Libya’da koronavirüse karşı aşı kampanyası hazırlıkları başladı

Bin civarındaki vaka sayısı, hastane ve karantina merkezlerindeki krizleri artırıyor

Libya’da aşı kampanyasının uygulanmasında, aşılamaları denetleyecek çalışanlara yönelik eğitim çalıştayından bir kare (Ulusal Merkez)
Libya’da aşı kampanyasının uygulanmasında, aşılamaları denetleyecek çalışanlara yönelik eğitim çalıştayından bir kare (Ulusal Merkez)
TT

Libya’da koronavirüse karşı aşı kampanyası hazırlıkları başladı

Libya’da aşı kampanyasının uygulanmasında, aşılamaları denetleyecek çalışanlara yönelik eğitim çalıştayından bir kare (Ulusal Merkez)
Libya’da aşı kampanyasının uygulanmasında, aşılamaları denetleyecek çalışanlara yönelik eğitim çalıştayından bir kare (Ulusal Merkez)

Libya’da yeni tip koronavirüse (Kovid-19) bağlı vaka ve ölüm sayılarında önemli bir artış gözlemlenirken, yetkililer çeşitli belediyelerdeki sağlık personelini eğiterek Kovid-19’a karşı aşı kampanyasının başlatılması için hazırlıklara başladı.
Trablus’ta bulunan Ulusal Hastalık Kontrol Merkezi dün (Perşembe) sabah, koronavirüse karşı aşı kampanyasının gerçekleştirilmesi için ülkenin çeşitli bölgelerinde, aşılama denetçileri ve birinci basamak sağlık çalışanlarına yönelik bir eğitim çalıştayı başlattı. Ulusal Merkez başkanlığında başlatılan çalıştaya, Libya’daki uluslararası sağlık kuruluşları, UNICEF ve Uluslararası Göç Örgütü de katıldı.
Çalıştayın açılışını yapan Ulusal Merkez Genel Müdürü Dr. Bedreddin en-Neccar “Aşı kampanyasının başarısı için, çalıştaya katılmak amacıyla, yolculuğun sıkıntılarına katlanarak Başkent’te gelen tüm destekçilerin ve katılımcıların çabalarına” övgüde bulundu.
Koronavirüs vaka sayılarının sürekli artması ile Ulusal Merkez dün, ülkedeki 18 laboratuvarda yapılan testlerde bin 73 yeni vakanın tespit edildiğini açıkladı. Ulusal Merkez’den Şarku’l Avsat’a konuşan bir kaynak, pozitif sonuçlarının binli rakamlara yükselmesinin, laboratuvarların önceki güne göre daha fazla kişiden örnek alınmasına bağladı.
Vaka sayılarındaki bu artışın, hastaneler ve izolasyon merkezleri üzerindeki baskının artmasına neden olduğuna inandığını belirten kaynak, söz konusu merkezlerden bazılarının hastalara yatak sağlamakta zorlandığına ve bu yüzden yalnızca kritik vakaları kabul etmek zorunda kaldıklarına dikkat çekti.

Salgının yayılmasına yönelik endişeler devam ediyor
Libya’nın güneyindeki şehirlerde salgının yayılmaya devam edeceğine yönelik endişeler devam ederken, Ulusal Merkez salgının başlangıcından bu yana kaydedilen toplam vaka sayısının 142 bin 671’e yükseldiğini, vakalardan 129 bin 706’sı sağlığına kavuşurken, can kaybının 2 bin 340’a yükseldiğini duyurdu.
Trablus’daki sağlık yetkilerinin üzerinde sözleşme yaptıkları 12 milyon koronavirüs aşısının ilk partisinin, 4 ithalat şirketi aracılığı ile bu ayın sonunda ulaşması bekleniyor.
Ulusal Merkez, koronavirüsün yayılmasını önlemek için farkındalık kampanyalarını yoğunlaştırmaya devam ediyor. Bu kapsamda Zliten, Rakdalin, el-Cemil ve el-Menşeye olmak üzere batı kıyısı belediyelerinde, Dr. Bedreddin en-Neccar ve belediye başkanlarının huzurunda Çarşamba günü bir farkındalık kampanyası başlatıldı.
Kampanyanın başlatılması sırasında, Neccar Ulusal Merkez’n pandemiyle mücadele stratejisi ve koronavirüs aşılama kampanyasını uygulamaya yönelik hazırlıkları hakkında konuştu. Virüsün tehlikelerine karşı insanları farkındalığının sağlanmasında bu kampanyalarının önemini dikkat çekti.

