ABD, Suriye çözüm dosyasına hız verdi

Birleşmiş Milletler, savaş suçları işlediklerinden şüphelenilenlerin yargılanması için ülkelere çağrıda bulundu.

ABD, Suriye çözüm dosyasına hız verdi
TT
20

ABD, Suriye çözüm dosyasına hız verdi

ABD, Suriye çözüm dosyasına hız verdi

Joe Biden yönetimi, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed hükümeti ile aralarındaki ilişkileri normalleştirmeyeceklerini duyurdu. Duyuru, ABD’li diplomatların 2015 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) 15 üye ülkenin oy birliğiyle çıkarılan 2254 sayılı karar çerçevesinde, 10 yıldır devam eden Suriye savaşına bir çözüm bulma sürecine “yeni bir hareketlilik” kazandırmak için Rusya da dahil BMGK üyeleri arasında telefon görüşmeleri gerçekleştirildiğini açıklamasının ardından geldi.
New York’taki Batılı bir diplomat Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, ABD’nin gerçekleştirdiği görüşmelerin merkezinde BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in çabaları olduğunu aktardı. Pedersen Anayasa Komitesi toplantılarının son turlarında ilerleme kaydedilmemesinin sebepleri hakkında bilgilendirmede bulunmak üzere önümüzdeki haftanın başlarında BMGK üyelerine yeni bir brifing verecek. Pedersen’in BMGK’nin beş daimi üyesinin desteğini talep etmesi bekleniyor. ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin birçok kez Pedersen’in çabalarını desteklediklerini bildirmişti.
BMGK’nin mart ayı dönem başkanlığını devralan ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield’in toplantıda yapacağı konuşma bekleniyor. Thomas-Greenfield’in konuşmasında, Suriye krizi ile ilişkili üç dosyaya odaklanacağı ifade ediliyor. Bunlar; BM’nin arabuluculuk yaptığı siyasi süreç, giderek acil hale gelen insani yardım ve Suriye hükümetinin kimyasal silah cephaneliği ve bunların savaş bağlamında kullanılması olarak sıralanıyor. Zira ABD Suriye halkına uzun süre korkunç acılar yaşatan Esed rejiminin hesap vermesi konusunda ısrarcı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price söz konusu atmosfere dair şunları söyledi:
“Başkan Biden’ın yönetimi, Suriye’deki çatışmayı sona erdirecek bir siyasi çözümü desteklemeye devam ediyor. Müttefiklerimiz, ortaklarımız ve Pedersen ile yakın istişarelerde bulunuyoruz. Siyasi çözüm, Suriye’de şiddete sürükleyen ve istikrarsızlığa yol açan unsurları düzeltmeli. Suriye halkının çektiği acılara son vermek için elimizdeki çeşitli araçları kullanacağız. Washington, 2254 sayılı BMGK kararı da dahil olmak üzere ilgili kararlar uyarınca siyasi bir çözüme ulaşma müzakerelerinde BM'nin rolünü desteklemeye devam edecek. Biden insani yardımlarla ilişkili olarak ABD liderliğini geri almaya çalışıyor. Suriye insani bir felaket yaşıyor. Suriye halkı, 10 yıldır süren iç savaşa rağmen halen iktidarda olan Beşşar Esed’in vahşi yönetimi altında çok uzun bir süre sıkıntı çekti. Aralarında Suriye içinde yerlerinden edilenlerin yanı sıra yurtlarından kaçmak zorunda kalan mültecilerin de bulunduğu savunmasız Suriyelilere yardım etmek için daha fazlasını yapmalıyız.”
Savaşın nihai olarak sona ermesi için Suriye hükümetinin davranışlarını değiştirmesi gerektiğine işaret eden Price sözlerini şöyle sürdürdü:
“Arzu edilen siyasi çözüm olasılığını artırmak için neler yapabileceğimize dair bir inceleme yürütülüyor. Bu, davranışların değişip yöneticinin kalması anlamına mı geliyor? Esed, halkına acımasızca davranması sonucu kaybettiği meşruiyeti geri kazanmak için hiçbir şey yapmadı. Kendisi Suriye halkının çektiği acıların ve ülkenin başına gelen insani felaketin merkezinde duruyor. ABD yakın bir zamanda Esed hükümeti ile ilişkilerini normalleştirmeyecek.”
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet de perşembe günü tüm ülkelere, çatışmanın 10’uncu yıl dönümünde Suriye’de savaş suçlarını işlediğinden şüphelenilenlerin ulusal mahkemelerde yargılanma sürecini hızlandırma çağrısında bulundu. Bachelet Suriye’de işlenen çirkin suçların faillerinin yargılanması için konuyu Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşıma girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi.
Çoğu sivil olmak üzere 100 binlerce insanın hayatına mal olan çatışmada insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında şu ana kadar bir kişi yabancı bir mahkemede yargılandı.
Suriye’nin dört bir yanında hükümet güçleri tarafından yönetilen hapishanelerde tutulan 10 binlerce kayıp kişinin izini sürmek için daha fazla çaba gösterilmesi çağrısında bulunan Bachelet açıklamasını şöyle sürdürdü:
 “Bu mağdurlara hayatlarını yeniden inşa edebilmeleri için haklarını ve ihtiyaçlarını iyileştirmenin yanı sıra önümüzdeki yılın hesap verebilirlik ve tazminat alma yılı olmasını sağlamalıyız.”
Savaş suçları işlediğinden şüphelenilen birçok kişinin Suriye’yi terk ettiği düşünülüyor.
Geçtiğimiz ay Almanya’daki bir mahkeme, Suriye güvenlik birimlerinin eski bir üyesini sivillere işkence yapılmasını azmettirme suçundan 4,5 yıl hapse mahkum etti. Bu, Suriye savaşındaki insanlık suçları için verilen ilk yargı kararı oldu.
Bachelet “Ulusal mahkemelerin adil, açık ve şeffaf davalar yürütmesi ve bu tür ciddi suçlar için hesap verebilirlik açığını kapatmaya devam etmesi lazım” diyerek Alman yargısı tarafından verilen kararı “adaleti gerçekleştirme yolunda ileriye doğru atılmış önemli bir adım” olarak nitelendirdi.
BM tarafından daha önce kendisine yöneltilen savaş suçu ithamlarını reddeden Esed hükümeti, mahkumlara işkence yapılmadığını savunuyor.
BM Suriye Araştırma Komisyonu Başkanı Paulo Pinheiro da söz konusu suçların cezasız kalmasını kınadı. Pinheiro, BM İnsan Hakları Konseyi’nde perşembe günü yaptığı açıklamada “Suriyeli mağdurların ve aktivistlerin büyük cesaretini ve bazı devletlerin davaları inceleme konusundaki kararlılığını takdir ediyoruz” ifadelerini kullandı.
BM uluslararası komite üyelerinden Hani Majali, inceleme aşamasındaki yaklaşık 300 dava ile ilgili bilgi sağlandığını kaydetti.
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi’nden (ICRC) delegeler Suriye hapishanelerindeki tutukluları ziyaret ediyor. Ancak resmi olmayan yerleri ziyaret edemiyorlar. Ayrıca komitenin bulguları da gizli tutuluyor.
ICRC'nin Yakın ve Orta Doğu Bölge Direktörü Fabrizio Carboni, salı günü Reuters’a yaptığı açıklamada “Gözaltının, temel sorunlardan biri olduğu açık. Her gün ilk olarak gözaltı koşullarını iyileştirmeye çalışıyoruz. İkinci olarak ise girilebilecek yerleri artırmak için çabalıyoruz” dedi.



