Fenomen olan 'kadın motorcu' 50 yaşındaki bir erkek çıktı

Motorcu kaskını çıkardığında herkes şaşırıp kaldı (Twitter / @senpai_hato__)
Motorcu kaskını çıkardığında herkes şaşırıp kaldı (Twitter / @senpai_hato__)
TT

Fenomen olan 'kadın motorcu' 50 yaşındaki bir erkek çıktı

Motorcu kaskını çıkardığında herkes şaşırıp kaldı (Twitter / @senpai_hato__)
Motorcu kaskını çıkardığında herkes şaşırıp kaldı (Twitter / @senpai_hato__)

Japonya'da viral olan kadın motorcunun 50 yaşındaki bir adam olduğu ortaya çıktı.
Twitter'da @azusagakuyuki adlı kullanıcı, son dönemde yarış motosikletiyle verdiği pozlarla 20 bini aşkın takipçiye ulaşmıştı.
Yamaha marka motosikletiyle yaptığı gezilerden fotoğraflar paylaşan kullanıcı sosyal medyada viral olmuştu. Buna rağmen motorcuyla gerçek hayatta karşılaşan kimse yoktu ve kimliği hala gizemini koruyordu.
Ancak 11 Şubat'ta motorcunun paylaştığı bir fotoğraftaki ilginç bir detay sosyal medya kullanıcılarının dikkatini çekti.
Motosikletin arkadan çekildiği fotoğraf iyice yakınlaştırıldığında, aracın aynasında fotoğrafı çeken kişinin yansıması görünüyordu.
Yansımada görünen kişi orta yaşlı bir erkekti.
Bunun üzerine motorcunun kimliğine dair bir tartışma başladı. Japonya'daki, "Pazartesi Geceyarısı Şovu" (Monday Late Show) adlı magazin programıysa olayın peşini bırakmadı.
Program sunucusu, canlı yayında sürücüyü yolda takip ederek yanına yaklaşıp kaskını çıkarmasını istedi. Sürücünün kaskını çıkarmasıyla programdaki herkes şaşkına döndü.    
Adının Zonggu olduğu öğrenilen motorcu, FaceApp adı verilen fotoğraf düzenleme ve yüz değiştirme programını kullandığını söyledi.

Sosyal medya kullanıcısı, her hafta Twitter'da yeni bir fotoğraf paylaşıyordu (Fotoğraf: Twitter / @azusagakuyuki)
50 yaşındaki adam, "sosyal medyada ünlü olmak için böyle bir şey yaptığını" belirtti.
İronik biçimde Zonggu asıl kimliği ortaya çıkınca çok daha ünlü hale geldi.
Bazıları adamın fotoğraf düzenleme programlarını kullanmadaki başarısını överken, bazıları da sosyal medyada gördükleri hiçbir şeye bir daha güvenmeyeceğini söyledi.

Independent Türkçe, Daily Mail, VICE

 


Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe