Kadınlar Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı’nda liderlik pozisyonlarında

Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı kadrolarının yarısı kadınlardan oluşuyor.

Kadınlar Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı’nda liderlik pozisyonlarında
TT

Kadınlar Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı’nda liderlik pozisyonlarında

Kadınlar Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı’nda liderlik pozisyonlarında

Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı, iki yıl önce kurulmasının ardından bugün Vizyon 2030 hedeflerine, yalnızca kültürel alanlarda kadınları destekleyerek değil, kadınları güçlendirme ve kültür sektöründeki varlıklarını artırma noktasında birçok eksen aracılığıyla ulaşmaya çalışıyor.
Kültür Bakanlığı, Suudi kadınlara liderlik pozisyonlarında yetkiler vermeye başladı. Ayrıca, çalışanları arasındaki kadınların sayısını, toplam çalışan sayısının yaklaşık yüzde 50’si olan rekor bir seviyeye çıkardı.
Söz konusu oran, Kültür Bakanlığı’nın, kadınların başarı ve ayrıcalık elde etmelerini destekleme ve çekici bir çalışma ortamı sağlama konusundaki isteğini doğruluyor. Bu durum, Suudi Kültür Bakanı Prens Bedr bin Abdullah bin Ferhan’ın, kadınların Suudi kültür sektöründeki liderlik pozisyonlarına katılmalarına ve yeteneklerine olan inancını yansıtıyor.
Bakanlık yaptığı açıklamada, istatistiklerin, Suudi kadınların Suudi Arabistan’daki işgücü piyasasına katılım oranlarının toplam Suudilerin yüzde 35’i olduğunu açıkladı. Ayrıca kadınların kamu sektörüne katılımının yüzde 38’lere, özel sektörde ise yüzde 32’lere çıktığına işaret etti. Bu durum, devletin kadına olan desteği ile hedefleri doğrultusunda hızla büyümesine işaret ediyor.
Kültür Bakanlığı çalışanların cinsiyeti ne olursa olsun yetkinlik, deneyim ve becerileri dikkate alan profesyonel standartlara göre, çeşitli iş pozisyonlarıyla kadınları cezbederek, işgücü piyasasına katılım oranlarını erkeklerle eşit seviyelere çekmeye çalışıyor.
Kültür Bakanlığı kısa süre içinde, hem bakanlık bünyesinde hem de diğer kültürel alanlarda Suudi kültür sektörünün ilerlemesi noktasında proje yönetimine aktif katkıda bulunabilecek bir Suudi kadın kuşağı oluşturmayı başardı. Suudi kadınlar bu kapsamda liderlik pozisyonlarını üstlenerek görevlerini en iyi şekilde yerine getirmeye devam ediyor.
Suudi kadın liderler, tüm kurumsal ve operasyonel sorumlulukları ile bazı kültürel kurumların başkanlıklarının yanı sıra, bakanlık kurumları ve departmanlarında liderlik pozisyonlarında, kültürel projeleri yönetme noktasında görevlerine başladı.
Söz konusu görevlendirmelerin yapıldığı liste, bir grup nitelikli Suudi kadını içeriyor. Bunlar arasında, Mimarlık ve Tasarım Sanatları İcra Kurulu Başkanı Sümeyye es-Süleyman, Bakanlığın Ulusal Ortaklık ve Kalkınma Ajansı sorumlusu Noha Kattan, Görsel Sanatlar Kurulu İcra Kurulu Başkanı Dina Amin, Bakanlığın İletişim ve Halkla İlişkiler sorumlusu Dor Kattan, Mutfak Sanatları İcra Kurulu Başkanı Mayada Bedir, Uygulama ve Proje Yönetimi Genel Müdürlüğü sorumlusu Rezzan el-Ayid’in yanı sıra Planlama ve Performans Genel İdari sorumlusu Felve el-Bazi bulunuyor.
Bakanlık ulusal kültür projesinin uygulanması noktasında her iki cinsiyetten liderlerin çalışmalarına güvendiğini vurguladı.
