Afrika’da Kovid-19’a karşı aşılama hızı yükseliyor

Dün Kenya’da aşı olan bir kadın (AP)
Dün Kenya’da aşı olan bir kadın (AP)
TT

Afrika’da Kovid-19’a karşı aşılama hızı yükseliyor

Dün Kenya’da aşı olan bir kadın (AP)
Dün Kenya’da aşı olan bir kadın (AP)

Birleşmiş Milletler (BM), düşük gelirli ülkelere yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı sağlamak için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından kurulan “Covax” mekanizması kapsamında, Afrika kıtasındaki 9 ülkenin aşı sevkiyatlarını teslim alınmasının ardından kıtadaki aşılama hızının yükselmekte olduğunu duyurdu.
BM Sözcüsü Stephane Dujarric pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Covax destekli Kovid-19 aşı dozlarından daha fazlasının, Mozambik, Togo, Etiyopya, Malavi, Liberya, Cibuti, Sao Tome ve Principe, Uganda ve Mali olmak üzere 9 Afrika ülkesine teslim edildiğini” söyledi.
BM sözcüsü Dujarric pazartesi sabahı yaptığı açıklamada “Mozambik ve Togo’nun dün yaklaşık 500 bin doz aşı teslim aldığını” ayrıca “Bu iki ülkedeki aşı kampanyalarının ilk aşamasının, sağlık çalışanları ve risk altındaki diğer kişilerle başlayacağını” belirtti.
Dujarric, Etiyopya’nın pazar günü “Covax mekanizması kapsamında, 2,2 milyon doz aşı aldığını ve aşılamaların önümüzdeki günlerde başlamasının planlandığını” da sözlerine ekledi.
Diğer yandan, Malavi, Liberya, Mali ve Sao Tome ve Principe ise cuma günü aşı sevkiyatlarını teslim aldılar.
Dujarric “Cibuti’nin aşı kampanyasına 11 Mart'ta başlayacağını” belirtirken, “850 bin dozdan fazla Covax aşısı alan Uganda’da aşı kampanyasının aşamalı olarak başlayacağına” dikkat çekti.
Diğer yandan, Dünya Sağlık Örgütü’ndeki (WHO) birçok üst düzey yetkili pazartesi günü, 11 Mart 2020 tarihine kadar pandemi olarak kabul edilmeyen koronavirüs salgınına yönelik uyarıların verilmesinde gecikme iddialarına karşı kendilerini savundular.
Fransız haber ajansı AFP’ye göre, WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’un bir yıl önce bir basın konferansında, salgının pandemi olarak sınıflandırıldığının duyurulması bir yıldırım etkisi yarattı ve koronavirüsün tehlikelerine karşı farkındalığı uyandırdı.
WHO Genel Direktörü 30 Ocak tarihinde koronavirüsün “uluslararası endişe uyandırıcı acil sağlık durumu” oluşturduğunu açıklamıştı. Açıklamada yüksek seviyede bir uyarıya dikkat çekiliyor olsa da, açıklama, insanların çoğunun anlamadığı terimlerle doluydu.
WHO Acil Durumlar Programı Direktörü Michael Ryan pazartesi günü düzenlenen bir basın konferansında, 30 Ocak’ta duyurulan acil duruma haline yönelik, kamuoyunun gerektiği gibi tepki vermemesinin sebeplerini tam olarak anladığını ancak, ülkelerin bu acil durum ilanının mahiyetini anlayarak, gerektiği şekilde tepki vermiş olmaları gerektiğini belirtti.
Ryan kızgın bir ses tonu ile bazı ülkeleri WHO’nun ilk uyarılarına riayet etmemekle itham ederek, “Evet, belki de sesimizi yükseltmemiz gerekebilir ancak belki de bazılarının işitme cihazına ihtiyacı vardır” ifadelerini kullandı.
Ryan ayrıca, bazı ülkeleri pandemiye karşı yanıt vermede gecikmekle itham etti. WHO tarafından 30 Ocak’ta acil sağlık durumu ilan edildiği sırada, Çin dışında 100’den az vaka tespit edilmiş olduğunu ve henüz herhangi bir ölüm tespit edilmemiş olduğuna dikkat çekti.  
Ryan yaptığı açıklamada “Hala anlamamız gereken şeylerden biri, neden bazı ülkelerin bu uyarılara yanıt verirken, diğerlerinin bu konu da daha yavaş kaldığı” ifadelerini kullandı.
Koronavirüs, 2019 Aralık ayından bu yana 2,6 milyon kişinin ölümüne neden oldu.
Eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından olmak üzere WHO’ya yönelik birçok ithamlarda bulunuldu. Trump WHO’yu, çok geç uyarıda bulunduğu ve durumun pandemi olarak sınıflandırılmasının çok zaman kaybettiği iddiaları ile itham etmişti.
WHO’nun Sağlık Acil Durumları Programının Teknik Koordinatörü Dr. Maria Van Kerkhove, “Mevcut duruma ilişkin günlük bilgi vermek ve virüs hakkında bildiklerimizi ve virüsün tehlikeleri hakkında bilgilendirmek için elimizden gelenin en iyisi yaptık ve en başından beri bu virüsün tehlikeli olduğunu ve sistemlerin aktifleştirilmesi gerektiğini söyledik” diyerek sözlerini şu ifadeler ile sürdürdü:
“Bunun ardından harekete geçtik ve uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumunun ilanından 4 gün sonra yayınlanan kapsamlı bir hazırlık ve müdahale planı hazırladık.
WHO Genel Direktörü, 30 Ocak’ta sağlık acil durumunun ilan edilmesi sonrasındaki günler ve haftalarda, “uyarılar yapılmaya” devam edildiğini, ülkelere yeni virüse karşı hazırlanma, virüsün yayılmasını önleme, izleme ve kontrol etme konularında yardımcı olmak için “stratejiler, tavsiyeler ve yöntemler” hazırlandığını belirtti.
Genel Direktör ayrıca, 5 Şubat’tan itibaren üst düzey WHO yetkilileri tarafından günlük basın toplantıları düzenlendiğini de vurguladı.



Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

TT

Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

ABD Başkanı Donald Trump Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar'ı kapsayan ziyaret turunu ‘tarihi’ olarak nitelendirdi. Trump, 13-16 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek resmi ziyaretlerinin başlangıcında Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a gitmek üzere yol çıkmadan önce Beyaz Saray'da bir basın toplantısı düzenledi.

Bugün Riyad'a ulaşan Trump, ilk başkanlık döneminde başlattığı yurtdışı ziyaretlerini 2017 yılının aynı ayında Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği ziyareti yine tarihi bir ziyaretle tekrarlamış oldu. Trump, önceki ziyareti sırasında Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz ile görüşmüştü. Ziyaret sırasında iki ülke arasında bir dizi önemli anlaşma imzalandı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve BAE'yi kapsayan ziyarete büyük önem verdiğini belirtti.

Leavitt, cuma günü düzenlediği basın toplantısında “Başkan Trump Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmek istiyor” dedi.

Beyaz Saray Sözcüsü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başkan Trump, sekiz yıl sonra ABD ve Ortadoğu ülkelerinin iş birliğine dayalı ilişkilere sahip olduğu, radikalizmin yenilgiye uğratıldığı ve yerini kültürel alışveriş ve ticarete bıraktığı müreffeh ve başarılı bir Ortadoğu vizyonunu yeniden teyit etmek üzere bölgeyi bir kez daha ziyaret edecek.”

Trump’ın toplantılarla dolu bir programı var

Beyaz Saray'ın aktardığı ABD Başkanı'nın ziyaret programına göre Trump, iş adamları ve yatırımcılarla ikili görüşmelerin yanı sıra Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katılacak.

ujı
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'daki bir köprüde Suudi Arabistan ve ABD bayrakları dalgalanıyor (Reuters)

Trump yarın Riyad’da düzenlenecek beşinci Körfez İşbirliği Teşkilatı (KİK)-ABD zirvesi için KİK üyesi ülkelerin liderleriyle bir araya gelecek.

ABD Dışişleri Bakanlığı Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ziyaretin, Suudi Arabistan’ın Ukrayna'daki savaşla ilgili müzakerelere ev sahipliği yapmasının yanı sıra Sudan ve Yemen'in istikrara kavuşturulmasında oynadığı rolü göz ardı edilmeyeceğini vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Samuel Warburg, ülkesinin, Suudi Arabistan’ın çatışmalara yönelik siyasi çözümleri destekleme girişimlerini, küresel enerji piyasalarını güvence altına almaya yönelik devam eden çabalarını ve bölgesel ve uluslararası diplomatik araçlar yoluyla bölgesel istikrara yaptığı katkıları takdir ettiğini söyledi.

Masada yer alan dosyalar

ABD Başkanının ziyareti sırasında ele alınması beklenen dosyalarla ilgili olarak bunların bölgesel güvenlik, savunma iş birliği, teknoloji ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla ilgili stratejik dosyaları içereceğini belirten Warburg, Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğine yönelik tehditlerin yanı sıra Gazze, Lübnan, Yemen, Sudan, Libya, Lübnan, Irak'taki gelişmeler ve İran'ın istikrarı bozucu davranışlarıyla mücadele konularında koordinasyonu arttıracaklarını vurguladı.

