ABD-Rusya hattında Suriye diplomasisi donmuş durumda

Pentagon Sözcüsü, Fırat’ın doğusunda Şarku’l Avsat’a konuştu.

Suriye’nin kuzeydoğusundaki el-Malikiyye yakınlarında, 3 Haziran 2020’de konuşk bulunan ABD ve Rusya kuvvetleri (AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusundaki el-Malikiyye yakınlarında, 3 Haziran 2020’de konuşk bulunan ABD ve Rusya kuvvetleri (AFP)
TT

ABD-Rusya hattında Suriye diplomasisi donmuş durumda

Suriye’nin kuzeydoğusundaki el-Malikiyye yakınlarında, 3 Haziran 2020’de konuşk bulunan ABD ve Rusya kuvvetleri (AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusundaki el-Malikiyye yakınlarında, 3 Haziran 2020’de konuşk bulunan ABD ve Rusya kuvvetleri (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin arasındaki sert açıklamaların ardından Washington ve Moskova arasında tansiyon yükseldi. Biden’in Putin’i ‘katil’ olarak nitelendirmesi sonrasında ise başta Suriye meselesi olmak üzere tarafların birbirine yönelik suçlamaları arttı.Bu durum iki ülke ilişkilerine gölge düşürdü.
Washington’daki diplomatik kaynaklar, Suriye meselesiyle ilgili olarak iki ülke arasında devam eden siyasi temasları ‘tamamen donmuş’ olarak nitelendirdi. Kaynaklara göre Moskova’nın Caesar (Sezar) Yasası uyarınca Suriye’ye uygulanan ABD yaptırımlarının hafifletilmesine siyasi bir kılıf bulmak için sarf ettiği tüm girişimler ve çabalar, Washington’ın herhangi bir siyasi girişimi müzakere etmeyi kabul ettiğini gösteren bir işaret almayı başaramadı. Bu çabalar kapsamında Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bölge ülkelerine turlar gerçekleştirmiş, Moskova tarafından da ABD Başkanı Biden yönetimiyle doğrudan veya dolaylı diplomatik temaslar yürütülmesi çağrısı yapılmıştı. ABD ise Suriye rejiminin, Washington’un Birleşmiş Milletler (BM) tarafından desteklenen siyasi bir çözümü kolaylaştırmak için koyduğu koşullara uymadığı sürece müzakereyi kabul etmeyeceğini bildirmişti.
Pentagon Sözcüsü Jessica McNulty şu açıklamalarda bulundu:
“Uluslararası Koalisyon güçleri, Rus ordusuyla olası herhangi bir anlaşmazlığı çözmek, kuvvetlerimizi korumak ve kasıtsız da olsa artan gerilim riskini azaltmak için hava ve kara kuvvetleri bulundurmaktadır.”
McNulty, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun açıklamasına cevaben Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Rusya ve ABD’nin Suriye’de operasyonel ve taktiksel düzeylerde yakın temas halinde olduğu belirtti. Yetkili açıklaamsını şöyle sürdürdü:
“ABD askeri kuvvetlerinin Suriye’deki görevi, DEAŞ’ı tamamen ve kalıcı olarak yenilgiye uğratmak için çalışmaktır. Mümkün olan her yerde, kuvvetlerimizin korunmasını sağlamak için attığımız adımlarla olası herhangi bir çatışmayı hafifletebilir veya ortadan kaldırabiliriz. Çünkü gerektiği gibi çözüm bulunmayan eylemleri, endişe kaynağı olarak görüyoruz. Ancak Suriye’deki hizmet birimlerimizin profesyonelliği, bu eylemlerin artmasını önlemek için çok önemlidir. Bölgede çok sayıda aktör var. Tüm orduların profesyonelce hareket etmesini bekliyoruz.”
Şoygu, hava sahası yönetimi ve terörizmle mücadele için tedbirlerin uygulanması konusunda günde birkaç kez temas gerçekleştirdiklerini belirtmiş, “Bugün Suriye’de operasyonel ve taktiksel düzeyde ABD’li meslektaşlarımızla çok yakın ilişkilerimiz olduğunu saklamayacağım” demişti.
Joe Biden’ın başkan seçilmesiyle yeni ABD yönetiminin ilk adımlarının umut verdiğini de söyleyen Rus Bakan, “Artık ulaşılamayan talepler ve öneriler sunmaktan doğal ve yapıcı bir diyaloga geçtikleri açıkça görülüyor” demiş ve örnek olarak START 3 Anlaşması’na dikkat çekmişti.
Şoygu, Suriye’deki ABD’lilerle var olan operasyonel koordinasyon hakkındaki açıklamalarını, iki taraf arasında artan gerilimden bir gün önce yaptı. Pentagon’un Rus Bakan’a yanıtı ise bir gün sonra geldi. Gözlemciler bu durumu Washington’ın siyasi koordinasyona ek olarak Suriye’de Moskova ile askeri koordinasyonunu sürdürmeye istekli olduğu yönünde yorumladı.
Şarku’l Avsat’ın Washington’daki Şam Büyükelçiliği’nde bulunan eski Suriyeli diplomat Bessam Barbandi’den aktardığına göre bazı ABD’li yetkililerle yapılan görüşmeler, Biden yönetiminin Suriye meselesiyle ilgilenirken odaklandığı 5 başlığı açığa kavuşturdu. Söz konusu başlıklar ise şu şekilde sıralandı:
İlk olarak kimyasal silah meselesi ve rejimde bu silahları kullananların hesap verme gerekliliği var. İkincisi kayıplar meselesi. Üçüncüsü, rejim hapishanelerindeki sayıları on binleri bulan tutukluların akıbeti. Dördüncü olarak insani yardım konusu geliyor. Zira Biden yönetimi, temmuz ayında süresi sona erecek olan Suriye’ye insani yardımların erişimine yönelik izinlerin uzatılması gerekliliğine odaklanıyor. Dördüncüsü olarak ise barışçıl siyasi sürece odaklanma ile süreçte bölgesel ve uluslararası tarafların rolü bulunuyor.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.