 


Yeni Suriye Ordusu'nun sancılı doğumuna ‘bir isyan tohumu’ eşlik ediyor

Suriye Savunma Bakanı, bazı grupların yeni orduya katılmak istemeyebileceğini kabul etti (AFP)
Suriye Savunma Bakanı, bazı grupların yeni orduya katılmak istemeyebileceğini kabul etti (AFP)
TT

Yeni Suriye Ordusu'nun sancılı doğumuna ‘bir isyan tohumu’ eşlik ediyor

Suriye Savunma Bakanı, bazı grupların yeni orduya katılmak istemeyebileceğini kabul etti (AFP)
Suriye Savunma Bakanı, bazı grupların yeni orduya katılmak istemeyebileceğini kabul etti (AFP)

Tarık Ali

Suriye’de devrimci 100 grup, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın talebi üzerine kendisini feshetmeyi ve yeni Suriye ordusuna katılmayı kabul etti. Şara, ocak ayı sonlarında yapılan Suriye Devrimi Zaferinin İlanı Konferansı sırasında, devrimci ve siyasi grupların feshedilmesi ve yeni kurulan devlet kurumlarına entegre edilmesi talimatı verdi.

Şara’nın verdiği bu talimata, özellikle Suriye'nin güneyinde bulunan 8. Tugay'ın yeni orduya katılmasıyla ilgili olarak kısa süre önce ortaya çıkan bir anlaşmazlık eşlik etti. Anlaşmazlık, silahlı oluşum, silahlar, personel ve yapı bakımından orduya katılımın şekli ve niteliğinden ziyade Savunma Bakanlığı ve 8. Tugay arasındaki üstü kapalı anlaşmazlıklar nedeniyle bunun daha da ötesine geçmiş gibi görünüyor. Anlaşmazlığın nedenlerinden biri, silahlı devrimci grupların eski bölgesel ve uluslararası destekçileriyle ilgili olabilir.

Ahmed el-Avde Şam'a giren ilk tugay komutanıydı

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki Askeri Operasyon İdaresi, Halep’teki çatışmaların yanı sıra Hama ve Humus'a doğru ilerleyişle meşgulken, Ahmed el-Avde komutasındaki 8. Tugay, Şam'a girerek büyükelçilikler ve bakanlıklar da dahil olmak üzere hayati ve merkezi binalara girerek güvence altına aldı. Hatta ‘Kurtuluş Günü’ ve Beşşar Esed rejiminin düşüşü olarak bilinen 8 Aralık 2024 sabahı Cumhuriyet Sarayı'na giren ilk birlik oldu.

scdfvgthy
Esed rejiminin düşüşünün ardından Avde ve Şara’nın bir araya geldikleri nadir görüşmeden bir kare (Suriye basını)

Ancak 8. Tugay, Suriye'nin başkenti Şam’dan çekildikten sonra ülkenin güneyindeki Dera'ya dönerek Saldırganlığı Caydırma Operasyonu güçlerinin askeri zaferini tamamlamasına ve Şam'ı kurtarmasına izin verdi. Avde'nin kayınbiraderi ve Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Müzakere Heyeti eski başkan yardımcısı Halid el-Mahamid, kayınbiraderinin güç peşinde olmadığı açıklamasında bulundu.

Kuruluşundan Şam’ın kurtuluşuna 8. Tugay

Ağır silahlara, teçhizata ve donanımlı personele sahip olan 8. Tugay'ın Suriye savaşında kendine has bir hikâyesi var. 2012 yılında “Şebab es-Sünne” adıyla kurulan 8. Tugay, eski Suriye ordusu ve müttefikleri ile birçok çatışmaya girdi ve 2016 yılında çok sayıda bölgesel tarafın desteğinin yanı sıra savaşlarda elde ettiği mühimmattan yararlanarak Busra eş-Şam kentini özgürleştirmeyi başardı.

