İlk elektronik müzik müzesi 2021'in sonlarına doğru kapılarını açacak

Elektronik Müzik Müzesi, Frankfurt, Almanya
Elektronik Müzik Müzesi, Frankfurt, Almanya
TT

İlk elektronik müzik müzesi 2021'in sonlarına doğru kapılarını açacak

Elektronik Müzik Müzesi, Frankfurt, Almanya
Elektronik Müzik Müzesi, Frankfurt, Almanya

Dünyada elektronik müziğe adanmış ilk müze olarak tanımlanan müzenin kurucuları, 2021'in ikinci yarısında, önceden belirlenen tarihten yaklaşık iki yıl sonra, Almanya'nın Frankfurt kentinde açılacağını dile getirdiler.
Müze, gece kulübü kültürünün onlarca yıllık görsel ve işitsel bir yolculukla ses araçlarını, fotoğrafları ve diğer görsel çalışmaları kullanarak topluma neler kattığını ifade etmeyi amaçlıyor. Müzenin küratörleri, siyah duvarları ve gece kulüplerini andıran beyaz cihazları ile iç mekânın artık hazır olduğunu söylüyor, ancak eksik olan iki şey var: sergiler ve açılış tarihi.
Koronavirüs salgını nedeniyle açılış tarihi henüz belirlenmedi. Almanya'ya yakın zamanda tekrar kısıtlama geldi ancak bazı kültür kurumları bu ayın ortasında yeniden açılmaya hazırlanıyor.
Frankfurt Belediye Başkanı Peter Feldmann, bu ayın başlarında şehrin ünlü meydanlarından biri olan Hauptbacher'deki sergi salonlarını gezerken, her şey yolunda giderse Elektronik Müzik Müzesi'nin sonbaharın başlarında açılacağını söyledi. Başlangıçta salgından önce 2019'da açılması planlanan, Modern Elektronik Müzik Müzesi, finansman anlaşmazlıkları nedeniyle ertelenmişti. Ardından 2020'nin ortalarında ve daha sonra 2020'nin sonlarında yeni bir açılış tarihi belirlendi, ancak pandemi nedeniyle açılış tarihi tekrar ertelendi.



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology