Libya’daki savaş kalıntıları: Mayınlar vatandaşın peşini bırakmıyor

Başkent Trablus’un güneyinde gömülü bulunan bazı savaş kalıntıları ve patlayıcılar (Öfke Volkanı Operasyonu)
Başkent Trablus’un güneyinde gömülü bulunan bazı savaş kalıntıları ve patlayıcılar (Öfke Volkanı Operasyonu)
TT

Libya’daki savaş kalıntıları: Mayınlar vatandaşın peşini bırakmıyor

Başkent Trablus’un güneyinde gömülü bulunan bazı savaş kalıntıları ve patlayıcılar (Öfke Volkanı Operasyonu)
Başkent Trablus’un güneyinde gömülü bulunan bazı savaş kalıntıları ve patlayıcılar (Öfke Volkanı Operasyonu)

Libya’nın başkenti Trablus’un Ayn Zara bölgesinde Abdulmuheymin isimli bir çocuğun kara mayınına basması sonucu hayatını kaybetmesi, başkentin savaş kalıntılarından ve çatışmaların 9 ay önce durmasından bu yana zaman zaman vatandaşların canlarına mal olmaya devam eden mayınların temizlenmesi taleplerini yeniden gündeme taşıdı.
14 yaşındaki Abdulmuheymin Muammer Akil, önceki gün, evlerinde tuzaklanan mayına basması sonucu hayatını kaybetti. Olay sırasında Akil’in yanında bulunan aynı aileden iki çocuk ise yaralandı. Akil’in cesedi Trablus Sağlık Merkez’ine nakledildi. Bu olay, özellikle Libya’ya dönüş yapan ailelerin fertlerinden oluşan masum kurbanların sayısının giderek arttığı bir dönemde Libyalı çevrelerin tepkisine neden oldu.
Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) savaş kalıntıları sebebiyle Ayn Zara’daki çocukların ölmesi ve yaralanması karşısında ‘derin endişe’ duyduğunu açıkladı. UNICEF, “Akil olayının aynı aileden 4 kişiyi etkilediğini, içlerinden birinin öldüğünü, ölen çocuğun yanında yaşları 8 ila 14 arasında değişen 3 kardeşinin bulunduğunu ve 2’sinin yoğun bakımda olduğunu teyit ettiklerini” aktardı.
UNICEF Libya Temsilsici Abdulkadir Musa, dün yaptığı açıklamada, UNICEF’in yaralı çocukların ve yakınlarının desteklenmesini sağlamak için Libya Mayın ve Savaş Kalıntılarını Temizleme Merkezi ve Birleşmiş Milletler Mayın Eylem Servisi (UNMAS) ile yakın iş birliği içinde çalıştığını söyledi.
Musa, açıklamasında şunları kaydetti:
“UNICEF, hayatını kaybeden Abdulmuheymin’in başına gelen üzücü olayda olduğu gibi çocukların güvenliğini etkileyecek olayların artmasından endişe ediyor. Değerlendirmeler, evlerini terk eden 63 bin kişi, ülkeye dönüş yapan 123 bin kişi, evlerini terk etmeyen 145 bin Libyalı, 135 bin göçmen ve 40 bin mültecinin tehlikede olduğuna işaret ediyor. UNICEF, patlayıcı mühimmatların tehlikeleriyle ilgili farkındalık oluşturma alanında çalışmalar yürüten aktif makamların yanı sıra Libya Mayın ve Savaş Kalıntılarını Temizleme Merkezi ve Birleşmiş Milletler Mayın Eylem Servisi başkanlığında mayınlarla ilgili çalışmaları desteklemeyi sürdürecek.”
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Akil’in ailesine başsağlığı dileyerek, hükümete ve ilgili makamlara “bu acı verici” olayı takip etme ve yaralılarla ilgilenerek yardımda bulunma talimatı verdi. Başbakan Dibeybe de İçişleri Bakanı Halid et-Ticani’ye konuyu takip etme ve bölgede bulunan diğer mayınların sayılarının hangi boyutlarda olduğunun yeniden değerlendirilmesi talimatını verdi.
Öfke Volkanı Operasyonu’nun sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, Libya Ulusal Ordusu (LUO) ve Wagner’e bağlı paralı askerler, geçen yıl Haziran başında bölgeden çekilmeden önce Trablus’un güneyine çok sayıda mayın tuzaklamakla suçlanıyor. Ancak LUO yetkilileri, güçlerinin söz konusu mayınları tuzakladıkları iddiasını yalanlıyorlar.
Libya’nın Sirte ve Bingazi gibi bazı bölgeleri son yıllarda yüzlerce can alan ve geriye “protez bacaklara sahip” bir nesil bırakan kara mayınlarından muzdarip. BM’nin daha önce yayınladığı bir raporda, Bingazi Devrimci Şura Konseyi ve destekli grupları, çekilmeden önce kontrol ettikleri Bingazi (ülkenin orta kesiminde bulunuyor) ile Sabiri bölgesinde mayın ve savaş kalıntılarını bırakmakla sorumlu tutmuştu.
Evlerini terk eden bazı Libyalı aileler kara mayınlarının infilak etmesinden duydukları endişe nedeniyle evlerine dönmeye korkuyorlar. Nitekim dönüş yapan bazı aileler, teknik ekipler tarafından henüz temizlenmeyen evlerine girmenin bedelini hayatlarıyla ödedi.
Libya’nın batısındaki bir güvenlik yetkilisi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Askeri teknik ekipler Türk uzmanların desteğiyle çoğunlukla Libya’nın güneyindeki evlerde ve sokaklarda günlük olarak temizlik çalışmaları yürütüyorlar. Ancak tuzaklanan patlayıcıların sayıları büyük bir çaba gerektiriyor. Bu kara mayınları sebebiyle birkaç teknikerin ve vatandaşların bedelini ödediği suçların incelenmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
BM Libya Destek Misyonu Eski Temsilci Vekili Stephanie Williams, geçen yılın ortalarında yaptığı açıklamada, “Sivil mahallelere rastgele tuzaklanan patlayıcılardan, 81 sivil zarar görürken, mayın temizleme çalışanlarına katılan asker ve uzmanlardan da 57 kişi zarar gördü ” ifadesini kullanmıştı. Ancak istatistikler ölüm sayılarının arttığını gösteriyor.
Ulusal Ordu bünyesindeki Sirte Operasyonlar Odası’na bağlı Askeri Mühendislik Müdürlüğü ekipleri Sirte-Misrata yolunda bölgeye tuzaklanan mayınlar ile savaş kalıntılarını temizlemek amacıyla arama-tarama çalışmalarına başladı.



Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’

Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
TT

Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’

Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)

Libya'da zaman zaman tekrarlanan petrol sahalarının kapatılma süreci, ‘halkın tek geçim kaynağı’ olduğu için vatandaşlar arasında birçok soruyu gündeme getiriyor. İktidar mücadelesi veren iki hükümet arasındaki bölünmüşlük ışığında, adeta ‘politikacıların rehinesi haline gelen üretimi aksatmanın faturasını kimin ödeyeceği’ sorusunun cevabı ise merak ediliyor.

Libya'nın 2014 yılından beri bir bütün olarak yaşadığı siyasi bölünme, petrol zenginliğine ve gelirlerine, ülke siyasetçilerinin siyasi arenada ve bu zenginliğin yönetim mücadelesinin perde arkasında pazarlık ettiği bir ‘koz’ olarak yansıyor.

Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Petrol ve Doğalgaz Bakanı Muhammed Avn, Güney Libya’daki eş-Şerara ve el-Fil sahalarının üretimi durdurulduktan sonra geçtiğimiz Cuma günü üretimin yeniden başlatılmasıyla ilgili ilk yorumunda “Kayıp 340 bin varil olarak gerçekleşti” ifadesini kullandı.

Cumartesi akşamı yerel basında yer alan açıklamalarında Avn, bir grup vatandaşın el-İntisar 103 sahasını ve Zuytine petrol limanını birbirine bağlayan hattaki 108 noktasının vanasını kapatmakla tehdit ettiğini söyledi. Avn, “Bu olsaydı, bir felaket yaşanırdı. O zaman onu ham petrol taşımak için kullanmak imkânsız olabilirdi” dedi.

