Lavrov ve Aşkenazi, İran’ın Suriye’de konuşlanmasını engellemeyi görüştü

Rusya ve İsrail Dışişleri Bakanları Sergey Lavrov ile Gabi Aşkenazi Moskova’da (AP)
Rusya ve İsrail Dışişleri Bakanları Sergey Lavrov ile Gabi Aşkenazi Moskova’da (AP)
TT

Lavrov ve Aşkenazi, İran’ın Suriye’de konuşlanmasını engellemeyi görüştü

Rusya ve İsrail Dışişleri Bakanları Sergey Lavrov ile Gabi Aşkenazi Moskova’da (AP)
Rusya ve İsrail Dışişleri Bakanları Sergey Lavrov ile Gabi Aşkenazi Moskova’da (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Tel Aviv’deki kaynaklar, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile İsrailli mevkidaşı Gabi Aşkenazi’nin dün Moskova’da yaptıkları görüşmede Suriye’de İsrail’in çıkarlarını göz önünde bulunduran yeni düzenlemelerle ilgili Rusya’nın projesinin ele alındığını bildirdi. Kaynaklar, Lavrov’un 2020 yılının Ekim ayının sonlarında bu konuyla ilgili öneri ve düşüncelerini Aşkenazi’ye bildirdiğini ve o görüşmeden bu yana söz konusu düzenlemelerle ilgili iki ülke arasında çeşitli düzeylerde görüşmeler yürütüldüğünü belirtti. Rusya bu süreçte İsrail’in talepleri doğrultusunda önerilerinde bazı düzeltmeler yaptı ve Aşkenazi’yi bu konuyu görüşmek için Moskova’ya davet etti. Bu düzenlemelerin veya bir kısmının taraflarca kabul görmesi üzerine dün Moskova’da Aşkenazi’nin katıldığı görüşme gerçekleşti.
Kaynaklar, düzenlemelerin niteliğini tam olarak tespit edemedi ancak bunu iki ülkenin Suriye’deki ‘ortak çıkarları’ diye nitelendirdi. İsrail’in, Hizbullah da dahil İran ve milislerinin Suriye’den tamamen çıkarılmasını talep ettiği, hava saldırılarını sürdürdüğü ve artırdığı, Lübnan Hizbullah’ına silah sevkiyatlarının durdurulmasını istediği bilinen bir durum. İsrail, bölgelerindeki mevzilerde İran ve milislerine çalışma izni veren Suriye rejim ordusuna yaptırımlar uyguluyor.
Kaynaklar, Rusya’nın, İsrail ile birlikte İran’ın Suriye’de konuşlanmasını ve ağır silahlar ile hassas silahların Lübnan’daki Hizbullah’ın eline geçmesini engellemeyi onayladığını aktardı. Ancak Rusya, bir tarafta İsrail diğer tarafta Hizbullah ve Suriye arasında bir ateşkes projesi gerçekleştirmeyi de ihtimal dışı görmüyor. Aşkenazi’nin Moskova’ya ulaştığı sırada Hizbullah’tan bir heyetin Moskova’dan ayrılması bunu gösteriyor. Nitekim Hizbullah heyetiyle yapılan görüşmede ateşkes projesiyle ilgili meseleler ele alındı. Kaynaklar, Rusya’nın, Aşkenazi ile görüşme sırasında, İsrail’in kendilerine bildirmesi halinde İran ve milislerinin Suriye’de yürüttüğü faaliyetlere karşı çalışmaya hazır olduğunu ifade ettiğini kaydetti. Kaynakların aktardığına göre Lavrov, görüşmede, “Bu tür tehditler gözlemlerseniz, siz hedefleri vurmaya ve operasyon düzenlemeye başlamadan önce Rusya’nın harekete geçmesi için lütfen bize ilgili bilgileri sağlayın. Suriye topraklarından devletinize yönelik bir tehdit olması halinde bize derhal bildirin. Biz, bu tehdidi etkisiz hale getirmek için her türlü önlemi alacağız” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Rusya ile bu mesele hakkında yaptığı görüşmeleri çok dikkatli bir biçimde yürüttüğü bilinen bir durum. İsrail ABD’nin öfkesini üzerine çekmekten endişe ediyor. Zira Joe Biden yönetimi daha önceki Donald Trump yönetiminin aksine Rusya’ya ve Başkanı Vladimir Putin’e karşı açıktan bir düşmanca duruş sergiliyor. Biden yönetimi, İsrail’in, kendisinden Suriye’de Putin ile rahat anlaşmalar yapmasını beklememesini istiyor. Fakat İsrail aynı zamanda Moskova ile son yıllarda kurduğu sağlam ilişkilerinden fayda gördü ve bu ilişkilerin Moskova’nın Tahran’la olan ilişkisinin zayıflamasına katkı sağladığı görüşünde. Suriye’de Rus güçlerle askeri koordinasyon halinde olan İsrail, ABD’nin Suriye krizine dair yeni pozisyonundan endişe ediyor. Nitekim ABD’nin krizi çözmek için ilan ettiği girişim İsrail’in çıkarlarıyla uyuşmuyor. Çünkü söz konusu girişim ABD’nin İran ile nükleer ve diğer konularda anlaşmaya varmasını hedefliyor.
