Cibril er-Rucub: Fetih Hareketi tüm taraflara birleşik tek liste oluşturulmasını teklif edecek

Fetih Hareketi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Cibril er-Rucub. (Reuters)
Fetih Hareketi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Cibril er-Rucub. (Reuters)
TT

Cibril er-Rucub: Fetih Hareketi tüm taraflara birleşik tek liste oluşturulmasını teklif edecek

Fetih Hareketi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Cibril er-Rucub. (Reuters)
Fetih Hareketi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Cibril er-Rucub. (Reuters)

Fetih Hareketi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Cibril er-Rucub, Fetih’in önümüzdeki hafta Mısır'da düzenlenecek toplantıda Filistinli gruplara, mayıs ayında yapılması planlanan Yasama Konseyi seçimleri için birleşik tek liste oluşturulmasını teklif edeceğini bildirdi. 
Rucub açıklamasında, Fetih Hareketi Merkez Komitesi'nin önceki gün gerçekleştirdiği toplantıda, yaklaşan milletvekili seçimleri için "geniş çaplı bir ulusal cephe" oluşturmak için çalışılmasına karar verildiğini vurguladı. Filistin resmi radyosuna konuşan Rucub, "Tüm gruplara, dileyen herkesi bir araya getiren bir seçim ittifakı kurmayı teklif edeceğiz” dedi. Rucub söz konusu kararın, Fetih’in ulusal ortaklık süreci oluşturmak ve mutabakata dayalı kriterlerle çoğulculuğu önlemek için ulusal eylem gruplarına tam açıklık çerçevesinde geldiğini söyledi.
Tüm Filistinli grupların bu ayın ortasında, genel seçimlereilişkin görüşmelerde bulunmak için Kahire'de bir araya gelmesi bekleniyor. 8 Şubat'ta Kahire'ye giden 18 Filistinli grup, bu ayın ortasında yapılması beklenen görüşmelerde Filistin Kurtuluş Örgütü’ne bağlı Ulusal Konseyi seçimlerine ilişkin anlaşmaya varmaları şartıyla milletvekili seçilmesi üzerinde anlaştılar. Hamas, milletvekilleri seçimlerine gitmeden önce Ulusal Konsey seçimlerinde uzlaşı sağlanması konusunda ısrarcı. 
Grupların toplantıları, 20 Mart’ta başlayacak ve ay sonuna kadar sürecek milletvekili seçimleri adaylık süresi öncesinde gerçekleşecek. Rucub, Kahire toplantılarında “Merkez Seçim Komisyonu’nun hem Batı Şeria hem de Gazze Şeridi'ndeki çalışmalarını kolaylaştırmak için Mısır'ın takibiyle ulusal mutabakatın tamamlanmasının tartışılacağını” aktardı. Ayrıca Mısır'ın, "seçim sürecinin tüm detaylarıyla izlenmesinde büyük rol oynayacağını" vurguladı.
Kahire görüşmelerinin ana gündemi, FKÖ Ulusal Konsey seçimlerinin yürütülmesi mekanizması ve tüm tarafların örgüt bünyesinde seçimlere girmesi olacak.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın kararnamesine göre milletvekili seçimlerinin 22 Mayıs'ta, başkanlık seçimlerinin de 31 Temmuz'da yapılması bekleniyor. Milletvekili seçimlerinin sonuçları, Filistin Kurtuluş Örgütü Temel Yasası ve ulusal teamüllere göre 31 Ağustos'ta tamamlanacak olan Filistin Ulusal Konseyi'nin oluşumunun ilk aşaması olarak kabul ediliyor. Böylece Ulusal Konsey seçimleri mümkün olan tüm bölgelerde düzenlenebilecek.
Seçim sürecinin çekişmelere sahne olması ve hareketin kararlarına karşı duracak Fetih yetkililerinin ortaya çıkması bekleniyor. Fetih Merkez Komitesi üyeleri Ruhi Fettuh, Sabri Saydam ve İsmail Cabir’in de dahil olduğu büyük bir heyet seçim sürecine hazırlık olarak dün Gazze Şeridi'ne gitti. 
Ziyaret, özellikle Gazze Şeridi'nde Muhammed Dahlan liderliğindeki akımın, kendi listesinin oluşturulduğunu açıklayan Merkez Komite üyesi Nasır el-Kudva’nın katılımıyla Fetih Hareketi’nin Gazze'deki durumunu takip etmek için gerçekleşti.
Söz konusu ziyaret, Mahmud Abbas'ın seçim kararnamesini yayınlamasından bu yana Fetih heyetinin Gazze'ye düzenlediği ikinci ziyaret oldu. Hareket, seçimlere hazırlık sürecinin takip edilmesi ve Gazze Şeridi'nden adayların seçilmesi üzerinde anlaşma sağlanması gibi hareketin bazı sorunlarını çözmek istiyor. Heyet, yetkilileri meydan okumadan geri adım atmaya veya görevden alınacaklar konusunda ikna etmeye çalışıyor.



