Cezayir’deki terör mağdurları, ‘haklarını talep etmek için’ gösteri düzenledi

Başkent Cezayir’de geçen salı günü düzenlenen eylemlerden bir görüntü (AFP)
Başkent Cezayir’de geçen salı günü düzenlenen eylemlerden bir görüntü (AFP)
TT

Cezayir’deki terör mağdurları, ‘haklarını talep etmek için’ gösteri düzenledi

Başkent Cezayir’de geçen salı günü düzenlenen eylemlerden bir görüntü (AFP)
Başkent Cezayir’de geçen salı günü düzenlenen eylemlerden bir görüntü (AFP)

1990’lı yıllarda meydana gelen ve hükümete göre 150 bin kişinin hayatını kaybettiği terör olaylarının dehşetine son vermek için çok sayıda Cezayirli, sosyal medya hesaplarında ‘Mansinach’ (Unutmadık) hashtagı kullandı. Resmi olmayan kaynaklar ölü sayısının 60 bini aşmadığını belirtiyor. Hashtag, başkent ve büyük şehirlerin yanı sıra özellikle izole kırsal alanlarda, militan gruplar tarafından işlenen katliamların ve bireysel suikastların anılarının hala korunduğunu vurgulamak için binlerce terör kurbanının çığlığı olarak kabul ediliyor. Bu ‘unutkanlık karşıtı’ çabanın sahipleri, yetkilileri her yıl 22 Mart’ı ‘terör mağdurları için ulusal bir gün’ olarak ilan etmeye çağırıyor.
Geçen salı akşamı çok sayıda kurban, başkentteki Merkez Postane Meydanı’nda toplanarak, ‘aşırılık yanlısı gruplara karşı direnişin ilk saflarında yer aldıkları’ gerekçesiyle Mücahitler ve Hak Sahipleri Bakanlığı’na dahil edilmeleri çağrısı yaptı. Onlara göre durumları, kurtuluş devrimi (1954- 1962) sırasında Fransız sömürgeciliği ile savaşan mücahitlere benziyor.
Eylemciler, Başbakan Abdulaziz Cerad ile görüşmek için hükümet sarayına doğru yürümeye çalıştı. Ancak bölgede görevlendirilen güvenlik güçleri onları engelledi. Bu durum ise eylemcilerin protesto düzeyini artırdı.
Eylemcilerin çoğunluğunu, 1998 yılında Ramazan ayında bir terör saldırısına tanık olan başkentin güneyindeki Sidi Hammad kasabası sakinleri oluşturdu. Saldırıda, 100 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı ve birçoğu sakat kaldı. Hükümet, gazilere yerel para cinsinden aylık 150 dolar (30 bin Cezayir dinarı) yardım veriyor. Sidi Hammad’a düzenlenen terör saldırısı sırasında bir patlama sonucunda gözünü kaybeden Süleyman Amor (50’li yaşlarında) Şarku’l Avsat’a şu açıklamalarda bulundu: “Dayanışma Bakanlığı’nın bize verdiği aylık gelir çok düşük. İhtiyaçlarıma ve ilaçlarıma harcamalarıma yetmiyor. Bununla aileme nasıl bakabilirim? Yetkililer, bu yardımı gözden geçirmeli. Bu miktar, utanç verici.”
Terör mağdurlarının çoğu, ellerinde başkentin dış mahallelerinde düzenlenen saldırılarda öldürülmüş yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. 1995- 1997 yılları arasında Bentalha köyünde 200 kişi, er-Rayis kasabasında 300, Beni Messus kasabasında 100 ve batıdaki Relizane köyünde bin kişi hayatını kaybetti. Aynı şekilde 1993 sonbaharında ‘Silahlı Cihat için İslam Cephe’ye mensup bir militan tarafından öldürülen gazeteci İsmail Yafsah da dahil olmak üzere, işyerlerinin önünde veya evlerinin yakınında öldürülen aydın ve gazetecilerin fotoğrafları yayınlandı. Örgüt, İslami bir devletin kurulmasına düşman olan ‘laik’ aydınlara suikast düzenlemekte uzmanlaşmıştı. Radikalizm yanlısı gruplar, 1993- 1999 yılları arasında 110’dan fazla gazeteci ve medya çalışanına suikast düzenledi. Kliniğinde suikasta kurban giden ünlü Doktor Hadi Felisi’nin eşi Fatıma Zehra Felisi başkanlığındaki ‘Terör Mağdurları Derneği’ üyeleri, teröristlerin devlet yardımlarından fayda sağlamasına yönelik memnuniyetsizliklerini dile getirdi. Üyeler, devletin ‘pişmanlık duyan’ radikalizm yanlılarına yaptığı yardımlara atıfta bulundu. Söz konusu radikalizm yanlıları, hükümetin silah dilini susturmak için çıkardığı üç yasa çerçevesinde terörün kalelerini terk ettiler. Bu yasalar, ‘Merhamet Yasası (1995)’, ‘Sivil Uyum Yasası (1999)’ ve ‘Ulusal Uzlaşma Yasası (2006)’ olarak biliniyor.
Öte yandan İslami Kurtuluş Cephesi unsurları, hükümetten bir kuruş bile almadıklarını açıkladı. Eski liderlerinden Medeni Mazrak, gazetecilere yaptığı eski tarihli bir açıklamasında, 1997’de istihbarat servisleriyle yapılan ve ünlü ‘ateşkese’ ulaşılan görüşmelerin, örgüt üyelerinin çeşitli işlerine yeniden entegrasyonunu da içerdiğini belirtti. Mazrak’a göre görüşmelerde, seçimlere aday olma ve partilere katılma gibi sivil ve siyasi haklardan yararlanmalarını sağlama meseleleri de ele alındı. Mazrak, hükümetin vaatlerini yerine getirmediğini de vurguladı.
Diğer taraftan Cezayir medya organları, 24 Mart’ta Fransa’nın Cezayir ile ‘karşılıklı iade’ anlaşmasını resmen onayladığını doğruladı. Fransa Resmi Gazetesi’nin son sayısında kararın onaylandığına dikkat çekildi. Gazeteye göre anlaşma, iki ülkenin yargı anlaşmalarının ‘modernizasyonu’ çerçevesinde imzalandı.



İsrail ordusu, Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınına ve Genelkurmay karargahına hava saldırısı düzenledi

TT

İsrail ordusu, Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınına ve Genelkurmay karargahına hava saldırısı düzenledi

İsrail bugün Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı karargahına hava saldırısı düzenledi. (Reuters)
İsrail bugün Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı karargahına hava saldırısı düzenledi. (Reuters)

Bu sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki Suveyda kentinde Suriye hükümet güçleri ile yerel Dürzi militanlar arasındaki çatışmalar yeniden başlarken, İsrail dünden bu yana Suriye'nin güneyindeki Suveyda ve Dera ile sınırlı tuttuğu saldırılarını bugün Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesini de kapsayacak şekilde genişletti. Duruma müdahalesini arttıran İsrail, başkent Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Genelkurmay Başkanlığı karargâhı yakınlarına art arda saldırılar düzenledi.

Saldırılar, Suriye hükümetinin, hükümet güçlerinin kentin kontrolünü ele geçirmesinden bir gün sonra Suveyda'da çatışmaların yeniden başladığını açıkladığı sırada gerçekleşti. Suriye resmi haber ajansı SANA, Savunma Bakanlığı'nın bugün yaptığı açıklamada, ‘yasadışı’ grupların Suveyda'daki ulusal hastaneyi ordu ve iç güvenlik güçlerine karşı operasyonları için bir merkez olarak kullandıklarını ifade ettiğini aktardı.

Savunma Bakanlığı Medya ve İletişim Dairesi, silahlı gruplara mensup çok sayıda keskin nişancının hastanenin çatılarında konuşlandığını ve hükümet güçlerini yoğun bir şekilde hedef aldığını bildirdi. Medya ve İletişim Dairesi tarafından yapılan açıklamada, “Hastane ve çevresinin temizlenmesi ve Sağlık ve Acil Durum bakanlıkları yetkililerinin hastaneye girmesine izin verilmesi için defalarca çağrı yaptık, ancak şu ana kadar herhangi bir yanıt alamadık” denildi.

cd
Suveyda'daki çatışmaların ardından ordu ve güvenlik güçleri kente konuşlandı. (EPA)

İsrail, önceki gün Suriye'nin güneyindeki Suveyda ve Dera ile sınırlı kalan saldırılarını bugün Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Genelkurmay Başkanlığı karargâhı çevresini de kapsayacak şekilde genişletti.

