Bebeğini çöp kutusuna atan anne 23 yıl sonra tutuklandı

Yerel medya bebeğe "Baby Boy Doe" (Erkek Bebek Doe) adını vermişti (Seattle Polis Teşkilatı)
Yerel medya bebeğe "Baby Boy Doe" (Erkek Bebek Doe) adını vermişti (Seattle Polis Teşkilatı)
TT

Bebeğini çöp kutusuna atan anne 23 yıl sonra tutuklandı

Yerel medya bebeğe "Baby Boy Doe" (Erkek Bebek Doe) adını vermişti (Seattle Polis Teşkilatı)
Yerel medya bebeğe "Baby Boy Doe" (Erkek Bebek Doe) adını vermişti (Seattle Polis Teşkilatı)

ABD'nin Washington eyaletine bağlı Seattle şehrinde 23 yılı aşkın bir süre önce çöp kutusunda ölü bulunan bebeğin üstündeki sır perdesi, Hollywood filmlerini aratmayacak şekilde kaldırıldı.
Yetkililer olay yerinde bulunan DNA'nın, bir soyağacı sitesinde bilgileri yer alan Christine Marie Warren'la eşleştiğini tespit etti. Sorgu sırasında olayı itiraf eden Warren tutuklandı.
New York Post'un aktardığına göre söz konusu bebek, 20 Kasım 1997'de bulunmuş, adli tıp uzmanları bebeğin iki gün önce doğduğunu belirtip ölümünün bir cinayet olduğuna karar vermişti.
Polis ekipleri, çöp kutusunun hemen yanındaki benzin istasyonunun güvenlik kamerasında bebeğin annesi olduğunu düşündüğü bir kişiyi tespit etmiş ancak kadının kimliği belirlenememişti.
Olay yerinde bulunan DNA izleri Washington Eyaleti Suç Laboratuvarı sistemine girilse de hiç kimseyle eşleşmemişti.

2018'de olay yeniden ele alındı
Yetkililer 2018'de olayı, daha önce de bazı cinayetleri aydınlatan ünlü genetik soybilim uzmanı Barbara Rae-Venter'la tekrar incelemeye karar verdi.
Rae-Venter, bu tarihten itibaren söz konusu DNA'yla muhtemel eşleşmeleri belirlemeye başlarken Mart 2020'de Warren'ı tespit etti. Zira Warren, kaydolduğu soyağacı sitesinde verilerini gizlememişti.
Bu ismi araştıran dedektifler Warren'ın, güvenlik kamerasındaki kişiyle fiziksel özelliklerinin benzediğini gördü. Ekipler Kasım 2020'de gizli bir operasyon yürüterek Warren'a kargoyla hediye kartı ve anket yolladı. Warren anketi doldurup geri gönderirken dedektifler mektuba yalanarak yapıştırılan mühürdeki DNA'yı inceledi.
Bulgular, bu DNA'nın 23 yıl önceki DNA'yla tamamen eşleştiğini gösterdi.
Mahkeme belgelerine göre, 50 yaşındaki Warren, polis sorgusunda bebeği doğurup çöp tenekesine attığını itiraf etti.
Warren 12 Mart'ta tutuklanırken kefalet bedeli 10 bin dolar (yaklaşık 75 bin TL) olarak belirlendi.
 
Independent Türkçe, New York Post, CNN International, KIRO7



Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
TT

Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)

Orta Amerika'daki obsidyen eşyaların kökenini araştıran arkeologlar, Aztek İmparatorluğu'nun geniş ticaret ağını ortaya çıkardı. 

Aztek İmparatorluğu'nun obsidyeni geniş çapta kullandığı biliniyor. Sıradan çelikten daha sert olan bu volkanik cam, jiletten daha keskin kenarlara ve aynaları andıran yansıtma özelliğine sahip olabiliyor. Ayrıca farklı renklerde oluşması, bu mineralin silahlardan takılara kadar çeşitli alanlarda kullanılmasına olanak tanıyor.

Bugüne kadar Azteklere ait arkeolojik kazı alanlarında yapılan çalışmalarda çok fazla obsidyen eşya bulunsa da bunların nereden geldiği detaylıca incelenmemişti. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te dün (12 Mayıs) yayımlanan çalışmada, Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenoçtitlan'ın ana tapınağı Templo Mayor'dan çıkarılan 788 obsidyen obje analiz edildi. Araştırma bugüne kadar bölgede yapılan en kapsamlı obsidyen çalışması olma özelliği taşıyor.

Örneklerin yaklaşık yüzde 90'ının başkentin 94 kilometre kadar kuzeydoğusundaki Sierra de Pachuca'dan çıkarıldığı tespit edildi. Bu bölge, yeşil ve altın rengi volkanik camlarıyla biliniyor.

Ancak nesnelerin geri kalanındaki mineral, 7 farklı bölgeden geliyordu. Araştırmacılar Ucareo gibi bazı bölgelerin, imparatorluğun sınırlarının dışında yer aldığını belirtiyor.

Aztek İttifakı kurulmadan önce Tenoçtitlan'ın obsidyeni çoğunlukla yakındaki Pachuca'dan temin ettiği görülüyor. Ancak MS 1430 civarında imparatorluğun güçlenmesinden sonra başkente rakip devletlerden daha çok obsidyen girdiği anlaşılıyor.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde dini amaçlarla kullanılan obsidyenin neredeyse tamamının Pachuca'dan geldiğini saptadı. Bu durum merkezi kontrolün artarak dini alanı tek tipleştirdiği anlamına gelebilir.

Tulane Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Diego Matadamas-Gomora "Meksikalılar yeşil obsidyeni tercih etse de çoğunlukla ritüel dışı amaçlarla kullanılan obsidyen eserlerdeki yüksek çeşitlilik, birden fazla kaynaktan gelen obsidyen aletlerin, imparatorluğun başkentine doğrudan madenler yerine pazar yoluyla ulaştığını düşündürüyor" diyor.

Tarihi belgeler de Orta Amerika'nın çeşitli bölgelerinden gelen tüccarların, Tenoçtitlan pazarında mallarını sattığını gösteriyor.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En az 7 obsidyen kaynağının varlığı, Meksikalıların bu dönemde ticari etkileşimlerini genişlettiğine işaret ediyor.

Araştırmacılar, Aztek obsidyeninin kökenlerini inceleyerek Orta Amerika'daki ticari ağların daha net bir haritasını çıkarmayı umuyor.

Matadamas-Gomora yeni çalışma hakkında "Bu tür bir analiz imparatorluk topraklarının, siyasi ittifakların ve ticari ağların zaman içinde nasıl geliştiğinin izini sürmemizi sağlıyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, PNAS