Cezaevindeki rapçi Yasin, İsveç'te "Yılın Sanatçısı" seçilince ortalık karıştı

Yasin'in ödül kazanması, pek çok sanatçı ve siyasetçiyi kızdırdı (YouTube/YasinTheDon)
Yasin'in ödül kazanması, pek çok sanatçı ve siyasetçiyi kızdırdı (YouTube/YasinTheDon)
TT

Cezaevindeki rapçi Yasin, İsveç'te "Yılın Sanatçısı" seçilince ortalık karıştı

Yasin'in ödül kazanması, pek çok sanatçı ve siyasetçiyi kızdırdı (YouTube/YasinTheDon)
Yasin'in ödül kazanması, pek çok sanatçı ve siyasetçiyi kızdırdı (YouTube/YasinTheDon)

Kamu yayıncılarından İsveç Radyosu, Yılın Sanatçısı ödülünü Yasin Byn veya Yasin olarak da bilinen Somali kökenli Yasin Abdullahi Mahamoud'a verince İskandinav ülkesinde tartışma başladı. 
Bir kaçırılma olayına karıştığı için sene başından bu yana hapiste tutulan 23 yaşındaki rapçinin ödüllendirilmesi, sert eleştirilere neden oldu. 
Yasin, geçen sene başında da cinayet şüphesiyle üç ay hapis yatmış, soruşturmanın kapatılmasıyla birlikte 2020 martında serbest bırakılmıştı. 
Genç rapçinin Stockholm civarındaki Rinkeby bölgesi merkezli Shottaz çetesiyle ilişkili olduğu iddia ediliyor. 
Ödülünü almaya dahi gelemeyen birine kamu yayıncısı tarafından ödül sunulmasının topluma ne kadar doğru bir mesaj verdiği, siyasiler ve sanatçılar tarafından sorgulandı.
Şarkıcı ve besteci Thomas Di Leva, Twitter'da "Bazı bankaları soymayı düşünüyorum, belki de bu sayede seneye Yılın Sanatçısı ödülünü kazanabilirim" ifadesini kullandı.

İran doğumlu parlamenter Hanif Bali de aynı platformu kullanarak esprili bir dille eleştiride bulundu: 
"Yasin'in İskandinav Direniş Hareketi (NMR) tarafından Yılın Nazisi ödülüne aday gösterildiği doğru mu? Sanatçıyla eserini ayırmak lazım. Shottaz son 30 yılda İsveç'in Nazi hareketinde daha fazla esmer öldürdü. Bu, sanatçının etnik kökeninden bağımsız olarak NMR'nin gözardı edemeyeceği bir iş."

İsveç Sendikalar Konfederasyonu'ndan Torbjörn Hållö'ysa ödülü verenleri ikiyüzlülükle suçladı:
"Yasin, Södermalm'da (Stockholm'un zengin bölgesi) yaşayıp İsveç Radyosu'nun yöneticilerini ve onların ailelerini terörize etseydi, tabii ki hiçbir şekilde bu ödülü alamazdı. Varoşlardaki göçmen işçilerin hayatını mahvetmeye çalıştığı için 'güçlü bir anlatı' dendi."
Sosyal Güvenlik Bakanı Ardalan Shekarabi de Hållö'nun paylaşımını alıntılayarak "Sert fakat gerçek. İşçi sınıfının güvenliği, müreffeh ve akademik orta sınıfın güvenliği kadar önemli görülmeli" dedi.

Eski Sosyal İşler Bakanı Annika Strandhäll da tepki gösteren isimler arasında. Dagens Nyheter gazetesine konuşan siyasetçi, böylesin ciddi suçlamalarla karşı karşıya olan bir ismin "varoşların sesi" olarak kutsanmasına karşı gelinmesi gerektiğini ifade etti. 
İsveç'in Spotify'da en çok dinlediği sanatçılar arasında yer alan Yasin'in bazı parçaları listelerde zirveye oynadı. 
Geçen sonbaharda İsveç'te kamu yayıncılığı yapan bir başka kuruluş olan televizyon kanalı SVT'ye verdiği röportajda kendini savunan Yasin, kanunsuz işleri arkasında bıraktığını ifade etmişti.

Independent Türkçe, Sputnik International



Yaklaşık bin İsrailli İran adına casusluk yapıyor

İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
TT

Yaklaşık bin İsrailli İran adına casusluk yapıyor

İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024

İsrail gazetesi Haaretz dün, çoğu Yahudi yaklaşık bin İsrail vatandaşının para karşılığı İran adına casusluk yapmayı kabul ettiğini ortaya çıkardı.