Tel Aviv, Washington ile başta askeri olmak üzere stratejik ilişkilerine özen gösteriyor. İsrail hükümeti önceki gece Suriye’ye yapılan hava saldırıları hakkında yorum yapmasa da uzmanlar bu saldırıların, Tel Aviv’in Suriye’yi vurma konusundaki kararlılığının süreceğine dair ABD’ye verdiği bir mesaj niteliğinde olduğunu belirtti. Bu bağlamda, İsrail Ordu Sözcüsü, dün yaptığı açıklamada, İsrail donanma gemilerinin pazartesi günü ABD donanmasına bağlı 6. Filo ile birlikte Doğu Akdeniz’de ortak devriye icra ettiğini duyurdu. Sözcü, bu adımı ‘iki stratejik donanma arasındaki iş birliğini güçlendirmek için bir fırsat” şeklinde niteleyerek, “Devriye sırasında (iki tarafın) mürettebatı personel ve araç gereç değişimi yaptı” dedi.
Rusya ve İsrail Dışişleri Bakanlarının düzenlediği basın toplantısı, Lavrov’un, Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in son olarak dile getirdiği görüşlere verdiği ilk yanıt niteliğinde oldu. Lavrov, konuşmasında Suriye’deki çözüm sürecinin ilerletilmesi için “geniş bir uluslararası mekanizmanın” aktifleştirilmesinin gerektiğine işaret etti. Lavrov, “Pedersen’in önerilerinin hedefi, Suriye konusunda Batı ve Arap ülkelerini içeren Küçük Grup ile Astana Süreci taraflarını bir araya getirmektir” dedi.
Lavrov, ülkesinin, 2254 sayılı karar uyarınca Suriyelilere kendi kaderini tayin hakkı tanıyacak dış faktörlerin hazırlanması için her türlü formatı görüşmeye hazır olduğunu belirterek, Pedersen’e önerilerini detaylı bir şekilde sunma çağrısında bulundu.
Pedersen iki gün önce yaptığı açıklamada, “(Suriye’deki) çatışmada etkisi olan tüm farklı tarafları dahil edecek şekilde yeni bir uluslararası format oluşturmamız önem arz ediyor. Bu formatın elbette bir şekilde ABD, Rusya, İran, Türkiye, Arap devletlerini ve AB'yi kapsaması gerekecek. Ayrıca orada BM Güvenlik Konseyi'nin tüm üyelerine ihtiyaç olduğunu da belirttim” ifadelerini kullandı.
Böyle bir formatın oluşturulmasını konuşmak için henüz erken olduğunu söyleyen Pedersen, şu anda tüm aktörlerin hiç kimsenin Suriye çözüm sürecinin şartlarını ve sonuçlarını dikte etmesine izin vermeyen bir mekanizmaya dayalı bir politika geliştirmek için çalışmasının önemini vurguladı.
Lavrov, dünkü açıklamasında, ülkesinin, Pedersen’in siyasi sürece dahil etmek istediği Küçük Grup taraflarının “Astana grubunun vurguladığı ilkelere bağlı olduğuna” dair işaret görmediğini belirtti. Rus Bakan, Batılı ülkelerin özellikle ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere’nin attığı adımların Suriyelilere, içişlerine yönelik her türlü dış müdahaleden uzak bir şekilde kendi aralarında anlaşmaya varma imkanının verilmesi gerekliliğini vurgulayan ilkelerden hareket etmediğini söyledi. Rus Bakan, “Görünüşe göre sayın Pedersen, bu yeni formatın etkinliğini hangi temelde test etmek istediğini açıklığa kavuşturulmalıdır” dedi.
Lavrov’un, İsrail’in önceki gün Şam yakınlarındaki mevzileri hedef aldığı yeni hava saldırıları hakkında yorum yapmaktan kaçınması dikkati çekti.
Suriye Anayasa Komitesi kapsamında yeni müzakere turu gerçekleştirmek için hazırlıkların olduğuna işaret eden Lavrov, “Anayasa Komitesi’ne bağlı Anayasa Yazım Komisyonu’nun altıncı oturumunda olası ilerlemenin işaretleri vardı” dedi.
Öte yandan Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Suriye’de Türkiye ile iş birliklerinin çok sayıda zorlukla karşılaşmasına rağmen Türkiye ile ortak çalışmanın sürdürülmesine olan güvenini dile getirdi. Şoygu, basına verdiği demeçte, “Rusya ve ABD Suriye'de operasyonel ve taktiksel düzeylerde yakın temaslarını sürdürüyor. Yeni ABD yönetimi iktidara geldikten sonra, ABD tarafı ulaşılamaz talepler ve öneriler sunmaktan doğal ve yapıcı bir diyalog kurmaya geçti” diye konuştu.
Lavrov, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) siyasi taraf tutması ve profesyonel olmayışı nedeniyle güvenirliğini kaybettiğini söyledi. UCM’nin kendisini bağımsız bir kuruluş olarak nitelendirerek, faaliyetlerini siyasileştirme planlarının olmadığı açıklamasına yanıt veren Lavrov, “Uluslararası Ceza Mahkemesinin maalesef iyi niyetle kendisine emanet edildiği misyonun güvenilirliğini ve inandırıcılığını kaybettiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.