Dera'daki 8. Tugay kendini feshederek varlığını Suriye Savunma Bakanlığı'na devretme kararı aldı

Genel Güvenlik Dairesi takviye güçleri cuma günü Busra eş-Şam’a doğru yola çıktı. (SANA)
Genel Güvenlik Dairesi takviye güçleri cuma günü Busra eş-Şam’a doğru yola çıktı. (SANA)
TT
20

Dera'daki 8. Tugay kendini feshederek varlığını Suriye Savunma Bakanlığı'na devretme kararı aldı

Genel Güvenlik Dairesi takviye güçleri cuma günü Busra eş-Şam’a doğru yola çıktı. (SANA)
Genel Güvenlik Dairesi takviye güçleri cuma günü Busra eş-Şam’a doğru yola çıktı. (SANA)

Dera vilayetindeki 8. Tugay, Dera'nın doğu kırsalındaki Busra eş-Şam kentinin, komutan Bilal ed-Derubi'nin tugay mensupları tarafından öldürülmesinin ardından tugaya karşı kitlesel halk gösterisine sahne olması ve katılımcıların kentteki devlet otoritesinin genişletilmesini talep etmesi sonucu kendini feshetme ve askeri yeteneklerini Suriye Savunma Bakanlığı'na devretme kararı aldı.

Bir güvenlik kaynağı, Ahrar Horan Topluluğu’na 8. Tugay'ın oluşumunu tamamen dağıtma kararı aldığını söyledi. Kaynak, Yüzbaşı Muhammed el-Kadiri'nin devir teslim sürecinin sorunsuz bir şekilde tamamlanması için doğrudan ilgili makamlarla koordinasyon sağlamakla görevlendirildiğini bildirdi.

def
Genel Güvenlik Dairesi güçlerinin Dera'nın doğusundaki Busra eş-Şam'a konuşlandırılması (Ahrar Horan Topluluğu)

Kentteki bilgi sahibi kaynaklar Şarku’l Avsat'a, Genel Güvenlik Dairesi ile 8. Tugay arasında ‘genel atmosfer sakinleşene kadar’ Busra eş-Şam'da ‘altı noktanın istikrara kavuşturulması’ konusunda anlaşmaya varıldığını açıkladı.

