Aşırı sağcı gruplar Almanya’ya karanlık tarihini hatırlatıyor

19 Şubat'ta Hanau Katliamı’nın anısına mum yakan bir Alman. (AP)
19 Şubat'ta Hanau Katliamı’nın anısına mum yakan bir Alman. (AP)
TT

Aşırı sağcı gruplar Almanya’ya karanlık tarihini hatırlatıyor

19 Şubat'ta Hanau Katliamı’nın anısına mum yakan bir Alman. (AP)
19 Şubat'ta Hanau Katliamı’nın anısına mum yakan bir Alman. (AP)

Almanya bugününü, geçmişin hayaletinin gölgesinde yaşıyor. Başkent Berlin'de, Holokost kurbanları için dikilen devasa anıt, şehrin en önemli simgesi olan Brandenburg Kapısı'nın yakınında bulunuyor. Anıt uzaktan bir toplu mezar gibi görünüyor. Aslında inşa edilirken de böyle görünmesi amaçlanmıştı. Söz konusu anıt, birbirlerine yakın dizilmiş çeşitli betonlardan oluşuyor. Uzaktan bakıldığında yan yana dizilmiş onlarca tabut gibi görünüyor.
Bu anıt, kara tarihin unutulmaması ve ‘bir kez daha tekrarlanmaması’ için yapıldı. Nazizim dehşetini hatırlatan tek anıt bu değil. Buna benzer birçok simge de bulunuyor.
Berlin'deki Reich Güvenlik Karargahı’nın yıkıntıları üzerinde, bir açık hava ‘terör topografyası’ sergisi bulunuyor. Nazi suçlarını, Reich hapishanelerinin mahzenlerinde çürürken işkence gören ve öldürülen mahkumları gösteren resimler ve çok daha fazlasıyla belgeliyor.
Almanya'da birçok yerde yol taşları ve kaldırımlar arasına yerleştirilmiş 10 santimetreyi geçmeyen büyüklükteki küçük altın renkli kare plakalar görülebiliyor. Söz konusu plakalar üzerinde isim, doğum ve ölüm tarihleri yazılı. İsimler, çoğunluğu Yahudilerden olmak üzere aralarında azınlıkların da bulunduğu Nazi kurbanlarına ait. Almanca ‘tökezleten blok’ anlamına gelen ‘Stolperstein’ ifadesiyle anılan bu plakalar, kurbanların öldürülmeden önce yaşadıkları evlerin önlerinde yer alıyor.
Ancak görünüşe göre tüm bu işaret ve simgeler bazı Almanlar için yeterli değil. Bu, ‘bazılarına’ göre artık sadece pek bir anlamı olmayan tarihsel simgeler. Hatta Almanya için Alternatif (AfD) Partisi Eş Başkanı Alexander Gauland gibi bazıları daha da ileriye gidiyor. Gauland, Almanya’nın Nazi tarihini hatırlama konusunu abarttığını ve bu yüzden kendini cezalandırdığını düşünüyor. Nazi döneminin, uzun ve başarılı Alman tarihinde ‘kısa bir lekeden’ başka bir şey olmadığını belirten Gauland, ülkenin eski ihtişamına dönebilmesi için bunu atlatması gerektiğine inanıyor.
Gauland’ın aşırı sağcı olarak nitelendirilen partisi, mülteci enkazı ve onlara yöneltilen nefret konusunda tırmanışa neden oldu. 2013 yılında kurulmuş olmasına rağmen, Şansölye Angela Merkel'in yaklaşık bir milyon Suriyeli mülteciyi kabul etmesine izin verdiği 2015 yılında Almanya mülteci krizinin sonrasına kadar ‘ses çıkarmayı” fiilen başaramadı. Merkel söz konusu dönemde “Bunu yapabiliriz” demişti. Gerçekten de Almanya bunu yaptı. Çok sayıda mültecinin ülkeye girmesine izin vererek onlara ikinci bir yaşam fırsatı tanıdı. Ancak bunun maliyeti Merkel açısından oldukça pahalı oldu. Vatandaşlarının geçmişin izni silme konusundaki istekliliğini ve açıklığını yanlış mı değerlendirdi?