Suriye’nin güneyi 2018 yılında Rusya'nın himayesinde devrik Suriye rejimi ile bir uzlaşma sürecine girdi. Şebab es-Sünne, 8. Tugay'a dönüştürülüp Rusya destekli 5. Kolordu’ya katılırken, Dera'daki başlıca birliğini dağıtılan Suriye ordusuyla birlikte birçok bölgede ortak ve dönüşümlü devriyeler gerçekleştirdi. Avde, bu süre boyunca kendisini medyadan uzak tuttu.

dfv
Suriye Cumhurbaşkanı Şara, tüm grupların dahil olduğu tek bir ulusal ordu oluşturulmasında kararlı (AFP)

Daha sonra, özellikle 2021 yılında 8. Tugay, 5. Kolordu’dan alınarak 265. Askeri İstihbarat Şubesi’ne aktarıldı. 8. Tugay’dan bir kaynağa göre bu değişiklik, silahları ve teçhizatları korumak ve düzenli orduya bağlı kalmaya devam etmeleri halinde bunları teslim etmemek içindi.

Buna rağmen devrimi hiçbir aşamada terk etmediğini vurgulayan 8.  Tugay -özel kaynaklara göre- Ürdün'ün herhangi bir çatışmaya girmesi halinde kendisine lojistik destek sağlamayı bırakacağını ve beklemesini söylemesine rağmen, Şam'ın düşmesinde önemli bir rol oynadı ve ardından Şam’dan çekildi. Özel kaynakların verdiği bilgiler, Avde'nin damadı tarafından da teyit edildi.

Savunma Bakanı ne dedi?

Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın pragmatik yaklaşımına ve bakanlarının da aynı yaklaşımı örnek almalarına rağmen, Suriye geçici hükümetinin Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra geçtiğimiz günlerde Washington Post'a verdiği bir röportajda 8. Tugay'ın yeni orduya entegre olma konusundaki isteksizliğinden ilk kez bahsetti. Bakan Ebu Kasra, başka bir grubun adını vermedi.

Ebu Kusra'nın Amerikan gazetesine verdiği bu demeç, bazı grupların yeni orduya katılmak istemeyebileceği gerçeğinin üzerindeki sis perdesini kaldırdı. Ancak sadece 8. Tugay'dan bahsetmesi, yeni devletin geri dönüş konusundaki sabırsızlığının bir işareti gibi görünse de bu durum daha çok bu reddedişin devam etmesinin sonuçlarına dair bir uyarı olabilir.

Savunma Bakanı’na yanıt

Suriye Savunma Bakanı'nın sözlerine 8. Tugay’ın komutanları kayıtsız kalmadı. 8. Tugay Komutan Yardımcısı Nesim Ebu Arra videolu bir açıklamayla verdiği yanıtta, 8. Tugay’ın yeni orduya katılmayı ya da kendisine yöneltilen suçlamaları reddetmediğini belirterek, “Suriye’nin güneyi sakinleri disiplinli ve profesyonel askeri kurallara göre işleyen kapsamlı bir ulusal savunma bakanlığının kurulması çağrısında bulunan ilk kişilerdir” dedi.

Ebu Arra, Savunma Bakanlığı'nın subayların ve devrimcilerin uzmanlıklarından en iyi şekilde yararlanması ve Suriye'nin tüm kesimlerinin hiçbir şekilde dışlama ya da ötekileştirme olmaksızın tam olarak temsil edilmesini sağlaması gerektiğini belirtti.

Suriye Cumhurbaşkanı ile Savunma Bakanı arasındaki uyumsuzluğa dikkat çekmeye çalışan Ebu Arra, Şara'nın geçmiş yıllarda yaptığı açıklamalarda Askeri Operasyon İdaresi ile Şam'ın düşmesinde önemli rol oynayan güneyli gruplar arasındaki koordinasyonun önemine ve gerekliliğine defalarca kez atıfta bulunduğunu hatırlattı. İlginç olan ise Avde’nin damadına göre Şara'nın Avde’yi tebrik etmek için ziyaret ettiği 13 Ocak tarihinden önce bir araya gelmemiş olmaları.

