Pandemide kimler daha mutlu? Gençler mi yaşlılar mı?

Çin’in başkentinde bir sokakta maske takan insanlardan bir görüntü. (Reuters)
Çin’in başkentinde bir sokakta maske takan insanlardan bir görüntü. (Reuters)
TT

Pandemide kimler daha mutlu? Gençler mi yaşlılar mı?

Çin’in başkentinde bir sokakta maske takan insanlardan bir görüntü. (Reuters)
Çin’in başkentinde bir sokakta maske takan insanlardan bir görüntü. (Reuters)

ABD merkezli New York Times gazetesi, geçtiğimiz yıl ortaya çıkan koronavirüs salgınının başlangıcından bu yana yapılan birçok araştırmanın yaşla baş etme yeteneğini geliştirdiğini ortaya koydu.
Gazete, yapılan araştırmaların, 50 yaş ve üzeri kişilerin virüsle enfekte olma ve ölme olasılıklarının gençlere göre daha yüksek olmasına rağmen, gelir düzeyi ve eğitim seviyesinden bağımsız olarak olumlu duygular geliştirdiğine dikkat çekti.
Bu kapsamda araştırmalar, insanların yaşları ilerledikçe olumlu düşüncelerle başa çıkma yetenekleri gelişiyor mu yoksa bu insanlar kötü durumlardan kaçma becerilerini geliştirerek karşılaştıkları riskleri azaltıyorlar mı noktasında bilim insanlarını sorgulamaya yöneltti.
Bu soruların cevaplarını bulma kapsamında, bilim insanları, gençlerin ve yaşlıların aynı derecede stresli durumlara maruz kaldığı bir ortama ihtiyaç duydu.
ABD’nin Kaliforniya eyaletinde bulunan Stanford Üniversitesi’nde psikolog Laura Carstensen konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Koronavirüs en başından beri yaşlılar için kaçınamayacakları bir tehditti. En önemlisi ise bu durum uzun süredir yaşlılar üzerinde bir baskı oluşturmaktaydı.”
Carstensen öncülüğünde bir araştırma ekibi, virüsün yayılması noktasının potansiyel ölçeği netleştikten sonra Nisan ayında bir araştırma başlattı. Araştırma kapsamında 18 ile 76 yaş aralığında 1000 kişiden oluşan bir grup oluşturuldu. Seçilen kişilere araştırmaya katılmadan önceki hafta duygu durumlarıyla ilgili soruları içeren bir anket yapıldı. Anket soruları rahatlama ve eğlence gibi 16 olumlu durum ile suçluluk ve öfke gibi 13 olumsuz durumu içeriyordu.
Dr. Carstensen, “Gençler duygusal olarak yaşlılardan daha kötü performans gösterdi” dedi.
Öte yandan gazete, British Columbia Üniversitesi’ndeki psikologlar tarafından yapılan benzer bir çalışmanın sonuçlarına işaret etti. Çalışmanın, salgının ilk iki ayında her yaş grubundan 800 kişiyle anket yaptığı ve aynı sonucu bulduğu bildirildi. Çalışma sonucunda, yaşlanmak, virüsün oluşturduğu tehlike noktasında daha az endişeyle ilişkilendirildi.
Öte yandan söz konusu çalışmaların, insanlar henüz gençken, geleceğin getireceği fırsatlara hazırlanma noktasında hedeflerinin beceri edinme ve fırsatlar yakalamaya odaklandığı ancak orta yaşlardan sonra hayatın akıp gittiğinin farkına vardıkları bir teoriyi desteklediği bildirildi.
Bu insanlar bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde kendilerini oldukları gibi kabul ederek, daha tatmin edici günlük aktivitelere yönelmeye başladılar.
Bu bağlamda korona krizi nedeniyle işlerini kaybedenlerin bile öyle olması gerekiyordu. Söz konusu insanlar iş dünyasında geri dönme durumunda kalıyor, en azından kendi yeteneklerini ve kendilerinin hangi iş için daha uygun olduğunu biliyorlar.
Uzmanlar, söz konusu farklılıkların önemli olacağı ve yakın gelecekte kuşaklar arası artan uçurumu daraltma noktasında dikkate alınması gerektiğine işaret ediyor.
Kaliforniya Üniversitesi’nde psikoloji alanında Profesör Susan Charles şu ifadeleri kullandı:
“Sanırım yaşlılar koronavirüs riski ile karşı karşıya olmalarına rağmen şöyle söylemeye başladı: “Hayatımız çocuklarımız ve torunlarımız kadar sekteye uğramadı.”



