Anneler ve korona mücadelesi... Hayatta kalma savaşı

Anneler koronavirüs salgını sırasında olağanüstü ve benzeri olmayan bir deneyim yaşadı (UNICEF Mısır)
Anneler koronavirüs salgını sırasında olağanüstü ve benzeri olmayan bir deneyim yaşadı (UNICEF Mısır)
TT

Anneler ve korona mücadelesi... Hayatta kalma savaşı

Anneler koronavirüs salgını sırasında olağanüstü ve benzeri olmayan bir deneyim yaşadı (UNICEF Mısır)
Anneler koronavirüs salgını sırasında olağanüstü ve benzeri olmayan bir deneyim yaşadı (UNICEF Mısır)

Yaklaşık bir yıl önce, 38 yaşındaki Yasemin Yahya yeni bir annelik sınavı ile karşı karşıya kaldı. Yasemin, okul çağındaki iki çocuğunu sabahları okula götürmeye, hemen ardından yeni bir ofis gününe başlamaya, sonrasında ise okul saatlerinin bitmesi ile, spor, etüd ve uyku öncesi hazırlıkları dahil olmak üzere çocukların diğer programlarına geri dönmeye alışkındı. “Günlük rutin” olarak adlandırdığı bu düzene alışkın olan Yasemin, Mısır’da koronavirüs ile mücadelenin başlaması ile Mart ayından bu yana bu rutin, “daha endişe verici” olarak nitelendirdiği yeni şekiller aldı.
Kahire’nin batısındaki Şeyh Zayid şehrinde bir gıda şirketinde çalışan Yasemin, pandeminin başlangıcından bu yana uzaktan eğitim koşulları ve “özel sektörün annelere çalışma saatleriyle ilgili kolaylık sağlamaması” nedeniyle zorluk çektiğini belirtiyor. Yasemin “Pandeminin ilk aylarında, bazı kolaylıklar vardı ancak daha sonra giderek azaldı. İşe devam etmek ve daha önce adını bile duymadığımız uzaktan eğitim için evi sabah okuluna çevirmek arasında bir denge kurabilmek için izin günlerimi kullanmak zorunda kaldım” diyor.
Mısır hükümeti, koronavirüsün yayılmasının etkileri ile mücadele kapsamında ilk yarıyıl bitene kadar derslerin uzaktan eğitim sistemi ile tamamlanmasına yönelik kararını duyurmuştu. Yasemin için bu dönem, ilkokul ve ortaokul çağındaki çocuklarını takip edilebilmek -kendi sözleri ile- “Haftada en az iki gün evde kalmak için yıllık izninin büyük bir kısmını kullanmak” zorunda kaldığı dönemdi.
Çocukları 10 ve 13 yaşlarında olan Yasemin, eğer çocukları nispeten büyük yaşlarda olmasaydı, belki de bazı meslektaşları için söz konusu olduğu gibi koronavirüs baskıları sebebiyle işini bırakmak zorunda kalabileceğini söylüyor.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, geçtiğimiz Eylül ayında, Mısır hükümetinden yeni okul yılı başlamadan, uzun süre çocuklarını bırakamayacakları için koronavirüs sebebiyle annelerin çalışma günlerini azaltmaya katkıda bulunacak bir sistem kurma imkanını ele alınmasını istemişti.
Bir devlet üniversitesinde çalışan 31 yaşındaki Hibe es-Seyyid, geçen yıl boyunca, çalışanların dönüşümlü olarak iş yerine gitmesine yönelik bir uygulama ile işinin kendisine sağladığı bazı kolaylıklardan nispeten yararlanmış. Buna rağmen, annesinin, kendisi ve 7 yaşındaki kızıyla yaşamasının “koronavirüs döneminin baskılarına dayanmasının” önemli bir faktörü olduğunu düşünüyor. Hibe “Benim ve annemin en büyük görevi, resim çizmek gibi etkileşimli ve yaratıcı etkinliklerle, sosyal izolasyonun ve uzun süre evde kalmanın çocuğum üzerindeki psikolojik yükünü hafifletmeye çalışmaktı” dedi. Sözlerine “Koronavirüs pandemisinin başlangıcından bu yana anneler olarak aile ve iş alanlarında yaşadığımız kaygı ve istikrarsızlığın gölgesinde, ikinci eğitim yılının başlaması ile işlerin nasıl gelişeceğini bilmiyorum” ifadelerini de ekledi.
Mısır Parlamentosu Milletvekili Hale Ebu es-Saad “Kısıtlı alanlar dışında ailenin (Anneye) sorumlulukları paylaşmadığı doğu kültüründe, sürekli olarak evde kalan aile üyeleri sebebiyle karantina günlerinde pandeminin zorluklarına daha fazla katlananların anneler olduğunu” belirtiyor.Milletvekili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda “Uzaktan eğitim aşamasının başlamasıyla birlikte, özellikle de annelerin, elektronik cihazlar üzerinden eğitim almak için uzun süre derste kalmaya ikna edilmesi zor olan küçük çocukları takip etmeleri yükleri daha da arttı. Bu nedenle annelerin yaşadığı zorluklar bu yeni öğretim süreci ile yeni bir hal aldı” ifadelerini kullandı.
Milletvekili “Çalışan annelerin koşullarının anlaşılması için, başta pandemiden büyük ölçüde etkilendiğini söyleyen özel sektör olmak üzere, daha geniş bir topluluk tarafından ele alınması gerekiyor. Bununla birlikte, özellikle k pandeminin gölgesinde yaşadığımız olağanüstü zamanlarda, toplumun kendi rolünü üstlenmesi ve annelerin karşılaştığı baskılar için bir çözüm olabilecek uzaktan çalışma kültürünü benimsemesi gerekiyor” diyor.