Ahrar Horan Topluluğu, bir güvenlik kaynağının ‘Savunma Bakanlığı güçlerinin 8. Tugay'a bağlı bir dizi karargâhı teslim aldığını’ söylediğini aktardı. Kaynak, Savunma Bakanlığı ve Genel Güvenlik Dairesi güçlerinin, 8. Tugay'ın şehir içindeki en önemli karargâhları arasında yer alan kale de dahil olmak üzere birçok karargâha ortak unsurlar yerleştirdiğini bildirdi.

frgthy
Dera'nın doğusundaki Busra eş-Şam kenti 8. Tugay'daki yerleşimci grupların kalesi konumundadır.

Kentteki iki hapishane Genel Güvenlik Dairesi güçleri ve Savunma Bakanlığı'na teslim edilirken, 4'ü güvenlik, 10'u da adli suçlardan olmak üzere 14 mahkûm Dera kentindeki güvenlik merkezlerine nakledildi.

Bu arada Busra eş-Şam kentinden bilgi sahibi kaynaklar Şarku'l Avsat'a, Busra halkı arasında 8. Tugay komutanları ve personeline yönelik bir öfke halinin hâkim olduğunu söyledi. Öğle namazından sonra yüzlerce kişinin katıldığı kitlesel gösteride, ed-Derubi suikastına karışanların devlete teslim edilmesi ve istikrarın sağlanması için devletin kentteki otoritesinin genişletilmesi talep edildi.

Kaynaklar, Şam'dan gelen Genel Güvenlik Dairesi komutanları ile aralarında Ahmet et-Tuma, Abdullah en-Necm ve Ebu Ali Mustafa'nın da bulunduğu 8. Tugay liderleri arasındaki görüşmelerin dün geceye kadar devam ettiğini açıkladı.

defrgthy
Dera'nın doğusundaki Busra eş-Şam'da 8. Tugay'a bağlı grupların askeri kursuna ait bir fotoğraf (Ahrar Horan Topluluğu)

“Müzakereler sonucunda ortam sakinleşene kadar kentte asayiş noktaları kurulması ve ed-Derubi'nin ölümünde parmağı olan üç kişinin teslim edilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Bunlardan ikisi, Ebu’l Leyl ve Fayiz el-Ömer, teslim edildi; üçüncüsü Abdulkerim ed-Dus ise kaçtı” diyen kaynaklara göre Genel Güvenlik Dairesi ve 8. Tugay komutanları, merhumun ailesiyle görüştü. Ailenin talepleri arasında ‘şehirde devlet otoritesi dışında herhangi bir silahlı oluşumun engellenmesi ve şehirden sorumlu güvenlik aygıtında Busra'dan veya Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden önce var olan eski merkezi komitelerden herhangi bir unsurun engellenmesi’ vardı.

fegrthy

Aile, ‘teslim edilen iki kişi ve diğer üç kişi de dahil olmak üzere beş kişinin teslim edilmesini’ talep etti. Aile ayrıca, ‘kentte devlet otoritesi dışında hiçbir grubun kalmamasını, çünkü devlet içinde devlet olamayacağını’ belirterek, ‘kentte konuşlandırılmış silahların devlete teslim edilmesini’ istedi.

Bilal ed-Derubi iki gün önce Dera vilayetine bağlı Busra eş-Şam'da 8. Tugay mensupları tarafından açılan ateş sonucu aldığı yaralar nedeniyle cumartesi günü hayatını kaybetti.

Genel Güvenlik Dairesi’ne bağlı birlikler cuma gününü cumartesiye bağlayan gece Busra eş-Şam’a girerek kentte ve gerginliklerin yaşandığı çevre kasabalarda hızlı bir tarama operasyonuna çıktı. Yerel kaynaklara göre güvenlik güçleri, Dera'nın ileri gelenleri, yerel liderler ve Suriye yönetiminin temsilcilerinin katıldığı ve 8. Tugay'ın vilayetin çeşitli kasabalarında bulunan silahlarının teslim edilmesi ve Busra eş-Şam'daki kalesinden hafif ve ağır silahlarının geri çekilmesinin görüşüldüğü toplantıların ardından varılan anlaşma sonrası geri çekildi.

defrgthy
Ahmed eş-Şera'nın, güçleriyle birlikte Suriye'nin kontrolünü ele geçirdikten sonra Dera'da Güney Operasyonları Odası liderleriyle yaptığı toplantı sonrası

Ahmed el-Avde liderliğindeki 8. Tugay’ın daha önce eski rejim güçlerine bağlı 5. Kolordu’nun bir parçası olduğunu belirtmekte fayda var. Rusya tarafından 2018 yılında Dera'da Esed güçleri ile muhalifler arasında yaşanan çatışmaların ardından silahlarını teslim etmeyi reddeden muhalif gruplardan oluşturulan 8. Tugay, Dera'daki en güçlü tugay olarak kabul ediliyor.

8. Tugay, Dera vilayetinde birleşen ve geçiş dönemi için Ahmed eş-Şera'nın liderliğini kabul ettiklerini açıklayan gruplarla birlikte Suriye Savunma Bakanlığı'nın yeni oluşumuna dahil edilmedi.