İngiltere Muhafazakar Parti Ortadoğu Konseyi direktörü Charlotte Leslie Şarku’l Avsat’a konuştu: Uluslararası hukukun günümüze uyum sağlaması için güncellenmesi gerekiyor

Suudi Arabistan'daki değişim hızı etkileyici

Charlotte Leslie
Charlotte Leslie
TT

İngiltere Muhafazakar Parti Ortadoğu Konseyi direktörü Charlotte Leslie Şarku’l Avsat’a konuştu: Uluslararası hukukun günümüze uyum sağlaması için güncellenmesi gerekiyor

Charlotte Leslie
Charlotte Leslie

Eski Muhafazakar Parti milletvekili Charlotte Leslie, Ortadoğu ülkelerine giden  İngiliz heyetlerinin genellikle tek kadın temsilcisi olarak yer almasına rağmen etrafının birçok Arap kadın ‘politikacılarla’ dolu olduğunu ifade ediyor. Siyasette kadınların bölgedeki erkek meslektaşlarından daha az saygı gördüğü şeklindeki basmakalıp görüşe şaşırdığını dile getiren Leslie, bu yöndeki deneyiminin daha farklı olduğunu vurguluyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan Muhafazakar Parti Ortadoğu Konseyi yöneticisi Leslie, Birleşik Krallık’ın Brexit'ten sonraki geleceğinden, Körfez ülkeleriyle ticaret ve güvenlik ilişkilerinden, Yemen krizini çözme yolları ve nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirme ikilemine değindi.
Özellikle de Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılması ardından, ülkesi ile Körfez ülkeleri arasındaki ticaret ve güvenlik iş birliğini güçlendirme ihtiyacını vurgulayan Leslie, Yemen'de çatışmanın nedenleriyle de mücadeleye odaklanan kapsamlı bir yaklaşım çağrısında bulundu.

Körfez ile ilişkiler ve Brexit
Brexit’in ardından Birleşik Krallık ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin ‘her zamankinden daha önemli hale geleceğini’ öngören Leslie, Londra’nın geçiş sürecinde yaşayacağı kaçınılmaz zorlukların onu bölgeye bağlayan derin ilişkileri güçlendirme yönünde güçlü bir teşvik olacağını ifade ederek sözlerinin şöyle sürdürdü:
“Birleşik Krallık hükümetinin, bölgedeki dostlarımızla daha güçlü ticaret bağları kurma yönünde aktif olarak çabaladığını biliyorum. Başbakan’ın Strateji Başdanışmanı Edward Lister’ın yakın zamanda atanması da Körfez ile ticarete özel bir ilgi gösterildiğine işaret ediyor. Yeşil ekonominin, aynı zamanda hayati ve çevresel nedenlerle fosil yakıtlara dayalı ekonomilerden uzaklaşma yönündeki teşviklerin sağladığı fırsatlara yönelik ortak bir menfaate sahibiz. Ekonomisini şuanda bu yönde geliştirmek isteyen Suudi Arabistan gibi ülkeler başta olmak üzere bölgede turizme yönelik birçok fırsat mevcut.”
Güvenlik meselesine de değinen Leslie, “Güvenlik alanındaki iş birliği, Ortadoğu bölgesi ve dünyanın benzeri görülmemiş güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya olduğu bir dönemde her zamankinden daha fazla önem arz ediyor. Diğer yandan dijital dünyadaki dezenformasyon ve siber saldırılar gibi yeni zorluklarla da karşı karşıyayız. İstikrarlı devletlerin olduğu bir dünya ile karşılaşmak, hem Birleşik Krallık’ın hem de Körfez'in çıkarınadır. Birbirimizden de bir şeyler öğrenebiliriz; Birleşik Krallık’ın da, Körfez'in de paylaşacak uzmanlığı ve deneyimi mevcut. Örneğin Körfez'de, şiddet yanlısı radikallerin rehabilitasyonu ve radikal programlar ile mücadele konusunda Birleşik Krallık’ın çok şey öğrenebileceği bazı çalışmalarla karşılaştım. Nitekim Birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var, bu yönde ilerlememenin sonuçlarını kaldıramayız” ifadelerine başvurdu.

Nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirme yönleri
İran'la nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma girişimlerinin ‘orijinal anlaşmaya geri dönüş niteliğinde olmayacağına’ inanan Leslie, “Zirâ eski Başkan Trump liderliğindeki ABD’nin anlaşmadan çekilmesi bağlamı kesinkes değiştirdi” açıklamalarında bulundu. Uluslararası toplumun bunu Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın avantajları, dezavantajları ve sınırlarını değerlendirmek için fırsat bileceği umudunu da dile getirdi. Aynı zamanda “İran'ın nükleer programının balistik programlarından, bölge genelindeki vekil ve milisleri tarafından yürütülen istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerinden nasıl ayrılabileceğini bilmiyorum” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı Joe Biden'ın Suriye'deki İran destekli milislere karşı saldırı başlatma onayını İran'ın istikrarsızlaştırıcı bölgesel faaliyetlerini kabul etme ve bunları kontrol altına alma niyetine işaret olarak değerlendiren Leslie, “Ancak bu itirafın nükleer anlaşmaya veya başka herhangi bir düzenlemeye dahil edilip edilemeyeceğini görmemiz gerekiyor” dedi.

