Kızamık aşısıyla, Kovid-19’a karşı umut verici sonuçlar elde edildi

Arnavutluk'un başkenti Tiran'daki bir aşı merkezinde Kovid-19 aşısının uygulanmaya hazırlanması (AFP)
Arnavutluk'un başkenti Tiran'daki bir aşı merkezinde Kovid-19 aşısının uygulanmaya hazırlanması (AFP)
TT

Kızamık aşısıyla, Kovid-19’a karşı umut verici sonuçlar elde edildi

Arnavutluk'un başkenti Tiran'daki bir aşı merkezinde Kovid-19 aşısının uygulanmaya hazırlanması (AFP)
Arnavutluk'un başkenti Tiran'daki bir aşı merkezinde Kovid-19 aşısının uygulanmaya hazırlanması (AFP)

Yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede önemli bir genom kullanılarak geliştirilen kızamık aşısı, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde, Kovid-19’a karşı olumlu sonuçlar verdi. ABD’nin Ohio eyaletinden bazı araştırmacılar, virüse ünlü koronavirüs görünümünü veren ‘spike’ (mızrak) proteini genomunun belirli bir bölümünü kullandıkları çalışmada, spike proteinini yapan genomu, etkinliğini ve bağışıklık tepkisini artırmak için kızamık aşısının genomuna yerleştirdiler. ABD Ulusal Bilimler Akademisi’nin bilimsel dergisi Proceedings of the National Academy of Sciences tarafından Cuma günü yayınlanan çalışmaya göre yukarıdaki yöntemle geliştirilen aşı, çok sayıda hayvan üzerinde yapılan deneylerde güçlü bir bağışıklık tepkisi oluştururken Kovid-19 enfeksiyonunu ve akciğer hastalıklarını önledi.
Şuan piyasada Kovid-19’a karşı birçok aşı bulunuyor. Ancak, araştırmacılar bu yeni adayın özellikle güvenlik ve sürdürülebilir yüksek etkinlik açısından keşfedilmeye değer avantajlara sahip olabileceğini söylüyorlar.
Araştırmanın üst düzey yazarlarından Ohio Eyalet Üniversitesi Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü araştırmacısı Jianrong Li, üniversitenin internet sitesinde çalışmaya ilişkin yayınlanan bir haberde şunları söyledi:
“Kızamık aşısı, 1960'lardan bu yana çocuklarda kullanılmaktadır. Çocuklar ve yetişkinler için güvenli olduğuna dair uzun bir geçmişe sahip olan kızamık aşısının uzun süreli koruma sağlayabileceğini de biliyoruz. Kovid-19 için antijen ile virüse karşı uzun vadeli koruma sağlayabileceği umuluyor. Bunun olması bize büyük bir avantaj sağlayacak. Çünkü şuan hangi aşının ne kadar koruyacağını bilmiyoruz.”
Kovid-19 hastalığına neden olan yeni tip koronavirüs, yüzeyindeki spike proteinini burun ve akciğerlerdeki hedef hücrelere ulaşmak için kullanıyor. Hedef hücrelere yerleştikten sonra kendini kopyalayıp diğer hücrelere bulaşıyor.
Tüm aşılar gibi, bu aday aşı da yeni proteini yabancı madde olarak tanımlayarak antikorlar üretmeye başlıyor ve bağışıklık sistemini, virüs vücuda girerse spike proteinine saldırmak ve etkisiz hale getirmek için eğitiyor. Bu çalışmada araştırmacılar en etkili antijeni bulmak amacıya spike proteinin yedi versiyonunu test ettiler ve proteinin, bir hücreyi enfekte etmeden önce var olduğu form olan kararlı bir ‘öncü’ versiyonunu kızamık aşısı genomuna yerleştirdiler.
Araştırmacılar, spike proteini genomunu, yüksek bir bağışıklık tepkisi oluşturmak amacıyla kızamık aşısı genomunun bir kısmına yerleştirirken ne kadar çok virüs proteini üretilirse, bağışıklık tepkisinin de o kadar iyi olacağını öngördüler.
Araştırma ekibi, aşının etkinliğini ölçmek için birkaç hayvan üzerinde deney yaptılar. Aşının, tüm hayvanlarda virüse karşı yüksek düzeyde nötralize edici antikorlar üretmeyi başardığını keşfettiler.
Öte yandan bazı çevreler, onlarca yıldır yaygın olarak yapılan aşılama sayesinde çoğu insanın kızamığa karşı kazandığı bağışıklığın, kızamık aşısının koronavirüse karşı bir aşı aracı olarak işe yaramasını engelleyebileceğini düşünüyorlar. Kızamık aşısını ‘pamuk fareleri’ üzerinde deneyen araştırmacılar, kızamığa dayalı yeni koronavirüs aşısı ile yapılan ikinci aşılamanın, koronavirüse karşı güçlü bir antikor tepkisini uyarabileceğini ortaya çıkardılar.
Farelerin vücudunda, aşıya tepki olarak bir tür beyaz kan hücresi olan T-yardımcı hücreleri (Th) üretildiği gözlemlenirken bunun özellikle hastalığın şiddetli olduğu vakalarda, vücudun enfeksiyonla savaşmasının bir başka önemli yolu olabileceğini gösterdiler.
Çalışmanın yazarlarından biri olan ve Ohio'da pediatri doçenti olarak çalışan Amit Kapoor, yaptığı değerlendirmede, “Aşının üretimini sağladığı T-yardımcı hücrelerinin gösterdiği eğilim, korumanın önemli bir göstergesidir. Bu aşı, temelde aşının güvenliğini ve etkinliğini artıran ‘Th1’ adı verilen T-yardımcı hücrelerinin bir başka versiyonunu uyarıyor” ifadelerini kullandı.
Bir başka deneyde ise virüse karşı savunmasız olan hamsterlara aşının yapıldıktan sonra virüs enjekte edildi. Aşının, aşılanan hamsterları akciğer enfeksiyonu ve hastalığın diğer semptomlarından koruduğu gözlemlendi.
Doç. Dr. Kapoor, “Hamsterlarda uyarılan virüsü nötralize edici antikorların miktarına baktığımızda, Kovid-19'a yakalanan kişilerde bulunandan daha yüksek olduğu görüldü.  Bu da bir aşının, bağışıklık sistemini etkinleştirmede normal bir enfeksiyondan daha iyi olabileceğini gösteriyor” yorumunda bulundu.



