Aşı krizini aşmak için Avrupa Birliği ve Washington arasında zirve

Kovid-19 Aşısı  (Arşiv - Reuters)
Kovid-19 Aşısı (Arşiv - Reuters)
TT

Aşı krizini aşmak için Avrupa Birliği ve Washington arasında zirve

Kovid-19 Aşısı  (Arşiv - Reuters)
Kovid-19 Aşısı (Arşiv - Reuters)

Avrupa birliği aşı üretiminde kullanılan şu anda katı ihracat kısıtlamalarına tabi olan kimyasal hammaddelerin Amerika’dan ithal edilebilmesi için pazartesi günü Washington ile görüşecek.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede taraflar iki günlük bir süre boyunca, zirve benzeri toplantılarda bir araya gelecekler. Söz konusu toplantıların amacı, yayılmaya devam eden salgını kontrol altına almak için virüse karşı aşıların nasıl daha fazla üretileceğine yönelik sorunların ele alınması olarak belirlendi. Dünya Sağlık Örgütü WHO Baş Bilim İnsanı Dr.Soumya Swaminathan, basın konferansında, zirve ile ilgili olarak “Gerekli olan aşı üretmek için ihtiyaç duyduğunuz kimyasal reaktifler, hammaddeler ve ürünler açısından tedarik zincirlerinde bu aşamada karşılaştığımız boşluklara ışık tutmak” İfadelerini kullandı.
Dünya, 2,57 milyon kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan ve 14 aydır devam eden salgınının bir sonucu olarak, benzeri görülmemiş bir aşı talebi ile karşı karşıya kaldı. İlaç üretim sektörü bu yıl 10 milyon doz koronavirüs aşısı üretebileceğini duyurdu. Bu miktar, 2019’daki tüm aşıların toplam üretim kapasitesinin iki katına denk geliyor. Ancak, Dr.Swaminathan tüm bu aşıların üretiminin, sadece benzeri görülmemiş miktarlarda malzeme bulunmasını gerektirmediğini, bunun yanı sıra, salgının küresel tedarik zincirlerini sarstığı bir zamanda, şişe, plastik ve kapak yapmak için cam tedarik  edilmesinin de gerektiğini belirtti.  “Zirve (aşının) önceki aşamasına, yaşanan  zorluklara ve nasıl düzeltilip çözüleceğine odaklanacak” diyen Dr.Swaminathan, “Bu, yakın zamanda büyük bir fark yaratabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Sanal ortamda pazartesi ve salı günü düzenlenecek toplantılara, Covax (WHO, Küresel Aşı İttifakı (GAVI) ve Salgın Hazırlık Yenilikleri Koalisyonu (CEPI) ortaklığında Uluslararası İlaç Üreticileri Derneği Federasyonu’nun (IFPMA) yanı sıra, gelişmekte olan ülkelerden üreticiler, uzmanlar ve hükümet yetkilileri katılacak. Devletlerin ve kamuoylarının baskısı altında, son haftalarda büyük ilaç grupları, normal şartlarda aralarında bulunan şiddetli rekabeti arkalarında bırakarak, daha fazla aşı üretmek için ortaklık anlaşmalarını ikiye katladılar. Bu anlaşmalar gereğince, Fransız “Sanofi” grubu, Pfizer-BioNTech ve Johnson&Johnson’a daha fazla doz aşı üretmek için yardım etmek amacıyla kendi koronavirüs aşısı geliştirme sürecini erteledi. İsviçreli Novartis şirketi ise, Pfizer şirketine ve Bayer’den yardım alan Alman CureVac Laboratuvarları’na yardım edecek.