Uluslararası hukukun modernizasyonu
İngilizlerin Yemen'deki çatışmayı sona erdirme çabalarından bahseden Leslie, açıklamalarını şu ifadelerle sürdürdü:
“Pandeminin körüklediği insani felaketi hafifletme yönünde Yemen halkının ihtiyaç duyduğu yardımın sonu yok. Ancak en çok ihtiyaç duyanlara gerçekten ulaşmasını, bu yardımın yanlışlıkla kara ekonomiyi desteklememesini sağlamak için dikkatli ve akıllıca hareket edilmesi gerekiyor. İnsani yardımın yalnızca somut yanları üzerine duruluyor; halbuki bu krizi çözmenin tek yolu nedenlerini ele almaktan, biz siyasi çözüm bulmaktan geçer. Uluslararası hukuk, hükümet ve sivil toplum aktörlerinin hesap verebilirliği söz konusu olduğunda eşitsizliğini koruyor. Devlet dışı aktörlerin insan hakları ihlallerinden sorumlu olduğunu uygun bir şekilde kabul etmesi, aynı şekilde devletler tarafından işlenen insan hakları ihlallerini tanıması için uluslararası hukukun güncellenmesi gerekmekte. Nitekim bu ihlallerin çoğu, diğer ülkeler tarafından finanse edilen, hükümete bağlı olmayan taraflar tarafından kaydediliyor. Ancak devlet dışı aktörlerin insan hakları ihlalleri sorumluluğundan kaçışı, genellikle çatışmalara ilişkin kusurlu bir bakış açısı taşıyor. Örneğin Birleşik Krallık’taki genel kamuoyu, Suudi Arabistan'ın Yemen'deki çatışmayla bağlantılı olduğunun farkında olabilir; ancak pek çoğu Husileri duymamıştır bile. Uluslararası hukuk, hükümet veya sivil toplum kuruluşlarını eşit derecede sorumlu tutana dek, demokratik ülkelerin vatandaşları geleneksel medyada yer alan çatışmalara ilişkin kusurlu bir görüşüne sahip olacak. Birleşik Krallık ise uluslararası hukukun modern çağımıza uygun olarak geliştirilmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

Husilerin terörist olarak sınıflandırılması
Leslie aynı zamanda, “Husiler gibi bazı grupları terör örgütü olarak sınıflandırmak, sorumlu tutulmalarına yardımcı olabilir. Husilerin insansız hava araçlarıyla Suudi Arabistan'daki sivil yerleri hedef alması ve deniz mayınlarıyla gerçekleştirdikleri saldırıları herkesin kınaması gerekiyor. Ancak bu sınırlandırmanın tek başına Husileri caydırmaya yetmeyeceği açık. Washington'un Husilerin terörist olarak sınıflandırmasını iptal edişi ise bu kararın Biden yönetiminin Husilerle mücadelesinde ne derece yardımcı olacağına bağlı kalacak. Sürdürülebilir bir çözüm bulmak ve bu, Yemen'in acısını ne ölçüde sona erdirecek? Sınıflamalardan çok sonuçlarla ilgileniyorum” ifadelerine başvurdu.

Kadınlar ve diplomasi
Bilhassa Ortadoğu ile ilgilenen kadınları siyasete girmeye teşvik eden Leslie, “Ortadoğu ziyaretinde Birleşik Krallık heyetine liderlik ettiğim veya dahil olduğum sırada, çoğunlukla tek kadın ben oluyordum; diğer yandan bölgedeki kadın politikacılar ise sayıca bizden çok daha fazlaydı. Başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez'deki değişimin hızı, kadınların politikadaki temsili söz konusu olduğunda etkileyici. Batıda cinsiyet eşitliğinden oldukça bahsedilse ve durumlar değişse de hala kat etmemiz gereken uzun bir yol var” dedi.
Son olarak diplomatik alandaki üst düzeylerde neden bu derece az kadın olduğu konusunda ise şöyle söyledi:
“Kadınların kendilerini bu pozisyonlarda göstermeye bazen daha az hazır olabileceğini düşünüyorum. Kadınların bölgedeki erkek meslektaşlarına göre daha az saygıyla karşılaşacağı algısı nedeniyle bir kadının Ortadoğu siyaseti üzerine çalışmasının zor olduğuna dair yanlış bir görüş mevcut. Benim deneyimlerim asla bu yönde değildi; aksi doğruydu. İster Birleşik Krallık’tan, ister Ortadoğu'dan bir kadın olun, Ortadoğu siyaseti üzerinde çalışmanızı şiddetle tavsiye ederim. Zirâ dünyanın kadınların da katılımına ihtiyacı var.”

 


İsrail gazetesi, İsrail’in CENTCOM Komutanı Corella görevden ayrılmadan önce İran'ı vurmayı istediğini yazdı

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Corella (Reuters)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Corella (Reuters)
TT

İsrail gazetesi, İsrail’in CENTCOM Komutanı Corella görevden ayrılmadan önce İran'ı vurmayı istediğini yazdı

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Corella (Reuters)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Corella (Reuters)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, İsrail'in ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Corella’sız ‘İran'ı vurmak istemediğini’ yazdı.

