Yüzüklerin Efendisi'nin en güçlü karakteri hangisi?

Gandalf, Aragorn ve Legolas tek yüzüğün yok edilmesinde çok önemli görevler üstlenmişti (IMDb)
Gandalf, Aragorn ve Legolas tek yüzüğün yok edilmesinde çok önemli görevler üstlenmişti (IMDb)
TT

Yüzüklerin Efendisi'nin en güçlü karakteri hangisi?

Gandalf, Aragorn ve Legolas tek yüzüğün yok edilmesinde çok önemli görevler üstlenmişti (IMDb)
Gandalf, Aragorn ve Legolas tek yüzüğün yok edilmesinde çok önemli görevler üstlenmişti (IMDb)

Amazon Prime'da yayımlanacak Yüzüklerin Efendisi dizisi öncesinde Orta Dünya hayranları eski defterleri yeniden açarak tartışmalı konuları masaya yatırıyor. Söz konusu dizi, Peter Jackson'ın üçlemesinin öncesini konu alacak olsa da filmlere yönelik tartışmalar dizinin ne gibi yenilikler getirebileceğine dair ipuçları barındırıyor. 
J.R.R. Tolkien'in yarattığı Orta Dünya evreni birçok güçlü karakter barındırıyor. Bugüne kadar oluşturulmuş en canlı ve geniş fantezi evrenlerinden biri olarak kabul edilen Orta Dünya her biri farklı özelliklere sahip büyücüler, elfler, insanlar, cüceler, orklar ve başka bir sürü canlıyla dolu. 
Her ne kadar Tolkien'in hikayesi Frodo ve Sam gibi en güçsüzlerin dahi Sauron gibi bir gücü alt edebileceğine işaret etse de bunu muhtemelen insanların, elflerin, cücelerin ve daha nicelerinin yardımı olmadan gerçekleştiremezlerdi. 
Screen Rant'in haberine göre Tolkien'in oluşturduğu mitoloji göz önünde bulundurulduğunda Orta Dünya'nın en güçlü varlığı tanrı Iluvatar. Onu Manwë, Morgoth ve diğer Valar, ve bunların da altındaki Maiar izliyor. Bahsi geçenlerin tümü Orta Dünya evreninde ilahi varlıklar statüsünde. 
Tanrısal güçlere sahip olan varlıklar dışında bir savaşta Morgoth'u yaralamayı başaran Fingolfin gibi en eski elfler ve Beren ve Huor gibi ilk insanlar bulunuyor. 
Ancak bahsi geçen bu canlıların hiçbiri Yüzüklerin Efendisi (The Lord of the Rings) üçlemesinde yer almamıştı. Peki daha sınırlı sayıda varlığın isminin geçtiği üçlemedeki en güçlü figür hangisi?
Mutlak gücünün parçalanmış haliyle bile Orta Dünya'yı sarsmayı başaran Sauron, Yüzüklerin Efendisi'nin en güçlü figürü olarak gösterilebilir. Bir Maia olan Sauron'un eski gücüne dönmesi ihtimali evrendeki diğer varlıklar açısından varoluşsal bir tehdit oluşturuyor ve güçlerini birleştirmek için geçerli bir sebep sunuyor. 
Sauron fiziksel bütünlüğe sahip olmadan da Saruman ve Theoden gibi önemli karakterlerin zihinlerini kontrol edebiliyor. Her ne kadar nihayetinde mağlubiyete uğrasa da bu manipülasyon gücü onu benzersiz kılıyor. Nitekim onu ancak elflerin ve insanların ortak gücü alt edebilmişti. 
Öte yandan Sauron'un ardından güç hiyerarşisinde ölçek biraz daralıyor ve onu Gandalf, Saruman, Galadriel ve Elrond gibi karakterler izliyor. 
Filmlerde yer almasa da işleri biraz karıştıran karakterse Tom Bombadil. Tom Bombadil kendi bölgesinde sınırsız bir güce sahip görünse de bunu kullanmaya pek niyetli değil. Bombadil doğaya hakim olsa da Tolkien bu yeteneklerin yalnızca kendi topraklarında işlediğini ima eder. 
Bombadil, Orta Dünya'nın en büyük muammalarından biri ve bu belirsizlik gücünün Gandalf'ın hatta Sauron'un ötesine geçebileceği anlamına gelebilir. Amazon'un dizisinde Tom Bombadil'in yer alıp almayacağı, yer alsa da bunun nasıl gerçekleşeceği hayranların en çok merak ettiği unsurlardan biri. 
 