Prens Andrew’un malikane daveti: Epstein, Maxwell ve Weinstein katılmış

Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)
Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)
TT

Prens Andrew’un malikane daveti: Epstein, Maxwell ve Weinstein katılmış

Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)
Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)

Prens Andrew'un Jeffrey Epstein, Ghislaine Maxwell ve Harvey Weinstein'i Royal Lodge'da ağırladığı ortaya çıktı. 

BBC'nin haberinde Andrew'un 2006'da kızı Prenses Beatrice'in 18. doğum günü kutlaması için Epstein, Maxwell ve Weinstein'i Windsor Kalesi'ndeki evinde konuk ettiği belirtiliyor. 

Birleşik Krallık'ın (BK) kamu kuruluşu, bu kişilerin yer aldığı bazı fotoğrafların arka planındaki ağaç ve dış mekan duvarlarının Royal Lodge'la örtüştüğünü bildiriyor. 

Andrew'un, Windsor'daki 30 odalı malikanesi Royal Lodge'u 2003'ten beri neredeyse hiç kira ödemeden kullanması da gündem olmuştu. 

Epstein, Maxwell ve Weinstein'in Prenses Beatrice'in doğum günü için düzenlenen etkinliğe katılmak üzere Windsor'a gittiği biliniyordu. Ancak Andrew'un malikanesine uğradıkları ilk kez BBC'nin araştırmasıyla ortaya kondu. 

Kamu yayıncısı, Andrew'un yorum talebine yanıt vermediğini aktarıyor. 

Royal Lodge'daki görüşmenin, reşit olmayan birine cinsel saldırı suçlamasıyla Epstein hakkında yakalama kararı çıkarılmasından iki ay sonra yapıldığına da dikkat çekiliyor. Etkinlikten 8 gün sonra Epstein'in Florida'da gözaltına alındığı yazılıyor. 

Giuffre'nin kitabı

Epstein tarafından kurulan pedofili ve fuhuş ağının mağdurlarından Virginia Giuffre'nin gölge yaza Amy Wallace'la birlikte hazırladığı kitabı Nobody's Girl'de Prens Andrew dahil çok sayıda ünlü isme ilişkin iddialar yer almıştı.

