Kadınlar Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı’nda liderlik pozisyonlarında

Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı kadrolarının yarısı kadınlardan oluşuyor.

Kadınlar Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı’nda liderlik pozisyonlarında
TT

Kadınlar Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı’nda liderlik pozisyonlarında

Kadınlar Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı’nda liderlik pozisyonlarında

Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı, iki yıl önce kurulmasının ardından bugün Vizyon 2030 hedeflerine, yalnızca kültürel alanlarda kadınları destekleyerek değil, kadınları güçlendirme ve kültür sektöründeki varlıklarını artırma noktasında birçok eksen aracılığıyla ulaşmaya çalışıyor.
Kültür Bakanlığı, Suudi kadınlara liderlik pozisyonlarında yetkiler vermeye başladı. Ayrıca, çalışanları arasındaki kadınların sayısını, toplam çalışan sayısının yaklaşık yüzde 50’si olan rekor bir seviyeye çıkardı.
Söz konusu oran, Kültür Bakanlığı’nın, kadınların başarı ve ayrıcalık elde etmelerini destekleme ve çekici bir çalışma ortamı sağlama konusundaki isteğini doğruluyor. Bu durum, Suudi Kültür Bakanı Prens Bedr bin Abdullah bin Ferhan’ın, kadınların Suudi kültür sektöründeki liderlik pozisyonlarına katılmalarına ve yeteneklerine olan inancını yansıtıyor.
Bakanlık yaptığı açıklamada, istatistiklerin, Suudi kadınların Suudi Arabistan’daki işgücü piyasasına katılım oranlarının toplam Suudilerin yüzde 35’i olduğunu açıkladı. Ayrıca kadınların kamu sektörüne katılımının yüzde 38’lere, özel sektörde ise yüzde 32’lere çıktığına işaret etti. Bu durum, devletin kadına olan desteği ile hedefleri doğrultusunda hızla büyümesine işaret ediyor.
Kültür Bakanlığı çalışanların cinsiyeti ne olursa olsun yetkinlik, deneyim ve becerileri dikkate alan profesyonel standartlara göre, çeşitli iş pozisyonlarıyla kadınları cezbederek, işgücü piyasasına katılım oranlarını erkeklerle eşit seviyelere çekmeye çalışıyor.
Kültür Bakanlığı kısa süre içinde, hem bakanlık bünyesinde hem de diğer kültürel alanlarda Suudi kültür sektörünün ilerlemesi noktasında proje yönetimine aktif katkıda bulunabilecek bir Suudi kadın kuşağı oluşturmayı başardı. Suudi kadınlar bu kapsamda liderlik pozisyonlarını üstlenerek görevlerini en iyi şekilde yerine getirmeye devam ediyor.
Suudi kadın liderler, tüm kurumsal ve operasyonel sorumlulukları ile bazı kültürel kurumların başkanlıklarının yanı sıra, bakanlık kurumları ve departmanlarında liderlik pozisyonlarında, kültürel projeleri yönetme noktasında görevlerine başladı.
Söz konusu görevlendirmelerin yapıldığı liste, bir grup nitelikli Suudi kadını içeriyor. Bunlar arasında, Mimarlık ve Tasarım Sanatları İcra Kurulu Başkanı Sümeyye es-Süleyman, Bakanlığın Ulusal Ortaklık ve Kalkınma Ajansı sorumlusu Noha Kattan, Görsel Sanatlar Kurulu İcra Kurulu Başkanı Dina Amin, Bakanlığın İletişim ve Halkla İlişkiler sorumlusu Dor Kattan, Mutfak Sanatları İcra Kurulu Başkanı Mayada Bedir, Uygulama ve Proje Yönetimi Genel Müdürlüğü sorumlusu Rezzan el-Ayid’in yanı sıra Planlama ve Performans Genel İdari sorumlusu Felve el-Bazi bulunuyor.
Bakanlık ulusal kültür projesinin uygulanması noktasında her iki cinsiyetten liderlerin çalışmalarına güvendiğini vurguladı.