1970'lerde baraj inşaatını durduran balığın aslında "var olmadığı" keşfedildi

2022'de Percina tanasinin tehlikede olmadığına karar verilmişti (AP)
2022'de Percina tanasinin tehlikede olmadığına karar verilmişti (AP)
TT

1970'lerde baraj inşaatını durduran balığın aslında "var olmadığı" keşfedildi

2022'de Percina tanasinin tehlikede olmadığına karar verilmişti (AP)
2022'de Percina tanasinin tehlikede olmadığına karar verilmişti (AP)

ABD'de tehlike altında olduğu gerekçesiyle bir barajın yapımını geciktiren balığın yanlış tanımlandığı ortaya çıktı. 

Tennessee eyaletindeki Tellico Barajı'nın inşaatı 1967'de başlamıştı ancak çevreciler, çiftçiler ve arkeolojik alanları sular altında kalacak olan Çerokiler projeyi durdurmak istiyordu.

Baraj karşıtlarından zoolog David Etnier, 1973'te Küçük Tennessee Nehri'nde daha önce hiç görmediğini söylediği bir balığa rastlayınca aradıklarını buldular. 

Percina tanasi adı verilen balığın, ABD Tehlike Altındaki Türler Yasası kapsamına alınması durumunda baraj yapımının durdurulması gerekiyordu.

Küçük balık, çevreciler ve yetkililer arasında uzun süren bir çekişmeye ve baraj yapımının duraklamasına yol açtı.

ABD Yüksek Mahkemesi, 1975'te verdiği kararla Percina tanasiyi yasa kapsamına aldı.

Bu olay en az iki sene boyunca baraj yapımını duraklatsa da Tellico nihayetinde inşa edildi. Balıklar toplanarak başka nehirlere götürüldü. 

Ancak yeni bir araştırmaya göre aslında Percina tanasi diye bir tür yok.

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de 3 Ocak Cuma günü yayımlanan çalışmada, Percina tanasi ve diğer balıkların genetik analizleri yapıldı.

Makalenin yazarlarından Jeffrey Simmons'ın, Percina tanasiyi 2015'te Tellico Barajı'nın çok uzağında görmesinin ardından hayvanı yakından incelemeye karar vermişler.

Araştırmacılar bu hayvanın aslında ayrı bir tür olmadığını ve Percina uranidea türündeki balıkların doğu popülasyonunu oluşturduğunu tespit etti. Percina uranidea, tehlike altındaki hayvanlar arasında yer almıyor.

Yale Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Dr. Thomas Near "Teknik olarak Percina tanasi diye bir şey yok" diyor. 

1970'lerdeki mücadelede balığın korunmasına yönelik davayı açan avukat Dr. Zygmunt Plater, yeni çalışmanın genetiğe çok fazla ağırlık verdiğini öne sürüyor. 

Canlılar arasındaki benzerliklere odaklanarak tür sayısını azaltmanın, Tehlike Altındaki Türler Yasası'nın kapsamını daraltacağını savunuyor.

Diğer yandan Dr. Near "Bu çalışma, Tehlike Altındaki Türler Yasası'nı güçlendiriyor çünkü bilimin ek bilgiler ve yeni bakış açılarıyla nasıl güncellenebileceğini gösteriyor" diyor: 

Bu çalışmada kullandığımız yöntemler, çoğu daha fazla tehlike altında olan pek çok yeni türün keşfedilmesini sağlıyor.

Yıllarca Percina tanasi diye bilinen hayvanların tehlike statüsü 2022'de kaldırılmıştı. 

Simmons, "Bu yine de bir başarı hikayesi" diyerek ekliyor:

Bu balığa ne isim verirseniz verin, Tehlike Altındaki Türler Yasası kapsamına alınması işe yaradı.

Independent Türkçe, New York Times, NPR, Current Biology