22. Astana görüşmelerinde Trump'ın Suriye politikası öne çıkıyor

Astana garantörleri olan Türkiye, Rusya ve İran’ın dışişleri bakanları eylül ayında New York'ta bir araya geldi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Astana garantörleri olan Türkiye, Rusya ve İran’ın dışişleri bakanları eylül ayında New York'ta bir araya geldi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

22. Astana görüşmelerinde Trump'ın Suriye politikası öne çıkıyor

Astana garantörleri olan Türkiye, Rusya ve İran’ın dışişleri bakanları eylül ayında New York'ta bir araya geldi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Astana garantörleri olan Türkiye, Rusya ve İran’ın dışişleri bakanları eylül ayında New York'ta bir araya geldi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Suriye'deki ateşkesin garantörleri (Rusya, İran ve Türkiye) arasında gerçekleşen 22. Astana görüşmeleri, Suriye hükümeti ve muhalefet heyetlerinin yanı sıra Ürdün, Irak, Lübnan ve Birleşmiş Milletler'den (BM) gözlemcilerin katılımıyla dün (Pazartesi) Kazakistan'ın başkentinde başladı.

İki gün sürecek olan toplantı Rusya'nın girişimiyle düzenlenirken, Türkiye ve İran tarafından da desteklendi. Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev'e göre, tartışılacak önemli unsurlar arasında ABD'nin seçilmiş Başkan Donald Trump döneminde Suriye'ye yönelik politikasındaki olası değişiklikler yer alıyor.

22. Astana görüşmelerinin gündeminde ayrıca, özellikle Gazze Şeridi'ndeki savaşın Lübnan'a sıçraması, İsrail'in Suriye'ye yönelik devam eden saldırıları ve bunun daha geniş bir çatışmaya dönüşeceğine dair artan korkular açısından hızlanan bölgesel gelişmeler de öne çıkıyor.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov geçen ay yaptığı açıklamada, ‘tarafların yılsonundan önce bir araya gelerek Suriye ve bölgedeki duruma öncelik vermelerinin önemli olduğunu’ söyledi. Aynı zamanda Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), ‘Hizbullah'ın, İranlıların ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı milislerin Suriye topraklarındaki hareketlerinin kısıtlanmasını’ içeren ve daha önce duyurulmamış bir Rusya-Suriye anlaşmasını duyurdu.

