Nasrallah’ın 'tekno-politik hükümet' açıklaması, Avn ve Hariri görüşmesini tehdit ediyor

Maruni Patriği Rai, 19 Mart’ta Ketaib lideri Sami Cemayel’i kabul etti (Patrikhanenin internet sitesi)
Maruni Patriği Rai, 19 Mart’ta Ketaib lideri Sami Cemayel’i kabul etti (Patrikhanenin internet sitesi)
TT

Nasrallah’ın 'tekno-politik hükümet' açıklaması, Avn ve Hariri görüşmesini tehdit ediyor

Maruni Patriği Rai, 19 Mart’ta Ketaib lideri Sami Cemayel’i kabul etti (Patrikhanenin internet sitesi)
Maruni Patriği Rai, 19 Mart’ta Ketaib lideri Sami Cemayel’i kabul etti (Patrikhanenin internet sitesi)

Geçtiğimiz Perşembe günü Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın ‘tekno-politik’ bir hükümet kurulması yönündeki sözleri birçok soruyu gündeme getirdi. Nasrallah, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve hükümeti kurmakla yetkili Saad Hariri arasındaki görüşmeden birkaç saat sonra yaptığı konuşmada, ‘tekno-politik’ hükümet meselesine değindi. Avn-Hariri ise görüşmede, hükümetin kurulmasıyla ilgili cevapların verilmesi beklenen bir toplantı (gelecek Pazartesi) hususunda uzlaşı sağladı.
Lübnan’da temaslar yoğunlaştıkça, durumun Pazartesi günkü toplantıya nasıl yansıyacağı ve ilerleyen saatlerde siyasi verilerin ne olacağı hususunda da beklentiler çoğalıyor. Siyasi tarafların çoğunluğu, özellikle de uzmanlar hükümetine onayını açıklamasından sonra Nasrallah’ın kısmen çelişkili olan tutumlarına ilişkin farklı yorumlarda bulundu. Nasrallah, daha sonra Hariri’nin her zaman reddettiği tekno-politik bir hükümet kurma tavsiyesinde bulunarak, bu onayın uzun sürmediğini gösterdi.
Müstakbel Hareket, Hariri’nin danışmanı eski Milletvekili Mustafa Alluş aracılığıyla Nasrallah’ın ifadelerine yanıt verdi. Alluş, hükümet kurma konusunda acelesi olmadığını, Cumhurbaşkanı Avn’ın muhalefeti abartmaya teşvik ettiğini ve aynı zamanda Hariri’ye bir mesaj gönderdiğini belirtti. Şii ikiliye yakın kaynaklar da Şarku’l Avsat’a, şu ana kadar üzerinde çalışılan yapıda hiçbir değişiklik olmadığını belirtti. Kaynaklar, Özgür Yurtsever Hareket’in, özellikle de Milletvekili Cibran Basil’in, Nasrallah’ın ifadelerini ‘eski anlaşmanın bozulması’ olarak yorumlayacağına dair bir endişe hissetmeden, “Şu ana kadar hiçbir şey, başa dönme arzusu olduğunu göstermedi” dedi.
Öte yandan hükümet kurma istişarelerine yakın olan Özgür Yurtsever kaynakları, siyasi istişarelerin atmosferini ‘ne mutlak iyimserlik ne de mutlak karamsarlık’ olarak tanımladı. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Nasrallah’ın sözlerinin, özellikle ‘partizan olmayan uzmanlar’ açısından daha önce üzerinde anlaşılan genel hükümet yapısına yansımadığını belirtti. Bu yapı, Nasrallah’ın karşı çıkmadığı ve tekno-politik bir hükümet tavsiyesinde bulunduğu bir yapıydı.
Kaynaklar, “Görevlerini mümkün olan en hızlı şekilde yerine getirmek için açık ve iyi tanımlanmış bir programa sahip uzmanlardan oluşan bir hükümet üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Çalışma, buradan ve oradan bir bakanlıkla sınırlı değil. Daha ziyade pozisyonlardan isimlere ve görevlere kadar entegre bir hükümete yöneldi. Cumhurbaşkanı Avn, 20 bakandan oluşan bir hükümet tercih etse de sayı hala 18 bakandan oluşan bir hükümete doğru ilerliyor” dedi. “Bu nedenle çalışma ve temaslar bu iki güne odaklandı. Böylece en azından Pazartesi toplantısı yeni bir çalışma planı veya hükümet yapısı gelişimi ortaya çıkarır” açıklamasında bulunan kaynaklar ayrıca, “Perşembe günü yapılan görüşme, askıya alınan yapıdaki boşlukları doldurmak için hükümette çalışmalara devam etmeyi mümkün kıldı. Böylelikle görevlerinde başarılı olurlarsa, Pazartesi gününden itibaren ciddi bir oluşum sürecini başlatma konusunda iyimser olmak mümkündür” dedi.

