Filistin Yönetimi: Netanyahu ilhakı yeniden canlandırmaya çalışıyor

İsrail güvenlik güçlerinin gözetiminde, Batı Şeria'da yer alan C Bölgesi'ndeki evini yıkıma hazırlayan bir Filistinlinin eşyaları dışarıya çıkarılırken (AFP)
İsrail güvenlik güçlerinin gözetiminde, Batı Şeria'da yer alan C Bölgesi'ndeki evini yıkıma hazırlayan bir Filistinlinin eşyaları dışarıya çıkarılırken (AFP)
TT

Filistin Yönetimi: Netanyahu ilhakı yeniden canlandırmaya çalışıyor

İsrail güvenlik güçlerinin gözetiminde, Batı Şeria'da yer alan C Bölgesi'ndeki evini yıkıma hazırlayan bir Filistinlinin eşyaları dışarıya çıkarılırken (AFP)
İsrail güvenlik güçlerinin gözetiminde, Batı Şeria'da yer alan C Bölgesi'ndeki evini yıkıma hazırlayan bir Filistinlinin eşyaları dışarıya çıkarılırken (AFP)

Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu, Batı Şeria'yı ilhak meselesini bir kez daha masaya yatırmak amacıyla, ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak bilinen, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın anlaşmasını yeniden canlandırmaya çalışmakla suçladı.
Netanyahu, İsrail basınına verdiği bir röportajda, ‘Batı Şeria'nın Biden'ın onayı olmadan ilhak edilmeyeceğini’ söyledi. Buna karşın Filistin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Netanyahu’nun ilhak fikrini halen masada tuttuğu ve Trump yönetiminin ayrılmasıyla ortadan kalkmadığını göstermeye çalıştığı belirtildi.
Dışişleri Bakanlığı, Netanyahu’nun açıklamalarıyla, uluslararası topluma ve Biden yönetimine, sanki Başkan Biden'ın onayı olmadan işgal altındaki Batı Şeria'nın bazı kesimlerini ilhak etmeyeceğini göstermeye çalışıyor gibi davranarak ABD yönetiminden yeşil ışık yakılmasını beklediğini belirtti. İşgal altındaki Batı Şeria'ya İsrail yargısının kademeli olarak ilhakı dayattığına işaret edilen açıklamada, ilhakın bir kez olsun durmadığı ve işgal altındaki Batı Şeria'nın büyük çoğunluğunu oluşturan ve ‘C’ olarak sınıflandırılan tüm bölgelerde, ABD’nin ve başka bir ülkenin onayı beklenmeden yavaş yavaş uygulandığı kaydedildi.
Etnik temizlik operasyonlarının yapıldığına, Filistinli vatandaşların Kudüs'ten ve C olarak sınıflandırılan tüm bölgelerden zorla yerlerinden edildiklerine ve evlerinin toplu olarak yıkıldığına dikkat çekilen açıklamada, Netanyahu’nun ABD’nin onayını beklemeden ilhak konusunda ilerlemeye devam ettiği ifade edildi. Netanyahu’nun bahsi geçen açıklama ile yerleşimcilerin, liderlerinin ve sağcı kesimin işgal altındaki Batı Şeria'yı ilhak etmekten vazgeçmeyeceği konusunda yayılmacı sömürge yerleşim birimleri lehine güvence vermeye çalıştığı kaydedilen açıklamada, ilhakı dayatmaya ve ilhakı İsrail-ABD ilişkilerinin gündemine koymaya çalışan tek kişinin Netanyahu olduğu vurgulandı.
Dışişleri Bakanlığı, Netanyahu’nun tutumunu ve ‘ilhakı herhangi bir şekilde yasallaştırmaya çalışan kötü niyetlerini’ kınarken bunu şiddetle reddetti. Bakanlık, Netanyahu’nun işgal altındaki Filistin'de yalnızca işgali, sömürgeci yerleşimi ve nefret dolu bir apartheid rejimini sürdürmeye çalıştığının altını çizdi.
Bakanlık, uluslararası toplumun Netanyahu'nun söylemlerine kanmayacağına, entrikalarına düşmeyeceğine, dünya kamuoyunun ve uluslararası liderlerin Netanyahu’nun yanıltıcı seçim kampanyasının kurbanı olmayacağına inandıklarını vurguladı.
Bakanlık son olarak açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“ABD’nin özellikle İsrail'in sahada yaptıkları, barışı sağlama şansının yanı sıra başkenti Doğu Kudüs olan, bir arada yaşanabilir, coğrafi olarak bitişik iki devletli çözüme ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması fırsatına kapıyı kalıcı olarak kapatabilecek davranışları karşısında ilhakı her çeşidiyle reddeden uluslararası tutumları yeniden açık ve dürüst bir şekilde onaylayan uluslararası tutum sergilemesi gerekmektedir.”