Gazete, ABD ve İsrail'in kilit bir müttefiki olan General Corella'nın İran'ın nükleer tesislerine yönelik ortak bir saldırıyı desteklediğini ve İsrailli yetkililerin General Corella'nın görev süresinin sona ermesine birkaç ay kala Tahran'a karşı harekete geçmeyi istediğini ve ABD’li Generalin askeri bağlantılarıyla ‘bölgesel bir şemsiye’ inşa ettiğini kaydetti.

ABD merkezli New York Times (NYT) gazetesi dün yayınladığı bir haberde General Michael Corella’nın İsrail'in ABD savunma güçleri içindeki en güçlü müttefiklerinden biri ve ABD ordusu içinde İran'ın nükleer tesislerine karşı İsrail ile ortak bir saldırı çağrısında bulunan tek ses olduğunu yazdı.

efrgthy
CENTCOM Komutanı General Michael Eric Corella, Ürdün'ün başkenti Amman'daki bir hava üssünde düzenlenen basın toplantısında konuşurken, 12 Eylül 2022 (Reuters)

Yedioth Ahronoth, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e yönelik saldırısından bu yana General Corella'nın, ABD uçak gemilerinin bölgeye konuşlandırılması da dâhil olmak üzere ABD ile İsrail arasındaki askeri koordinasyonun güçlendirilmesinde önemli bir rol oynadığını belirtti.

General Corella şimdi, görev süresinin bitmesine sadece birkaç ay kala, Washington'da İran'a karşı koordineli bir askeri harekat için baskı yapan bir grup isme liderlik ediyor. Ancak, Donald Trump'ın yönetiminde diplomasiden yana olan diğer isimler bu tutuma karşı çıkıyor.

Şarku’l Avsat’ın NYT'den aktardığı habere göre son aylarda ABD içindeki tartışmalar, General Corella'nın başını çektiği ve ortak bir askeri saldırıdan yana olanlar ile İran'ın nükleer hırslarını engellemek için diplomasiden yana olanlar olmak üzere iki tarafa bölündü. Sonunda Başkan Donald Trump ikinci tarafın yanında yer alarak İsrail'in Tahran’a karşı operasyon planlarını erteledi.

Basında yer alan haberlere göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Trump'ı operasyonu onaylamaya ikna etmek için son bir çabayla Washington'a gitti, ancak başarısız oldu.

NYT'ye konuşan İsrailli yetkililer, İsrail ordusunun hava saldırısı ve özel kuvvetlerin ortak saldırısını içeren bir plan geliştirdiğini, fakat bu planın ekim ayına kadar operasyonel olarak hazır olmayacağını söyledi.

Sonuç olarak İsrail, ABD'nin desteğine ihtiyaç duyduğu tek taraflı bir hava saldırısı planlamaya yöneldi.

General Corella ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ABD'nin böyle bir durumda İsrail’e nasıl yardımcı olabileceğini değerlendirdi. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), bölgeye iki uçak gemisi, Patriot ve THAAD füze sistemleri ve bombardıman uçakları gönderdi. Bu hareketlilik, İsrail'in İran’a karşı olası saldırısına hazırlık olarak yorumlandı.

İsrailli savunma analistlere göre İran'ın nükleer programına yönelik başarılı bir saldırı ihtimali hızla azalıyor.

İsrail’in ve ABD’nin istihbarat kaynaklarına göre İsrail'in Gazze'deki son askeri kazanımları, İran'daki iç karışıklık ve mevcut jeopolitik uzlaşıların birleşimi, etkili bir saldırı için nadir bir fırsat sunuyor. Halefinin kim olacağı belirsizliğini koruduğu için General Corella görevi bıraktığında bu fırsat dramatik bir şekilde zayıflayabilir.

General Corella, işbirlikçi ve kuralsız olmayan liderlik tarzı, orta düzey İsrailli generallere doğrudan ulaşması ve onların görüşlerini alması nedeniyle hem Tel Aviv'de hem de Washington'da büyük övgü topluyor.

gtyhujı
CENTCOM Komutanı General Michael Corella (AP)

CENTCOM, General Corella döneminde büyük bir teknolojik dönüşüm geçirerek siber altyapısını geliştirdi. CENTCOM içinde özel bir teknoloji bölümü kuruldu. General Corella, tüm bunları yaparken bir yandan da Husiler, Iraklı milisler ve İran'a karşı günlük operasyonları yürüttü.

Yedioth Ahronoth gazetesi haberinde şu ifadelere yer verdi:

“General Corella, CENTCOM Komutanlığı görevini sonlandırmaya hazırlanırken, halefinin İran'a karşı aynı saldırgan tutumu sürdürüp sürdürmeyeceği ve görevinden ayrılmasıyla İsrail'in İran’a karşı olası askeri operasyon fırsatının kaybolup kaybolmayacağı soruları gündemde kalmaya devam ediyor.”