Libya’da UMH dönemi kapandı Menfi ve Dibeybe dönemi başladı

Abdulhamid Dibeybe, 15 Mart’ta Tobruk’ta yemin ettikten sonra hükümet üyelerine konuşuyor (AFP)
Abdulhamid Dibeybe, 15 Mart’ta Tobruk’ta yemin ettikten sonra hükümet üyelerine konuşuyor (AFP)
TT

Libya’da UMH dönemi kapandı Menfi ve Dibeybe dönemi başladı

Abdulhamid Dibeybe, 15 Mart’ta Tobruk’ta yemin ettikten sonra hükümet üyelerine konuşuyor (AFP)
Abdulhamid Dibeybe, 15 Mart’ta Tobruk’ta yemin ettikten sonra hükümet üyelerine konuşuyor (AFP)

Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ve Başkanlık Konseyi dönemi 15 Mart’ta tamamen sona ermiş oldu. Muhammed el-Menfi başkanlığındaki yeni Başkanlık Konseyi ve Abdulhamid Dibeybe başbakanlığındaki Birlik Hükümeti, başkent Trablus’taki Yüksek Mahkeme ve ülkenin doğusundaki Tobruk şehrinde bulunan Temsilciler Meclisi huzurunda yemin etti.
Dibeybe, Arap ülkelerinin diğer yabancı ülkelerin büyükelçileri, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) temsilcilerinin huzurunda canlı yayınlanan oturumda yemin metnini okudu.
Türkiye’nin Trablus Büyükelçisi Serhat Aksen ve Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri’nin oturumda bulunması Ulusal Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı Talal el-Mihub liderliğindeki bazı parlamento üyelerinin protestolarına yol açtı. Üyeler, söz konusu iki diplomatın oturumdan ayrılması çağrısı yaparken, talep reddedildi.
İlk olarak Dibeybe’nin, 2011 yılında Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesine yol açan devrimin beşiği olan Bingazi kentinde yemin etmesi planlanmıştı ancak daha sonra ‘lojistik’ gerekçelerle tören Tobruk’ta gerçekleştirildi.
Yemin metni skandalı
Törende, yemin metninin Kaddafi rejimine karşı gerçekleştirilen 17 Şubat 2011 devrimi yerine Kaddafi’nin gerçekleştirdiği 1969 darbesi ilkelerine bağlılık yemin metniyle karıştırılması alay konusu oldu.  
Dibeybe’nin yardımcısı metindeki söz konusu ifadeleri değiştirirken katılımcılar arasında gülüşmeler yaşandı.
Menfi’den yıl sonuna kadar uzlaşı çağrısı
Menfi, hükümete ‘24 Aralık’ta yapılacak seçimlere hazırlık yapma ve ulusal uzlaşının sağlanması için çalışma’ çağrısında bulundu. Başkanlık Konseyi Başkanı, “Uzlaşıyı yıl sonuna kadar tamamlayamayız. Ancak yıl sonunda seçimler düzenlemek ve egemenlik veya yürütme otoritesindeki isimlere güven vermek amacıyla tamamlanması için uygun ortamı oluşturmalıyız. Böylece bir sonraki aşamada temsilciler seçilebilir. Kaidemiz, toplumsal uzlaşıyı sağlamak, elektrik gibi hizmet sorunlarını çözmek ve likidite sağlamaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Akile Salih: Seçim süreci desteklenmeli
Öte yandan Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Libyalıları bir araya getiren ve halkın korunmasına dayanan ortak ve meşru bir hükümetin kurulduğunu ilan etti. Salih, hükümete de devlet kurumlarını birleştirmek, yabancı güçleri ve paralı askerleri Libya’dan çıkarmak için çalışma, ayrıca cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri sürecini destekleme çağrısı yaptı. Akile Salih, “Hoşgörünün, el sıkışmanın, uzlaşmanın ve geçmişin ötesine geçmenin zamanı geldi. Ulusal uzlaşı, ulus inşa etme ve dışlama ya da marjinalleştirme olmaksızın herkese fırsat verme zamanı geldi” değerlendirmesinde bulundu. İstikrarı sağlamak üzere güvenlik ve adaleti gerçekleştirmeye odaklanma çağrısı yapan Salih, yeni yönetimin görevinin ‘ülkedeki siyasi geçiş sürecine liderlik yapmak’ ve ‘anayasa temelinde yeni bir liderliğin seçilmesi için koşulların oluşturulması’ olduğunu dile getirdi. “Herkesin saygı duyduğu demokratik bir devlet istiyoruz” diyen Akile Salih, demokrasinin inşasında önemli bir adım olarak görülen hükümeti de ‘derhal çalışmaya başlama, görevlerini yerine getirmeye, geçmişin ötesine geçmeye, sağlam temellere ve kurallara dayalı bir devlet inşa etmek için geleceğe bakmaya’ çağırdı.
