İngiltereli iki bakan AstraZeneca aşısının güvenliğini doğruladı

İngiltereli iki bakan AstraZeneca aşısının güvenliğini doğruladı
TT

İngiltereli iki bakan AstraZeneca aşısının güvenliğini doğruladı

İngiltereli iki bakan AstraZeneca aşısının güvenliğini doğruladı

İngiltereli iki bakan dün (Çarşamba) günü yaptıkları açıklamalarda, birçok Avrupa ülkesinin kan pıhtılaşmasına sebep olabileceği endişesi ile kullanımını geçici olarak askıya aldığı Oxford-AstraZeneca koronavirüs aşısını savundular.
İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock ve İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng aşıya desteklerini dile getirdiler.
Alman haber ajansının (DPA) aktardığına göre, AstraZeneca aşısının kullanımını askıya alan ülkeler listesine dün Kıbrıs, Letonya, Lüksemburg, Portekiz, İsveç ve Venezuela da katıldı.
Hancock, İngiliz gazetesi The Sun’a yaptığı açıklamada, kan pıhtılarının doğal bir şekilde oluşmuş olabileceğini belirterek, “Aşının kan pıhtılarının oluşmasına neden olduğuna yönelik hiçbir kanıt yok” dedi.
Kwarteng, BBC radyoya yaptığı açıklamalarda, Hancock’un söylediklerini doğruladı ve “Söylemek istediğim ilk şey aşının güvenli olduğu” dedi. Aşıyı askıya alma kararının siyasi bir arka planı olduğuna inanıp inanmadığına ilişkin yorum yapmayı ise reddetti.
Johns Hopkins Üniversitesi ve Bloomberg News’in verilerine göre, İngiltere’de şu ana kadar 26,5 milyon doz koronavirüs aşısının uygulandı.
Açıklanan verilere göre, İngiltere’deki günlük ortalama aşılama oranının 389 bin 942 doz olduğu tahmin ediliyor. Bu hızla devam edilmesi halinde ülke nüfusunun yüzde 75’inin iki doz aşıyı almasının 6 ay sürmesi bekleniyor.
İngiltere’de koronavirüse karşı aşılama kampanyası yaklaşık 12 hafta önce başladı.
Ülkede doğrulanmış koronavirüs vaka sayısı 4 milyon 287 bine, salgına bağlı can kaybı ise 125 bin 927 kişiye ulaştı.
İngiltere’de ilk koronavirüs vakasının tespit edildiğinin duyurulmasının üzerinden yaklaşık bir yıl 6 hafta geçti.
Uygulanan dozlar ve aşılanan nüfus sayısı tahmindir. Bu tahminler ülkenin kullandığı ilacın türüne yani tek doz veya iki doz uygulamasına dayanıyor.



Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
TT

Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)

Reuters'ın dün gördüğü bir diplomatik telgraf, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu taklit etmek için yapay zeka sesi kullanan bir kişinin, geçen ay ABD'nin en üst düzey diplomatı olduğunu iddia ederek üç dışişleri bakanı ve iki ABD yetkilisiyle temasa geçtiğini gösterdi.

Telgrafa göre, şahıs haziran ayı ortalarında, mesajlaşma uygulaması Signal üzerinden bakanlar, bir ABD eyalet valisi ve bir Kongre üyesi ile temasa geçmiş ve en az ikisi için sesli mesaj bırakmıştır. Bir seferinde de hedefi Signal üzerinden iletişim kurmaya davet eden bir kısa mesaj gönderilmiştir.

Telgrafta şu ifadeler yer aldı: “Sahtekar muhtemelen yapay zeka ile üretilmiş metin ve sesli mesajları kullanarak hedeflenen kişileri manipüle etmeye ve bilgi ya da hesaplara erişim sağlamaya çalışıyor.”

Bu girişimi ilk haber yapan Washington Post gazetesi oldu.

İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Dışişleri Bakanlığı bu olaydan haberdar ve şu anda bir soruşturma yürütüyor” dedi.

Yetkili, “Bakanlık, bilgilerini koruma sorumluluğunu ciddiye alıyor ve gelecekteki olayları önlemek amacıyla bakanlığın siber güvenlik duruşunu iyileştirmek için sürekli adımlar atıyor” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı'nın 3 Temmuz tarihli telgrafı tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderildi ve personelin yabancı ortaklarını sahte hesaplar ve taklitçilik konusunda uyarması önerildi.

Bakanlık, “Bu kampanyadan Bakanlığa yönelik doğrudan bir siber tehdit söz konusu değildir, ancak hedeflenen kişilerin bilgilerinin ele geçirilmesi halinde üçüncü bir tarafla paylaşılan bilgiler risk altında olabilir” uyarısında bulundu.

Ne telgrafta ne de ABD'li yetkililer olayla ilgili bir şüpheli tanımlamadı, ancak telgrafta nisan ayında Rusya bağlantılı bilgisayar korsanları tarafından Doğu Avrupa'daki düşünce kuruluşları, aktivistler ve muhaliflerle eski Dışişleri Bakanlığı yetkililerini hedef alan ikinci bir hackleme girişimine atıfta bulunuldu.