Merkel'in kararı, mültecilere ve Müslümanlara yönelik düşmanlık düzeyinin artmasının ve Almanya için Alternatif Partisi’nin seçim kampanyasının sloganları haline gelen nefretin doğrudan bir nedeniydi. Almanların büyük bir kısmını bu sloganlara kulak verdi. Bu sloganlar, 2017'de aşırı sağ partiyi federal parlamento Bundestag’a taşımayı başardı. Almanya İçin Alternatif, Parlamento'daki en büyük muhalefet partisi haline geldi. Bu, halkın bir kesimine karşı açıkça harekete geçen ve ordusu sayesinde kazanan aşırı sağcı bir partinin parlamentoya ilk girişi oldu.
Partinin bu başarısı, birçok kişinin endişeli bir şekilde şu soruları sormasına neden oldu: Almanya kara tarihini atlamaya ve unutmaya başladı mı? Almanların birlikte büyüdüğü utanç damgası geçmişte mi kaldı? Almanya, Nazizm fikirlerini yeniden canlandırıp nüfusuna karşı renk, ırk ve din temelinde bir ayrımcılığa geri dönecek mi?
Almanya için Alternatif partisinin Parlamento'ya girmesinden bu yana rahatsız edici pek çok soru cevap bulmadı. Aksine arttı. ‘Hanau Katliamı’ kurbanlarının ailelerine sorarsanız, partinin kırmızı çizgileri görünmez hale getirdiğini ve önceden yasak olanların çoğunun bugün tartışılması normal konular olduğunu söylüyorlar.
Bu katliam tam olarak bir yıl ve iki hafta önce, Frankfurt'tan çok uzak olmayan küçük bir kasabada gerçekleşti. 19 Şubat 2020'de 43 yaşında Tobias Rathjen adında beyaz bir Alman, akşam saatlerinde bir nargile kafeye girerek oturanlara ateş açtı. Hepsi göçmen kökenli beş kişinin ölümüne yol açtı. Ardından yakınlarda bulunan başka bir nargile kafeye giderek tekrar ateş açtı. Orada da dört kişinin ölümüne neden oldu. Burada yaşamını yitirenlerin hepsi Müslüman olmamakla beraber göçmen kökenlere sahipti. Rathjen daha sonra evine gidip annesini öldürdü. Babasını affettikten sonra kendini vurdu.
Polis memurları, katilin evinde benimsediği radikal fikirler, komplo teorileri, ırkçı düşünceleri, mülteci ve göçmenlere karşı nefretini yansıtan video ve belgeler ele geçirdi. Özetle bunlar, ‘Almanya için Alternatif’ partisinin Federal Meclis'e girmesinden bu yana yükselişlerini açıkça yeniden başlatan neo-Naziler tarafından ifade edilen fikirlerdi. Katil arkasında bıraktığı manifestodaki odak noktası, özellikle de Almanların yüceltilmesi, insan ırkını taşıdıkları noktaya kıyasla Ortadoğu ve Güney Afrika ülkelerinden gelen göçmenlerin ‘yeterince saf ve zeki olmadıkları’ idi.
Tüm bu kanıtlar, suçtan bir yıl sonra halen soruşturmanın sonuçlarını açıklamayan müfettişler için yeterli değildi. Soruşturmalardan sızdırılan bir belgede bile, odak noktasının adamın radikalliğine değil, ‘delilik’ ve ‘akıl hastalıklarından’ muzdarip olduğuna işaret edildi. Kurbanların seçimi renk ve kökene dayalı olduğu herkes için açık olsa da, hazırlanan raporlara göre bu, kurbanların seçiminin ‘rastgele’ gerçekleştiğini düşünen araştırmacılar için kanıtlanamadı.
Kasıtlı olup olmadıklarına ilişkin sonuçlar henüz net değil. Her şeye rağmen ister polis ister ordu olsun, Alman güvenlik servisleri yaşanılan birçok soruna aşırı sağcılığın müdahil olduğuna işaret ediyor. Son yıllarda birçok Alman şehrinde polis ve ordu mensupları ile ilgili çok sayıda skandalla karşılaşıldı. Tarafsız olması gereken kamu sektöründeki bu insanların Nazi selamı yaptıkları fotoğraflarının ortaya çıkmasından bir asker tarafından depolanan ve mültecilere yönelik operasyonlarda kullanılan silah yığınları bulunmasına kadar birçok olay yaşandı.
