Suriye’de koronavirüs: Şam alarm veriyor, İdlib kamplarında tedbirler artırılıyor

Haseke’deki Waşokani kampına deterjan dağıtıldı (Şarku’l Avsat)
Haseke’deki Waşokani kampına deterjan dağıtıldı (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye’de koronavirüs: Şam alarm veriyor, İdlib kamplarında tedbirler artırılıyor

Haseke’deki Waşokani kampına deterjan dağıtıldı (Şarku’l Avsat)
Haseke’deki Waşokani kampına deterjan dağıtıldı (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin başkenti Şam'da üst üste iki haftadır yeni tip koronavirüs (Kovid-19)  vaka sayısında gözlemlenen artış devam ediyor. Şam Hastanesi Müdürü Ahmed Abbas, bu ayın ortasından itibaren yoğun bakım odalarındaki doluluk oranının yüzde 100’e ulaştığını belirterek, pozitif vakaların yüzde 200 arttığını söyledi. Abbas konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada, mevcut durumun zor olduğunu ifade ederek, tedbir alınması çağrısında bulundu.
Suriye Sağlık Bakanlığı, ülke genelindeki vaka sayısının 17 bin 500’e ulaştığını ölü sayısının ise bin 175 olduğunu bildirdi. Virüsten kurtulanların sayısı ise yaklaşık 12 bin. Mart ayının başından bu yana vaka sayılarında artışın yaşandığı Suriye’nin başkenti Şam’da bir dizi önlem alındı. Abbas, virüsten etkilen en tehlikeli yaş grubunun 55 yaş üstü olduğunu vurguladı.
Koronavirüs hastaları için ayrılmış 127 yataktan 117’sinin kullanıldığı ve ülke genelinde vaka sayısında en üst noktada bulunan Şam’da 3 bin 500 vaka bulunuyor. 2 bin 621 vakanın bulunduğu Lazkiye’yi, 2 bin 385 vaka ile Halep takip ediyor. Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Tevfik Hassaba ayın 18’inde yaptığı açıklamada, salgında yakın zamanda zirveye ulaşabileceklerini ifade ederek, artan vakaların önüne geçmek adına vatandaşları sosyal mesafe kurallarını uymaya ve maske takmaya davet etti.
Çok sayıda vaka ve ölümün kaydedildiği Kamışlı’da da sağlık sorunları yaşanıyor. Özerk Yönetime bağlık Sağlık Kurumu 103 yeni vaka ve iki ölümün gerçekleştiğini duyurdu. Toplamda bin 274 kişinin iyileştiği bölgede, 358 kişi hayatını kaybederken 9 bin 221 vaka bulunuyor.
Konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a konuşan Sağlık Dairesi Başkanı Dr. Civan Mustafa, koronavirüs vaka ve ölü sayısında artış yaşandığını belirterek, vatandaşlara tedbirlere uyma, sosyal mesafeyi koruma ve maske kullanamaya davet etti. Mustafa, virüs için gerekli önlemlerin nasıl alınacağı konusunun yetkililerle toplantı yapıldığını da vurguladı.
Bu bağlamda Kürt Kızılayı farkındalığı arttırmak adına maske takmanın önemi konusunda bir kampanya başlatarak, Rakka Hastanesi, er Reşid ve eş Şedade kliniklerinde 7 bin 200 adet yıkanabilir maske dağıttı. Dr. Mustafa açıklamasında,  ameliyathane ve tecrit merkezlerinin her bölgede bulunan yardım ve acil durum merkezleri ile 24 saat boyunca hizmet verdiğine işaret ederek, salgın riskini azaltmak adına koronavirüs bulaştığından şüphe edilen herkesle iletişim halinde olduklarını bu durumun da Kuzey ve Doğu Suriye’deki riski azalttığını kaydetti.
Suriye’de muhalif grupların elinde olan İdlib’te, eğitim ve öğretim başlarken öğrenciler kendi önlemlerini alıyor. Eğitimciler, güvenli içme suyunun yanı sıra, savaşa maruz kalmış bölgede kamuya açık düzgün tesislerin yanı sıra virüs yayılmasını sınırlamak adına maske ve sterilizasyon malzemelerinin bulunmamasından şikayet ediyor.
Suriye'de salgının patlak vermesinden bu yana yaklaşık bir milyon 200 bin yerinden edilmiş Suriyelinin bulunduğu muhalif bölgelerde 26 gündür vaka kaydedilmedi. Toplamda 637 kişinin öldüğü 21 bin 260 vakanın bulunduğu Halep kırsalı ve İdlib’te devam eden çatışmalar sonucunda sağlık alt yapısı büyük zarar gördü. Rejim ve Rus savaş uçaklarının şiddetli bombardımanları sonucu birçok hastane ve tıp merkezi hizmet dışı kaldı.
Suriye Müdahale Koordinatörlüğü Ekip Lideri Muhammed Hallac Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, kamp sakinlerini çadırlardaki aşırı kalabalık, soğuk hava ve yağmur nedeniyle kişisel hijyene uymaya davet etti. Nüfus yoğunluğu sebebiyle ihtiyaçların arttığını belirten Hallac açıklamasında,  virüs riski olan bir milyondan fazla insana ev sahipliği yapan yaklaşık bin 200 kampın olduğunu bildirdi.
 