“Milislerin kontrolünde olan hangi hükümet Lübnan’ı kurtarabilir?”
Aynı şekilde Hristiyan Ketaib Partisi Başkanı Sami Cemayel, Nasrallah’ın ‘tekno-politik’ hükümet önerisine yanıt verdi. Maruni Patriği Beşara er-Rai ile görüşmesi sonrasında Cemayel, “Siyasi bir hükümetten bahsediyorlar, bu da uluslararası toplumla hala temasa geçemediğimiz, vesayet altında olduğumuz ve reform yapamadığımız anlamına geliyor” dedi. Yetkili, “Bu sistemden bağımsız, reform yapabilen ve Batı’ya açılabilen bir hükümet dışında çözüm yoktur. Batı ve dünya ülkelerinin, Lübnan’ın yanında durmalarına ihtiyacımız var. Bu mafya ve milislerin kontrolünde olan hangi hükümet Lübnan’ı kurtarabilir?” ifadelerini kullandı.
Sami Cemayel, ilk önce reform yapan, sonra da dünya ülkelerine tur düzenleyip, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve alacaklılarla müzakerelere başlayan bağımsız bir hükümetin kurulması gerektiğini vurgulayarak, “Derhal tüm sınırların ve gümrüklerin kontrolü başlamalı, ülkeye para girmeye başlamalı ve hükümet çalışmaya başlamalıdır” dedi. Yetkili, “Ülke durdu ve insanlar kotaları düşünürken açlıktan ölüme terk edildi” şeklinde konuştu.
Hasan Nasrallah, geçtiğimiz Perşembe günü yaptığı konuşmada, “Uzmanlardan oluşan bir hükümeti kabul ettik ve geri adım atmayacağız” dedi. Nasrallah, “IMF ile müzakereler de dahil, gelecek hükümetin karşısından kararlar var” ifadelerini kullandı. Hizbullah Genel Sekreteri, “Döviz kurunu artırmak veya on binlerce çalışanı sokağa atmak gibi fon kararlarının sonuçlarını kim üstlenebilir? Devlet uzmanları bu kararların sonuçlarını üstlenebilir mi?” açıklamasında bulundu. Nasrallah, Hariri’ye ise “Sayın Başkan, yakar topu tek başınıza taşıyamazsınız” diyerek, teknokrat hükümeti kurma fikrini yeniden gözden geçirme ve kimsenin sorumluluktan kaçmaması için teknokratların yanı sıra siyasilerin de yer alacağı bir ‘tekno-politik’ hükümet kurma önerisi yaptı. Hasan Nasrallah, uzmanlardan oluşan bir hükümetten geri adım atmayacağını söyledi.

 


Husilerin Türk kuru yük gemisini hedef almasının ne gibi yansımaları olacak?

İran destekli Husiler, uluslararası gemileri hedef almaya devam ettiğini ve Kızıldeniz'de gerilimin arttığını doğruladı (AFP)
İran destekli Husiler, uluslararası gemileri hedef almaya devam ettiğini ve Kızıldeniz'de gerilimin arttığını doğruladı (AFP)
TT

Husilerin Türk kuru yük gemisini hedef almasının ne gibi yansımaları olacak?

İran destekli Husiler, uluslararası gemileri hedef almaya devam ettiğini ve Kızıldeniz'de gerilimin arttığını doğruladı (AFP)
İran destekli Husiler, uluslararası gemileri hedef almaya devam ettiğini ve Kızıldeniz'de gerilimin arttığını doğruladı (AFP)

Tevfik eş-Şenvah

Husiler, Kızıldeniz'deki uluslararası sularda Türk kuru yük gemisi ‘Anadolu S'nin hedef alındığını duyurdu. Böylece Yemen kıyılarından geçen seyrüsefer hatlarındaki güvenlik geriliminde yeni ve gerilimi daha da tırmandıran bir gelişme yaşandı.

Husiler her zamanki gibi balistik füzeler ve deniz torpidoları kullanarak gerçekleştirdikleri saldırıyı, geminin İsrail'le bağlantılı limanlara yönelik sözde ablukalarını reddetmesine bir yanıt olarak gerekçelendirdi.

Gözlemcilere göre Husiler tarafından son olarak gerçekleştirilen benzer saldırıdan 22 gün sonra yaşanan bu gelişme, İran destekli örgütün bölgede tırmanan silahlı faaliyetlerini sürdürdüğünü gösterdi. Yemen’deki meşru hükümete göre ‘bu sorumsuzca maceralara’ misilleme olarak ülkenin kaynaklarından geriye kalanlar da yıkıma maruz bırakılıyor.