-Daha fazla dayanışma
Şu anda bu iş birliklerinin üretim üzerindeki etkilerinin tahmin edilmesi oldukça zor ancak Swaminathan anlaşmalar hakkında, “Çok iyi bir olay, dünya çapında daha fazlasını görmek istiyoruz. Asya, Afrika ve Latin Amerika da (Aşı) şişeleri doldurma ve üretimi tamamlama kapasitesini araştırmalı ve bu fabrikaları arzı artırmak için kullanmalıyız” dedi. Aynı zamanda, Fransa Medikal Sağlık ve Araştırma Milli Enstitüsü’nün (INSERM) araştırma direktörü Dr Marie-Paule Kieny de benzer bir görüş dile getirerek, “Bu süreçte yardımlarını sağlayabilecek yetenek ve bilgiye sahip birçok genetik ilaç üreticisi olduğunu” belirtti. Bununla birlikte, bu iş birliği, bazılarının devletten büyük destekler aldığı ilaç gruplarına yüksek meblağlarda yatırım yapılmasının ardından kâr elde etmelerine imkân veren fikri mülkiyet ve ruhsat sorunlarını gündeme getiriyor.
Hindistan ve Güney Afrika, patentlerin geçici olarak askıya alınması için Dünya Ticaret Örgütü’ne bir öneri sundu. Ancak, WHO ve STK’ların bu konuda baskılarını arttırmalarına rağmen, bu yönde bir adımın yolu kapalı gözüküyor. Aşı üretimini artırma çabasının ana amacı, temel olarak aşı satın almak için yeterli paraya sahip olmayan yoksul ülkelerdeki insanların aşılanmasının sağlanmasıdır. Bununla birlikte, aşılama kampanyaları zengin ülkelerin çoğunda Aralık ayı sonlarında başlamış olsa da, aşı konusunda milliyetçilikle mücadele etmeyi hedefleyen Covax mekanizması aracılığıyla dağıtılan ilk dozlar, bu haftaya kadar yoksul ülkelere ulaşmadı.
Covax kapsamında, 20 ülkeye yaklaşık 20 milyon aşı dozu gönderildi. Önümüzdeki hafta bunlara 14,4 milyon doz aşı eklenecek ve 31 ülkeye dağıtılacak.
WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Bu cesaret verici bir ilerleme ancak Covax aracılığıyla dağıtılan aşı dozu miktarı nispeten küçük kalıyor” dedi. Ghebreyesus, “bazı ülkeler, önümüzdeki aylarda tüm sakinlerini aşılamak için hızlanacak iken” Mayıs ayı sonuna kadar Covax ile dağıtılması planlanan aşı hacminin, aşıları alacak ülkelerin nüfuslarının sadece yüzde 2 ila 3’ünün aşılanmasını karşıladığını vurguladı.

-AstraZeneca
Diğer yandan, “Financial Times” gazetesi, Avrupa Birliği aşı eksikliğini doldurmaya çalışırken, Avrupa Birliği’nin ABD’yi Kovid-19’a karşı korunmak için milyonlarca doz AstraZeneca aşısının ihracatına izin vermeye çağıracağını bildirdi. 27 ülkeden oluşan AB ayrıca Washington’dan, Avrupa’da üretim için gerekli olan önemli aşı bileşenlerinin sevkiyatının serbest akışını sağlamasını istiyor. Gazete, AB Komisyonu’nun “Aşı üreticilerinin Avrupa Birliği ile sözleşme yükümlülüklerini tam olarak yerine getirecek şekilde aşıların ABD’de üretilmesini veya paketlenmesini sağlamak konusunda ABD ile çalışma imkanımıza güveniyoruz” ifadelerini de aktardı.
AB ülkeleri Aralık ayı sonunda aşılamaya başladı ancak kampanyaları, AB’nin eski bir üyesi olan İngiltere ve ABD gibi diğer zengin ülkelere kıyasla daha yavaş bir hızda ilerliyor. Yetkililer, üreticilerin tedarik sorunları yaşamalarında, yavaş üretim ve dağıtım sorununda rol oynadığına inanıyor.
Avrupalı bir kaynağın aktardığına göre, AB, şu anda katı ihracat kısıtlamalarına tabi olan koronavirüs aşılarının imalatında kullanılan ABD yapımı malzemelerin ithalatını güvence altına almak için yarın Washington ile görüşmeler gerçekleştirecek. Fransız haber ajansı AFP’nin konuyu hâkim olan bir kaynaktan aktardığına göre, Brüksel tarafından aşı üretimi konusunda yetkilendirilen Fransa İç Pazar Komiseri Thierry Breton, Beyaz Saraydaki Kovid-19 ile Mücadele Görev Gücü Koordinatörü Jeff Zentes ile buluşacak.  Söz konusu kaynak, Avrupa Birliği ve ABD’nin, Avrupalı ​​aşı üreticilerinin “bir darboğazdan geçmesini önlemek için koordineli bir şekilde birlikte çalışmak istediklerini” sözlerine ekledi.
Üzerinde görüşülen kısıtlı malzemeler arasında, aşı şişeleri ve şırıngaların yanı sıra, üreticilerin depolarında kullanılan torbalar da bulunuyor. Bunlar genellikle ABD şirketleri tarafından Avrupa Birliği’nde veya Avrupa şirketleri tarafından ABD’de üretiliyor. Aşı üretiminde kullanılan tüm malzemelerin ihracatları için ABD makamlarından özel onaylar alınması gerekiyor. Kaynak “fikrin, kuralları geçersiz kılmak değil, süreci kolaylaştıracak ve hızlandıracak idari tedbirler” alınmasını sağlamak olduğunu belirtti. Ayrıca sözlerine “Erken harekete geçiyoruz. Avrupa’da aşı üretimi önemli bir şekilde hızlandığında, tüm malzemelerin mevcut olacağından emin olmak istiyoruz” ifadelerini ekledi. Avrupa Birliği’nin ihracat kontrol sistemi yalnızca kullanıma hazır aşılar için geçerli. Söz konusu sistem, geçtiğimiz günlerde, Avustralya’ya gönderilecek olan çeyrek milyon doz AstraZeneca aşısının sevkiyatını önlemek için kullanıldı.
İsveç-İngiliz şirketi AstraZeneca, 27 Avrupa Birliği ülkesine bu yılın ilk çeyreğinde AB’ye başlangıçta vaat edilmiş olan aşı dozu miktarının yalnızca üçte birini sağlayabileceğini bildirdi. Avrupalı ​​kaynak, pazartesi günü yapılacak görüşmelerin hazır aşıların “dozlarını müzakere etmeyi amaçlamadığını” belirterek, bu konunun “şirketlere bırakılmış” olduğunu ifade etti.