Mimarlık ve Tasarım Sanatları İcra Kurulu Başkanı Sümeyye es-Süleyman, kadın ve erkeklerin, kültür hizmetinde üretici olarak temel bir role sahip olduklarına inandığı söyledi.
Sümeyye es-Süleyman, “Kadınları desteklemenin çok önemli olduğuna inanıyorum. Kadınlar, deneyimlerinin Suudi kültüründe görülür ve etkili olması için ister birey olarak isterse de toplumun bir üyesi olarak, kendi alanlarına ve seslerine sahip olmalı ve kendi kültürlerine katkıda bulunarak bunu yaymalılar” dedi.
Ulusal ortaklık ve kalkınmadan sorumlu Noha Kattan, Kültür Bakanlığı’nın, kadın ve erkeklerin gelişimine ve parlamasına imkan veren ve onlara destek, teşvik ve kalkınma anlamında tüm başarı unsurlarını sağlayan çalışma ortamlarına övgüde bulundu.
Ayrıca Kültür Bakanlığı’nın kadınlara sağladığı imkanlara atıfta bulunarak 2030 hedeflerine ulaşma noktasındaki çabalarını övdü.
Uygulama ve Proje Yönetimi’nden sorumlu Rezzan el-Ayid, çalışanların cinsiyetçi bir ayrıma maruz kalmamalarının başarılı bir ortamın temeli olduğuna işaret etti. Rezzan el-Ayid: “Bir kişinin yetenekleri ve nitelikleri erkek veya kadın olmasına değil, o kişinin yetkinliğine bağlıdır. Bu durum, kadınları güçlendirme ve çeşitli alanlara katılımları noktasında, onları harekete geçirmenin önemi ile çelişmemekte” dedi.
İletişim ve Halkla İlişkiler sorumlusu Dur Kattan, kadınların kültür sektöründeki rolünün, oldukça önemli ve erkekleri tamamlar nitelikte olduğuna inandığını söyledi. Ayrıca, kadın veya erkek olsun kültür sektöründe çalışan kimselerin Suudi kültürüne farklı bir boyut kazandıracak olan kişisel vizyonlarını sunma sorumluluğu olduğunu ifade etti.
Mutfak Sanatları İcra Kurulu Başkanı Mayada Bedir, Kültür Bakanlığı’nı desteklediğini ifade ederek, hırslı kadınlara yeteneklerine güvenmeleri noktasında tavsiyelerde bulundu. Bedir, “Tavsiyem aynı zamanda gençler için de geçerlidir, hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız yeteneklerinize güvenin” dedi.
Kültür Bakanlığı bünyesinde üst pozisyonlarda çalışan kadınlar, Suudi kültür sektörüyle bağlantılı kurum ve departmanlarda büyük sorumluluklar yükleniyor. Bu durum kadınların erkeklerle birlikte etkili ve ilham verici bir liderlik pozisyonu yürüttüğüne işaret ediyor. Dur Kattan’a göre bu yeni konsept, “herkese güç veren” Suudi 2030 vizyonunu gerçekleştirme noktasından geliyor.
Sumeyye es-Suleyman, genel olarak liderliğin insanlardan aldığı değerlerden ilham alması gerektiğine inandığı belirterek, “İnsanlar arasında rol model ve rehber olabilecek kimseler var” ifadesini kullandı. Kapsamlı ve çok yönlü alanlarıyla Mimarlık ve Tasarım sektörüne başkanlık etme misyonunun kendisini daha sorumlu hissetmesine neden olduğunu belirten Süleyman, “Bu pozisyonda bir varış noktası olmadığından dolayı aslında tüm gözler üzerinizde oluyor. Aynı zamanda bu pozisyon sizi çalışanlara ve iş arkadaşlarınıza karşı sorumlu hale getiriyor. Başkan erkek veya kadın olsun tüm bunları hissetmek, sorumlulukların etkili ve verimli bir şekilde yerine getirilmesini sağlıyor” dedi.
Kültür liderleri Kültür Bakanlığı öncülüğünde kültür sektörünü geliştirme projesine dahil olmaktan gurur duyduklarını ifade etti. Ayrıca, Suudi 2030 vizyonunun, kadınların çalışma hayatında hak ettikleri fırsatları partnerleriyle birlikte yürütmedeki desteğinin yanı sıra, her alandaki yaratıcılık ve gelişme noktasında sağladığı olumlu atmosfere övgüde bulundular.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.