Esed rejimi “nesebi bilinmeyen” çocukların bakımı için yasa çıkarıyor

Türkiye sınırına yakın bir bölgede yerinden edilmiş Suriyeliler için kurulmuş bir kamp, 27 Kasım 2022 (AFP)
Türkiye sınırına yakın bir bölgede yerinden edilmiş Suriyeliler için kurulmuş bir kamp, 27 Kasım 2022 (AFP)
TT

Esed rejimi “nesebi bilinmeyen” çocukların bakımı için yasa çıkarıyor

Türkiye sınırına yakın bir bölgede yerinden edilmiş Suriyeliler için kurulmuş bir kamp, 27 Kasım 2022 (AFP)
Türkiye sınırına yakın bir bölgede yerinden edilmiş Suriyeliler için kurulmuş bir kamp, 27 Kasım 2022 (AFP)

Şam rejiminin Suriye Meclisi'nde tartışılmasından beş yıl sonra, Şam'da, soyu/nesebi bilinmeyen çocukların bakımı için kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarıldı. Şarku’l Avsat’ın rejim medyasından aktardığı KHK’ya göre anne ve babası belli olmayan çocuklara uygun koşulların oluşturulması, yetiştirilmeleri ve eğitimleri için destekleyici bir ortamın sağlanması ve akranlarından ayrım yapılmaksızın tüm hak ve özgürlüklerden yararlanmalarının sağlanması öngörülüyor. KHK, soyu bilinmeyen çocukları sömürü ve ihmalden koruma ve çıkarlarını savunma gereğini vurguluyor.
Suriye Medeni Kanunu'nda “neseb” ailenin adı veya kişinin mensup olduğu aşiret, geniş aile, “aile” ise nesebe bağlı baba, anne ve çocuklardan oluşan çekirdek topluluk olarak tanımlanıyor. “Soyu bilinmeyen” ifadesi de kanunda bir yerde bulunan veya ebeveynleri bilinmeyen yenidoğan bebek için kullanılıyor. Soyu bilinmeyenler, aynı zamanda, yasal olarak kendilerine bakmakla yükümlü hiç kimsenin bulunmadığı kişiler. Onlar, küçük yaşları, zihinsel, işitsel ya da görsel engelleri nedeniyle kaybolan ve aileleri onları geri almaya çalışmayan çocuklardır.
Kararname, Medeni Kanun uyarınca, ebeveyni bilinmeyen bir çocuğun kaydını sağlıyor. Soyu bilinmeyen bir çocuğun bulunduğu yer, aksi ispatlanmadıkça onun doğum yeri sayılıyor. KHK’ya göre kesin bir mahkeme kararıyla aksi kanıtlanmadıkça, ebeveyni bilinmeyen bir çocuk Suriyeli Arap olarak kabul ediliyor. Ayrıca, aksi ispat edilmedikçe, nesli bilinmeyen bir çocuk Müslüman kabul ediliyor.
Savaş yıllarında, yerinden edilme, cinayet, tecavüz, yabancı militanlarla zorla evlendirilme, geleneksel evlilikler ve birçoğunun iç savaş sırasında kaybolma veya ölümü sonucunda, anne babası bilinmeyen çocukların sayısı ikiye katlandı. Öte yandan zor ekonomik koşullar nedeniyle çocukları terk edip cami, hastane ve bakım evlerinin kapılarına bırakma vakaları da arttı. Anne babası bilinmeyen çocuklar için yeterli sayıda bakım evi bulunmuyor. Başkent Şam'da yalnızca bir bakım evi var ve 2020 yılında Halep şehrinde bir tane daha kuruldu. Bu iki bakım evi, diğer tüm şehirlerden anne babası bilinmeyen çocukları misafir ediyor.
Resmi rakamlar, her yıl ortalama 42 çocuk olmak üzere, iç savaş yıllarında bakım evlerine gelen 500 çocuk olduğunu gösteriyor. Resmi olmayan verilere göre, “ya soyları bilinmediği için ya da kimlik belgelerinin kaybolması nedeniyle”, anne babası bilinmeyen 40 binden fazla çocuk olduğu tahmin ediliyor. Bu çocukların çoğu eğitim hakkından mahrum bırakılıyor ve Suriye'nin birçok bölgesinde yaygın bir olgu haline gelen dilencilik, yankesicilik ve uyuşturucu kaçakçılığı çetelerinin elinde bulunuyorlar. Resmi rakamlara göre, başkent Şam’ın sokaklarında yirmi binden fazla evsiz var ve bunların çoğunu dilenen çocuklar oluşturuyor. Şam'daki sivil kaynaklara göre ise dilencilik amacıyla sömürülen bir bebek üzerinden kazanılan para günlük kırk bin Suriye lirasının üzerinde.
Cumartesi günü yayınlanan kararname, tüzel kişiliğe ve idari ve mali bağımsızlığa sahip, merkezi Şam kırsalında olacak “Buyûtu Lahnu’l Hayat” (Hayat Melodisi Evleri) adı verilen idari nitelikte bir kamu kuruluşunun açılmasını içeriyor. Bu kuruluş tüm Suriye topraklarında soyu bilinmeyen çocuklarla ilgili her konuda yasal olarak yetkilendirilmiş organ olacak.
1970 yılında çıkarılan soyu bilinmeyenlerle ilgili yasa dikkat çekicidir. Bu yasa üzerinde, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı'nın Suriye Meclisi'ne soyu bilinmeyen kişilerin bakımını düzenleyen bir yasa tasarısı sunduğu 2018 yılına kadar herhangi bir değişiklik yapılmadı. Yasa tasarısı karışık tepkilere yol açtı. Bir grup, yasanın çıkarılmasının gelecekte kötü sosyal sonuçları olacak bir insani sorunu çözmek için acil bir gerekliliği temsil ettiğini savunurken bir başka grup ise, anne babaları belli olmayan çocukları, rejime karşı olan ve ülkenin yıkımına katkıda bulunan teröristlerin çocukları olarak değerlendirerek yasa tasarısına karşı çıkıyor. Yasa tasarısına karşı çıkan rejim yandaşlarına göre soyu bilinmeyen çocukların çoğu “DEAŞ çocukları” veya “Cihad nikahının çocukları” olduğu iddiasıyla onlara Suriye vatandaşlığı ve tanınma hakkı verilemeyeceğini savunuyor.