Arap Koalisyonu, Husilerin mevzilerine operasyon düzenledi

Husilerin Sana’daki mevzileri de Koalisyon’un hedefleri arasındaydı. (Şarku’l Avsat)
Husilerin Sana’daki mevzileri de Koalisyon’un hedefleri arasındaydı. (Şarku’l Avsat)
TT

Arap Koalisyonu, Husilerin mevzilerine operasyon düzenledi

Husilerin Sana’daki mevzileri de Koalisyon’un hedefleri arasındaydı. (Şarku’l Avsat)
Husilerin Sana’daki mevzileri de Koalisyon’un hedefleri arasındaydı. (Şarku’l Avsat)

Yemen'de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu, Husi milislerin Sana, Marib ve Yemen’in çeşitli bölgelerindeki mevkilerini hedef alan askeri operasyonlar düzenlediğini açıkladı. Başlatılan askeri operasyonlarda uluslararası insan hakları hukukuna ve teamül kurallarına uyulduğu belirtilen açıklamada, Koalisyon’un darbeci grubun ilerlemesini önlemek için gerçekleştirdiği adıma Yemen Ulusal Ordusu ve Marib'deki aşiretlerin de destek verdiği bildirildi.
Arap Koalisyonu tarafından yapılan açıklamaya göre söz konusu operasyonlar, Husiler tarafından Krallık’ın güneyindeki bazı şehirlerin hedef alınması için gönderilen 12 silahlı insansız hava aracını (SİHA) imha edilmesinden sonra başlatıldı. Koalisyon’un dünkü açıklamasında Suudi Arabistan’daki sivillerin kırmızı çizgi olduğu vurgulanarak “Sivilleri ve sivil yerleşimleri hedef almaya çalışan terörist liderlerden hesap soracağız” ifadesi kullanıldı.
Husi saldırıları geçen hafta birçok Suudi şehrini etkiledi. Darbeci grup SİHA ve balistik füzelerle son 8 gün içinde, ayrı yerlerde sivilleri hedef almaya yönelik 30 saldırı girişiminde bulundu.
Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu dün Husi milislerin mevzilerine operasyonlar gerçekleştirirken Yemen'deki krize siyasi bir çözüm bulma çağrısını da yineledi. Koalisyon geçen hafta BM Güvenlik Konseyi'ni İran destekli Husi milislerine karşı uluslararası barışa ve güvenliğe yönelik tehditleri durdurma ve grubu sorumlu tutmaya yönelik mesuliyet üstlenmeye çağırdı. Ayrıca söz konusu terör eylemlerinin, Birleşmiş Milletler'in Yemen'de kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşma çabalarını tehlikeye attığını ve Güvenlik Konseyi kararlarının güvenilirliğini zedelediğini vurguladı.
Son gelişmeler, ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Timothy Lenderking'in 10 gün sürmesi beklenen bölge ziyaretini uzatma kararıyla eşzamanlı yaşandı. Yemen'deki çatışmaya kapsamlı ve kalıcı bir diplomatik çözüm bulmak için gerçekleştirilen ziyaretin 14 gün sürmesi bekleniyor.
Koalisyon güçleri tarafından dün yapılan açıklamada, İran rejiminin desteklediği terörist Husi milisleri tarafından Cizan şehrine fırlatılan iki balistik füzenin imha edildiği bildirildi. Koalisyon, füze saldırılarının sivilleri ve sivil yerleşim alanları sistematik ve kasıtlı bir şekilde hedef alma girişimi olduğunu vurguladı.
Uluslararası kuruluşlar ve yönetimler, Suudi Arabistan'da Husiler tarafından SİHA ve balistik füzelerle sistematik ve kasıtlı bir şekilde sivillerin ve sivil yerleşim alanlarının hedef alınmasını "savaş suçu" olarak değerlendirdi. Ayrıca uluslararası insan hakları hukukunun açık bir ihlali ve bölgenin güvenliği ve istikrarına karşı bir tehdit olduğu vurgulanarak uluslararası toplumu söz konusu suç eylemlerine karşı durmaya ve saldırıları kınamaya çağırdı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) dün yapılan açıklamada, İran destekli terörist Husi milislerinin dün bir dizi SİHA ile sivilleri ve sivil yerleşimleri sistematik ve kasıtlı bir şekilde hedef alma girişimlerinin kınandığı ifade edildi. Ürdün hükümeti de Husi milislerinin tehlikeli ve sürekli artan şiddet eylemlerini sert ifadelerle kınadı. Aynı şekilde Bahreyn yönetimi, terörist Husi milislerin Suudi Arabistan'daki sivil bölgeleri hedef alma girişimlerine yönelik kınama yayınladı.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) Cidde'deki merkezinden bugün yapılan açıklamada da terörist Husi milislerinin Suudi Arabistan'daki sivillere ve sivil yerleşim yerlerine yönelik olarak patlayıcı yüklü insansız hava aracı ile saldırı girişimi sert bir şekilde kınandı.
İİT, Koalisyon güçlerinin uluslararası insan hakları hukukuna ve teamül kurallarına uygun olarak sivilleri ve sivil yerleşimleri korumak için aldığı tüm önlemlerde desteğini yineledi. Husilerin düşmanca eylemlerinin ve açık meydan okumalarının "savaş suçu" olduğu vurgulandı.