Yunanistan'ı ayağa kaldıran "havlu hareketi" hükümeti adım atmaya zorladı

Havlu hareketine katılanlar, işletmelerin yasaları ihlal ederek plajları ele geçirdiğini savunuyor (Reuters)
Havlu hareketine katılanlar, işletmelerin yasaları ihlal ederek plajları ele geçirdiğini savunuyor (Reuters)
TT

Yunanistan'ı ayağa kaldıran "havlu hareketi" hükümeti adım atmaya zorladı

Havlu hareketine katılanlar, işletmelerin yasaları ihlal ederek plajları ele geçirdiğini savunuyor (Reuters)
Havlu hareketine katılanlar, işletmelerin yasaları ihlal ederek plajları ele geçirdiğini savunuyor (Reuters)

Yunanistan'da geçen yıl başlatılan "havlu hareketinin" ardından hükümet, sahil şeritlerinin korunması için yeni bir adım attı.

Ekonomi ve Maliye Bakanlığı'yla Çevre ve Enerji Bakanlığı'nın dün ortak yayımladığı "bakir plajlar" listesinde yer alan 198 sahil bölgesinin imara kapatıldığı duyuruldu. 

Değirmenlik, Nakşa, Midilli ve Semadirek adalarıyla ve Mora Yarımadası'nın güneyindeki bazı plajların yer aldığı listedeki bölgelerde, herhangi bir restoran, bar ya da toplanma alanı inşa edilemeyeceği belirtildi.

Ekonomi ve Maliye Bakanı Kostis Hatzidakis, "Çevrenin korunmasıyla sürdürülebilir kalkınmayı birleştirmeyi hedefliyoruz. Çevre, Yunan turizminin önemli bir parçası" dedi. 

Hatzidakis, söz konusu plajlarda güvenlik önlemlerinin artırılacağını ve gerekli görüldüğünde cezai işlem uygulanacağını bildirdi. Kısıtlamaları ihlal edenlere 60 bin euroya kadar para cezası verilmesi öngörülüyor. 

Çevre ve Enerji Bakanı Theodoros Skilakakis de koruma altına alınan sahil şeritlerinin, devlete bağlı Doğal Çevre ve İklim Değişikliği Ajansı tarafından belirlendiğini söyledi. 

Bakan, uygulama kapsamında plajların hiçbir bölümünün ticari kullanıma açılmayacağını, buralara şezlong ve şemsiye yerleştirilmesine ya da duvar, çit veya tente kurulmasına izin verilmeyeceğini belirtti. 

Skilakakis, "MyCoast" (Benim Sahilim) adlı bir cep telefonu uygulaması geliştirdiklerini de duyurdu. Yurttaşlar, kanunları ihlal eden kişi veya işletmeler hakkında uygulama üzerinden şikayette bulunabilecek. 