İki buçuk yıllık aradan sonra Irak-Türkiye boru hattında petrol akışı yeniden başladı

 Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) Duhok vilayetine bağlı Zaho ilçesinden geçen Irak-Türkiye boru hattı (Reuters)
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) Duhok vilayetine bağlı Zaho ilçesinden geçen Irak-Türkiye boru hattı (Reuters)
TT

İki buçuk yıllık aradan sonra Irak-Türkiye boru hattında petrol akışı yeniden başladı

 Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) Duhok vilayetine bağlı Zaho ilçesinden geçen Irak-Türkiye boru hattı (Reuters)
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) Duhok vilayetine bağlı Zaho ilçesinden geçen Irak-Türkiye boru hattı (Reuters)

Irak Petrol Bakanlığı'na göre boru hattının kapatılmasına neden olan çıkmazı aşmak için geçici bir anlaşma sağlanmasının ardından, Irak'ın kuzeyindeki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nden (IKBY) Türkiye'ye ham petrol akışı iki buçuk yıl aradan sonra bugün yeniden başladı.

Bakanlığın açıklamasına göre petrol pompalaması bugün yerel saatle 06:00'da başladı.

Bakanlık, ‘operasyonların hızlı ve tamamen sorunsuz bir şekilde başladığını, herhangi bir teknik sorun yaşanmadığını’ belirtti.

Şarku'l Avsat'ın Rudaw'dan aktardığına göre Irak Petrol Bakanı Hayan Abdulgani dün yaptığı açıklamada, Irak federal hükümeti, IKBY ve bölgede faaliyet gösteren yabancı petrol üreticileri arasında varılan anlaşma ile Türkiye'nin Ceyhan Limanı’na günde 180 bin ila 190 bin varil petrol akışının sağlanacağını bildirdi.

OPEC+'nın pazar payını artırmak için üretimi artırdığı bir dönemde ABD, küresel piyasalara günlük 230 bin varil ham petrol akışını geri getirmesi beklenen Kerkük-Ceyhan boru hattının yeniden açılması için baskı yapmıştı.

Irak, OPEC'in en büyük ikinci petrol üreticisi olup, güney limanlarından günde yaklaşık 3,4 milyon varil petrol ihraç ediyor.

Geçtiğimiz çarşamba günü üzerinde anlaşmaya varılan ön plana göre IKBY, devletin sahip olduğu Irak Petrol Pazarlama Şirketi'ne (SOMO) günde en az 230 bin varil petrol teslim etmeyi taahhüt ederken, günde 50 bin varili iç kullanım için ayırması gerekiyor.

Bağımsız bir tüccar, SOMO'nun resmi fiyatlarını kullanarak Türkiye'nin Ceyhan Limanı’ndan yapılan satışları yönetecek.

Yetkililer, satılan her varilden 16 doların bir garanti hesabına aktarılacağını ve üreticilere orantılı olarak dağıtılacağını, gelirlerin geri kalanının ise SOMO’ya aktarılacağını ifade ettiler.

Üretici sorunları ve ödenmemiş borçlar

Anlaşmaya rağmen, bölgede faaliyet gösteren petrol üreticileriyle ilgili halen çözülmemiş sorunlar bulunuyor:

- Norveç merkezli DNO, boru hattı üzerinden ihracat yapmaya yönelik acil bir planı olmadığını, ancak yerel alıcılarının ham petrolünü bu hat üzerinden sevk edebileceğini belirtti.

- Vadesi geçmiş borçlar: DNO ve ortağı Genel Energy, IKBY'deki üreticilere olan yaklaşık 1 milyar dolarlık gecikmiş borç sorununun ele alınması gerektiğini vurguladı. Bu borcun yaklaşık 300 milyon doları DNO'ya ait.

- Borç ödeme mekanizması: Anlaşmayı imzalayan sekiz şirket ve IKBY, ihracatın yeniden başlamasından itibaren 30 gün içinde bir araya gelerek ödenmemiş borçların ödenmesi için bir mekanizma üzerinde çalışmaya karar verdi.