Kürt liderler: Suriye hükümeti ile özerk yönetim arasındaki müzakereler devam ediyor

Suriye ve Ürdün dışişleri bakanları cumartesi günü Amman'da ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Şam'daki ABD Büyükelçiliği’nin X hesabı)
Suriye ve Ürdün dışişleri bakanları cumartesi günü Amman'da ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Şam'daki ABD Büyükelçiliği’nin X hesabı)
TT

Kürt liderler: Suriye hükümeti ile özerk yönetim arasındaki müzakereler devam ediyor

Suriye ve Ürdün dışişleri bakanları cumartesi günü Amman'da ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Şam'daki ABD Büyükelçiliği’nin X hesabı)
Suriye ve Ürdün dışişleri bakanları cumartesi günü Amman'da ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Şam'daki ABD Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Suriye hükümeti ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi arasındaki müzakerelerin çöktüğünü reddeden Kürt liderler, egemenlik ve ulusal konularda mevcut mutabakatların varlığını vurgulayarak, Esed rejiminin yıkılmasından bu yana ilk kez geçtiğimiz haziran ayı başında ve bu ayın 9'unda gerçekleştirilen doğrudan görüşmelerin ardından farklılıkların ve çözüm bekleyen konuların aşılması için diyalog ve görüşmelerin yoğunlaştırılması çağrısında bulundu.

Bu açıklamalar, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi arasında cumartesi günü Ürdün'ün başkenti Amman'da yapılan görüşmenin ardından geldi. İki taraf entegrasyon sürecini, Suriye'deki mevcut durumu ve sükûnet ve istikrarın yeniden tesis edilmesi için tüm tarafların acil adımlar atması gerektiğini ele aldı. Kürt kaynaklar, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani'nin de toplantıya katılacağını öne sürdü.

ABD'nin Şam Büyükelçiliği X hesabından yaptığı açıklamada, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın Mazlum Abdi ile Suriye'deki gelişmeleri ve ülkede sükûnet ve istikrarın yeniden tesis edilmesinin yollarını görüştüğünü duyurdu.

Büyükelçilikten yapılan açıklamaya göre Barrack ve SDG lideri, kimseyi dışlamayan birleşik bir Suriye devletine entegre olmak için atılacak pratik adımları ele aldı ve her iki taraf da ‘birlik zamanının geldiği’ konusunda mutabık kaldı.

xcdvfghyj
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin Suriye hükümetiyle diyalog heyeti başkanı Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)

Şam'da yetkililerle müzakerelerde bulunan Özerk Yönetim heyetinin başkanı Fevze Yusuf Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Uluslararası arabulucular ve Suriye hükümeti bizden taviz vermemizi istiyor. Ancak bölgelerimizdeki bileşenlere tek bir dil, tek bir bayrak ya da tek bir kültür dayatılmasına izin vermeyeceğiz. Biz bileşenler olarak tüm halkların ve mezheplerin haklarını garanti altına alan çoğulcu ve ademi merkeziyetçi bir Suriye inşa etmeye hazırız” ifadelerini kullandı.

Kurulduğu 2014 yılından bu yana özerk yönetimi yöneten en önemli siyasi partilerden biri olan Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Eş Başkanı, hükümetin vizyonunun özerk yönetimin kurumlarını feshetmek ve siyasi niteliğini iptal etmek üzerine kurulu olduğunu açıkladı. Fevze Yusuf, “Özerk yönetim anlaşmanın uygulanmasının önünde bir engel değil, aksine devleti güçlendirecek ve bütünleştirecek güçlü bir dayanak” dedi.

vfgthy
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tarafından Haseke şehrinin girişine yapılan tasarım (Şarku’l Avsat)

Fevze Yusuf, ‘entegrasyon süreci’ kavramına odaklanan ikinci bir ihtilaf noktasına işaret ederek şunları söyledi: “Her iki tarafın da entegrasyon konusunda farklı bir anlayışı var. Bu noktada, toplantı ve diyalogla bu hususun ele alınması ve anlaşmanın geri kalan hükümlerinin açıklanması gerekiyor.”