Diğer yandan bazı çevreciler atılan adımları yetersiz buldu. Nakşa Adası'ndaki "Sahilleri Kurtar" hareketini organize eden Eleni Andrianopulo, hükümetin asıl planında en az bin sahil bölgesinin yer aldığını fakat bu sayının azaltıldığını savundu.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın Yunanistan direktörü Demetre Karavellas da Avrupa Birliği'nin doğa koruma programı Natura 2000 kapsamındaki en az 100 bölgenin Atina'nın açıkladığı listede yer almadığına dikkat çekerek, uygulamanın çok yetersiz kaldığını belirtti. 

Geçen yıl 32 milyon yabancı turistin ziyaret ettiği Yunanistan'da çevreciler, özel işletmelerin sahilleri işgal edip fahiş fiyat uyguladığını savunarak "Sahiller halkındır halkın kalacak" sloganıyla havlu hareketini başlatmıştı. 

Hızla büyüyen hareket Türkiye'ye de sıçramış, Datça, Çeşme ve Ayvalık gibi sahil bölgelerinde yürüyüş ve oturma eylemleri düzenlenmişti.

Independent Türkçe, New York Times, GTP News


Ukrayna'da Rus gazetesinin savaş muhabiri öldürüldü

Rusya yanlısı güçler Ukrayna'da yıkılan bir binanın önünde  (Reuters)
Rusya yanlısı güçler Ukrayna'da yıkılan bir binanın önünde  (Reuters)
TT

Ukrayna'da Rus gazetesinin savaş muhabiri öldürüldü

Rusya yanlısı güçler Ukrayna'da yıkılan bir binanın önünde  (Reuters)
Rusya yanlısı güçler Ukrayna'da yıkılan bir binanın önünde  (Reuters)

Rus "İzvestia" gazetesi, gazetenin askeri muhabiri Semyon Eremin dün (Cuma) güneydoğu Ukrayna'da düzenlenen İHA saldırısında öldürüldü.

Reuters'in İzvestia gazetesinden aktardığına göre 42 yaşındaki Eremin, Zaporojya'da haber yaptığı bölge üzerinde uçan bir İHA’nın saldırısı sırasında aldığı yaralar nedeniyle öldü.

"İzvestia", Eremin'in, 25 aydır devam eden savaş sırasında, 2022 yılında yaklaşık üç ay boyunca Rus kuvvetleri tarafından kuşatma altında tutulan Mariupol bölgesi de dahil olmak üzere, Ukrayna'nın doğu bölgelerindeki yoğun çatışma yaşanan bölgelerden çok sayıda haber gönderdiğini belirtti.

Eremin, aylardır yoğun çatışmalara sahne olan Marinca ve Voledar kasabalarından da haberler göndermişti.

ABD merkezli sivil toplum kuruluşu Gazetecileri Koruma Komitesi'ne göre Şubat 2022'deki büyük çaplı Rus işgalinden bu yana Ukrayna'daki savaşta en az 15 gazeteci öldürüldü.


Meksika'da 2 belediye başkan adayı öldürüldü

Meksika'da 2 belediye başkan adayı öldürüldü
TT

Meksika'da 2 belediye başkan adayı öldürüldü

Meksika'da 2 belediye başkan adayı öldürüldü

Ulusal basında çıkan haberlere göre ülkenin kuzeyindeki Tamaulipas eyaletine bağlı Ciudad Mante kentinin belediye başkan adayı Noe Ramos Ferretiz, seçim çalışmaları sırasında bıçaklı saldırıya uğradı.

Saldırıda, Ramos Ferretiz hayatını kaybetti.

Ramos Ferretiz, muhalefetteki Ulusal Eylem Partisi (PAN) ve Kurumsal Devrim Partisi (PRI) koalisyonu adına yeniden Ciudad Mante kentinin belediye başkanı olarak seçilmek için yarışıyordu.

- San Jose Independencia belediye başkan adayı Garcia ölü bulundu

Meksika'nın güneyinde bulunan Oaxaca eyaletindeki San Jose Independencia kentinin belediye başkan adayı Alberto Garcia, kayıp ihbarından bir gün sonra ölü bulundu.

Eyalet savcıları yaptıkları açıklamada, Garcia'nın kent yakınlarında dövülerek öldürülmüş halde bulunduğunu duyurdu.