İsrail ordusu bugün yaptığı açıklamada, Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesinin girişini hedef aldığını ve Suriye ile sınır bölgesindeki güçlerini takviye edeceğini duyurdu. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bugün yaptığı açıklamada, ordunun Suriye ordusunun başkent Şam'daki Genelkurmay Karargahı’nın girişine saldırı düzenlediğini bildirdi. Adraee yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun ‘Suriye'deki Dürzi vatandaşlara yönelik gelişmeleri ve eylemleri izlemeye devam ettiğini’ belirterek, siyasi direktifler doğrultusunda bölgede saldırılar düzenlediklerini ve farklı senaryolara karşı tetikte olduklarını söyledi. Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesinin girişine yapılan saldırıdan birkaç saat sonra İsrail savaş uçakları, Şam'ın kalbindeki bu askeri bölgeye yeni saldırılar düzenlemek üzere geri döndü. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye'ye yönelik acı verici saldırıların başladığını söyledi. Katz, “Şam'a verilen sinyaller sona erdi ve şimdi acı verici saldırılar gelecek” dedi.

Suriye resmi haber ajansı SANA bugün Şam'da bir patlama sesi duyulduğunu bildirirken, Suriye devlet televizyonu da İsrail insansız hava araçlarının (İHA) başkent üzerinde uçtuğunu duyurdu. Suriye devlet televizyonu, İsrail'in Şam'ın merkezinde düzenlediği saldırıda iki sivilin yaralandığını bildirirken, Reuters iki Suriyeli güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde İsrail hava saldırısının başkentteki Savunma Bakanlığı'nı hedef aldığını duyurdu. Suriye medyası daha sonra Genelkurmay Başkanlığı binasında ciddi hasar meydana geldiğini bildirdi.

Gelişmeler, Suveyda'da ilan edilen ateşkesin birkaç saat sonra çökmesinin ardından geldi. Ateşkes, insanların ölümüne neden olan ve günlerce süren kanlı mezhep çatışmalarına son vermeyi amaçlıyordu.

Suriye'nin güneyinde Dürzilerin çoğunlukta olduğu vilayette patlak veren şiddet olayları, çeşitli mezhepler arasındaki ayrışmaları gün yüzüne çıkardı.

yjuı
Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda'ya giren Suriye güvenlik güçleri, 15 Temmuz 2025 (Reuters)

Suriye güvenlik güçleri pazartesi günü Dürzi militanlar ile Bedevi aşiretler arasındaki çatışmaları kontrol altına almak üzere bölgeye sevk edilmiş, ancak Dürzi militanlarla çatışmaya girmişti. İsrail pazartesi ve salı günleri hükümet güçlerine hava saldırılarıyla müdahale etti ve amacın Dürzileri korumak olduğunu söyledi.

Suriye Savunma Bakanlığı tarafından dün gece ilan edilen ateşkes kısa sürdü. Yerel bir haber sitesi olan Suveyda 24'ün haberine göre Suveyda şehri ve civar köyler günün erken saatlerinde ağır topçu ve havan topu saldırısına maruz kaldı. Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre Suriye Savunma Bakanlığı, Suveyda'daki yasadışı grupları ateşkesi ihlal etmekle suçladı. Savunma Bakanlığı kent sakinlerine evlerinde kalmaları çağrısında bulundu.

Çatışmaların başladığı pazar gününden bu yana onlarca sivil, asker ve Dürzi militan öldü. Bir kişi, evinde başından vurulan kardeşinin cesedini bir Reuters muhabirine gösterdi.

fvgthy
Suriye güvenlik güçleri mensupları Suveyda'da bir mahallede, 15 Temmuz 2025 (AFP)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün yaptığı açıklamada, Suriye hükümetini ‘Dürzileri rahat bırakması’ konusunda uyardı ve İsrail ordusunun Suriye hükümet güçleri çekilene kadar onları bombalamaya devam edeceğini vurguladı. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack dün yaptığı açıklamada, ABD'nin ‘sükûnet ve bütünleşmeye doğru ilerlemek için’ tüm taraflarla temas halinde olduğunu ifade etti.