Hanau kurbanlarının aileleri için daha da sinir bozucu olan şey, polisten henüz çocuklarının neden öldürüldüğüne ve artık kendilerini güvende hissetmediklerine dair yararlı bir cevap almamış olmaları. Bu insanlar, Almanya’da doğup büyüdü ve anadil olarak Almanca konuşuyorlar. Ancak yine de yabancı olarak görülüyorlar.
Katilin 73 yaşındaki babasının kendilerine tehdit mesajları gönderdiğini ve onun da oğlu gibi radikal fikirlere sahip olduğunu söylüyorlar. Olanlardan oğlunu değil kendilerini suçlu bulduğunu ifade eden bu aileler, Rathjen’i katliam yapmaya teşvik eden kişinin babası olduğundan şüpheleniyorlar.
Buna karşılık baba, tanık olarak soruşturulmasını kabul etmiyor. Suçun işlendiği gece saat sekizde uyuduğunu ve evin içinde silah sesi bile duymadığını söyledi. Bu ifadeler, polis tarafından kabul edilse de kurbanların aileleri tarafından inandırıcı bulunmadı. Gönderdiği tehdit mesajları, polisi soruşturma yürütmeye bile sevk etmedi. Hatta birkaç gün hastanede kalıp eve döndükten sonra ‘onu rahat bırakmalarını ve rahatsız etmemelerini’ bile istedi. Bütün bunlar Hanau kurbanlarının ailelerine bugün ‘terk edilmiş’ olduklarını ve doğdukları Almanya'da artık güvende olmadıklarını hissettiriyor.
Ancak az da olsa bir umut var.
Hanau kurbanlarının fotoğraları katliamın yıl dönümünde Berlin'in Neukölln ve Kreuzberg semtlerinin sokaklarında asıldı. İki bölge, göçmen kökenli büyük topluluklara ev sahipliği yapıyor. O gün bu caddelerde de yaklaşık 6 bin kişinin katıldığı, ellerinde kurbanların fotoğraflarıyla ve aşırılığın reddedilmesi çağrısında bulunan büyük bir yürüyüş düzenlendi. Ancak yürüyüş, ‘beyaz’ sakinleri açısından daha homojen olan diğer Berlin sokaklarına uzanmadı.
Bu umut bir süreliğine de olsa biraz daha büyüdü. Birkaç gün önce, Alman gazeteleri, iç istihbaratın radikalizmin ve anayasaya aykırı fikirleri teşvik etmesi nedeniyle Almanya için Alternatif partisini gözetim altına aldığını yayınladı. Bu da parti ve üyeleri hakkında bilgi toplamanın, yasaklamanın başlangıcı olabilir. Ancak bu haberin etkisi kısa sürdü. Köln'deki bir mahkeme, istihbarat servislerinin partiyi şu an izlememesine karar verdi. Çünkü bu partiyi, önümüzdeki sonbaharda yapılacak önemli yerel ve federal seçimler öncesinde diğer partilere göre daha zayıf bir konuma getirdi. Ancak mahkemenin kararı geçici. İstihbarat her an vazgeçebilir.
Ancak Almanya'da asıl endişe verici olan, ülkenin eylül ayında Merkel'in emekliliğinin yaklaşmasıyla birlikte bir dönemin sonunun eşiğinde olmasıdır. Onun yerini kim alacak ve bundan sonra siyasi yaşam nasıl olacak? Kimse bilmiyor. Yirmi yılı merkeze doğru çekerek geçirdikten sonra partisi sağa dönecek mi? Almanya, Merkel'in ülkeyi diğerini daha kabul eden bir yere götürdüğü 15 yıllık dönemi sona erdiren ve seçim amaçları için aşırı sağa güzelleme yapan bir şansölye tarafından mı yönetilecek?
Şimdi Almanya'nın gökyüzünde bir grilik beliriyor. Ülke kış mevsiminin bitmesini bekliyor. Bu da beraberinde daha fazla netlik getirebilir. Belki de Almanya için Alternatif Partisi’nin gözetiminin geri dönmesi ve sonunda yasaklanmasıyla, kırmızı çizgiler daha net ortaya çıkacak ve onlarla birlikte ülkenin göklerinde yüzen kara anılar ‘tekrarlanmayacak şekilde’ kalacak.