- Meksika'da siyasetçilere yönelik artan şiddet eylemleri

Ramos Ferretiz ve Garcia'nın ölümü, 2 Haziran'da düzenlenecek genel ve yerel seçimler öncesinde Meksika'da siyasetçilere yönelik artan şiddet eylemlerini tekrar gündeme getirdi.

Her seçim döneminde siyasetçilere yönelik şiddette artışın gözlemlendiği Meksika'da, 2006'dan bu yana 80'den fazla belediye başkanı, organize suç çeteleri tarafından öldürüldü.

Ülkedeki çeteler, seçim dönemlerinde adayları tehdit ediyor ve siyasetçileri kendileriyle işbirliği yapmaya zorlamak için şiddeti araç olarak kullanıyor.


Rusya: Ukrayna 50 İHA ile Rusya’ya saldırı düzenledi

(Arşiv-AFP)
(Arşiv-AFP)
TT

Rusya: Ukrayna 50 İHA ile Rusya’ya saldırı düzenledi

(Arşiv-AFP)
(Arşiv-AFP)

 Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın bir gecede 50 insansız hava aracıyla (İHA) Rusya topraklarına saldırı düzenlediğini bildirdi.

Bakanlıktan saldırılara ilişkin yapılan açıklamada, “Geçtiğimiz gece Kiev rejiminin Rusya Federasyonu topraklarındaki hedeflere uçak tipi İHA kullanarak bir dizi terör saldırısı girişimi engellendi.” ifadesine yer verildi.

Rus hava savunma füze sistemlerinin toplam 50 İHA’yı imha ettiği kaydedilen açıklamada, bunlardan 26’sının Belgorod, 10’unun Bryansk, 8’inin Kursk, 2’sinin Tula bölgelerinde; Smolensk, Ryazan, Kaluga ve Moskova bölgelerinde ise birer İHA'nın düşürüldüğü belirtildi.


ABD Senatosu, istihbarata "yetkisiz dinleme" imkanı veren tartışmalı tasarının uzatılmasını onayladı

ABD Senatosu, istihbarata "yetkisiz dinleme" imkanı veren tartışmalı tasarının uzatılmasını onayladı
TT

ABD Senatosu, istihbarata "yetkisiz dinleme" imkanı veren tartışmalı tasarının uzatılmasını onayladı

ABD Senatosu, istihbarata "yetkisiz dinleme" imkanı veren tartışmalı tasarının uzatılmasını onayladı

 ABD Senatosu, Amerikan istihbaratına "yetkisiz dinleme" imkanı veren Yabancı İstihbarat Gözetim Yasası'nın (FISA) 702'nci maddesinin uzatılmasına ilişkin tasarıyı kabul etti.

Temsilciler Meclisi'nde onaylanan FISA'nın 702'nci maddesinin 2 yıl daha uzatılması tasarısı, Senato'da oylandı.

Tasarı, 34 senatörün "hayır" oyuna karşı 60 senatörün "evet" oyuyla kabul edildi.

Söz konusu tasarının yasalaşması için Başkan Joe Biden'ın imzasına ihtiyaç varken, Beyaz Saray, Biden'ın tasarıyı vakit kaybetmeden imzalayacağını bildirdi.

Söz konusu tasarı, özellikle yabancı unsurların dinlenmesi esnasında bu kişilerle bağlantılı olduğu iddia edilen Amerikan vatandaşlarının da telefon ve yazışmalarının "yetkisiz şekilde" dinlenebilmesine ve takip edilmesine imkan tanıyan 702'nci maddenin, ABD istihbarat birimlerince ne şekilde uygulandığıyla ilgili tartışmalara neden oluyor.

Temsilciler Meclisi'ndeki ilk oylamada, tasarıya eklenen "sadece yetki alındığında dinleme yapılabilir" düzenlemesi, 212-212 şeklinde sonuçlanınca başarısız olmuş, ardından bu düzenleme çıkarılarak, "yetkisiz dinleme" şeklindeki orijinal haline dönen tasarı, 128 "hayır" oyuna karşılık 259 "evet" oyuyla kabul edilmişti.

Öte yandan bazı Kongre üyeleri ise FBI dahil istihbarat kurumlarının denetleme yetkilerini birçok kez "uygunsuz şekilde" kullandığını ve bu yetkiyi suistimal ettiğini belirterek, FISA'nın 702'nci maddesinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini gündeme getirmişti.