Aynı şekilde BM Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis de Libya’daki yeni yürütme otoritesine, ülkeyi gelecek Aralık ayında yapılacak ulusal seçimlere hazırlamak için ‘Libya halkının karşılaştığı pek çok zorluğun çözümünü hızlandırma, yaşam koşullarını ve temel hizmetleri iyileştirme’ çağrısında bulundu.
Dibeybe, geçen pazar akşamı başkent Trablus’ta (bugün resmen görevini teslim alan) hükümet üyelerinin ilk resmi toplantısına başkanlık etti. Dibeybe, ofisi tarafından dağıtılan bir bildiride, iş önceliklerini koordine etmek ve bunlar hususunda danışmak için çok sayıda bakanla görüştüğü söyledi. Bildiride, görüşmeler sırasında vatandaşlara sunulan hizmet düzeyinin artırılması için hazırlanan planların ele alındığına dikkat çekildi. Dibeybe’nin hükümeti, iki başbakan yardımcısı, 26 bakan ve 6 devlet bakanı içeriyor. İki bağımsız bakanlık olan Dışişleri ve Adalet bakanlığı da dahil olmak üzere beş bakanlık, yedi milyon nüfusa sahip ülkede örnek olarak kadınlara devredildi.
Halk, Afrika’nın en büyük petrol rezervlerine sahip bir ülkede aşırı yoksulluktan şikâyet ederken Dibeybe, bir sonraki seçimlere kadar geçiş aşamasını yönetmek ve hala Libya’ya dağılmış durumda olan 20 bin paralı askerin ve yabancı gücün ülkeden çekilmesini sağlamak zorunda.
Dibeybe, günlük hayatlarında elektrik kesintilerinden, enflasyondan ve likidite eksikliğinden mustarip halkın acil beklentileri karşısında yeni hükümetin faaliyetlerini yakından takip edecek.
Hafter Başbakan Yardımcısı ile bir araya geldi
Öte yandan Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter, 15 Mart’ta Dibeybe’nin yardımcısı Hüseyin el-Katrani ile bir araya geldi. Görüşmeye ilişkin ayrıntıya yer verilmedi. Ancak Libya’nın doğusundaki yetkililere bağlı Libya Haber Ajansı, görüşmede son gelişmelerin ve Dibeybe hükümetinin parlamentonun güvenoyunu aldıktan sonraki işleyişinin ele alındığını belirtti.
Hafter, tanık olduğu son ihlallerin ardından Bingazi şehrinde güvenliği yeniden sağlamaya çalışırken, şehirdeki güvenlik durumunu kontrol etmek için talimatlar verdi. Bingazi Yüksek Güvenlik Odası, ‘giriş ve çıkışlarının kontrolünü sıkılaştırmak, yargı kararlarından kaçan insanları tutuklamak ve sokakları kontrol etmek için çalışmak’ amacıyla şehirde yoğun güvenlik konuşlandırması sağlayan ortak bir güvenlik planının uygulandığını duyurdu.
Aynı şekilde Hafter, Çad sınırındaki Tebu kabilesinin şeyh ve ileri gelenlerinden oluşan bir heyetle, ‘kaçakçılık faaliyetlerini engellemede ordu birliklerinin devriye çalışmalarını ve ülkenin güney sınırları içerisinde çok sayıda kaçakçıyı tutuklama çabalarının etkinliğini’ ele aldı.
LUO ve UMH temsilcilerinin yer aldığı 5+5 Ortak Askeri Komite, silahların hükümetin elinde toplanmasının ve dış müdahalenin sonlandırılmasının yanı sıra paralı askerlerin akıbetini görüşmek ve silahlı oluşumların varlığına son vermek için 15 Mart’ta Sirte’deki üçüncü toplantısını gerçekleştirdi.
Toplantının gerçekleştirildi alan, eski rejime mensup tutukluların ve zorla Trablus cezaevlerinde alıkonulanların serbest bırakılması çağrısında bulunan bir protesto dalgasına tanık oldu.
Söz konusu gelişmelerle eş zamanlı olarak yerel medya kuruluşları, 15 Mart’ta paralı asker sorununu çözmek ve gelecek ayın başından itibaren 4 hafta içerisinde tahliyelerini sağlamak için bir ABD- Türkiye uzlaşısı hakkında bilgi sızdırdı. Medya organları, “ABD’li ve Türk yetkililer, Libya topraklarındaki Rus paralı askerlerinin varlığına ilişkin iddiaları doğrulamak için bir hava araştırması yapılması sonucuna ulaştılar” dedi.
Öte yandan Dibeybe’nin, Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir ve Libya Petrol Şirketi (NOC) Başkanı Mustafa Sanaullah ile görüşmek üzere Türkiye’ye gitmesi bekleniyor.