Ruslara darbe

Askeri analist Fuat Abdülhamid' in değerlendirmesine göre 8. Tugay'ın Ruslara ve Esad rejimi ordusuna indirdiği darbe, düşünmeye zaman bırakmayan yeni ve hızlandırılmış bir gerçekliğin tahmin edilmesinin sonucuydu. Özellikle de rejimin çöküşüne ilişkin tablo netleştikçe, Suriye'nin askeri ve siyasi geleceğine katılma hakkının doğması karşısında.

8. Tugay, eski Suriye rejimiyle uzlaşmasına ve birkaç yıldır Rus güçleriyle resmi ve mali bağını açıkça sürdürmesine rağmen, devrimci bir grup olmaktan vazgeçmediğini ve bunun Dera kırsalındaki ve Busra eş-Şam’daki savaşlar sırasında oynadığı rolde açıkça görüldüğünü belirtti. Tugayın destekçileri tarafından İran, Rusya ve Esed rejiminin düzenli ordusuna karşı gerçekleştirilen çeşitli gösteriler de bunu kanıtlıyordu. Ancak Avde, özellikle Ürdün Askeri Harekât Merkezi’nin önemli bir parçası olduğundan grubunun öncelikle kendi bölgesini koruma hedefini garanti altına alması amacıyla kendisini yeniden konumlandırması için baskı görüyordu.

Rusya, 8. Tugay’ın Şam’a girmesini ve ardından geri çekilmesini kesinlikle onaylamadı. Aksine bu, Moskova'nın bile daha sonra yorum yapmaktan kaçındığı devrimci bir isyandı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Avde'ye bağlı güçler sabaha kadar Şam’da kalsaydı, Humus'tan saldırıyı engellemek için gelen güçlerle sorun yaşanabilirdi. Ancak Avde oyunu nasıl yöneteceğini biliyordu. HTŞ'nin dağılan Suriye ordusundan ve Beşşar Esed'i terk eden Şam'ın müttefiklerinden fazla direnç görmeden büyük şehirleri düşürmeyi başarmasını kolaylaştırdı. Dolayısıyla 8 Aralık 2024 olayları bağlamında Avde'nin rolü hafife alınmamalı.

Askeri analist Abdulhamid, Avde'yi Şam'dan erken çekilmeye itmiş olabilecek nedenlerden birinin de 8. Tugayın Şam’ın tamamını koruyamaması olduğunu vurguladı. Abdulhamid’e göre bu, Avde’nin yaptıklarını küçümsemek ve tıpkı diğer şehirlerde savaşan öteki birlikler gibi daha savaş başlamadan geri çekilen Cumhuriyet Muhafızları ve 4. Tümen gibi süper güçler efsanesi olmaksızın başkentin kapılarının yeni yöneticilerine açık olduğuna dair verilen bir mesaj anlamına gelmiyordu.

Gelecek korkusu

8. Tugay'ın mevcut durumu farklı verilere dayanarak analiz edilebilir. Örneğin, özellikle Rusya ile yaşadığı üstü kapalı anlaşmazlıklar henüz gün yüzüne çıkmamışken ve hala kendisiyle temas halinde olan bölge ülkeleriyle uyumluluğu devam ederken kendisini yeni projelere iten dış bağlantılara sahip olmaya devam etmesi bu verilerden biri.

Son olarak, mesele yönetimin kazanımlarının paylaşılması açısından da okunabilir. Zira şimdiye kadarki verilerin gösterdiği üzere Avde artık Şam'a girişin ana kapısı değil. Savunma Bakanlığı, subaylarını terfi ettirme ve onlara büyük ayrıcalıklar tanıma bağlamında Avde’yi görmezden geldi. Avde bu ayrıcalıklardan çok uzaktı. Belki de bunun başlıca nedeni, Savunma Bakanlığı’nın benzer olaylara tanık olan ülkelerdeki gibi bir senaryoda, kendi askeri cephaneliği olan güçlü bir rakiple karşı karşıya gelmeyi istememesi ve böylece onu bakanlık bünyesinden ziyade kendi tugayı içinde konumlandırmasıdır.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.