Zelenskiy, Rusya'ya karşı koymak için çeşitli silahlara ihtiyaç duyduklarını belirtti

Zelenskiy, Rusya'ya karşı koymak için çeşitli silahlara ihtiyaç duyduklarını belirtti
TT

Zelenskiy, Rusya'ya karşı koymak için çeşitli silahlara ihtiyaç duyduklarını belirtti

Zelenskiy, Rusya'ya karşı koymak için çeşitli silahlara ihtiyaç duyduklarını belirtti

Zelenskiy, savunma bakanları düzeyinde çevrim içi yapılan Ukrayna-NATO Konseyi toplantısında konuştu.

Rusya'nın, Ukrayna'nın çeşitli kentlerine sürekli saldırı gerçekleştirdiğini belirten Zelenskiy, yılbaşından bu yana Ukrayna topraklarına hipersonik füzeler dahil yaklaşık 1200 füze fırlatıldığını ve 1500 insansız hava aracı (İHA) gönderildiğini aktardı.

Zelenskiy, "Harkiv, Odessa, Sumi, Çernigiv, Mıkolayiv, Herson, Dnipro kentleri Rus teröristlerine karşı sağlam bir korunma sistemine sahip değil. Ben bu konuşma için hazırlanırken, onlar Pivdenniy Limanı'nı vurdu. Birkaç füze, sadece Ukrayna liman altyapısına değil Singapurlu tesislere de isabet etti." ifadelerini kullandı.

Rus ordusunun havada avantajlı, Ukrayna'nın imkanlarının ise kısıtlı olduğunu kaydeden Zelenskiy, şöyle devam etti:

"Savunma için en az 7 Patriot ve benzeri hava savunma sistemlerine ihtiyacımız var. Bunlar çok sayıda hayat kurtarabilir ve gerçekten durumu değiştirebilir. Bu sistemler sizde (NATO'da) var. Topçular için topların da nihayet cepheye ulaştırılması gerekiyor. Bu bizim uzun menzilli kabiliyetimiz. Ortakların kendi güçlerinden korkmaları çok saçma. Askerlerimizin ellerinde ne kadar fazla uzun menzilli silah olursa barış o kadar yakınlaşır. Cephe hattında şu anda uzun menzilli füzelere ve toplara çok ihtiyaç var. Rusya Hava Kuvvetlerinin üstesinden gelinmesi için yeterli sayıda uçağa ihtiyaç var."

İran'ın İsrail'e geçen hafta sonu düzenlediği saldırıya değinen Zelenskiy, yapılan saldırının engellendiğini ve bunun, NATO'nun Orta Doğu'daki hava savunmasının etkinliği sayesinde mümkün olduğunu söyledi.

NATO'nun ittifak üyesi olmayan İsrail'e destek çıktığını kaydeden Zelenskiy, bu durumda NATO'nun savaşa çekilmediğini ve meselenin tarafı olmadığını belirtti.


İran ‘İsrail'in İsfahan mesajını’ sindiriyor

İsrail saldırısının hedef aldığı İran'ın orta kesimindeki İsfahan yakınlarında bulunan hava üssünün uydu görüntüsü (Planet Labs BBC/AP)
İsrail saldırısının hedef aldığı İran'ın orta kesimindeki İsfahan yakınlarında bulunan hava üssünün uydu görüntüsü (Planet Labs BBC/AP)
TT

İran ‘İsrail'in İsfahan mesajını’ sindiriyor

İsrail saldırısının hedef aldığı İran'ın orta kesimindeki İsfahan yakınlarında bulunan hava üssünün uydu görüntüsü (Planet Labs BBC/AP)
İsrail saldırısının hedef aldığı İran'ın orta kesimindeki İsfahan yakınlarında bulunan hava üssünün uydu görüntüsü (Planet Labs BBC/AP)

İran, İsrail'in ülkenin merkezindeki nükleer tesisleri korumakla görevli hassas bir hava üssüne düzenlediği ‘küçük çaplı’ saldırıyı gerilimi tırmandırmadan karşıladı. İsrail operasyonla ilgili sessizliğini korurken, ABD operasyonda herhangi bir rolü olduğunu reddetti.

Saldırı, İran'ın bir hafta önce Şam'daki konsolosluğunun bombalanması ve üst düzey Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) subaylarının öldürülmesine misilleme olarak başlattığı insansız hava aracı (İHA) ve füze saldırısına yanıt olarak geldi.