Almanya'nın Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağının kara kutusunu incelememesi nedeniyle özür dilemesinin ardından İngiltere ile anlaşmaya varıldı

Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
TT

Almanya'nın Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağının kara kutusunu incelememesi nedeniyle özür dilemesinin ardından İngiltere ile anlaşmaya varıldı

Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Almanya'nın Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindekileri taşıyan düşen uçağın kara kutu verilerini analiz etmeyi, bu tür uçaklarla ilgili gerekli teknik kapasitenin bulunmaması gerekçesiyle reddettiğini duyurdu.

Bakanlık, Facebook sayfasında yaptığı açıklamada, Ankara Havalimanı'ndan kalktıktan yarım saat sonra düşen uçakla ilgili gerekli teknik işlemleri tamamlamak üzere İngiltere'nin "tarafsız" taraf olarak seçilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldığını belirtti.

Bakanlık, ölenlerin cenazelerinin bugün (Cumartesi) Trablus’a nakledilmesine karar verildiğini açıkladı.

Uçakta Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindeki heyet bulunuyordu. Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre Libya Ulusal Birlik Hükümeti, uçağın kara kutusunun doğru teknik analizinin yapılması için Türk yetkililerle Almanya'ya gönderilmesi konusunda anlaşmaya vardığını duyurmuştu.


Humus bombalaması: DEAŞ sorumluluğu üstlendi... Şam misilleme sözü verdi

Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
TT

Humus bombalaması: DEAŞ sorumluluğu üstlendi... Şam misilleme sözü verdi

Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)

Suriye hükümetinin karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarını bir kez daha vurgulayan yeni bir olayda, Humus şehrindeki (orta Suriye) bir camide meydana gelen patlamada en az 8 kişi öldü, 18 kişi de yaralandı. Saldırıyı DEAŞ'a bağlı bir grup üstlendi.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA) tarafından yayınlanan bir açıklamada, Suriye Sağlık Bakanlığı yetkilisi, Humus'un Vadi el-Deheb mahallesindeki İmam Ali bin Ebu Talib Camii'ne düzenlenen bombalı saldırıda ölü sayısının 8, yaralı sayısının ise 18'e ulaştığını söyledi. Sağlık Bakanlığı Acil Durum ve Ambulans Müdürlüğü Direktörü Necib el-Nesen, ölü sayısının "kesin olmadığını" belirtti.

DEAŞ'a bağlı aşırılıkçı grup Ensar el-Sünne, saldırının bir Alevi camisini hedef aldığını belirterek sorumluluğu üstlenirken, Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, saldırının arkasında kim varsa adaletin yerini bulacağına dair söz verdi. İbadet yerlerinin hedef alınmasını "alçakça ve korkakça bir eylem" olarak nitelendirdi.

Bu bombalama, mevcut rejimin bir yıl önce iktidara gelmesinden bu yana bir ibadethane içinde gerçekleşen ikinci saldırı oldu. Haziran ayında Şam'daki bir kilisede meydana gelen ve 25 kişinin ölümüne yol açan intihar saldırısının sorumluluğunu da "Saraya Ensar el-Sünne" grubu üstlenmişti.

Dün Humus'ta gerçekleşen bombalama, Arap dünyasında geniş çaplı kınamaya neden oldu. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Krallığın "terörizm ve aşırıcılığı", cami ve ibadethanelerin hedef alınmasını ve masum sivillerin terörize edilmesini kesin bir dille reddettiğini vurgulayarak, Suriye ile dayanışmasını ve Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlamaya yönelik çabalarına desteğini teyit etti.


Gazze'deki el-Avde Hastanesi, yakıt kıtlığı nedeniyle hizmetlerinin çoğunu askıya aldı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)
TT

Gazze'deki el-Avde Hastanesi, yakıt kıtlığı nedeniyle hizmetlerinin çoğunu askıya aldı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat'ta bulunan el-Avde Hastanesi, yakıt kıtlığı nedeniyle hizmetlerinin çoğunu geçici olarak askıya aldığını ve sadece acil servis gibi temel hizmetleri sürdüreceğini duyurdu.

Hastaneyi yöneten el-Avde Sağlık ve Toplum Derneği'nin program direktörü Ahmed Muhanna, AFP'ye yaptığı açıklamada, "Jeneratörleri çalıştırmak için gerekli yakıtın tükenmesi nedeniyle hizmetlerin çoğu geçici olarak askıya alındı" dedi.

"Sadece temel hizmetler, yani acil servis, doğum ve çocuk servisleri devam ediyor," dedi ve hastane yönetiminin asgari hizmet seviyesini sağlamak için jeneratör kiralamak zorunda kaldığını belirtti.

Hastanenin normalde günlük 1000 ila bin 200 litre dizel tükettiğini, ancak mevcut stokun sadece 800 litre olduğunu ve tüm bölümlerin çalışır durumda kalması için yetersiz kaldığını açıkladı.

"Devam eden yakıt krizi, hastanenin temel hizmetlerini sağlama yeteneğini doğrudan tehdit ediyor," uyarısında bulundu.

Birkaç gün süren ağrıların ardından, 30 yaşındaki Hetem Ayada sonunda el-Avda Hastanesi'ne gitmeye karar verdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Nuseyrat'tan gelen yerinden edilmiş kadın ajansa, hastane personelinin kendisine röntgen için elektrik olmadığını ve onunla ilgilenemeyeceklerini söylediğini belirtti.

Ayada, kendisine ağrı kesici verdiklerini ve durumu düzelmezse başka bir hastaneye gitmesi gerektiğini söylediklerini anlattı.

O akşam ağrıları şiddetlendi, bu yüzden başka bir sağlık merkezine gitti ve orada safra taşı teşhisi konuldu.

Kadın, harap olmuş Gazze Şeridi'nde en temel sağlık hizmetlerinin bile eksikliğinden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.

İsrail ile Hamas arasında yaklaşık iki yıldır süren savaşın ardından 10 Ekim'den bu yana yürürlükte olan ateşkes anlaşmasına rağmen, Gazze Şeridi ciddi bir insani krizi yaşamaya devam ediyor.

Ateşkes anlaşması günlük 600 kamyonun girişini öngörürken, STK'lara ve Birleşmiş Milletler'e göre, Şeride insani yardım taşıyan kamyonların sayısı yalnızca 100 ila 300 arasında değişiyor.