yükselen dumanlar (Reuters)

Dr. Cohen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ulusal elektrik ağı çökse bile hastaneler, su tesisleri ve uzak topluluklar gibi hayati öneme sahip alanların çalışmaya devam etmesini sağlayan küçük yerel elektrik şebekelerine ihtiyacımız var.”

İsrail'in enerji depolamaya yönelik yatırımları daha fazla erteleyemeyeceğini vurgulayan Dr. Cohen, “Çünkü bu çevresel bir lüks değil, ulusal bir güvenlik ağıdır. Depolama kapasitesi olmadan, kriz zamanlarında yenilenebilir enerji bile bizi kurtaramaz” diye ekledi.

Fiziki ademi merkeziyetçiliğin yanı sıra, İsrail'in kapsamlı bir dijital ve güvenlik savunma ağı kurması ve kriz durumlarında elektrik sektörünü anında yönetmek için savunma kurumları, Enerji Bakanlığı ve Siber Güvenlik Otoritesini bir araya getiren ortak bir acil durum koordinasyon birimi oluşturması gerektiğini söyleyen Dr. Cohen, “Elektriği bir tüketim ürünü olarak görme eğilimindeyiz, ancak aslında elektrik stratejik bir silahtır. Yedekleme, depolama ve ademi merkeziyetçiliği sağlamazsak, tam da ışığa ihtiyaç duyduğumuz anda kendimizi karanlıkta bulabiliriz” ifadelerini kullandı.