Mimarlık ve Tasarım Sanatları İcra Kurulu Başkanı Sümeyye es-Süleyman, kadın ve erkeklerin, kültür hizmetinde üretici olarak temel bir role sahip olduklarına inandığı söyledi.
Sümeyye es-Süleyman, “Kadınları desteklemenin çok önemli olduğuna inanıyorum. Kadınlar, deneyimlerinin Suudi kültüründe görülür ve etkili olması için ister birey olarak isterse de toplumun bir üyesi olarak, kendi alanlarına ve seslerine sahip olmalı ve kendi kültürlerine katkıda bulunarak bunu yaymalılar” dedi.
Ulusal ortaklık ve kalkınmadan sorumlu Noha Kattan, Kültür Bakanlığı’nın, kadın ve erkeklerin gelişimine ve parlamasına imkan veren ve onlara destek, teşvik ve kalkınma anlamında tüm başarı unsurlarını sağlayan çalışma ortamlarına övgüde bulundu.
Ayrıca Kültür Bakanlığı’nın kadınlara sağladığı imkanlara atıfta bulunarak 2030 hedeflerine ulaşma noktasındaki çabalarını övdü.
Uygulama ve Proje Yönetimi’nden sorumlu Rezzan el-Ayid, çalışanların cinsiyetçi bir ayrıma maruz kalmamalarının başarılı bir ortamın temeli olduğuna işaret etti. Rezzan el-Ayid: “Bir kişinin yetenekleri ve nitelikleri erkek veya kadın olmasına değil, o kişinin yetkinliğine bağlıdır. Bu durum, kadınları güçlendirme ve çeşitli alanlara katılımları noktasında, onları harekete geçirmenin önemi ile çelişmemekte” dedi.
İletişim ve Halkla İlişkiler sorumlusu Dur Kattan, kadınların kültür sektöründeki rolünün, oldukça önemli ve erkekleri tamamlar nitelikte olduğuna inandığını söyledi. Ayrıca, kadın veya erkek olsun kültür sektöründe çalışan kimselerin Suudi kültürüne farklı bir boyut kazandıracak olan kişisel vizyonlarını sunma sorumluluğu olduğunu ifade etti.
Mutfak Sanatları İcra Kurulu Başkanı Mayada Bedir, Kültür Bakanlığı’nı desteklediğini ifade ederek, hırslı kadınlara yeteneklerine güvenmeleri noktasında tavsiyelerde bulundu. Bedir, “Tavsiyem aynı zamanda gençler için de geçerlidir, hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız yeteneklerinize güvenin” dedi.
Kültür Bakanlığı bünyesinde üst pozisyonlarda çalışan kadınlar, Suudi kültür sektörüyle bağlantılı kurum ve departmanlarda büyük sorumluluklar yükleniyor. Bu durum kadınların erkeklerle birlikte etkili ve ilham verici bir liderlik pozisyonu yürüttüğüne işaret ediyor. Dur Kattan’a göre bu yeni konsept, “herkese güç veren” Suudi 2030 vizyonunu gerçekleştirme noktasından geliyor.
Sumeyye es-Suleyman, genel olarak liderliğin insanlardan aldığı değerlerden ilham alması gerektiğine inandığı belirterek, “İnsanlar arasında rol model ve rehber olabilecek kimseler var” ifadesini kullandı. Kapsamlı ve çok yönlü alanlarıyla Mimarlık ve Tasarım sektörüne başkanlık etme misyonunun kendisini daha sorumlu hissetmesine neden olduğunu belirten Süleyman, “Bu pozisyonda bir varış noktası olmadığından dolayı aslında tüm gözler üzerinizde oluyor. Aynı zamanda bu pozisyon sizi çalışanlara ve iş arkadaşlarınıza karşı sorumlu hale getiriyor. Başkan erkek veya kadın olsun tüm bunları hissetmek, sorumlulukların etkili ve verimli bir şekilde yerine getirilmesini sağlıyor” dedi.
Kültür liderleri Kültür Bakanlığı öncülüğünde kültür sektörünü geliştirme projesine dahil olmaktan gurur duyduklarını ifade etti. Ayrıca, Suudi 2030 vizyonunun, kadınların çalışma hayatında hak ettikleri fırsatları partnerleriyle birlikte yürütmedeki desteğinin yanı sıra, her alandaki yaratıcılık ve gelişme noktasında sağladığı olumlu atmosfere övgüde bulundular.



NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

TT

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'nun (PIF) sahibi olduğu NEOM'daki gelişme hızı, Oxagon ve NEOM Yeşil Hidrojen projelerinin üretim ve işletmeye yaklaşmasıyla birlikte hızlanıyor. Söz konusu projeler, Suudi Arabistan’ın temiz enerji ve ileri endüstrilere geçişinde önemli bir rol oynuyor. Bu adım, karbon emisyonlarının azaltılması ve ulusal ekonominin çeşitlendirilmesini hedefleyen Vizyon 2030 çerçevesindeki çalışmalar kapsamında atılıyor. Yenilenebilir enerji ve teknolojik yenilik temelli entegre sanayi ve teknoloji ekosistemlerinin inşası yoluyla, NEOM’un sürdürülebilir sanayiler ve geleceğin teknolojileri alanında küresel bir merkez olarak konumunu güçlendirmesi amaçlanıyor.

İşletme ve bakım

NEOM Yeşil Hidrojen Şirketi CEO'su Visam el-Gamidi, şirketin 2026'da test ve devreye alma aşamalarını tamamladıktan sonra 2027'de ticari üretime başlamaya hazırlandığını duyurdu. Bu projenin, Suudi Arabistan’ın temiz enerjiye geçişinin en önemli dayanaklarından biri olduğunu ve karbonsuzlaşma ve net sıfır emisyon hedefleri olan Vizyon 2030 hedefleriyle uyumlu olduğunu açıkladı.

Şirketin ACWA Power, Air Products ve NEOM arasında bir ortak girişim olduğunu ve NEOM projesi kapsamındaki sanayi şehri Oxagon'da bulunduğunu belirtti. Proje üç ana tesisten oluşuyor: Oxagon'daki hidrojen üretim tesisi, yaklaşık 80 kilometre doğuda bulunan güneş enerjisi sahası ve yaklaşık 120 kilometre kuzeydeki rüzgâr türbini sahası.

El-Gamidi, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda, projenin toplam üretim kapasitesinin 2026 yılı sonuna kadar hidrojen tesisine güç sağlamak için 4 gigawatt olacağını ve ticari üretimin ertesi yıl 2027'de başlayacağını açıkladı. Tesis, günde 600 ton hidrojen üretebilecek; bu hidrojen, yılda 1,2 milyon ton amonyağa dönüştürülecek ve projenin bir parçası olarak inşa edilen deniz rıhtımı da dahil olmak üzere tesise ait özel bir liman üzerinden sevk edilecek. El-Gamidi, şirketin yaklaşık iki yıl önce inşaat aşamasına girdiğini ve şu anda inşaat aşamasının yüzde 80'inden fazlasını tamamladığını, güneş ve rüzgâr enerjisi santrallerinin ise ileri aşamalarda olduğunu ve 2026 yılında hidrojen tesisine test ve işletme için enerji sağlamaya hazır olduğunu bildirdi.

El-Gamidi, şirketin sadece fabrikayı inşa etmekle kalmayıp, aynı zamanda kurumsal yapısını da kurduğunu, bugüne kadar yaklaşık 350 çalışanı istihdam ettiğini, operasyonlar, bakım ve tüm destek fonksiyonları için gerekli yetenekleri çektiğini açıkladı. Şirket ayrıca, bu gelecek vaat eden sektöre katılmak üzere yeni mezunları eğitmek ve nitelik kazandırmak için özel eğitim programları başlattı.

El-Gamidi, şirketin Oxagon bölgesinde bulunmasının ve limanın hidrojen tesisine yakın olmasının projenin başarısında belirleyici bir rol oynadığını belirtti. El-Gamidi’ye göre, tüm rüzgâr türbinleri Neom Limanı ve Oxagon hizmetleri üzerinden ithal edildi. Ayrıca hidrojen tesisinin ana ekipmanları ve birçok diğer ekipman da Neom Limanı ve Oxagon üzerinden getirildi.

Oxagon'un sanayi bölgesindeki yatırımcılara NEOM'da lisans ve izinler, liman hizmetleri, mühendislik ve lojistik hizmetlerini içeren entegre bir sistem sağladığını ve bunun da projenin uygulama aşamalarında önemli ilerlemeler kaydetmesini sağladığını belirtti.

El-Gamidi, bugün inşa edilenin sadece bir istasyon değil, küresel bir model haline gelecek yeni bir endüstrinin başlangıcı olduğunu vurgulayarak, büyük ölçekli bir hidrojen endüstrisi kurmanın ve onu geleceğe taşımanın mümkün olduğunu dünyaya kanıtladığını ifade etti.

Projenin ekonomik ve sosyal etkisi hakkında konuşan el-Gamidi, şirketin NEOM Yeşil Hidrojen Projesi kapsamında 300 ila 350 arasında doğrudan istihdam sağlayacağını ve bunların çoğunun halihazırda doldurulduğunu, ayrıca destekleyici sektörlerde bu sayının 6 ila 7 katı arasında dolaylı istihdam yaratacağını açıkladı.

