Grönland adası bir milyon yıl önce buzsuzdu

Grönland Kulusuk şehrinin arkasında küçük buz dağları yüzüyor  (AFP)
Grönland Kulusuk şehrinin arkasında küçük buz dağları yüzüyor (AFP)
TT

Grönland adası bir milyon yıl önce buzsuzdu

Grönland Kulusuk şehrinin arkasında küçük buz dağları yüzüyor  (AFP)
Grönland Kulusuk şehrinin arkasında küçük buz dağları yüzüyor (AFP)

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, Kopenhag’daki bir dondurucuda tesadüf eseri keşfedilen buz örneklerinde, yüzyıllardır yok olan bitki fosillerinin bulunmasıyla Danimarka dilinde “Yeşil Dünya" olarak isimlendirilen ve dünyanın en büyük adası konumundaki Grönland’da yaklaşık bir milyon yıl önce buz bulunmadığı bilgisine ulaşıldı.
AFP’ye konuşan Kopenhag Üniversitesi İklim Bilimi Profesörü, Durthi Dahl-Jensen, "Buzlanmış çekirdek örneklerinde, Grönland'ın güneyindeki kıyılarda ve aynı zamanda tundra ve kuzey ormanlarında bulunan bu çok iyi korunmuş algleri, dalları ve bütün yapraklarıyla birlikte tespit edebildik" dedi. Profesör, buz çekirdeği örneklerinin, Soğuk Savaş sırasında üretilen fakat daha sonra imha edilen 600 nükleer savaş başlığını saklamak üzere 1966 yılında iklim araştırma merkezi adı altında inşa edilen gizli bir ABD üssü olan Camp Century'den alındığını söyledi. Bu örneklerin, buzun kilometrelerce derinliğine sondaj yapılarak alındığını ve herhangi bir kayıt düşülmeden 1994’te Kopenhag’da arşivlendiğini bildirdi.
Dahl-Jensen, "Dondurucuyu değiştirdiğimizde onları (örnekleri) keşfettik, daha önce hiç kimse bu 22 numuneyle ilgilenmemişti" ifadelerini kullandı. İklim bilimciye göre, "Buz çekirdeği örneklerinin bozulmadan kaldığını ve Grönland'ı yaklaşık bir milyon yıl boyunca kapladığını belirledik" ancak adada daha önce buz yoktu. Çalışmanın, Grönland'ın devasa buz örtüsünün "son 1,1 milyon yılda en az bir kez eridiği ve yeniden oluştuğu" sonucuna varmıştır.
Yüzölçümünün yüzde 85'i buzla kaplı olup iki milyon kilometrekarelik alanıyla dünyanın en büyük adası olan Grönland, gezegenin geri kalanından iki ila dört kat daha geniş bir alanı kapsayan kutup buzullarının erimesinde ön sırada yer alıyor.



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space