İsrail, ‘Filistin devletinin kurulmasını engellemek’ amacıyla Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim yerinin inşasını onayladı

Batı Şeria'nın Nablus kentinin doğusunda bulunan bir İsrail yerleşim yeri (AFP)
Batı Şeria'nın Nablus kentinin doğusunda bulunan bir İsrail yerleşim yeri (AFP)
TT

İsrail, ‘Filistin devletinin kurulmasını engellemek’ amacıyla Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim yerinin inşasını onayladı

Batı Şeria'nın Nablus kentinin doğusunda bulunan bir İsrail yerleşim yeri (AFP)
Batı Şeria'nın Nablus kentinin doğusunda bulunan bir İsrail yerleşim yeri (AFP)

İsrail güvenlik kabinesi bugün işgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin kurulmasına onay verdi. Aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, bu adımın ‘bir Filistin devletinin kurulmasını engellemeyi’ amaçladığını söyledi.

Smotrich’in ofisinden yapılan açıklamaya göre, söz konusu kararla birlikte son üç yılda onay verilen yerleşim sayısı 69’a yükseldi.

İsrail’in bu kararı, Birleşmiş Milletler’in (BM) Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerinin hız kazandığını ve 2017’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştığını duyurmasından birkaç gün sonra geldi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Smotrich’in ofisinden yapılan açıklamada, “İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim yerinin onaylanması ve düzenlenmesine ilişkin Maliye Bakanı ile Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın önerisi, güvenlik kabinesi tarafından kabul edildi” denildi.

Açıklamada söz konusu adım ‘tarihi’ olarak nitelendirilirken, bunun bir Filistin devletinin kurulmasını engellemeyi amaçladığı ifade edildi. Smotrich, “Fiili olarak bir Filistin terör devletinin kurulmasını engelliyoruz” dedi.

Smotrich sözlerini şöyle sürdürdü: “İzlediğimiz yolun doğru olduğuna inanarak, tarihi miras alanımızdaki yerleşim yerlerini geliştirmeye, inşa etmeye ve güçlendirmeye devam edeceğiz.”

Açıklamaya göre, onaylanan yerleşimlerin bulunduğu bölgeler yüksek stratejik öneme sahip. Bunların başında, yaklaşık 20 yıl önce Batı Şeria’nın kuzeyinde kaldırılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin yeniden kurulması geliyor.

Onay verilen yerleşimler arasında, fiilen mevcut olan ancak bugüne kadar yasal statüye sahip olmayan beş kaçak yerleşim de bulunuyor.

ABD Başkanı Donald Trump, daha önce İsrail’i Batı Şeria’yı ilhak etme konusunda uyarmıştı. Buna karşın İsrail’deki aşırı sağcı hükümette yer alan bazı bakanlar, bu adımı mümkün olan en kısa sürede hayata geçirmeye çalışıyor.

Batı Şeria’daki tüm İsrail yerleşimleri uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul edilirken, yerleşim karakolları İsrail yasalarına göre de illegal sayılıyor.

İsrail’in 1967’de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs hariç olmak üzere, Batı Şeria’da yaklaşık 500 bin İsrailli yerleşimci ile birlikte yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor.


Güney Afrika’da silahlı saldırı: 10 ölü, 10 yaralı

Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)
Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)
TT

Güney Afrika’da silahlı saldırı: 10 ölü, 10 yaralı

Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)
Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)

Güney Afrika polisi, Johannesburg yakınlarında düzenlenen silahlı saldırıda 10 kişinin öldüğünü, 10 kişinin ise yaralandığını açıkladı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin haberine göre olay, Johannesburg’un 40 kilometre batısındaki Bekkersdal kentinde, ruhsatlı bir barın bulunduğu caddede meydana geldi. Saldırının nedenine dair herhangi bilgi açıklanmadı. Polis sözcüsü AFP’ye yaptığı açıklamada, saldırganların kimlikleriyle ilgili henüz “ayrıntılı bilgi” bulunmadığını söyledi.

Reuters haberine göre polis, saldırıda yaklaşık 12 kişinin yer aldığı bilgisini verdi. Saldırganların beyaz bir minibüs ve gri bir sedanla olay yerine gelip bara ateş açtığı, ardından kaçarken etrafa gelişigüzel ateş ettikleri bildirildi. Yetkililer, saldırı nedeninin soruşturmayla ortaya çıkacağını duyurdu.

Güney Afrika’da suç oranları yüksek ve organize suç örgütlerinin etkisi dikkat çekiyor. Ülkede bireyler, kişisel güvenlik amacıyla ruhsatlı silah taşıyabiliyor ancak yasa dışı silahların dolaşımı da ciddi bir sorun oluşturuyor.

6 Aralık’ta da Pretoria’da bir işçilerin kaldığı bir eve düzenlenen silahlı baskında, aralarında üç yaşındaki bir çocuğun da bulunduğu 11 kişi öldürülmüştü. Söz konusu evde yine bir bar bulunuyordu.

Ülkede silahlı şiddet oranı son derece yüksek. Polis verilerine göre, Nisan ile Eylül ayları arasında her gün ortalama 63 kişi silahlı saldırılarda hayatını kaybediyor.


Tayvan, ada çevresinde 7 askeri uçak ve 8 Çin gemisi tespit etti

Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
TT

Tayvan, ada çevresinde 7 askeri uçak ve 8 Çin gemisi tespit etti

Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)

Tayvan Savunma Bakanlığı, son 24 saatte Çin’in ait yedi askeri uçak ve sekiz geminin ada çevresinde görüldüğünü duyurdu.

Bakanlığın açıklamasına göre, tespit edilen uçaklardan beşi Tayvan Boğazı’ndaki orta hattı geçerek ülkenin kuzey ve güneybatı Hava Savunma Tanımlama Bölgesi’ne girdi. Şarku’l Avsat’ın Taiwan News’ten aktardığı habere göre Tayvan ordusu bu hareketliliğe karşı deniz ve hava unsurlarını görevlendirerek sahil füze sistemleri de bölgede hazır konuma getirildi.

Tayvan, bu ay şu ana kadar Çin ordusuna ait uçakları 235, gemileri ise 148 kez tespit etti. Çin, Eylül 2020’den bu yana Tayvan çevresindeki askeri uçak ve gemi faaliyetlerini kademeli şekilde artırarak gri bölge taktiklerini yoğunlaştırmış durumda.

Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS), gri bölge taktiklerini, “Bir devletin doğrudan ve yoğun güç kullanımına başvurmadan güvenlik hedeflerine ulaşmasını amaçlayan çaba veya çabalar bütünü” olarak tanımlıyor.