Projenin NEOM'da yer almasının, tesisin bakımını ve uzun vadeli sürdürülebilirliğini desteklemek için sürekli endüstriyel hizmetlere ihtiyaç duyulacağı anlamına gelen, yukarı ve aşağı akış hizmetlerinin geliştirilmesine kapı açacağını belirtti. Suudi Arabistan'daki hidrojen endüstrisinin yapay zekâ, dijitalleşme ve mühendislik çözümleri gibi alanlarda uzmanlaşmış birçok şirketi çekeceğini ve Suudi ekonomisinin çeşitlendirilmesi için yeni bir dayanak noktası olacağını vurguladı.

Gelecekteki fırsatlar

Oxagon CEO'su Vishal Wanchoo ise projenin NEOM'da ileri ve temiz endüstrilere ev sahipliği yaptığını ve bölgenin ana ekonomik itici güçlerinden biri olduğunu vurguladı. Oxagon'daki çalışmaların 2021'de planın başlatılmasından bu yana önemli ilerleme kaydettiğini açıkladı. Şehrin, Neom limanı çevresindeki Kızıldeniz'de, özellikle Avrupa ve Afrika olmak üzere birçok coğrafi bölgeye mükemmel erişim sağlayan stratejik bir konumda bulunduğunu ve bu nedenle ürün ihracatı ve Suudi Arabistan'a hizmet vermek için ideal bir yer olduğunu belirtti.

Wanchoo, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Neom Limanı’nın halihazırda faaliyete geçtiğini ve endüstriyel şirketleri Oxagon'da iş kurmaya çekmek için çabaların sürdüğünü, Neom Yeşil Hidrojen Projesi’nin ise yeşil hidrojenin büyük ölçekli üretimi için ilk büyük proje olduğunu bildirdi. Ayrıca, Oxagon'un endüstriyel şehir için odaklandığı temel alanlar olan yapay zekâ veri merkezlerini genişletmenin ve genel olarak yapay zekâ sistemini geliştirmenin yanı sıra entegre bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak için çalıştığını da doğruladı.

Wanchoo, Neom Limanı’nın şu anda Yeşil Hidrojen Projesi’ne malzeme tedarik ederek ve karmaşık sevkiyatlar gerçekleştirerek hizmet verdiğini açıkladı ve projenin gelecekteki fırsatlarına yönelik büyük heyecanı vurguladı. Ayrıca, Oxagon'un önceliklerinden birinin kapsamlı bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak olduğunu belirterek, yeşil hidrojen alanındaki çalışmaların yaklaşık dört yıl önce başladığını ve geleneksel enerjiden temiz enerjiye geçişin devam ettiği göz önüne alındığında, Krallığa hizmet etmek ve ihracat kapasitesini artırmak için yenilenebilir enerji sisteminin tüm unsurlarının geliştirilmesinin önemini vurguladı.

Wanchoo, Oxagon’un odaklandığı ilk üç temel sütunun, rüzgâr enerjisi teknolojisinin geniş ölçekte yerli üretimi, güneş enerjisi teknolojisinin orta ve nihai aşamalarda yerli olarak üretilmesi ve yüksek üretim kapasitesine sahip bu tesislerin hem Suudi Arabistan’ın yenilenebilir enerji ihtiyacını karşılaması hem de ihracat pazarlarına hizmet etmesi olduğunu belirtti. Ayrıca, yenilenebilir enerji ekosisteminin kilit unsurlarından biri olarak batarya teknolojilerinin geliştirilmesi yönünde çalışmaların sürdüğünü ifade eden Wanchoo, bu alanda projenin önemli bir ilerleme kaydettiğini vurguladı.

Temiz ve teknik endüstrilerle ilgili olarak, Oxagon'un tüm faaliyetlerinin doğası gereği temiz enerji olan yenilenebilir enerji etrafında döndüğünü açıkladı. Hedefin yenilenebilir enerji bileşenlerinin üretimi ile sınırlı olmadığını, Oxagon'daki tüm endüstrilerin tamamen yenilenebilir enerji kullanarak çalıştırılmasına kadar uzandığını vurguladı. NEOM Yeşil Hidrojen Projesi'nin en büyük yenilenebilir enerji üretim projelerinden biri olduğunu ve tamamen temiz enerjiyle çalıştığını, bu sayede Oxagon'daki diğer endüstrilere de aynı enerjiyi sağladığını belirtti.

Wanchoo, teknik alandaki odak noktalarının yapay zekâ olduğunu belirterek, yapay zekâ ile yenilenebilir enerji arasında yakın bir bağlantı bulunduğunu vurguladı. Günümüzde yapay zekânın karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin sürdürülebilirlik olduğunu, zira bu alanın soğutma amaçlı büyük miktarda enerji ve su tükettiğini söyledi. Bu nedenle, Oxagon, sürdürülebilir çözümler benimsemeye özen gösteriyor. Şehirde kurulacak dev yapay zekâ veri merkezi, yenilenebilir enerji ile çalışacak ve soğutma için deniz suyu kullanılacak; böylece operasyonların ve kullanılan teknolojilerin sürdürülebilirliği sağlanmış olacak.

