WSJ: İsrail, 10'u aşkın İran gemisini Suriye'ye giderken vurdu

Hürmüz Boğazı'ndan daha önce geçen petrol tankerleri (Reuters)
Hürmüz Boğazı'ndan daha önce geçen petrol tankerleri (Reuters)
TT

WSJ: İsrail, 10'u aşkın İran gemisini Suriye'ye giderken vurdu

Hürmüz Boğazı'ndan daha önce geçen petrol tankerleri (Reuters)
Hürmüz Boğazı'ndan daha önce geçen petrol tankerleri (Reuters)

İsrail'in 2019'dan bu yana Suriye'ye petrol ve malzeme taşıyan İran gemilerini vurduğu bildirildi. ABD ve bölge ülkelerinden yetkililerin verdiği bilgiye göre, İsrail petrol gelirlerinin İran'ın aşırılık yanlısı politikalarının finansmanında kullanılabileceği kaygısıyla 2019 sonundan bu yana 10'dan fazla İran gemisini hedef aldı.  
Wall Street Journal'ın haberine göre İsrail, yaptırımlara karşın Suriye'ye petrol ve malzeme taşıyan İran gemilerini Kızıldeniz ve diğer sularda deniz mayınları dahil çeşitli silahlarla vurdu. Bazı ABD'li yetkililer, Suriye'ye taşınan malzemeler arasında silah da bulunduğunu iddia etti.
Gemilere el konması amacıyla açılan davaların dosyalarında, Suriye'ye milyonlarca dolarlık petrol transferinin İran Devrim Muhafızları tarafından kontrol edildiği ve hem İran'a hem de Suriye'ye yönelik yaptırımları delmeyi amaçladığı iddiası da yer aldı. Bir kaynak, Donald Trump döneminde ABD'nin İsrail'in bu saldırılarına üstü kapalı destek verdiğini söyledi.  
İran, daha önce bölgede gemilerine yönelik saldırılar düzenlendiğini ve İsrail'den şüphelendiğini bildirmişti. İsrailli yetkililerse bu suçlamalarla ilgili yorumda bulunmayı reddetmişti. Şam ise İran'dan yakıt ve malzeme akışının engellenmesinin ülkede ciddi sıkıntılara yol açtığını belirtiyor.
İsrail 2018'den bu yana çoğunlukla Suriye'de İran destekli gruplara ve İran tesislerine hava saldırıları düzenliyor.

"İsrail yaptırımlardan sabotaja geçti"
Düşünce kuruluşu Demokrasi Savunma Derneği Başkanı Mark Dubowitz, İsrail'in uzun süredir İran'ın petrol gelirinin engellemeye çalıştığını belirterek "İsrail oyunu bir adım ileri taşıyarak yaptırımlardan sabotaja geçiş yaptı. Kızıldeniz'deki sabotaj, daha kapsamlı ekonomik savaş kampanyasını takip ediyor" dedi.
Bu hafta İran'dan malzeme taşıyan bir geminin Suriye'nin Lazkiye limanı yakınlarında füzeyle vurulduğu iddiası basına yansımıştı.
Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Umman Körfezi'nde şubat sonunda bir İsrail kargo gemisinde meydana gelen patlamadan İran'ı sorumlu tutmuş, İran ise suçlamayı reddetmişti.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.