İran medyası ve yetkilileri az sayıda patlama olduğunu bildirerek, patlamaların İran hava savunma sistemlerinin İsfahan şehri üzerinde üç İHA düşürmesinden kaynaklandığını belirtti. Yetkililer, misilleme yapılmasına gerek olmadığını ifade etti. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan New York'ta yaptığı açıklamada “Düşürülen küçük İHA’lar herhangi bir hasara ya da yaralanmaya yol açmadı” ifadelerini kullandı.

Ancak İsrail ve ABD kaynakları, bir İsrail savaş uçağının İsfahan'ın kuzeydoğusunda, İsfahan nükleer araştırma reaktörüne 20 kilometre ve Natanz uranyum zenginleştirme tesisine 120 kilometre mesafede bulunan merkezi bir İran üssündeki radar sistemini hedef alan uzun menzilli bir füze ateşlediğini bildirdi.

Tel Aviv'in eski Washington Büyükelçisi Itamar Rabinovich, İsrail'in ‘karşılık verme ihtiyacı ile eylem ve tepki döngüsüne girmeme arzusunu dengelemeye çalıştığını’ kaydederken, İsrail'in aşırılık yanlısı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir X platformunda verilen karşılıkla ilgili tek kelimelik bir gönderi paylaştı: ‘Zayıf!’

Diğer yandan Çin, Rusya ve Arap ülkeleri itidal çağrısında bulunurken, G7 dışişleri bakanları İtalya'nın Capri adasındaki toplantılarının sonunda yayınladıkları ortak bildiride, “Tüm tarafları gerilimin daha da artmasını önlemek için çalışmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandılar.


Beyaz Saray: İsrail'in İran'a yönelik saldırısına ilişkin hiçbir "yorumumuz" yok

Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre, Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında, (AP)
Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre, Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında, (AP)
TT

Beyaz Saray: İsrail'in İran'a yönelik saldırısına ilişkin hiçbir "yorumumuz" yok

Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre, Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında, (AP)
Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre, Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında, (AP)

Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre dün (Cuma) yaptığı açıklamada, Beyaz Saray'ın İsrail'in İran'a saldırdığına ilişkin haberler hakkında "yorum yapmadığını" söyledi.

Reuters'ın haberine göre Jean-Pierre, "Ortadoğu'da çatışmaların tırmanmasını istemiyoruz" ifadelerini kullandı.

İran’da cuma günü şafak vakti, ülkenin merkezinde, hassas Natanz nükleer tesisine 120 kilometre uzaklıktaki İsfahan'daki en büyük İran Hava Kuvvetleri üssünün yakınında bir patlama duyuldu.

Amerikalı yetkililer bunun, İran'ın geçen cumartesi İsrail'e füze ve insansız hava araçlarıyla düzenlediği saldırıya yanıt olarak İsrail saldırısı olduğunu belirtti. Tahran olaydan şüphe ederek "hava hedeflerini" düşürdüğünü ve misilleme yapma niyetinde olmadığını açıklayarak, bölgesel bir savaştan kaçınmayı amaçlıyormuş gibi görünen bir yanıt verdi.


New York'ta Trump'ın duruşmasının yapıldığı mahkemenin önünde bir kişi kendini ateşe verdi

New York'ta Trump'ın duruşmasının yapıldığı mahkemenin önünde bir kişi kendini ateşe verdi
TT

New York'ta Trump'ın duruşmasının yapıldığı mahkemenin önünde bir kişi kendini ateşe verdi

New York'ta Trump'ın duruşmasının yapıldığı mahkemenin önünde bir kişi kendini ateşe verdi

Trump'ın duruşmasının devam ettiği Manhattan'daki mahkeme binasının önünde televizyonlar canlı yayınlarına devam ederken bir kişinin kendini ateşe verdiği anlar ekrana yansıdı.

Etrafta bulunan polisler yerde alevler içinde yatan kişiye yangın söndürme cihazlarıyla müdahale etti.

Hastaneye kaldırılan kişinin durumunun kritik olduğu bildirildi.

Polis, şahsın kimliğini açıkladı

Olayla ilgili olarak bir basın toplantısı düzenleyen New York polisi, ABD yerel saatiyle öğlen 13.30 sularında kendisini ateşe veren şahsın Florida eyaletinden New York'a birkaç gün önce gelen Max Azzarello (37) olduğunu belirtti.

Şahsın, olayın hemen öncesinde yanında bir bildiri taşıdığı ve aşırı sağcı çevrelerin atıf yaptığı bazı "komplo teorilerini" içeren bildirisini bir internet sitesinde de paylaştığını ifade eden polis, şahsın motivasyonunun ne olduğuyla ilgili sorulara söz konusu bildiriye atıf yaparak cevap verdi.