Bu yıl 25 Nisan'da 41 yaşındayken hayatına son veren Giuffre'nin kitabı yayımlanmadan ortaya çıkan detaylarda, Giuffre'nin üç kere Prens Andrew'la ilişkiye girdiği, bu dönemde 17 yaşında olduğu iddia edilmişti. 21 Ekim'de piyasaya sürülen kitap, Prens Andrew üzerindeki baskıyı artırmıştı.

2022'de Giuffre'yle tazminat anlaşmasına varan Prens Andrew suçlamaları en başından beri reddediyor.

İddiaların odağındaki Prens Andrew, bu ay önce resmi kraliyet görevlerinden çekildiğini duyurmuş ardından da York Dükü de dahil olmak üzere unvanlarından feragat ettiğini açıklamıştı. 

Epstein skandalı

18 yaş altındaki onlarca kız çocuğuna yönelik cinsel istismar ve fuhuş ağı kurma suçlamasıyla yargılanan Epstein, tutuklandıktan sonra nakledildiği New York Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesi'ndeki hücresinde 10 Ağustos 2019'da ölü bulunmuştu.

Maxwell de kızların fuhuş ağına katılmasını sağladığı gerekçesiyle Haziran 2022'de 20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

100'den fazla kadına cinsel saldırıda bulunmakla yargılanan ABD'li film yapımcısı Harvey Weinstein ise 2020'de 23 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ünlü Hollywood yapımcısı hakkındaki bazı cezalara temyiz süreci devam ediyor. 

Independent Türkçe, BBC, DW


Güneş yağmurlarının nedeni bulundu

Güneş yağmurları genellikle Güneş patlamalarından sonra meydana geliyor (NASA)
Güneş yağmurları genellikle Güneş patlamalarından sonra meydana geliyor (NASA)
TT

Güneş yağmurlarının nedeni bulundu

Güneş yağmurları genellikle Güneş patlamalarından sonra meydana geliyor (NASA)
Güneş yağmurları genellikle Güneş patlamalarından sonra meydana geliyor (NASA)

Bilim insanları Güneş yağmurlarına neyin yol açtığını nihayet tespit etti.

Güneş'te tam olarak Dünya'daki gibi yağmur yağmıyor ancak buna benzer bir olay zaman zaman gözlemleniyor.

Bu yağışlar, Güneş'in son derece sıcak plazmadan oluşan en dış tabakası koronada meydana geliyor. Güneş yüzeyinin çok yukarısında yoğunlaşan daha soğuk ve ağır plazma kütlelerinin aşağı düşmesiyle gerçekleşiyor.

Bilim insanları genellikle şiddetli Güneş patlamalarının ardından görülen bu yağmurlara neyin yol açtığını belirleyemiyordu.

Hawaii Üniversitesi Astronomi Enstitüsü'nden araştırmacılar, bilgisayar simülasyonlarından yararlandıkları yeni çalışmada bu olaya açıklama getirdi.

Bilim insanları, koronadaki elementlerin farklı şekilde dağılması sonucu yaşanan madde akışlarının Güneş yağmurlarına neden olabileceğini öne sürüyor.

Mevcut modeller, koronadaki çeşitli elementlerin uzay ve zaman boyunca eşit dağıldığını gösterse de yeni araştırmada bunun doğru olmadığı belirtiliyor.

Bulguları hakemli dergi The Astrophysical Journal'da yayımlanan çalışmaya göre, demir, silisyum ve magnezyum gibi elementlerin koronadaki oranının değişmesi bu yağmurları açıklayabilir.

Makalenin yazarlarından Luke Benavitz "Demir gibi elementlerin zamanla değişmesine izin verdiğimizde, modellerin Güneş'te gözlemlediklerimizle nihayet örtüştüğünü görmek heyecan vericiydi" diyerek ekliyor: 

Bu, fiziğin gerçekçi bir şekilde canlanmasını sağlıyor.

Araştırmacılar Güneş'in koronasındaki elementlerin dağılımındaki değişiklikleri içeren simülasyonlarda, koronal yağmurların sadece 35 dakikada yoğunlaşmaya başladığını saptadı. Ancak önceki modeller bunun birkaç saat veya gün süreceğini öne sürüyordu.

Ekip muhtemelen başka mekanizmaların da Güneş yağmurlarının oluşmasında rol oynadığını ve daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Ancak koronadaki element dağılımındaki değişimin bulmacanın önemli bir parçası olduğunu düşünüyorlar.