Alev uzantısı

Ortadoğu'daki çatışmanın çözümü ve Suriye'deki durum konularına ek olarak, Astana müzakerelerinin mevcut turunun gündeminde, katılımcıların daha önceki tüm turlarda tartıştıkları konular da yer alıyor: ‘Mahkumların serbest bırakılması, kayıp kişilerin aranması, insani durum, barış sürecini kolaylaştırmak için uluslararası toplumun çabalarının seferber edilmesi, Suriye'nin yeniden inşası ve Suriyeli mültecilerin anavatanlarına dönmeleri için koşulların yaratılması.’

zcsdv
Suriyeli inşaat işçileri Eylül 2023'te Suriye'nin kuzeyindeki Halep kentinde bulunan Sûku’l Atik’in restorasyonu üzerinde çalışıyor. (AFP)

Ancak müzakerelerin ilk gününde yapılan ikili görüşmelerde de görüldüğü üzere asıl öncelik, özellikle Gazze Şeridi'ndeki savaşın şiddetlenerek Lübnan'a sıçraması ve Suriye'nin bu savaşa müdahil olma tehdidinin sürmesi nedeniyle Suriye'nin çevresindeki siyasi ve askeri durumdaki gelişmelere odaklandı.

Rus heyetine başkanlık eden Lavrentiev, ülkesinin Ortadoğu'daki krizin Suriye'ye sıçramasını önlemek için elinden gelen her şeyi yapacağını vurguladı. Lavrentiev, “Taraflar bu turda bölgesel durumu ve Suriye'deki etki düzeylerini görüşmeye odaklanmaya gayret ediyor” dedi.

Trump'ın değişiklikleri

Lavrentiev, “22. Astana görüşmeleri, Gazze Şeridi'ndeki durum nedeniyle bölgesel gerginliğin yaşandığı zor koşullar altında gerçekleşiyor… Seçilmiş Başkan Donald Trump yönetiminde ABD'nin Suriye politikasındaki olası değişiklikler, Suriye'deki ateşkesin garantörleri arasındaki tartışmanın önemli bir unsurudur” ifadelerini kullandı.

Lavrentiev'in mevcut tur için ortaya koyduğu öncelikler, Trump'ın Suriye'deki ABD güçlerini geri çekme yönündeki önceki vaatlerini yerine getireceği beklentileri ışığında önemlidir; bu da güç dengesinde ve çeşitli tarafların hareketlerinde önemli değişikliklere kapı açmaktadır. ABD güçlerinin çekilmesi, Astana sürecinin üç garantörü tarafından kabul edilen taleplerden biriydi ve Moskova, Tahran ve Ankara'nın isteklerini karşılayan bir talepti.

Lavrentiev, Rusya'nın ‘Donald Trump'ın dış politikasının seyrinde olası bir değişiklik beklentisi içinde olduğunu, ancak açıklamalara değil, pratik eylemlere ve sunacağı önerilere bakacağını’ söyledi.

zxcdv
Suriye'nin kuzeydoğusundaki ABD güçleri (arşiv)

21. Astana görüşmeleri, Haziran 2023'te yapılan bir toplantının ardından 24 Ocak'ta Kazakistan'ın başkentinde gerçekleştirildi. Toplantı sırasında Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, 2017 yılında Rusya, İran ve Türkiye tarafından onaylanan Astana sürecinin (üçlü garanti formülü) durdurulduğunu açıkladı. Ancak Moskova daha sonra üç tarafın Astana formülü çerçevesinde görüşmelere devam etme taahhüdünü yineledi.

Müzakerelerin ilk gününde katılımcı heyetler, toplantının nihai belgesinin açıklanmasından önce bugün (Salı) resmi olarak sonuçlandırılması beklenen ilk genel oturum öncesinde ikili ve üçlü istişare toplantıları yapmakla meşguldü.

Türkiye, Dışişleri Bakanlığı Suriye İkili İlişkiler Genel Müdürü Büyükelçi İhsan Mustafa Yurdakul başkanlığındaki bir heyet tarafından temsil edildi.

Rus heyetine Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev başkanlık etti. İran heyetine ise Dışişleri Bakanı'nın siyasi işlerden sorumlu danışmanı Ali Asgar Hacı başkanlık etti.

Şam heyetine Dışişleri Bakan Yardımcısı Eymen Raad, muhalefet heyetine ise Ahmed Tuma başkanlık etti. Toplantıya ayrıca, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen başkanlığındaki heyet de katıldı.

Toplantılara Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) temsilcileri de katılıyor. Ürdün, Lübnan ve Irak'tan da gözlemciler bulunuyor.

Astana formatı, Suriye'deki siyasi krize bir çözüm bulmak amacıyla garantör ülkelerin (Türkiye, Rusya ve İran) himayesinde 2017 yılında başladı.