Şimdiye kadar tutuklanan casusların çoğunun güvenlik sırlarına erişimi olmamasına ve verdikleri zararın nispeten sınırlı olmasına rağmen, İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet (Şabak) halen endişeli.

İsrailli güvenlik uzmanı Yossi Melman'a göre istihbarat servislerinin yetkilileri başlangıçta ‘düşmanla iş birliği yapanların’ toplumun uç kesimlerinden olduğunu düşünüyordu, ancak son zamanlarda ‘sıradan ve ana akımdan’ olarak tanımlanabilecek çok sayıda İsraillinin İran'la savaş sırasında bile İranlılarla temas kurmaya başladığı anlaşıldı.

Şabak ve Adalet Bakanlığı verilerine göre sadece geçtiğimiz yıl, İran adına casusluk yapmayı kabul eden İsraillilerin karıştığı 25'ten fazla olay ortaya çıkarıldı ve 35'ten fazla ciddi iddianame hazırlandı.

Pratikte casusluk vakalarının sayısı 7 Ekim 2023'ten bu yana iki katına çıkarken yaklaşık bin İsrailli, çoğunlukla sosyal ağlar aracılığıyla İran’ın casusluk servisleri tarafından temasa geçirildi.

Şimdiye kadar İran adına casusluk yaptığı suçlamasıyla sadece bir kişi hüküm giydi. Aşkelonlu eski bir iş adamı olan 72 yaşındaki Moti Mamman 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Olaya karışanların geri kalanları ise halen yargılanmayı bekliyor. Bazıları ya İran tarafından gelen iletişim girişimlerini görmezden geldi ya da reddetti, bazıları ise yanıt verdi. Buna karşın Şabak müfettişleri bu kişileri erkenden tespit edip devam etmemeleri konusunda uyardı.

Öte yandan Haaretz’e göre bu kişilerin çok azı para ile kandırıldıktan sonra kendilerine verilen görevleri yerine getirdi.

Haaretz'in haberine göre Şabak, yaklaşık iki yıldır İranlı istihbarat servisleriyle irtibata geçmeyi kabul eden yüzlerce İsraillinin yanı sıra onlarla iş birliği yapmayı ve devlete ihanet etmeyi kabul edenleri de engellemek için mücadele ediyor. Şabak, şüphelileri engelleme ve tutuklama konusunda başarılı olsa da İsraillileri İran adına casusluk yapmaktan caydırma konusunda başarısız oldu. İşte bu nedenle Şabak ve Başbakanlık Ulusal Enformasyon Servisi, ‘Kolay Para, Yüksek Fiyat’ başlıklı daha önce eşi ve benzeri görülmemiş ve istisnai bir ulusal propaganda kampanyası başlatmaya karar verdi.

Kampanya, bir asker hakkında başka bir ülkenin ajanıyla irtibat kurma ve düşmana bilgi sağlama suçlarından dava açılmasından bir gün sonra başlatıldı. Söz konusu asker, önceden bilgi sahibi olarak savaş sırasında İranlı kuruluşlarla bağlantı kurmuş ve bir miktar para karşılığında roketleri engelleme, Demir Kubbe bataryaları ve İran roketlerinin iniş yerleri hakkında bilgi aktarmıştı.

Melman'a göre İran'ın İsrail vatandaşlarını kendi adına casusluk yapmak üzere işe alması, son yıllarda endişe verici bir şekilde genişlemiş, muvazzaf ve yedek askerler de dahil olmak üzere çeşitli dini, etnik ve yaş gruplarından İsrail toplumunun geniş kesimlerini kapsar hale geldi.

Melman, İsrail tarihinde Sovyetler Birliği lehine ideolojik olarak motive edilen önceki casusluk vakalarından farklı olarak, olaya karışanların çoğunun ortak paydasının işin maddi karşılığı olduğunu söyledi. Bu değişimin İsrail toplumundaki değerler krizini ve toplumsal dayanışmadaki çöküşü yansıttığını belirten Melman, bu durumun yetkilileri ‘Kolay Para, Yüksek Fiyat’ başlıklı bir medya farkındalık kampanyası başlatmaya ittiğini söyledi.

Devlete ve kurumlarına karşı artan güvensizlik duygusunun ve caydırıcılık eksikliğinin bu olgunun daha da şiddetlenmesine katkıda bulunduğunu ifade eden Melman, bu durumu temel toplumsal değerlere bağlılığın azaldığının tehlikeli bir göstergesi olarak nitelendirdi.