Boru hattının kapatılmasına ne sebep oldu?

Türkiye, Uluslararası Ticaret Odası'nın (ICC) 2014 ile 2018 yılları arasında IKBY'den izinsiz petrol ihracatı nedeniyle Irak'a yaklaşık 1,5 milyar dolar tazminat ödemesini gerektiren kararının ardından boru hattını kapattı.

Irak, Türkiye'nin federal hükümetin onayı olmadan IKBY'den ihracatı kolaylaştırıcı rolünü gerekçe göstererek 2014 yılında Paris merkezli ICC'ye tahkim davası açmıştı. Bağdat, SOMO'nun Irak petrolünü ihraç etmeye yetkili tek kuruluş olduğunu savunarak 33 milyar dolar tazminat talep etmişti.

ICC, 2018'den itibaren yapılan ihracatı kapsayan ikinci tahkim davasında henüz kararını açıklamadı.

IKBY için Irak-Türkiye boru hattı üzerinden petrol ihracatının yeniden başlaması, kamu sektörü maaşlarında gecikmelere ve temel hizmetlerde kesintilere yol açan ekonomik zorlukları hafifletecek.


PYD’den Şam mesajı: Müzakereleri yeniden başlatmaya hazırız, bir aydır Şam'dan yanıt bekliyoruz

Fotoğraf: X
Fotoğraf: X
TT

PYD’den Şam mesajı: Müzakereleri yeniden başlatmaya hazırız, bir aydır Şam'dan yanıt bekliyoruz

Fotoğraf: X
Fotoğraf: X

PYD Başkanlık Konseyi Üyesi Foza Yusuf, Şam yönetimi ile müzakere sürecini yeniden başlatmaya hazır olduklarını açıkladı. Yusuf, 10 Mart Anlaşması’nın uygulanması konusunda iradelerinin net olduğunu vurgulayarak, sürecin gecikmesinin kendilerinden kaynaklanmadığını, yaklaşık bir aydır Şam’dan yanıt beklediklerini söyledi.

Foza Yusuf, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, Şam’la yürütülen müzakerelere ilişkin şu ifadeleri kullandı:

Şam ile müzakerelere yeniden başlamaya ve 10 Mart Anlaşması’nı uygulamaya hazır olduğumuzu teyit etmek istiyoruz. Bazılarının iddia ettiği gibi bizden kaynaklanan herhangi bir yavaşlatma söz konusu değildir. Komitelerimiz her düzeyde hazırdır ve bir aydır Şam’dan yanıt bekliyoruz. Çünkü biz, Suriye’deki sorunları çözmenin en ideal yolunun diyalog ve anlayış olduğuna inanıyoruz.

Ne olmuştu?

Kuzey ve Doğru Suriye Yönetim Heyeti, Nisan 2025’te Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile Şam yönetimi arasında 10 Mart’ta imzalanan mutabakat çerçevesinde belirlenen şartların uygulanmasını görüşmek üzere Şam’a gitmişti. Heyetin ziyareti, Rojava’da yapılan üç görüşmenin ardından gerçekleşti. Bu görüşmelerin ilki 19 Mart’ta, ikincisi 12 Nisan’da düzenlenmişti.

Independent Türkçe


Suriye: Beşşar Esed hakkında gıyabi tutuklama emri çıkarıldı

Suriye Eski Devlet Başkanı Beşşar Esed (Reuters)
Suriye Eski Devlet Başkanı Beşşar Esed (Reuters)
TT

Suriye: Beşşar Esed hakkında gıyabi tutuklama emri çıkarıldı

Suriye Eski Devlet Başkanı Beşşar Esed (Reuters)
Suriye Eski Devlet Başkanı Beşşar Esed (Reuters)

Suriye'li bir yargıç, 2011 yılında Dera'da meydana gelen olaylarla ilgili suçlamalar nedeniyle Suriye eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed hakkında gıyabi tutuklama emri çıkardı.

Suriye Arap Haber Ajansı’nın (SANA) haberine göre Şam'daki yedinci soruşturma hakimi Tevfik el-Ali bugün yaptığı açıklamada, eski rejime yönelik tutuklama emrinin kasıtlı cinayet, ölüme yol açan işkence ve özgürlükten yoksun bırakma suçlamalarını içerdiğini söyledi.

Yargı kararının, Interpol aracılığıyla davayı uluslararası alanda takip etmenin önünü açtığını da ifade etti.

Yargıç, “Bu karar, 23 Kasım 2011'de Dera'da meydana gelen olayların kurbanlarının aileleri tarafından açılan dava üzerine alınmıştır” dedi.