Sağlığa konusunda doğru olmayan bilgiler geniş çapta yayılmaya devam ediyor. Bilgilerin doğru olup olmadığını anlayabilmeniz için ise önerilen bazı yöntemleri sıralamakta fayda var:
Yanlış ve asılsız bilgiler
Bugünlerde sağlık alanındaki asılsız bilgilerin çoğu, Kovid-19 virüsü hakkındaki komplo teorileri, kanıtlarla desteklenmemiş iddialar ve bazı ürünlere yönelik tehlikeli söylemler hakkında.
Söz konusu asılsız bilgiler şu şekilde hayat buluyor:
- Yanlış bilgiler: Konuştuğu konuda hiçbir bilgisi olmayan biri tarafından yayınlanan doğru olmayan bilgiler anlamına geliyor.
- Yanıltıcı bilgiler: Kötü niyetli kişiler tarafından belirli bir gündeme hizmet etmesi için kasıtlı olarak yayılan yanlış bilgiler anlamına geliyor.
Harvard TH Chan Halk Sağlığı Okulu’ndan sağlık iletişimi profesörü Kasisomayajula Viswanath konuya ilişkin şunları söyledi:
“Sağlıkla ilgili yanlış ve yanıltıcı bilgiler her zaman vardı. Bu yeni bir olay değil. Duyurular başladığında, yılan yağı satıcıları da ortaya çıktı. Ancak bu seferki fark, sorunun büyüklüğünden kaynaklanıyor.”
Viswanath, sosyal mecralar da dahil medyanın asılsız bilgilerin toplumun büyük bir çoğunluğuna hızlı bir şekilde ulaşmasına izin vererek birçok insanın iyiyi kötüden ayırt etmesini zor bir hale getirdiğini belirtti.
Asılsız bilgi salgını
Viswanath, özellikle Kovid-19 salgınına ilişkin yanlış bilgilerin geniş çaplı olmasının büyük sorunları beraberinde getirdiğini belirtti.
Pew Araştırma Merkezi tarafından 2020 yılının nisan ayında yayınlanan bir araştırma, ABD’lilerin yaklaşık yüzde 50’sinin Kovid-19 salgını hakkındaki bilgilerin gerçek olup olmadığını anlamakta güçlük çektiklerini gözler önüne serdi. Katılımcıların yüzde 64’ü “tamamen uydurma” gibi görünen bilgilerle karşılaştıklarını aktardı.
Viswanath’ın belirttiğine göre salgının yanlış bilgi birikimine neden olmasının birkaç nedeni var:
-Bilgi eksikliği: Hastalığın çok yeni olması sebebiyle Kovid-19 hakkında ciddi bir bilgi eksikliği bulunuyor. Doktorlar ve bilim insanları, Kovid-19’a neden olan SARS-CoV-2 hakkında bildikleri her şeyi, salgının yayılmasının ardından bir araya getirdiler. Viswanath bu konu ile ilgili olarak, “O aylar süresince ulaştığımız bilgiler oldukça inanılmazdı. Ancak yine de bir bilgi boşluğu var” dedi.
Asılsız ve yanıltıcı bilgiler tam da bu tür boşluklarda kendine yer buluyor. Hastalık hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenlere tutunacakları bir dal sunuyor.
-Uydurma haberler: Asılsız haberler hızla yayılıyor. Viswanath söz konusu haberlere ilişkin şunları söyledi:
“Örneğin, uydurma olduğu çok açık olan bir video izledim. Videoda James Bond filmlerindeki şarkılara benzeyen tarzı müzikle başlıyor, sonra uzay giysili Çinli askerler ortaya çıkıyordu. Bir minibüsten iniyorlar ve bir banliyöde dolaşmaya, evden eve geçerek Kovid-19 ile enfekte olmuş herkesi vurmaya başlıyorlardı. Videonun gerçek olmadığı çok netti ancak insanlar sadece bir tık ile bunu paylaşabildiler.”