10 Mart anlaşması SDG'nin ve sivil kurumlarının bu yılın sonuna kadar Suriye ordusuna ve devlet birimlerine entegre edilmesini öngörüyor. Anlaşma, Irak ve Türkiye ile tüm sınır kapılarının ve Kamışlı Uluslararası Havaalanı'nın yanı sıra kuzeydoğudaki petrol sahaları ve elektrik santralinin hükümetin kontrolüne geçmesini amaçlıyor, ancak bu yerler halen SDG tarafından yönetiliyor.

Fevze Yusuf, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgesinin bileşenlerinin ‘farklı dilleri, kültürleri ve kimlikleriyle geleceğin Suriye'sine katılacaklarını’ belirtti. “Anayasal haklarımızı alamazsak bize dayatılan hiçbir koşulu kabul etmeyeceğiz” diyen Fevze Yusuf, Suveyda vilayetinde ve ülkenin güneyinde kötüleşen durumdan hükümeti sorumlu tuttu ve bunun nedenini ‘merkeziyetçi zihniyete’ bağladı.

ABD ve Fransa'nın çabalarına rağmen Suriye Cumhurbaşkanı'nın SDG lideri ile yaptığı anlaşmanın uygulanmasındaki gecikmeyle ilgili olarak Kürt lider, geçiş hükümetinin önceki anlaşmalara uymamasının iki taraf arasında bir anlaşmazlık noktası olduğunu vurguladı. Fevze Yusuf, “10 Mart anlaşması anayasa taslağında yer almayan hükümler içeriyordu ki bu da hükümetin özerk yönetim ve askeri güçleriyle ilgili niyetleri konusunda ciddi şüpheler uyandırıyor” dedi.

Mazlum Abdi bu ayın 14'ünde bir Alman gazetesine verdiği röportajda, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile varılan anlaşmanın uygulanması halinde güçlerinin silah bırakmasına gerek kalmayacağını ifade etti ve mart ayında varılan anlaşmanın tamamına bağlı olduklarını yineledi. Abdi, “Anlaşmanın şartlarının uygulanmasının SDG'yi Suriye ordusunun bir parçası haline getireceğine inanıyoruz. Bu nedenle şimdi ya da gelecekte silahsızlandırılmamıza gerek yok” ifadelerini kullandı.

sdfrgty
Özerk Yönetim Dış İlişkiler Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)

Özerk Yönetim Dış İlişkiler Başkanı İlham Ahmed ise hükümet ile SDG arasındaki müzakerelerin çöktüğü iddialarını yalanlayarak, ulusal konularda mevcut mutabakatların bulunduğunu, farklılıkların giderilmesi için toplantı ve diyalogların yoğunlaştırılması gerektiğini ifade etti.

Özerk yönetim bölgelerindeki askeri kurumların ve sivil yönetim yapılarının entegrasyonunun müzakerelerin önündeki en zor konulardan biri olduğunu belirten Ahmed şunları söyledi: “Müzakereler çökmedi. Suriyeliler yıllardır birbirleriyle diyalog kurmadıkları için bazı toplantılarda anlaşmazlıklar ve yanlış anlamalar olması normal.”

İlham Ahmed, Suriye güvenli bir ortama kavuşana kadar bu görüşmelerin devam etmesi çağrısında bulundu. Ahmed, 9 Temmuz'da Şam'da yapılan ve hükümet bakanları, yönetim yetkilileri ve SDG liderinin katıldığı toplantıya ilişkin olarak şu ifadeleri kullandı: “Yetkililer olumlu göstergeler ve her iki tarafta da gerçek bir istek gördüklerini söyledi. Toprak bütünlüğü ve devletin birliği gibi genel ulusal konularda görüş birliği var. Bunlar ortak zemin olarak kabul edilebilecek temel noktalar.”

Ahmed, özerk yönetimin devlet çerçevesi dışında alternatif askeri ve idari yapılar oluşturduğu yönündeki suçlamaları şiddetle reddederek, “Yerel yönetişim bağlamında adem-i merkeziyetçilik terimi bir arada yaşama durumunu ifade eder. Başka bir deyişle, bu bir yerel yönetişim biçimidir” dedi.