Erdoğan, AK Parti'nin yeni MYK üyelerini belirledi: Binali Yıldırım’a yeni görev

Binali Yıldırım (Twitter)
Binali Yıldırım (Twitter)
TT

Erdoğan, AK Parti'nin yeni MYK üyelerini belirledi: Binali Yıldırım’a yeni görev

Binali Yıldırım (Twitter)
Binali Yıldırım (Twitter)

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin yeni MYK üyelerini belirledi. Bu kapsamda AK Parti Genel Başkanvekilliğine Binali Yıldırım ve Numan Kurtulmuş getirildi.
Ömer Çelik, yeniden Parti Sözcüsü seçildi.
AK Parti Merkez Yürütme Kurulu'nda, Binali Yıldırım, Numan Kurtulmuş, Ömer Çelik, Erkan Kandemir, Fatih Şahin, Hayati Yazıcı, Ali İhsan Yavuz, Hamza Dağ, Efkan Ala, Jülide Sarıeroğlu, Özlem Zengin, Mehmet Özhaseki, Nurettin Canikli, Vedat Demiröz, Mustafa Şen, Leyla Şahin Usta, Ömer İleri ve Çiğdem Karaaslan yer aldı.
AK Parti Teşkilat Başkanlığına Erkan Kandemir, Genel Sekreterliğe Fatih Şahin, Siyasi Hukuki İşler Başkanlığına Hayati Yazıcı getirildi.
MYK'de Ali İhsan Yavuz Seçim İşleri Başkanı, Hamza Dağ Tanıtım ve Medya Başkanı, Efkan Ala Dış İlişkiler Başkanı olarak görev yapacak.
Sosyal Politikalar Başkanı Jülide Sarıeroğlu, Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı Özlem Zengin, Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki oldu.
İnsan Hakları Başkanlığına Leyla Şahin Usta, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığına Ömer İleri, Çevre, Şehir ve Kültür Başkanlığına Çiğdem Karaaslan getirildi.
Nurettin Canikli Ekonomi İşleri Başkanı, Vedat Demiröz Mali ve İdari İşler Başkanı, Mustafa Şen Ar-Ge Başkanı oldu.
Söz konusu listeyi açıklayan AK Parti Sözcüsü Çelik, "Önümüzdeki dönemde 2023-2024 seçimleriyle ilgili olarak bu MKYK'mız partimizin en üst yönetim organı olarak içinden çıkardığı MYK'mızla birlikte bütün bu siyasi süreçleri yönetecek" dedi. 
Çelik, "Naci Bostancı Grup Başkanı olarak görevine devam ediyor. Mahir Ünal, TBMM'de Grup Başkanvekili oldu, diğer Grup Başkanvekilimiz Mustafa Elitaş oldu. Bülent Turan, Emin Akbaşoğlu ve Cahit Özkan Grup Başkanvekilimiz" bilgisini verdi.

Kabine revizyonu olacak mı?
Çelik, "Kabine revizyonu olacak mı?" şeklindeki soruya, "Bu tip durumlardaki tahminler boşa çıkar. Ne zaman, nasıl yapılacağı Genel Başkanımızın takdirindedir" yanıtını verdi.
 
Independent Türkçe



İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Hüda Rauf

İran ile ABD arasındaki müzakereler, her iki müzakereci ve arabulucu tarafın iyimser ve olumlu açıklamalarıyla ilerleyen üç turdan sonra durdu. Dördüncü turun ertelenmesi, ABD-İran arasında geçici veya kalıcı bir anlaşmaya varılma şansı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana tüm göstergeler, hem İran hem de Amerikan tarafının bir anlaşma imzalamaya hazır ve niyetli olduğuna işaret etse de, şimdilik görüşmelerin üçüncü turda durmasının -ama bu geçici ve yakında dördüncü turla devam edecek gibi görünüyor- her bir tarafın istediği şeyin teknik ayrıntılarından ibaret olmayan başka nedenleri de vardı. Nitekim Washington'daki bazı taraflar İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasından bahsederken, diğerleri ise sıfır zenginleştirmeden bahsediyor ve İran her ikisini de reddediyor.