Husilerin silahlı kanadının sözcüsü Yahya Saree dün yaptığı açıklamada, Husillere bağlı deniz güçlerinin, Kızıldeniz'de seyir halindeki Anadolu S kuru yük gemisine balistik füzeler ve deniz torpidolarıyla doğrudan ve isabetli bir şekilde hedef aldığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın CNN Türk'ten aktardığı habere göre Türk şirketi Oras Denizcilik'e ait Panama bandıralı Anadolu S adlı kuru yük gemisi 17 ve 18 Kasım tarihlerinde Aden Körfezi'nde seyir halindeyken iki adet füzeyle saldırıya uğradı.

Ankara ne söyleyecek?

Husilerin liderleri tarafından yapılan açıklamalara göre bu, isabetli bir saldırıydı. Bu açıklamalar, Husilerin liderlerinin, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşta Filistinlilerin zafer kazanması bahanesiyle gemiyi hedef alma ve Yemen açıklarında bulunan önemli su yolunda güvenlik gerilimini arttıran faaliyetlerini sürdürme konusundaki kararlılıklarını ortaya koydu.

Ankara, Husilerin Türk kuru yük gemisine düzenlediği saldırıya dair henüz yorum yapmadı. Gözlemciler, kendisi için hayati ve önemli bir bölgede birçok zorlukla karşı karşıya olan Türkiye ekonomisi için önemli bir arter olan gemilerini korumak için Türk hükümetinin ne gibi önlemler alacağını merakla bekliyor.

Bu durum, özellikle Arap bölgesindeki en büyük karar verici ve Husilerin destekçisi olan İran'la sıcak ilişkilerini sürdürürken, aynı zamanda Türkiye'yi kararlı ve önde gelen bir bölgesel aktör olarak sunmaya oldukça istekli görünen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail'in Filistinlilere yönelik ihlalleri konusunda sert açıklamalar yapması nedeniyle, Türkiye'nin eyleminin niteliğine dair bazı beklentilere de yol açtı.

Türkiye'nin uluslararası koridorlarda çıkarlarını koruyamaması Erdoğan'ı ve hükümetini iç kamuoyu nezdinde mahcup edecek ve Ankara'nın Türkiye’nin çıkarlarını ve hırslarını karşılayan jeopolitik bir strateji olarak uzun süredir yansıtmaya çalıştığı imajını zedeleyecektir.

Husiler tarafından düzenlenen saldırılar, Karaçi limanına kuru gıda maddesi taşıyan gemide herhangi bir hasara ya da mürettebatta yaralanmaya neden olmazken gemi normal seyrine devam etti.

CNN Türk, gemide toplam 22 kişilik mürettebattan 10’unun Türk vatandaşı olduğunu bildirdi.

Türkiye'den açıklama

Türk basınında yer alan haberlere göre Oras Denizcilik Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Salih Zeki Çakır, yaptığı açıklamada, “Şimdilik bir sorun yok, kaptan tehlikeli bölgeden uzaklaşmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Çakır, geminin Mısır’ın Said Limanı’ndan ayrıldığını ve Kızıldeniz’i kullanarak Pakistan’ın Kasım Limanı’na gittiğini ve şu anda normal rotasında devam ettiğini söyledi.

İngiltere Deniz Ticareti Operasyonları Otoritesi (UKMTO) tarafından yapılan açıklamada, pazartesi günü Aden'in 60 deniz mili güneydoğusunda bir saldırı ihbarı alındığı belirtilerek “Kaptan, geminin yakınlarına bir füzenin ateşlendiğini, mürettebatın güvende olduğunu ve bir sonraki limanına doğru ilerlediğini bildirdi” ifadeleri yer aldı.

UKMTO, pazar akşamı geç saatlerde aynı gemiye Yemen’ın Muha şehrinin 25 deniz mili batısında bir saldırı gerçekleştiğini bildirmişti. Şirketin güvenlik görevlisi de geminin yakınlarına bir füzenin ateşlendiğini, ancak ne gemiye ne de mürettebatına herhangi bir zarar vermediğini bildirdi.

Husiler, geçtiğimiz yılın kasım ayından bu yana ‘Gazze Şeridi’ndeki Filistinlileri destekledikleri gerekçesiyle’ Yemen açıklarında 196 gemiyi hedef aldıklarını açıkladı. Husiler bu faaliyetlerin, ‘İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaş durana, Gazze Şeridi üzerindeki kuşatma kaldırılana ve Lübnan'a yönelik saldırganlığı son bulana kadar’ devam edeceğini vurguladı.