Trump'ın Gazze konusunda gelecek hafta bir anlaşmaya varılabileceği yönündeki açıklamalarının arkasında ne var?

 İsrail'in bugün Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının gerçekleştiği yer (AP)
İsrail'in bugün Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının gerçekleştiği yer (AP)
TT

Trump'ın Gazze konusunda gelecek hafta bir anlaşmaya varılabileceği yönündeki açıklamalarının arkasında ne var?

 İsrail'in bugün Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının gerçekleştiği yer (AP)
İsrail'in bugün Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının gerçekleştiği yer (AP)

ABD Başkanı Donald Trump Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varılması olasılığı konusunda yine olumlu açıklamalar yaptı. Ancak bu kez, önümüzdeki hafta bir anlaşmaya varılabileceğini belirttiği önceki açıklamalarına kıyasla daha net konuştu.

Trump dün Ruanda ve Kongo dışişleri bakanlarını iki ülke arasında bir barış anlaşmasının imzalanması münasebetiyle Beyaz Saray'da ağırlarken yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki hafta içinde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varacağız” dedi.

Hamas'tan bilgi sahibi kaynaklar Şarku’l Avsat'a, bugünlerde Kahire ve Doha'da eşzamanlı olarak gerçekleşen temas ve toplantıların, özellikle bir anlaşmaya varmak için daha fazla istek gösteren ABD tarafından en ciddisi olabileceğini söyledi.

Kaynaklara göre mevcut temaslar bir uzlaşı formülü bulmaya ve bazı detayları daha sonra Kahire ya da Doha'da yapılacak dolaylı toplantılarda müzakere etmeye odaklanıyor. Kaynaklar, önümüzdeki hafta içinde anlaşmaya varılmasını sağlayacak bir atılımdan söz etmek için henüz erken olduğunu ve geçici de olsa bir anlaşmaya varılmasının iki ya da üç hafta sürebileceğini kaydetti.

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, arabulucuların Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için bu hafta İran-İsrail ateşkesinden yararlanmak üzere İsrail ve Hamas'a ulaşmaya çalıştıklarını açıkladı.

El-Ensari AFP'ye verdiği demeçte, “Eğer bu fırsatı ve ivmeyi değerlendiremezsek, yakın geçmişte elde edilen birçok fırsattan biri daha kaçırılmış olacak. Bunu bir daha görmek istemiyoruz” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynakları, üzerinde mutabık kalınan bir süre için ateşkes sağlayacak geçici bir anlaşmaya varılacağına inanıyor. Kaynaklar, “ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'a atfedilen ve 60 gün olarak belirlenen anlaşmanın, bu süre zarfında ateşkesin sağlanması ve üzerinde mutabık kalınan insani yardım protokolünün tam olarak uygulanması da dahil olmak üzere, o zaman sunulanlardan farklı değişiklikler içerecek şekilde yeniden formüle edilmesine daha yakın olabiliriz. Bunlar, ister ana arabulucularla (Mısır ve Katar), ister iş adamları da dahil olmak üzere diğer arabulucular aracılığıyla ABD ile olsun, görüşmelerde ilerleme kaydedildiğini doğrulayabilecek iki şey” değerlendirmesinde bulundu.

Asıl meselenin İsrail'in teklife vereceği yanıtta yattığını belirten kaynaklar, Binyamin Netanyahu hükümetinde gerçek bir anlaşmaya doğru ilerleme konusunda ilgisizlik olduğunu kaydetti.

Kaynaklar, Hamas tarafından daha önce önerilen kapsamlı anlaşmanın halen yürürlükte olduğunu ve Kahire'de yapılan görüşmelerin merkezinde yer aldığını vurguladı.