Avn, “Petrol sahalarının ve tesislerinin tekrar tekrar kapanması durumunda bundan yalnızca halk etkilenecek” diyerek bunun ‘baskı için bir koz olarak kullanılmaması’ çağrısında bulundu.

Petrol alanındaki politikacılar ve uzmanlar, Libya'daki petrol üretiminin ‘büyük mali getirileriyle ilgili amaçlar için genellikle politikacılar tarafından pazarlığa tabi olduğuna, Libya'nın üç bölgesi arasında eşit olarak dağıtılmadığına ve Trablus’un en büyük payı denetimsiz olarak aldığına’ inanıyor.

Temsilciler Meclisi'ndeki (TM) Enerji Komitesi'nin bir üyesi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada ‘petrol sahaları ve limanlarının kapatılmasının tehlikeli bir mesele olduğu ve bunun ülkenin geçimini tehlikeye atarak aslında herkesi riske attığını’ ifade etti.

Eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Maliye Bakanı Farac Bumtari'nin de mensubu olduğu ez-Zaviye aşiretinin bazı mensupları, üç petrol sahasını kapatmalarının ardından Cumartesi akşamı serbest bırakılmadan önce, Libya Merkez Bankası Başkanı es-Sıddık el-Kebir'i Trablus'ta ‘Farac Bumtari'nin kaçırılmasının bilgisine sahip olmakla’ suçladı.

Libya'daki limanlar ve petrol sahaları, Libyalı siyasetçiler arasında ‘kaynakların dağılımında adaletsizlik’ gibi nedenlerle yaşanan anlaşmazlıklar dolayısıyla geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı.

Geçtiğimiz yıllarda, Libya'daki bazı petrol tesisleri, kendileri ve aileleri için mali yardım talep eden protestocular tarafından ‘rehin’ alındı. Petrol Bakanlığı ve Libya Ulusal Petrol Kurumu’na göre, söz konusu protesto eylemleri, ‘günlük üretim oranlarında birkaç kez düşüşe neden olan’ bazı petrol tesislerindeki çalışmaları kasıtlı olarak kesintiye uğrattı.

Avn, daha önce petrol sahaların kapatılması sürecinin ardından ‘bunun sonucunda kamu gelirinin etkileneceği’ uyarısında bulunmuş ve bunu ‘Libya tarafının el-Fil ve eş-Şerara sahalarındaki payının yüzde 88'i geçmesine’ bağlamıştı.

Ez-Zaviye kabilesinden ve Ubari şehrinden bir grup vatandaş, eş-Şerara, el-Fil ve 108 petrol sahalarını kapattı.

dfrg
Kızgın gençler ‘108’ petrol sahasını kapattı. (Libya’nın güneydoğusundaki Petrol Tesisleri Muhafızları)

Başkent Trablus'un 750 km güneybatısında yer alan el-Fil petrol sahası günlük 70 bin varil üretim hacmine sahip. Saha, siyasi krizler nedeniyle geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı. Eş-Şerara sahası ise günde yaklaşık 240 bin varil üretimle Libya'daki en büyük petrol sahalarından biri.

Denetim Bürosu Başkanı Halid Şakşak, TM üyeleriyle birlikte kamu harcamalarını takip etmek, mali kaynakların adil dağılımını sağlamak ve bunun sonuçlarını kavramsallaştırmak için bir ‘yüksek komite’ oluşturma kararının uygulanma olasılığını vurguladı.

Trablus şehrinde gerçekleştirilen toplantıda, Denetim Bürosu'nun önceki özelleştirme prosedürlerini takip etme deneyimi, harcamaları takip etme ve ‘dağıtımda adalet’ kriterlerinin mevcudiyetini doğrulama konusundaki istekliliği gözden geçirildi. Mekânsal kalkınma programlarına önem verilmesinin, tüm bölgelere hizmet eden stratejik programlara yönelmenin ve dağıtımda adaletin sağlanmasının önemine işaret edildi.

TM üyeleri, kamu harcamalarının denetimini artırmak için gözlemlerini ve tavsiyelerini dile getirdiler. Sürekli takip toplantıları düzenlemenin, ekonomik kaynakların dağılımı için adil kriterlerin mevcudiyetinin doğrulanmasının ve harcama için gerekli prosedürlerin bütünlüğünün sağlanmasının önemini vurguladılar.