Hamadi Muammeri
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, ulusal diyaloğun başlaması için şartlarını ortaya koydu. Zira Tunus'un en büyük işçi örgütlenmesi Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTT) Genel Sekreteri Nureddin et-Tabbubi, basına verdiği demeçte, diyaloğun başlamasının “artık Başbakan Hişam Meşişi’nin istifasına” bağlı olduğunu söyledi. Tabbubi, “Bizim, işçi konfederasyonu olarak ve farklı gruplar arasında denge oluşturma rolümüz ve kanaatimizden hareketle, herhangi bir tarafın istifasını talep etmemiz mümkün değil ve bunu Başbakan’dan talep edemeyiz” dedi.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Tabbubi, ulusal diyaloğun sonuçlarının siyasi, ekonomik ve sosyal alanların tümü için açık olacağını belirterek, üç otoritenin başkanına (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) “siyasi istikrarı sağlamak için” diyalog çağrısında bulundu.
UGTT, 2020’nin Aralık ayı başlarında ülkeyi içinde bulunduğu krizden kurtarmak adına ulusal diyalog tertip etmek için Cumhurbaşkanı Kays Said’e resmi olarak bir girişim sundu. Girişim, siyasi, ekonomik ve toplumsal olmak üzere üç temel ekseni kapsıyordu. Ancak girişimin hayata geçirilmesi, büyük siyasi partiler arasındaki siyasi çekişmeler sebebiyle mümkün olmadı.
Fakat, Cumhurbaşkanı Kays Said, Meşişi’yi başbakanlığa seçen kendisiyken, ulusal diyaloğun başlatılması için neden Meşişi’nin istifasını şart koştu.
Uçurumun açılması
Anayasa Hukuku Profesörü Rabah el-Harayfi, UGTT’nin Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü rolü üstlenmesi karşısında ‘dehşete düştüğünü’ söyledi. Harayfi, “Cumhurbaşkanlığının bir açıklama yaparak diyalog girişimi etrafındaki belirsizliği dağıtmak hedefiyle diyaloğun başlangıcı için Meşişi’nin istifasını şart koşması daha yakışık kalırdı” dedi.
Independent Arabia’ya konuşan Harayfi, “Cumhurbaşkanlığı’nın tavrı, Tunus Cumhurbaşkanı ile Başbakan Hişam Meşişi arasındaki uçurumun açılmasından bu yana Cumhurbaşkanı’nın zihninde bulunuyordu ancak ilan edilmemişti. Ülkenin genel durumu daha fazla kriz kaldıracak durumda değil” ifadelerini kullandı.
Anayasa Hukuku Profesörü Harayfi, 2011’den sonra Tunus’ta başbakanların seçiminde bir problemin olduğuna işaret ederek, bunun “anayasal değil” yöntemden kaynaklandığını belirtti.
“(Anayasa’nın) 89. Maddesi, hükümeti çoğunluğa sahip partinin kuracağını ifade eder. Ancak bu olmadı ve Habib Cemli ve İlyas Fahfah hükümetleri düştü” diyen Harayfi, bu durumun aynı zamanda Cumhurbaşkanlarının bu görevi yerine getirebilecek isimleri seçmede başarısız olduğunu gösterdiğini çünkü başbakan seçimlerinde liyakat ve şeffaflık ilkelerini göz ardı ederek, seçtiği kişiyle ‘şahsi ilişkilerini’ esas aldıklarını söyledi. Harayfi, “Tunus'ta hükümet başkanlarını seçme süreci devlet adamlarına değil amatör bir metoda dayanıyor” dedi.
Profesör Harayfi, Meşişi’nin istifa etme şartına dair şunları kaydetti:
“Bugün yaşananlar, krizi derinleştirmektir. Bu süreçte istifa etmek büyük bir sorun. Entegre maliye yasası bu ay sunulacak. Buna ek olarak, acil masrafların karşılanması ve ödemelerin yapılması için mali bütçe kaynakları seferber edilecek. Bu nedenle ciddi müzakerelere girilmeden onun (Meşişi) kalması mevcut krizi dağıtacaktır.”
Meşişi istifa etmeyi reddetti
Buna karşılık olarak, Hişam Meşişi, önceki gün basına yaptığı açıklamada, istifanın “gündeminde olmadığını” söyledi. Tunus’un ‘istikrara’ ihtiyacı olduğunu belirten Meşişi, “Ülkeye karşı yüklendiğim sorumluluktan vazgeçemem” dedi.
Krizden çıkış için diyaloğa hazır olduğunu ifade eden Meşişi, Tunus’un ekonomik ortaklarının işbirliği ile hükümetin ekonomik reformlara yeniden başlamak için hazır olduğunu vurguladı. Meşişi üç otorite arasındaki siyasi çekişmelere atıfla “yel değirmenine karşı mücadelede iyi olmadığını” kaydetti.
Nahda Hareketi diyaloğa bağlı
Öte yandan, Nahda Hareketi, yaptığı yazılı açıklamada, diyaloğun siyasi krizden ‘tek çıkış yolu’ olduğunu belirterek, Meclis Başkanı, ulusal örgütler, partiler ve itibarlı kişilerin devletin saygınlığını koruyacak şekilde bakış açılarını yakınlaştırma çabalarına dikkat çekti. Nahda, UGTT’nin girişimi başta olmak üzere tüm yapıcı diyalog girişimlerle etkileşim halinde olduğunu bildirdi.
Tunus, Meşişi’nin 11 bakanı kapsayan geniş çaplı kabine değişikliğini ilan etmesinden bu yana ciddi bir krizle karşı karşıya. Meşişi’nin değişikliğini reddeden Cumhurbaşkanı Said, bakanların 26 Ocak’ta Meclis’te güvenoyu almalarına rağmen huzurunda anayasa yemini etmelerini kabul etmedi.
Ülkedeki siyasi kriz, tarafların kendi pozisyonlarında ısrar etmeleri sebebiyle devam ediyor. Gelişmeler, yürütme otoritesinin iki başı arasında bilek güreşine benziyor. Bu durum, demokrasi sürecinin zarar gördüğü vahim sonuçların ortaya çıkabileceğine dair uyarı veriyor. Ülkede sosyal ve ekonomik kriz yaşanırken, kurumlardaki çözülme, yolsuzluğun yaygınlaşması, tekelleşme olgusunun büyümesi, hayat pahalılığı ve alım gücünün gözle görülür şekilde düşmesinin faturasını Tunus vatandaşı ödüyor.