Azzarello'nun New York'a geldiğinden ailesinin haberinin olmadığını anlatan polis, hastanede tedavi altındaki şahsın durumunun kritik olduğunu kaydetti.

Öte yandan, Azzarello'nun Substack adlı paylaşım sitesinde yer alan "manifestosunda", "Benim adım Max Azzarello, Trump'ın Manhattan'daki duruşmasının yapıldığı yerde kendini ateşe veren araştırmacıyım. Bu aşırı eylemim, önemli bir konuya dikkati çekmek için yapılmış bir protestodur: Kendi yönetimimiz, apokaliptik faşist bir dünya darbesiyle bizi vurmak üzeredir." ifadelerine yer verdi.

Şahsın dün de mahkeme binasının önüne geldiği bildirilirken, New York polisi olayla ilgili soruşturma başlattığını açıkladı.


Japonya'da bir ilk: Doktorlar, Google'ı mahkemeye verdi

Hekimler, işlerini gerektiği gibi yapmalarına mani olacak yorumların Google Maps'ten kaldırılmasını istiyor (Reuters/Arşiv)
Hekimler, işlerini gerektiği gibi yapmalarına mani olacak yorumların Google Maps'ten kaldırılmasını istiyor (Reuters/Arşiv)
TT

Japonya'da bir ilk: Doktorlar, Google'ı mahkemeye verdi

Hekimler, işlerini gerektiği gibi yapmalarına mani olacak yorumların Google Maps'ten kaldırılmasını istiyor (Reuters/Arşiv)
Hekimler, işlerini gerektiği gibi yapmalarına mani olacak yorumların Google Maps'ten kaldırılmasını istiyor (Reuters/Arşiv)

Japonya'da doktorlar, klinikleri hakkında yapılan kötü yorumlara müdahale etmediği gerekçesiyle Google'a dava açtı.

63 hekim, perşembe günü Tokyo Bölge Mahkemesi'nde açtıkları davada, ABD'li teknoloji devinden toplamda 1,4 milyon Japon Yeni (yaklaşık 300 bin TL) tazminat talep etti.

Doktorlar, hastaların şahsi bilgilerini gizli tutma yükümlülükleri olduğunu, bu yüzden Google Maps üzerinden haklarında yapılan olumsuz yorumlara yanıt veremediklerini belirtti. 

Adının açıklanmasını istemeyen davacı doktorlardan biri, Fransız haber ajansı AFP'ye "İnternette paylaşım yapanlar, kimliklerini gizli tutarak hakkınızda her şeyi söyleyebiliyor. Bir kum torbasıymışım gibi hissediyorum" dedi.

Doktorlar, amaçlarının hastaları memnun etmek değil, bu kişilerin sağlık sorunlarıyla profesyonel şekilde ilgilenmek olduğunu belirtti. 

Hekimler, Google Maps'in Japonya'da çok yaygın şekilde kullanıldığına dikkat çekerek, uygulamanın neredeyse "günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası" haline geldiğini söyledi.

Doktorların avukatlarından Yuiçi Nakazawa, "Yorumlar çok kolay yayımlanıyor ama bunların kaldırılmasını sağlamak son derece zor. Bu durum, doktorların sürekli korkunç eleştiriler alma korkusuyla iş yapmalarına yol açabilir" ifadelerini kullandı. 

Avukat, doktorların görevlerini gerekli şekilde yerine getirememesinin nihayetinde topluma zararı olacağını söyledi.

Nakazawa, bunun Japonya'da olumsuz çevrimiçi yorumlar nedeniyle bir teknoloji şirketini hedef alan ilk toplu dava olduğunu da belirtti.

Hekimler, Google Maps'teki bazı yorumların firmanın kuralları gereği silindiğini söylerken, birçok başvuru yaptıklarını fakat çoğu değerlendirmeyle ilgili adım atılmadığını savundu. 

Öte yandan Google'dan yapılan açıklamada, uygulamadaki "yanlış ve yanıltıcı içeriğin azaltılması için çalışma yapıldığı" ifade edildi. 

ABD'li teknoloji devinin açıklamasında, "Adil olmayan yorumlar sistemden kaldırılıyor" dendi.

Independent Türkçe, AFP, Asahi Shimbun