Çalışmanın ortak yazarı Jeffrey Reep, "Bu keşif önemli çünkü Güneş'in gerçekte nasıl işlediğini anlamamıza yardımcı oluyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Science Daily, Science Alert, The Astrophysical Journal


Terrifier setinde taciz ve ihlal iddiaları: Oyuncu dava açtı

David Howard Thornton'ın (solda) katil Palyaço Art'ı canlandırdığı ilk Terrifier'da Catherine Corcoran (sağda), ilk kurban Dawn rolündeydi (Epic Pictures Releasing)
David Howard Thornton'ın (solda) katil Palyaço Art'ı canlandırdığı ilk Terrifier'da Catherine Corcoran (sağda), ilk kurban Dawn rolündeydi (Epic Pictures Releasing)
TT

Terrifier setinde taciz ve ihlal iddiaları: Oyuncu dava açtı

David Howard Thornton'ın (solda) katil Palyaço Art'ı canlandırdığı ilk Terrifier'da Catherine Corcoran (sağda), ilk kurban Dawn rolündeydi (Epic Pictures Releasing)
David Howard Thornton'ın (solda) katil Palyaço Art'ı canlandırdığı ilk Terrifier'da Catherine Corcoran (sağda), ilk kurban Dawn rolündeydi (Epic Pictures Releasing)

2016 yapımı sansasyonel korku filmi Terrifier'daki ölüm sahnesiyle tanınan oyuncu Catherine Corcoran, filmin yönetmeni Damien Leone ve yapımcılarına sözleşme ihlali gerekçesiyle dava açtı.

Pazar günü Kaliforniya'daki federal mahkemeye sunulan dava dilekçesinde, Corcoran'ın "düşük bütçeli filmde rol alırken dolandırıcılığa, cinsel tacize ve nihayetinde ihanete maruz kaldığı" öne sürülüyor. Dava, Dark Age Cinema ve Fuzz on the Lens Productions şirketlerinin yanı sıra yapımcı Phil Falcone ve Leone'nin Art the Clown adlı yapım şirketini de kapsıyor.

Corcoran, Terrifier'da canlandırdığı karakterin "ters asılarak çıplak halde vahşice öldürüldüğü" sahneyle hatırlanıyor. Oyuncu, bu sahnenin çekimleri sırasında "dondurucu soğukta, 10 saatten uzun süre bileklerinden asılı kaldığını" iddia etti.

Dava dilekçesinde, Corcoran'ın düşük bir ücret karşılığında filmde rol almayı kabul ettiği, buna karşılık filmin ve devam yapımlarının gelirinden yüzde 1 pay alacağı yönünde yazılı bir anlaşma bulunduğu belirtildi. İddiaya göre bu anlaşma, Terrifier'la bağlantılı tüm ürün satışlarını ve lisansları da kapsıyordu.

Serinin iki devam filmi dünya çapında toplam 105 milyon dolardan fazla hasılat elde etti. Ancak Corcoran, ödemelerin giderek azaldığını ve Temmuz 2024'ten bu yana hiçbir telif ücreti almadığını söyledi. Oyuncunun eline geçen toplam miktarın yaklaşık 1816 dolar olduğu, ürün satışlarından payına düşen toplam gelirin ise yalnızca 6 bin 400 dolar olduğu öne sürülüyor.

Corcoran, bu konuda hem yönetmen Leone'ye hem de yapımcı Falcone'a ulaştığını ancak "hesap kayıtlarının tutulmadığı" yönünde yanıt aldığını iddia etti.

Ayrıca dava dosyasında, oyuncunun filmdeki çıplak sahneleri için "yazılı onayının alınmadığı" belirtildi. Oyuncu, çekim günü iç çamaşırı giymekte ısrar ettiğini ancak yine de sahneyi üstü çıplak şekilde oynamak zorunda kaldığını söyledi. Corcoran, çekim aralarında battaniyeye sarıldığını ancak battaniyenin kısa sürede sahte kanla ıslandığı için "hiçbir sıcaklık sağlamadığını" da dile getirdi.

Çekimlerden sonraki günlerde rahatsızlandığını belirten Corcoran, doktorunun kendisine "beyin şişmesi ve kulak zarı hasarı" tanısı koyduğunu açıkladı. Oyuncu ayrıca yapımcıların, kendisinin çıplak görüntülerini içeren ürünlerden kazanç elde ettiğini öne sürdü.

Independent Türkçe, IndieWire, Variety