Wanchoo ana hedefin bu görüşmeleri ilerletmek ve şirketlerin faaliyetlerine başlayabilmeleri için anlaşmaları sonuçlandırmak olduğunu vurguladı. Yenilenebilir enerji ve yapay zekâ projelerinin hızlı büyümesi göz önüne alındığında, planın 2026 yılı sonundan önce endüstriyel üretime başlamak ve 2027 yılına kadar tam üretime ulaşmak olduğunu belirtti.


Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
TT

Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Suudi Arabistan ve ABD kara kuvvetleri arasındaki ortak askeri tatbikat "Quincy-1" dün Fort Irwin askeri üssünde başladı.

Tatbikat, operasyonel hazırlığı artırmayı, uzmanlık alışverişinde bulunmayı ve çeşitli muharebe ortamlarında ortak operasyonların entegrasyonunu amaçlıyor.

Resim   Ortak tatbikat manevraları “Quincy-1” Fort Irwin askeri üssünde başladı, (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Yaklaşık bin 200 mil karelik bir alanı kaplayan dev Fort Irwin askeri üssü, Kaliforniya ve Nevada eyaletleri arasında, Mojave Çölü'nün kalbinde yer almaktadır.


Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
TT

Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)

ABD, Suudi Arabistan'ın 48 adet F-35 savaş jeti satın alma teklifini değerlendiriyor. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Reuters'a konuşan ABD'li yetkililer, Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) teklif üzerinde aylardır çalıştığını belirtiyor. 

Pentagon'daki politika departmanından geçen teklifin, bakanlıktaki üst düzey yetkililer tarafından değerlendirmeye alındığı ifade ediliyor. 

Diğer yandan nihai satış kararı için kabine düzeyinde ilave onaylar, Kongre'ye bildirim ve Donald Trump'ın imzası gerekecek.

Haberde, Suudi Arabistan yönetiminin, uçakları satın almak için doğrudan Trump'la iletişime geçtiği aktarılıyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 18 Kasım'da Beyaz Saray'ı ziyaret edecek. Sürecin bu görüşmeden önce hızlandırıldığı ifade ediliyor. 

Analizde, hava kuvvetlerini modernize etmek ve özellikle İran'dan gelebilecek muhtemel tehditlere karşı koymak amacıyla Riyad yönetiminin yıllardır bu savaş uçaklarını istediğine işaret ediliyor. 

Washington'ın Riyad'la savunma işbirliğini geliştirmeye açık olduğunu göstermesi üzerine Suudi Arabistan'ın jetler için tekrar teklifte bulunduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri'nde Boeing yapımı F-15'ler ve Avrupa menşeli Tornado ve Typhoon savaş jetleri yer alıyor. 

Trump, mayıstaki Ortadoğu turunda Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş, iki ülke arasında 142 milyar dolarlık silah anlaşması imzalanmıştı. Beyaz Saray'ın "tarihin en büyük savunma satış anlaşması" diye nitelediği anlaşma hava ve füze sistemlerinden iletişim teknolojilerinin 

geliştirilmesine kadar birçok kalemi içeriyordu. 

Öte yandan satışın gerçekleşmesinin, ABD'nin Ortadoğu'daki politikasında önemli bir değişime işaret edeceği belirtiliyor. 

Ortadoğu'da filosunda F-35 bulunan tek ülke İsrail. Washington silah satışlarıyla İsrail'in "niteliksel askeri üstünlüğünü" sağlama politikası yürütüyor ancak bu jetlerin Suudi Arabistan'a da satılmasının, bölgedeki "askeri dengeleri değiştirebileceğine" dikkat çekiliyor. 

Israel Hayom'daki analizde de bu hamlenin "İsrail'in bölgedeki askeri hakimiyetine meydan okuma" anlamına geleceği yazılıyor. 

Riyad yönetimi, F-35'leri satın almak için eski ABD Başkanı Joe Biden'la da görüşmüştü. Suudi Arabistan-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi çerçevesinde bu satışların gerçekleştirilebileceği bildirilmişti. Ancak iki ülke arasında ABD arabuluculuğunda yürütülen normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşı nedeniyle askıya alınmıştı. 

Independent Türkçe, Reuters, Israel Hayom