Kaynaklar, Kahire'de Filistin-Filistin ve Filistin-Mısır heyetlerinin kendi aralarında ve bu heyetlerle Mısırlı yetkililer arasında toplantılar yapıldığını açıkladı. Kaynaklar, bu toplantılarda savaşın sona erdirilmesi, kuşatmanın kaldırılması, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi ve yeniden yapılanma gibi Filistinlilerin meşru taleplerinin yerine getirilmesini garanti altına alacak herhangi bir anlaşmanın başarıya ulaşmasını sağlayacak fırsatların tartışıldığını belirtti.

Hamas kaynakları, Trump'ın önümüzdeki hafta içinde bir anlaşmaya varılabileceği yönündeki açıklamalarıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Eğer ABD İsrail'i, savaşın kapsamlı bir şekilde durdurulmasını ve Gazze Şeridi'nden çekilmeyi sağlayacak tüm taleplerin yerine getirilmesini garanti altına alan gerçek bir anlaşmaya zorlama konusunda ciddiyse, o zaman anlaşma için bir fırsat vardır. Ancak Trump yönetimi İsrail'in söylemini benimser ve oyalamaya devam ederse, bu yakın zamanda bir anlaşmayla karşı karşıya olduğumuz anlamına gelmez.”

Hareket içindeki bazı kaynaklar Hamas'la anlaşmaya varılmadan yeni bir anlaşmanın dayatılmaya çalışıldığı uyarısında bulunarak, böyle bir seçeneğin ciddi sonuçları olacağı uyarısında bulundu.

Şarku’l Avsat kaynaklardan, ‘Hamas'la anlaşmaya varılmadan yeni bir anlaşmanın dayatılmaya çalışıldığı’ iddialarına dair bir açıklama istedi, kaynaklar şu yanıtı verdi: “ABD, İsrail'in yanı sıra Hamas’ı da kabul etmeye zorlayacak, İran'la savaştan sonra sadece Gazze Şeridi'ni değil, tüm bölgeyi etkileyecek kapsamlı bir anlaşma yapmayı düşünüyor.”

Gazze şehrinin er-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş insanların çadırlarını hedef alan İsrail bombardımanının gerçekleştiği yerdeki Filistinliler, 28 Haziran 2025 (AFP)Gazze şehrinin er-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş insanların çadırlarını hedef alan İsrail bombardımanının gerçekleştiği yerdeki Filistinliler, 28 Haziran 2025 (AFP)

Kaynaklar, ‘Hamas liderliğiyle gerçekçi bir anlaşmaya varılmadığı sürece bu tür bir anlaşmanın kesinlikle başarılı olamayacağını, zira İsrailli esirleri serbest bırakma kararının sadece Hamas'ın elinde olduğunu’ ifade etti.

Trump sık sık Hamas ile İsrail arasında Gazze Şeridi'nde savaşı bitirmeye yönelik yakın bir anlaşmadan söz ediyor.

Hamas kaynakları, “Aslında Gazze Şeridi'nde ateşkes konusunda bir anlaşmaya varılabilir. Birçok konuda anlaşarak başarılı olabileceğimizi ve anlaşmanın bir haftadan kısa bir sürede tamamlanabileceğini söyleyebiliriz. Ancak engel, her an ortaya çıkabilecek ve birçok kez yaptığı ve neredeyse anlaşmaya varılan birçok hususa karşı çıktığı gibi, her şeyi başarısızlığa uğratabilecek olan İsrail” şeklinde konuştu.

Kaynaklar, Gazze Şeridi'nde çözüm için en yakın seçeneğin şu anda en azından kısmi bir anlaşma olduğunu öne sürdü.

Hareketten diğer kaynaklar ise bazı arabulucuların ABD'nin kapsamlı bir anlaşmaya doğru ilerleme niyetine dair mesajlar ilettiğini ve bunun Hamas liderliğiyle anlaşmayı da içerdiğini söylüyor.

Israel Hayom gazetesine göre Trump, İran'la savaşın sona ermesinin ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde, Gazze Şeridi'ndeki savaşın iki hafta içinde durdurulmasını, Hamas liderliğinin bölgeden çıkarılmasını, Gazzelilerin göç etmesinin teşvik edilmesini, Arap ve İslam ülkeleriyle İbrahim Anlaşmaları'nın genişletilmesi için çalışılmasını ve ABD'nin Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde İsrail egemenliğini tanıması da dahil olmak üzere, Filistin Yönetimi ile iki devletli çözüm temelinde temaslar yürütmeyi kabul eden bir İsrail deklarasyonunu önerdi. Ancak İsrail Başbakanlık Ofisi bu bilgiyi yalanladı.