Viswanath ayrıca videonun kısmen ilginç ve eğlenceli bir şekilde tasarlandığı için yayıldığını söyledi.
-Asılsız güvenirlik: Bazı yetkililer sorunun daha fazla kötüleşmesine neden oldu. Viswanath konuya dair “Yanlış ve yanıltıcı bilgilerin yayılmasını sağlayan, süper bir unsur olarak bir başkanımız vardı” dedi. Bunun daha büyük bir sorun olduğunu belirten Viswanath bir yetkili bilgi paylaştığında, yanlış olsa bile bunun güven kazandığını belirtti. Ana akım medyanın da yetkili tarafından söylenenlerin görmezden gelinmesini zorlaştırdığını ifade eden Viswanath bu durumun da yanlış bilginin, aslında içinde kalması gereken sınırların ötesine yayılmasını sağladığını vurguladı.
Gerçeği aramak
Burada öne çıkan sorular ise şunlar: Yanlış bilgilerin yayılması konusunda ne yapabilirsiniz? Okuduğunuz bilginin doğru olup olmadığını nasıl anlarsınız?
Viswanath, bunu anlamanın işin zor kısmı olduğunu ancak yine de kullanılabilecek stratejileri bulunduğunu kaydetti.
-Sorunu anlamak: Kamuoyunu yanlış bilgilerden korumak sadece bireyin sorumluluğu olmamalı. Bu sorumluluğun aynı zamanda sosyal ağlar ve gazeteciler tarafından da paylaşılması gerekiyor. Viswanath “İnsanlar çok meşgul. Bu nedenle gördükleri bilgileri doğrulamaya yönelik büyük bir görevi üstlenmelerini istememiz mantıklı değil” diyerek kişinin ne kadar bilgili olursa olsun muhtemelen bu görevi yerine getirmekte zorluk yaşayacağını belirtti. Bu nedenle doktorlar, yerel sağlık sektörü yetkilileri ve güvenilir kaynaklar gibi güvenilir uzmanlara veya Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri gibi kurumlara başvurulmaları gerektiğini vurguladı.
Viswanath açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Halk sağlığı görevlilerinin bilmeniz gerekenleri sunmak için bu büyük miktardaki bilgileri ayırması gerekiyor. Sonuç olarak eğer bu tıbbi bir konu ise doktorunuza danışmanız lazım.”
-Seçici olmak: “Günün her saniyesinde çıkan her makaleye dikkat etmeyin” diyen Viswanath, sürekli olarak önceki çalışmalar çelişen bir yeni araştırma akışı varmış gibi görünebileceğini ancak bunun bilimsel sürecin işleyiş şekli olduğunu, bilimsel sürecin düz bir çizgide ilerlemediğini belirtti. Viswanath’a göre belli noktalar ve sağlık önerileri üzerinde fikir birliğine varmak zaman alıyor. Genellikle bu, uzmanların bir adım geri çekilip yalnızca bir çalışmaya değil, ilgili araştırmanın tamamına bakmalarının ardından gerçekleşiyor.
Viswanath, ayrıntılara odaklanmak yerine okumalarınızı günlük yaşamınız için bilmeniz gerekenlerle sınırlandırmanız gerektiğine dikkat çektiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Yerel ve ülke çapındaki doktorlara ve sağlık görevlilerine güvenmeli ve onların tavsiyelerine uymalısınız. Bunu yaparsanız, yayınlanan tüm bilimsel sonuçları takip etmek zorunda kalmazsınız.”
-Paylaşmamak: Viswanath’ın belirttiğine göre gazeteciler, bilgileri halka ulaştırmadan önce doğrulamak için genellikle günler veya haftalar harcıyorlar. Ancak sosyal medyadaki bir kişi, bir şeye 10 saniye bakıyor ve bunu paylaşarak asılsız bilgilerin hızla yayılmasına izin veriyor. Viswanath bu nedenle sorunun parçası olmamaya dikkat edilmesi ve bilgileri paylaşmadan önce iki kez düşünülmesi gerektiğini vurguladı.