Independent Türkçe, Screen Rant



Volkanın yakınından çıkan metal eşyalar, 3 bin 400 yıl öncesine ışık tutuyor

Somló Tepesi'nden Erken Demir Çağı metal buluntuları (Laszlo Gyorgy/Antiquity)
Somló Tepesi'nden Erken Demir Çağı metal buluntuları (Laszlo Gyorgy/Antiquity)
TT

Volkanın yakınından çıkan metal eşyalar, 3 bin 400 yıl öncesine ışık tutuyor

Somló Tepesi'nden Erken Demir Çağı metal buluntuları (Laszlo Gyorgy/Antiquity)
Somló Tepesi'nden Erken Demir Çağı metal buluntuları (Laszlo Gyorgy/Antiquity)

Macaristan'da volkanik bir tepenin yakınlarında ortaya çıkarılan metal eşya yığını, 3 bin 400 yıl önce Avrupa'da yaşamış eski bir nüfusun gizemlerinin çözülmesini sağladı.

Macaristan'ın batısındaki Somló volkanik tepesinde yapılan kazılarda, MÖ 1450'yle MÖ 800 arasındaki Geç Tunç Çağı ve MÖ 800'le MÖ 450 arasındaki Erken Demir Çağı'na tarihlenen mücevherler, silahlar ve süslemeler de dahil yüzlerce eser keşfedildi.

Kazılarda ayrıca deri kalıntıları ve kehribar boncukların yanı sıra yaban domuzu ve evcil domuz dişleri de dahil başka kadim malzemeler de ortaya çıkarıldı.

Antiquity adlı akademik dergide yayımlanan çalışmaya göre, bu eserlerin en eskilerinden bazıları MÖ 1400'le MÖ 1300 arasına tarihleniyor.

Bulgular, MÖ 13. ve 6. yüzyıllar arasında Batı Macaristan'da önemli bir insan varlığına işaret ediyor.

Son yıllarda Avrupa'nın pek çok yerinde erken dönem şehirciliğine yönelik araştırmalar artmış olsa da tepe yerleşimleri üzerine yapılan çalışma sayısı az.

Yaklaşık 431 metre yüksekliğindeki ve taşocakçılığı nedeniyle el değmemiş Macar tepesi yakınlarında daha önce yapılan bir kazıda, anıtsal mezar höyüklerinde Erken Demir Çağı'na ait mezar eşyaları bulunmuş ve bu da Somló gibi simgesel yapıların seçkin bir savaşçı lider sınıfının güç merkezleri olduğunu göstermişti.

Yeni çalışmada araştırmacılar, Geç Tunç Çağı ve Erken Demir Çağı'nda insanların yoğun olarak yaşadığı bir alan bulmak için havadan lazer tarama ve metal dedektörü araştırmaları yaptı.

MÖ 13. ve 6. yüzyıllar arasında burada yaşayan insanların seçkin savaşçılar tarafından yönetilen kabile veya klan temelli toplumlar olduğu sonucuna vardılar.

Son kazıda tepenin güneydoğu kesiminde 900 kadar metal obje bulundu. Bunlardan biri, Batı Macaristan'da bulunan, Geç Tunç Çağı'nın sonlarına ait ilk seramik kap örneği.

"Seramik kapların içindeki birikme bu döneme işaret etmiş ancak bu hiç belgelenmemişti" diyen araştırmacılar, bazı kaplarda Geç Tunç Çağı ve Erken Demir Çağı geçimlik gıdaları olarak bilinen mercimek ve parçalanmış küçük tohumlu tahıl birikintileri bulduklarını da sözlerine ekledi.

Çalışmada, "Ortaya çıkarılan zulalar, Somló Tepesi'nde kasıtlı ve karmaşık bir istifleme geleneğine tanıklık ediyor" diye yazdılar.

Büyük miktarlarda bronz topaklar, damlacıklar, döküm fıskiyeleri ve bir tarafı kavisli, bir tarafı düz olan parçalanmış külçeler, platoda tunç işleme atölyelerinin varlığına işaret ediyor.

Bulgular ayrıca bölgenin Geç Tunç Çağı'ndan Erken Demir Çağı'na nasıl geçtiği hakkında da fikir veriyor.

Araştırmada, "Erken Demir Çağı'na geçiş sırasında tepede yerleşim kesintisiz devam etmiş gibi görünüyor" dendi.

Independent Türkçe