Mahkeme, seçim sonuçlarını bozmaya çalıştığı gerekçesiyle Trump aleyhine açılan komplo davasını reddetti

ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)
TT

Mahkeme, seçim sonuçlarını bozmaya çalıştığı gerekçesiyle Trump aleyhine açılan komplo davasını reddetti

ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)

ABD'li bir yargıç dün , dört yıl önce kaybettiği başkanlık seçimlerinin sonuçlarını tersine çevirmeye çalıştığı gerekçesiyle seçilmiş Başkan Donald Trump hakkında açılan davanın düşürülmesi yönündeki savcılık talebini kabul etti.

Dün erken saatlerde Özel Savcı Jack Smith, Yargıç Tanya Chutkan'dan davanın düşürülmesini istedi. Zira Adalet Bakanlığı'nın politikası görevdeki bir başkan hakkında dava açılmaması yönünde ve Trump 20 Ocak'ta yemin ettikten sonra bu durum gerçekleşecek.

Yargıç, özel savcının talebini kabul etti. Ancak ‘hakların korunması’ kuralı çerçevesinde, yani Trump dört yıl sonra görevden ayrıldığında bu davanın yeniden görülme olasılığı mevcut.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre yargıç kararında, ‘görevdeki bir başkana tanınan dokunulmazlığın geçici olduğunu ve görevi bıraktığında sona ereceğini’ belirterek, ‘hakların korunmasıyla davanın reddedilmesinin burada uygun bir karar olduğunu’ ifade etti.

Duruşmalar henüz başlamadı

78 yaşındaki Trump, Joe Biden'a karşı kaybettiği 2020 seçimlerinin sonuçlarını bozmak için komplo kurmak ve Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra gizli belgeleri yasadışı olarak saklamakla suçlanıyor, ancak bu davaların hiçbirinde duruşma başlamadı.

Smith, davaya bakan Yargıç Chutkan'a gönderdiği bir notta, Adalet Bakanlığı'nın görevdeki bir başkan hakkında iddianame hazırlamama ya da dava açmama politikası ışığında davanın düşürülmesi gerektiğini söyledi.

Smith ayrıca aynı nedenle 2021 yılında Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra Trump hakkında gizli belge bulundurmaktan dava açılamayacağını duyurdu.

Smith, Florida federal yargıcı Aileen Cannon'un temmuz ayında davada özel savcı atanmasının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yargılamayı iptal etme kararına itiraz etmişti.

Ancak bu ay, Trump'ın 5 Kasım seçimlerinde Demokrat rakibi Kamala Harris'i mağlup etmesinin ardından, seçim sonuçlarını tersine çevirmek için kurulan komploda yargılamayı askıya aldı.

Gizli belgeler davasına gelince, Smith diğer iki sanık olan Trump'ın yardımcısı Walt Nauta ve Başkan'ın Mar-a-Lago malikanesi yöneticisi Carlos de Oliveira'ya karşı davayı ilerleteceğini söyledi.

‘Büyük bir zafer’

Trump, Truth Social platformunda yaptığı bir yorumda, söz konusu davaların ‘boş ve yasal dayanağı olmayan davalar olduğunu ve açılmaması gerektiğini’ ifade etti.

(Truth Social gönderisi)

“Vergi mükelleflerinin 100 milyon dolardan fazla parası Demokrat Parti'nin siyasi rakibine, yani bana karşı verdiği mücadelede heba edildi” diyen Trump, ‘böyle bir şeyin ABD’de daha önce hiç yaşanmadığını’ vurguladı.

Trump'ın iletişim direktörü Steven Chung, seçimlere müdahale davasının düşürülmesini memnuniyetle karşılayarak bunu ‘büyük bir zafer’ olarak nitelendirdi.

Chung yaptığı açıklamada, “Amerikan halkı ve Başkan Trump yargı sistemimizin siyasallaşmasına derhal son verilmesini istiyor. Ülkemizi birleştirmek için sabırsızlanıyoruz” dedi.

Trump, ABD seçimlerinin sonuçlarını bozmak için komplo kurmak ve Biden'ın zaferini onaylamak üzere Kongre'nin resmi olarak toplanmasını engellemekle suçlanıyor. Trump'ın destekçileri 6 Ocak 2021'de gerçekleşen bu oturum sırasında kongre merkezini basmıştı.

Trump ayrıca 2020 seçimlerini kazandığını iddia ederek ABD'li seçmenlerin haklarını elinden almaya çalışmakla da suçlanıyor.

Gecikmeler ve dondurmalar

Biden'ın selefi ve halefi olan Trump, New York ve Georgia eyaletlerinde iki davayla karşı karşıya.

Trump, mayıs ayında jürinin, 2016 seçimlerindeki kampanyasına zarar vermemek için porno yıldızı Stormy Daniels'a cinsel ilişki iddiaları hakkında sessiz kalması karşılığında yaptığı ödemeleri örtbas etmek üzere iş kayıtlarında sahtekarlık yaptığı sonucuna varmasının ardından 34 suçlamadan suçlu bulunmuştu.

Yargıç Juan Merchan, Yüksek Mahkeme'nin temmuz ayında aldığı ve eski başkanların genel bir dokunulmazlığa sahip olduğu yönündeki kararı uyarınca herhangi bir mahkûmiyet kararının bozulması gerektiğini savunan Trump'ın savunma avukatlarının talebini karara bağlamak üzere mali dolandırıcılık davasındaki kararı erteledi.

Georgia'da ise Trump, güney eyaletindeki 2020 seçimlerinin sonuçlarını bozma çabaları nedeniyle şantaj suçlamalarıyla karşı karşıya. Ancak bu dava muhtemelen görev süresi boyunca dondurulacak.