Doğal limon suyunun vücut için en önemli faydaları

Doğal limon suyunun vücut için en önemli faydaları
TT

Doğal limon suyunun vücut için en önemli faydaları

Doğal limon suyunun vücut için en önemli faydaları

İngiltere merkezli Express internet sitesi, doğal limon suyunun sağlığa faydaları ile C vitamini, potasyum ve folat içerdiği için yüzlerce yıldır doğal bir ilaç olarak kullanıldığını vurgulayan bir haber yayınladı.
Habere göre, limon suyu, sindirime önemli ölçüde fayda sağladığından dolayı sindirim sürecini iyileştirmek için tüketilebilir. Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne (UPMC) göre, limon suyu vücuttaki istenmeyen atıklardan kurtulmak için enzim üretimini teşvik eden bir tür lif içerir. Limon özü ve kabuğun birleştirilmesi kabızlık riskini azaltabilir.
Diyete daha fazla limon suyu eklemek böbrek taşı riskini azaltmanın yanı sıra, böbrek taşlarına yol açabilecek kalsiyum birikimini de engeller. Ayrıca UPMC'ye göre, idrardaki sitrik asit (sitrik asit) seviyelerini yükselterek bunların önlenmesine ve sitrat kalsiyuma bağlanarak böbrek taşlarını önlemeye yardımcı olur.
Limon suyunun en önemli faydalarından biri de pektin içerdiği için kilo verdirmesidir, bu da daha uzun süre tokluk hissini arttırır ve günün ilerleyen saatlerinde atıştırma istediğini azaltarak diyette daha fazla kalori yakar. Limonun yüksek lif içeriği, kilo vermeye ve yağın azalmasına da neden olur.
Cildin pul pul dökülmesine ve siyah noktalardan kurtulmaya yardımcı olan anti bakteriyel olması da bu limon suyunun faydaları arasında. Limon suyu, C vitamini açısından zengin kolajen sentezini artırarak cilde yeni bir koruma katmanı sağlıyor.
Bununla birlikte, doğal limon suyunun en önemli faydası, kan şekeri seviyelerini kontrol etmeye yardımcı olan lif bakımından zengin olduğu için diyabet olasılığını azaltmaktır.



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe