Dünyadaki ABD Özel Kuvvetleri sayısı 2001 yılından bu yana en düşük sayıya ulaştı

Kuzeydoğu Suriye'de devriye gezen ABD kuvvetleri (AFP Arşiv)
Kuzeydoğu Suriye'de devriye gezen ABD kuvvetleri (AFP Arşiv)
TT

Dünyadaki ABD Özel Kuvvetleri sayısı 2001 yılından bu yana en düşük sayıya ulaştı

Kuzeydoğu Suriye'de devriye gezen ABD kuvvetleri (AFP Arşiv)
Kuzeydoğu Suriye'de devriye gezen ABD kuvvetleri (AFP Arşiv)

ABD Özel Kuvvetleri Komutanı General Richard Clark, dün yaptığı açıklamada, dünya çapında konuşlandırılan ABD askeri sayısının 2001 yılından bu yana en düşük seviyede olduğunu açıkladı.
AFP’nin haberine göre, General Clark, ABD Senatosu Silahlı Hizmetler Komitesi’nde gerçekleşen bir oturum sırasında, “Bugün, 62 ülkede yaklaşık 5 bin özel görevli askerimiz var” ifadelerini kullandı. Komiteye bir belge sunan Clark, bu sayının geçen yıla göre şuan yüzde 15 azaldığını, 2001 yılından beri ise en düşük seviyeye ulaştığını ifade etti.
General Clark, ABD Green Berets (Yeşil Bereliler) ve ABD Donanması Deniz, Hava ve Kara Takımları (MÜHÜR) ile Deniz Piyadeleri ve Hava Kuvvetleri birimlerini içeren ABD Özel Kuvvetlerinin, Çin ve Rusya’ya odaklanan ABD askeri stratejisine göre bölgede gerçekleşen terör eylemleri ile 20 yıllık mücadelenin ardından Asya’da konuşlanacağını bildirdi.
General, 2021 yılında çeşitli ülkelerde konuşlandırılmış ABD kuvvetlerinin yaklaşık yüzde 40’ının büyük güçlerle rekabet etmeye odaklanacağını ifade etti.
ABD, hiçbir zaman ülkelere çok sayıda özel kuvvet yerleştirmiyor. Özel kuvvetler genellikle Libya ve Somali gibi istikrarsız ülkeler arasında konuşlandırılmış durumda.
Bitmeyen savaşlara son vermek için kolları sıvayan eski ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz Aralık ayında başkanlık görevinin son zamanlarında, ABD Özel Kuvvetleri askerinin çoğunu Somali’den geri çağırdı ve askerlerin Afganistan’dan çekilmesi için bir tarih belirlemeyi kararlaştırdı.
ABD Başkanı Joe Biden göreve başladıktan sonra Suriye ve Irak dışındaki aşırılık yanlısı gruplara yönelik insansız hava aracı ile gerçekleştirilen saldırılara sınırlama getirirken, Trump, Somali ve Libya gibi ülkelerde orduya geniş bir yetki vermişti.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP