El Fetih’te genel seçim öncesi Nasır el-Kudva depremi

Mervan el-Bergusi ve Muhammed Dahlan Nası el-Kudva’nın El Fetih’ten ihraç edilmesi kararını kınarken bu adımın Fetih Hareketi’nin çıkarına olmadığını belirttiler

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (WAFA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (WAFA)
TT

El Fetih’te genel seçim öncesi Nasır el-Kudva depremi

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (WAFA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (WAFA)

Halil Musa
El Fetih, Merkez Komite üyesi Nasır el-Kudva'nın Fetih Hareketi içinde farklı bir seçim listesi oluşturma niyetine karşılık ‘Hareketin usul, karar ve kurallarını aştığı ve iç birliği zayıflattığı’ gerekçesiyle Kudva’ya karşı en yüksek cezaya başvurarak, Hareketten ihraç etti. Ancak karara Kudva ile birlikte Fetih Hareketi’nin bazı liderleri, kararın ‘iç düzenin ihlali olduğunu ve Filistin’in en eski ve en büyük ulusal hareketlerinin yok olmasına yol açacağını’ belirterek, sert tepki gösterdiler.
Nasır el-Kudva geçtiğimiz haftalarda, yüzlerce bağımsız Filistinli ve El Fetihli önde gelen isimlerle birlikte, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın yaklaşımına öfkelenerek, Mayıs ayında yapılacak milletvekili seçimlerine El Fetih’ten ayrı bir seçim listesi oluşturmak amacıyla ‘Ulusal Demokratik Forum’ adı altında yeni bir yapılanmayla katılmaya hazırlandığı bildirilmişti.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Fetih Hareketi Seferberlik ve Örgütlenme Komiserliği Basın Sözcüsü Münir el-Cağub’a göre El Fetih, Kudva kararıyla, tüm önde gelen isimlerine ve üyelerine ‘saflarının dışına adım atmamaları için’ caydırıcı bir mesaj göndermek istiyor. Cağub, bunun Merkez Komite’nin, El Fetih'in kararlarına ve prosedür kurallarına uymayan herhangi bir üyenin Hareket’ten ihraç edilmesini kabul ettiğinin  bir göstergesi olduğuna işaret etti.
Fetih Hareketi’nin usul kurallarının, Merkez Komite üyelerini seçimlere veya kurumlara aday göstermesine izin verdiğini ve herkesin buna uyması gerektiğini söyleyen Cağub, ancak Kudva hakkındaki ihraç kararının ‘iç düzene, siyasi mantığa, tarihe veya alışılagelmiş geleneklere saygı duyulmadan alınmasının’ Hareket içinde üzüntüye neden olduğunu belirtti. Cağub, El Fetih lideri ve Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın hegemonyasına atıfta bulunarak bazı kararların ‘Merkez Komite içindeki etkili bir grup’ tarafından alındığı suçlamasında bulundu.
Abbas tarafından imzalanan Kudva’nın ihraç kararında, ‘tüm çabalara rağmen Kudva’nın Hareketin usul kurallarını ve kararlarını geçersiz kılan ve birliğini baltalayan davranışlarından geri adım atmaya ikna edilemediğine’ işaret edildi.
Buna karşın Kudva, El Fetih’ten ihraç edilmesine rağmen ‘Fethili olarak kalacağını ve önce vatanın sonra Hareketin çıkarlarına hizmet etmeye devam edeceğini’ vurguladı. Kudva, Fetih Hareketi içindeki durumun düzelmesini ve yeniden görevine dönmeyi’ umduğunu ifade etti.

El Fetih yönetimi bölündü
Öte yandan 20 yıldır İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunan Fetih Hareketi Merkez Komite üyesi Mervan el-Bergusi’nin Kudva’nın ihraç kararına karşı verdiği tepki El Fetih yönetiminde kararla ilgili bölünmelerin yaşandığının bir işareti olarak görüldü. İhraç kararının kabul edilemez olduğunu belirten Bergusi, bu adımın Hareketin çıkarına olmadığının altını çizdi.
Bergusi’ye göre ‘kendi entelektüel ve örgütsel değeriyle gerçek bir Fetihli olarak Hareketteki çoğulculuk örneklerinden biri’ olan Kudva’nın, ihraç edilmesi yerine istişare fırsatlarının değerlendirilmeli.
El Fetih’ten ihraç edilen bir başka isim olan Muhammed Dahlan da Kudva’nın ihraç edilmesine karşı çıkanlardan biriydi. Dahlan, Kudva’nın ihraç kararının, ‘Hareketin tüm kural ve düzenlemelerine ve eski geleneklerine aykırı olduğunu’ belirtti.
Dahlan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fetih Hareketi, uzun geçmişinde bu kadar zorbalığa, tekelciliğe ve çeşitlilik geleneklerinden sapmaya tanık olmamıştır. Bu karar, her fikir ve görüşten insanların olduğu El Fetih'in yeteneklerinin ve gücünün dağılmasına yönelik atılan yeni bir adımdır.”
Mahmud Abbas'ı ‘kinci ve beceriksiz’ bir kişi olarak nitelendiren Dahlan, Abbas’ı ‘El Fetih’i kategorik olarak yıkıma sürüklemekle’ suçladı. Abbas’ın ‘Filistinlilerin çıkarlarına, birliğine ve davasına karşı gerçek, Fetih için ise yakın bir tehdit oluşturduğunu’ söyleyen Dahlan, Hareketin önde gelen isimlerini ve üyelerini, Abbas ile mücadele etmeye çağırdı.
Buna karşın Filistin Fetih Hareketi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Cibril er-Rucub, Kudva’yı, ‘Hareketten uzaklaşmak ve bunun amaçla Harekete karşı kin duyanlarla ittifak kurmakla’ suçlandı. El Fetih’in hedef alındığına işaret eden Rucub, Hareketin önde gelen isimlerinin geçmişten beridir sık sık dile getirdikleri, “Kalplerimizi böleriz, Hareketi bölmeyiz” sözünü yineledi.
Kudva’nın ‘Filistin siyasi sistemini, reform yapılmaması nedeniyle değiştirme’ çağrılarına ve Ulusal Demokratik Forum'u oluşturmasına karşı çıkan Rucub, “Kim, Hareketin kararlarını ihlal ederse, Hareketin üyesi olarak edindiği tüm ayrıcalıkları kaybeder” dedi.

İç düzenlemeler
Filistinli yetkililerden Abdulfettah Hamayel ise Kudva’nın ihraç edilmesinin, ‘Fetih Hareketi Devrim Konseyi üyelerinin üçte ikisinin kararı kabul etmesini şart koşan iç düzenlemelere aykırı’ olduğunu açıkladı. Hamayil, ihraç kararının, ‘Mahmud Abbas'ın Hareketle ilişkilerini yönlendiren kontrol ve tekelci zihniyetinden’ kaynaklandığını söyledi.
İhraç kararının, hareketin üyelerinin Merkez Komite tarafından oluşturulacaklar dışındaki seçim listelerine katılmaktan çekinmelerine yol açacağı fikrine karşı çıkan Hamayil, ‘sürü psikolojisiyle hareket etmenin zıt sonuçlara neden olacağının’ altını çizdi.
El Fetih’teki birçok önde gelen ismin, 1996 ve 2006 milletvekili seçimlerinde farklı seçim listeleri ve bağımsız aday olarak yarıştıklarına dikkati çeken Hamayil, Hareketin birçok görüşü, siyasi ve entelektüel farklılıkları barındırdığını söyledi. Mahmud Abbas’ın yakın arkadaşlarından bir grupla El Fetih’i kontrol ettiğine işaret eden Hamayil, Hareketin ‘kurumları aracılığıyla değil, nüfuzlu kişilerin kaprislerine göre yönetildiğini’ söyledi.



Süveyda çatışmaları: Suriye’deki istikrarın kırılganlığını gösteriyor

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)
Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)
TT

Süveyda çatışmaları: Suriye’deki istikrarın kırılganlığını gösteriyor

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)
Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)

Suriye'de Süveyda şehrindeki saldırıların yankısı sürüyor. 

Washington Post'un (WP) haberinde, saldırıların “ülkenin istikrarının kırılganlığını” gözler önüne serdiği belirtiliyor. 

Reuters'ın görgü tanıklarından aktardığına göre Süveyda'daki Bedevi aşiretlerle Dürzi grupların çatışmaları 13 Temmuz'da karşılıklı adam kaçırma olaylarıyla başlamıştı. Yaklaşık bir hafta süren ve ateşkesle sonuçlanan çatışmalarda, Şam yönetimine bağlı silahlı birlikler, gerginliğin durdurulması amacıyla bölgeye gönderilmişti. 

Birleşik Krallık merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre Süveyda'daki olaylarda en az 1400 kişi yaşamını yitirdi. 

Bazı görgü tanıkları, sivillere saldıran kişilerin kamuflaj giydiğini söylemişti ancak bunların militan mı yoksa Şam'a bağlı askerler mi olduğu net bilinmiyor. 

WP'nin irtibata geçtiği Bedevilerden Saud el-Vadi, Dürzilerle çatışmalara dair “Onlar öldürdü, biz de öldürdük. Aramızda kan var” diyor.

Dürzi yurttaş Mazen Alaaddin ise Şam'a bağlı güvenlik güçleriyle Sünni aşiretlerin ortak saldırılar düzenlediğini öne sürüyor. Alaaddin, kardeşinin öldürüldüğünü ve cesedinin yakındaki bir köprünün altına atıldığını savunuyor.

Şam yönetimi, İsrail'in Süveyda'daki Dürzileri kışkırtarak çatışmaları körüklediğini iddia ediyor. Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeyban, 31 Ağustos'ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Tel Aviv'in "iç savaşı yeniden alevlendirmek isteyebileceğini" söylemişti.

Diğer yandan askeri kamuflajlı bir grubun, Süveyda Ulusal Hastanesi'ni basarak sağlık çalışanlarını dövüp öldürdüğü görüntüler de gündem olmuştu. 16 Temmuz'da yaşanan olayın dün ortaya çıkan görüntüleri, New York Times tarafından doğrulanmıştı. Videoda askeri kamuflajlı bir kişinin, kendisine direnen sağlık görevlisini öldürdüğü görülüyor. 

Şam yönetimi, saldırıları kınayarak görüntülerle ilgili işlem başlatılacağını duyurdu. Ayrıca Suriye Adalet Bakanlığı, Süveyda'daki olayların sebeplerini incelemek üzere özel bir komite oluşturulduğunu bu ay başında duyurmuştu.

Bunlara ek olarak İsrail de Dürzilere saldırıları gerekçe göstererek 16 Temmuz'da Suriye'ye hava harekatı düzenlemişti. Operasyonda hem Şam'daki cumhurbaşkanlığı yerleşkesi hem de genelkurmay başkanlığı binası hedef alınmıştı. SOHR'nin aktardığına göre İsrail'in saldırılarında 15 kişi ölmüş, en az 28 kişi yaralanmıştı. 

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, "Dürzi kardeşlerimize saldıran herkes hesap verecek. Onlar devletin koruması altındadır. Hukuk ve adalet herkese eşit şekilde güvence sağlar" demişti. 

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times, Jerusalem Post