Trump yönetiminin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff, Tahran'ın uranyumu yüzde 3.67 oranında zenginleştirme hakkı olduğunu söylese de, ertesi gün İran'ın uranyum zenginleştirmemesi gerektiğini açıkladı. Ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın uranyum zenginleştiren tek nükleer olmayan ülke olmak istediğini söyledi.

Öte yandan İran'ın yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme imkânına sahip olması durumunda bu oranın barışçıl amaçlarla uyumlu olmadığı belirtiliyor. Zira birkaç hafta içinde yüzde 20, sonra yüzde 60 ve en sonunda da yüzde 90 zenginleştirme oranına ulaşabilir ki bu da silah üretmek için gereken oran.

Her iki taraftan gelen belirsiz açıklamalara rağmen İran ve Washington'un çok yakında bir anlaşmaya varma noktasında olduğu kesin. Ancak görüşmelerdeki duraklamanın bölgesel bir başka gelişmeyle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. İran'da Recai Limanı’nda ağır kayıplara yol açan ve etkileri halen devam eden bir patlama meydana gelirken, Husilerin İsrail hedeflerine yönelik saldırısı gerçekleşti. Husilere ait bir insansız hava aracı İsrail'deki enerji merkezini çevreleyen köprünün yakınına düşerek geniş çaplı bir hasara yol açtı. İsrail güvenlik birimlerinin yaptığı değerlendirmelerde, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yeni tip bir füze fırlattığı belirtiliyor. Saldırı üzerine İsrail, İran’ı hedef alma ve eleştirme bahanesi bulma fırsatını kaçırmayarak, Tahran’ı Husi saldırısının arkasında olmakla suçladı.

İran'ın yıllardır Husilere askeri, mali ve lojistik destek sağladığı biliniyor. Ancak İsrail, bu olayı İran'ı eleştirmek ve Washington ile yürüttüğü müzakereler kapsamında ona baskı yapmak için kullandı. Öte yandan İran da Husi saldırılarını, Washington'u Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmaları için Husileri etkileme gücüne sahip olduğuna ikna etmek amacıyla kullanıyor ve bu, İran'ın bilinen meseleleri birbirine bağlama politikasıyla örtüşüyor.

Daha sonra üçüncü tur görüşmelerin ardından müzakereler durdu, ama dördüncü tur görüşmeler yakın. Trump da Husiler ile Kızıldeniz'de ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulması ve ABD’nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırılarının durması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Bilhassa saldırılardan zarar gören Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz'e kıyısı olan bölge ülkeleri olduğu için, iki taraf arasındaki saldırıların durması, bölgede sükunetin sağlanması ve gerginliğin azalması için olumlu bir gösterge. Suudi Arabistan, Yemen'de gerginliğin azaltılması ve Yemen krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesi amacıyla bu anlaşmaya mutlaka destek verecektir. Ancak anlaşma diğer yandan, Trump'ın övünebileceği herhangi bir başarı elde etmek isteyen Washington'a baskı yaparak, İran ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda birbirlerini nasıl kullandıklarını da ortaya koydu.

Kaldı ki Washington ile Husiler arasındaki anlaşmaya ilişkin soru işaretleri de gündemde; anlaşma Trump'ın bölge ziyareti bitene kadar geçici mi olacak, yoksa devam mı edecek? Yemenli isyancılar sadece İsrail gemilerine saldırmaya devam ederse ne olacak? Bu durum İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durmasına yol açacak mı? Tüm bunlar önümüzdeki ziyaretten sonra cevapları daha da netleşebilecek sorular.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran, İsrail ve Husiler, mevcut süreçte çıkarlarını korumak için Amerikan rolünü kullanmayı, ondan faydalanmayı başardılar. Ancak gelişmeler henüz şekillenme aşamasında ve bunların kısa sürede çökecek geçici düzenlemelerle mi yoksa daha uzun süre devam edecek düzenlemelerle mi sonuçlanacağı belirsiz.