Warburg, sözlerine şöyle devam etti:

“Başkan Trump'ın Suudi Arabistan'a yapacağı ziyaret, Riyad ve Washington arasındaki ikili ilişkiler açısından savunma, güvenlik, yatırım ve enerji gibi alanlarda iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın güçlendirilmesi için önemli bir fırsat teşkil ediyor.”

fgrty
Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin ABD ziyareti sırasında ABD Başkanı ile çekilen bir fotoğrafı (SPA)

ABD’nin bölgesel ve uluslararası zorluklarla yüzleşmek ve ortak çıkarlara dayalı daha fazla çeşitlendirilmiş ve sürdürülebilir ekonomik ilişkiler kurmak için bu iş birliğini derinleştirme çabasına işaret eden Warburg, bu ziyaretin aynı zamanda Washington'un Ortadoğu'daki önemli ortaklarıyla ittifaklarını güçlendirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını da gösterdiğini söyledi. Görüşmelerin yatırım ve savunma konularını içermesinin muhtemel olduğunu ifade eden Warburg, “ABD, Suudi Arabistan ile özellikle yenilenebilir enerji ve teknoloji alanlarında ekonomik ortaklıkları güçlendirmenin yanı sıra bölgesel tehditler karşısında ortak çıkarları korumak için savunma iş birliğini genişletmeyi hedefliyor” diye ekledi.

Tüm bu görüşmeler, bölgedeki müttefik ve ortakların savunma kabiliyetlerini güçlendirmelerini ve ekonomilerini geliştirmelerini sağlamaya yönelik daha geniş bir yaklaşım çerçevesinde gerçekleştiriliyor.

Sekizinci başkan ve 14’üncü ziyaret

ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre Başkan Donald Trump, ABD başkanları Richard Nixon, Jimmy Carter, George H.W. Bush, Bill Clinton, George W. Bush, Barack Obama ve Joe Biden'ın ziyaretlerinin ardından son elli yılda Suudi Arabistan'ı ziyaret eden sekizinci ABD başkanı olurken, Trump'ın bugün başlayan ziyareti bir ABD başkanının Suudi Arabistan'a yaptığı on dördüncü ziyaret olacak.

rgtbhnj
Eski ABD Başkanı George Bush, 2008 yılında Suudi Arabistan'ı iki kez ziyaret etti (SPA)

Suudi Arabistan'ı iki kez ziyaret eden ABD başkanları George H.W. Bush ve oğlu George W. Bush'un yanı sıra resmi rakamlara göre iki dönemlik başkanlığı sırasında Suudi Arabistan'ı dört kez ziyaret eden eski Başkan Barack Obama gibi bazı ABD başkanları da Suudi Arabistan ziyaretlerini birden fazla kez tekrarladı. Başkan Trump da 2017 yılında, ilk başkanlık döneminde Suudi Arabistan'ı ziyaret etmişti. Şimdi ikinci döneminde dış gezilerine başlamak üzere Suudi Arabistan’ı yeniden ziyaret ediyor.

ABD Başkanı'nın Suudi Arabistan'a gelişi öncesinde Suudi Arabistan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Mühendis Abdullah es-Sevaha dün Beyaz Saray Yapay Zeka ve Dijital Para Birimleri Kıdemli Danışmanı David Sachs ile yapay zeka alanında iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirmenin yollarını görüştü.

Şarku’l Avsat’a konuşan ABD'li ve Suudi üst düzey yetkili, ziyaretle birlikte düzenlenecek olan ve ABD yönetiminden bazı yetkililerin de katılacağı Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'nda hayati alanlarda önemli anlaşmaların yapılacağını belirttiler.

“Siyasi açıdan belirleyici bir an”

Şarku’l Avsat'a konuşan gözlemciler, ABD Başkanı Donald Trump'ın ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktasını temsil ettiğini, stratejik ortaklığı güçlendireceğini ve her iki tarafın çıkarlarını yerine getirmek için güvenlik, ekonomi ve yatırım alanlarına ivme kazandıracağını düşünüyor. Aynı gözlemciler, Filistin meselesi ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurmanın önemi, iki devletli bir çözüm için baskı yapılması ve Trump'ı Netanyahu'nun ABD'nin bölgedeki çıkarlarına ulaşmada gerçek bir engel olduğuna ikna etmenin Riyad ve Washington arasındaki başlıca tartışma dosyaları arasında yer alacağına inanıyorlar.

ABD'nin eski Riyad Büyükelçisi Michael Alan Ratney, Başkan Trump'ın mayıs ayı ortalarında Riyad'a yapacağı ziyaretin ABD-Suudi Arabistan ortaklığının gücünün açık bir göstergesi ve Washington'ın Riyad ile stratejik ittifakına duyduğu güvenin somut bir örneği olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Şarku’l Avsat'a yaptığı özel açıklamada Ratney, Başkan Trump'ın ikinci döneminin ilk durağı olarak Suudi Arabistan'ı seçmesinin sadece iki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik boyutunu değil, aynı zamanda Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile olan şahsi bağlarının derinliğini de yansıttığını söyledi.