BM’den Husilere saldırılarını derhal durdurma çağrısı

Taiz’deki Yemen hükümet güçleri. (AFP)
Taiz’deki Yemen hükümet güçleri. (AFP)
TT

BM’den Husilere saldırılarını derhal durdurma çağrısı

Taiz’deki Yemen hükümet güçleri. (AFP)
Taiz’deki Yemen hükümet güçleri. (AFP)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), İran destekli Husilerin Suudi Arabistan’a yönelik sınır ötesi saldırılarını kınadı. Aynı zamanda "büyük tehlikeye" maruz kalan yaklaşık 1 milyon yerinden edilmiş kişinin bulunduğu Marib vilayetindeki saldırılarını da derhal durdurma çağrısında bulundu.
BMGK’nın 15 üyesi tarafından yayınlanan ortak bildiride Marib'de yerlerinden edilmiş 1 milyon kişiyi büyük riske atan ve uluslararası toplumun çatışmayı sona erdirmek için birleştiği bir zamanda siyasi çözüm sağlama çabalarını tehdit eden saldırıların derhal durması gerektiği kaydedildi. Diğer yandan, Suudi Arabistan’a yönelik sınır ötesi saldırıları kınayarak Yemen'deki diğer askeri gelişmelerden de endişe duyduklarını ifade ettiler. Yemen’deki tarafların gerilimi azaltması gerektiğine vurgu yapılan açıklamada Marib'de çocuk askerler kullanılmasına da tepki gösterildi.
BMGK'nin mart ayı dönem başkanlığını devralan ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield tarafından okunan açıklamada, Kovid-19 aşılarının dağıtımını kolaylaştıracak 2532 ve 2565 sayılı kararlarda belirtilen küresel ateşkese vurgu yapıldı. Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Tüm tarafları, ülke çapında ateşkese ve Yemenlilerin öncülüğünde, onların yönettiği kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşmak için BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths ile ön koşulsuz çalışmaya çağırıyoruz. Bu adım kadınların da tam, eşit ve anlamlı katılımını ve önceki kararlara uygun olarak gençlerin de süreçte yer almasını içermeli.”
Konsey üyeleri, Yemen’de kötüleşen ekonomik ve insani durumla ilgili endişelerini de dile getirerdiler. İnsani yardımın ve yakıt gemilerinin Hudeyde Limanı’na ulaşımının kolaylaştırılmasının önemini vurguladılar. Konsey üyeleri ayrıca barış sürecinde ilerleme olmamasının Yemen'deki teröristler tarafından kötüye kullanılabileceğinden endişe duyduklarını belirterek insan hakları ihlalleri ve uluslararası insan hakları hukuku ihlallerine karşı hesap verebilirlik ilkesinin uygulanması çağrısında bulundular.
Diğer yandan, Yemen’deki İnsani Yardım Görev Gücü yaklaşık 12 milyonu acil yardıma ihtiyaç duyan 16 milyon Yemenli’nin hayatını kurtarma çabalarını finanse etmek için 3,85 milyar dolar değerindeki 2021 İnsani Yardım Planı’nı yayınladı.
BM Yemen İnsani Yardım Koordinatörü David Gressley çatışmanın, açlıktan kurtulmak ve temel sağlık hizmetlerine erişmek için acil insani yardıma ihtiyaç duyan Yemenliler açısından “korkunç sonuçlara" yol açtığını ifade etti. Gressley açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Yemen geri dönüşü olmayan noktaya yaklaşıyor ve şimdi yanlış bir seçim yaparsak dünyanın on yıllardır gördüğü en kötü kıtlığı yaşanacak. Bağışçıların önümüzdeki dönemdeki seçimleri büyük bir önem taşıyor. Çünkü bu, insani yardım operasyonlarını tam anlamıyla finanse etmekle hiçbir şey yapmayarak Yemen'in kıtlıkta boğulmasını izlemek arasında bir seçim olacak.”



Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım bugün yaptığı açıklamada, silahlarını teslim etmesi için ABD'nin sürekli baskısı altında olduğu bir dönemde İsrail'in tehditlerinin Hizbullah’ı ‘teslim olmaya’ ya da silah bırakmaya itmeyeceğini vurgularken, İsrail'in varlığını sürdürmesini ‘gerçek bir kriz’ olarak değerlendirdi.

Aşure günü münasebetiyle televizyonda yaptığı konuşmada Kasım şunları söyledi: “Bu tehdit bize teslim olmayı kabul ettirmiyor. Bize pozisyonlarınızı yumuşatın denmiyor ama saldırganlığa son verin deniyor... Bize silahlarımızı bırakmamız söylenmiyor.”

Kasım, ‘Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacaklarını’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre Kasım, “Koşullar zor ve karmaşık olsa da direniş ateşini yakmaya devam etme inancına sahibiz. Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacağız. Bir taviz ve aşağılama olan normalleşmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz emanetin bekçileriyiz, devam edeceğiz ve yüzleşeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi tehdit etmek için çalışıyorlar ve bizden onlara yeni adımlar atılmazsa teslim olmamız gerektiğini söylüyorlar... Bu tehdit bizi teslim olmaya zorlamayacak. İsrail-ABD saldırganlığı, cinayetleri ve suçları durmalı. Sorun İsrail, direniş değil. Direniş çözümlerden biridir ve İsrail'in hayatta kalması gerçek bir krizdir.”

asdfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Reuters)

Kasım, “Önümüzde anlaşma ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanması olmak üzere iki aşama var. Bizim tutumumuz ilk aşamanın tamamlanması ve anlaşmanın uygulanmasının ardından kararı uygulamaya hazır olacağımız yönünde. Anlaşmaya varmak için esnekliğe sahibiz” dedi.

Kasım sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve İsrail'in öldürmekle ya da teslim olmakla tehdit eden denklemiyle ilgilenmiyoruz. Biz haklarımıza bağlıyız. Şehit olmamız ya da galip gelmemiz gerekiyorsa biz varız. Bizim kabiliyetimizi, duygularımızı ve pozisyonlarımızı tartışmayın, biz sahanın adamıyız. Hizbullah adına her iki seçeneğe de hazır olduğumuzu beyan ediyorum. Barışa, ülkeyi inşa etmeye, ilerleme ve istikrar için iş birliğine hazırız. Çatışmaya ve savunmaya da hazırız; biz boyun eğmeyen, haklarımızdan ve onurumuzdan vazgeçmeyen bir halkız. Lübnan'da büyük bir hapishanede yaşamayı kabul etmiyoruz.”