Bilim insanları: Siyah ve kahverengi saçlı insanların kel olma olasılığı daha yüksek

Bilim insanları: Siyah ve kahverengi saçlı insanların kel olma olasılığı daha yüksek
TT

Bilim insanları: Siyah ve kahverengi saçlı insanların kel olma olasılığı daha yüksek

Bilim insanları: Siyah ve kahverengi saçlı insanların kel olma olasılığı daha yüksek

Tıp dergisi JAMA Dermatology, bir grup bilim insanının yürüttüğü kahverengi ve siyah saçlı insanlar ile saç dökülmesi arasında bir bağlantı olduğuna dair çalışmanın sonuçlarını yayınladı.
Araştırmanın sonuçlarına göre, bilim insanları, siyah ve koyu kahverengi saçlı kişilerin saçkıran (alopesi areata) geliştirme olasılığının daha yüksek olduğuna ve bunun da kısmi saç dökülmesine yol açtığına inanıyor.
West Virginia Üniversitesi çalışanları yeni bir araştırmada bu sonuca vardılar.
Bu bağlamda bilim insanları, İngiltere Biobank'tan yaş ortalaması 47 olan 500 bin kişinin verilerine dayanarak, siyah ve koyu kahverengi saçlı kişilerde alopesi gelişme olasılığının çok yüksek olduğunu, kahverengi ve kızıl saçlı kişilerin ise bu hastalığa yakalanma olasılığının daha düşük olduğunu tespit etti.
Bilim insanları, açık renk saçlı kişilerin alopesi areata olma şansının daha düşük olduğunu doğruladılar.
Saçkıran ya da tıbbi adıyla alopesi areata bir kişinin saçının kısa bir süre içinde bölgesel olarak aniden dökülmesi ile karakterize bir hastalıktır. Bu hastalıkta nadiren de olsa tam kellik görülmektedir.



Tek bir psikoterapi seansı, bel ağrılarını yıllarca hafifletebilir

Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
TT

Tek bir psikoterapi seansı, bel ağrılarını yıllarca hafifletebilir

Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)

Yeni bir araştırmaya göre tek bir psikoterapi seansı, şiddetli bel ağrısı çeken kişilere yıllarca rahatlama sağlayabilir.

The Lancet Rheumatology'de yayınlanan araştırma, bilişsel fonksiyonel terapinin (cognitive functional therapy/CFT) bel ağrısını en az üç yıl boyunca hafifletebildiğini gösteriyor.

Öngörülemeyen nüksetmeler ve ağrı ataklarıyla kendini gösteren kronik bir rahatsızlık olan bel ağrısı, dünya çapında engelliliğin önde gelen nedenlerinden biri.

Dünya çapında 600 milyondan fazla kişiyi etkilese ve 2050'ye kadar yaklaşık 840 milyon kişiyi etkileyeceği tahmin edilse de çoğu tedavi yöntemi sadece düşük ila orta derecede iyileşme sağlıyor.

CFT, kronik bel ağrısının tedavisinde halihazırda ilk tercih edilen yöntem ancak faydalarının ne kadar etkili ve kalıcı olduğu henüz tam bilinmiyor.

Hastanın kronik ağrısıyla ilişkisini değiştirmeyi amaçlayan kişiselleştirilmiş bir yaklaşım olan CFT, ağrıya ve engelliliğe katkıda bulunan olumsuz bilişsel süreçleri, duyguları ve davranışları hedef alarak etki yaratıyor.

Son araştırma CFT'nin, bel ağrısından muzdarip kişilerde fiziksel aktiviteye katılımı üç yıla kadar etkili bir şekilde artırdığını gösteriyor.

Bilim insanları çalışmada Avustralya'da kronik bel ağrısı çeken yaklaşık 500 hastayı 8 seanslık normal bakım, CFT veya CFT'yle biofeedback tedavisi almak üzere rastgele gruplara ayırarak verilerini inceledi. Biofeedback tedavisi, kalp atış hızı gibi vücut fonksiyonlarını ölçmek ve hastanın bunları değiştirmesini sağlamak için sensörler kullanan bir teknik.

Normal bakım ise ağrı kesiciler, fizik tedavi veya masaj gibi, sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından hastalara önerilen herhangi bir tedaviyi ifade ediyor.

Çalışma, CFT ve CFT'yle biofeedback alan hastaların fiziksel aktiviteye katılımlarında normal bakıma göre gelişmeler olduğunu ortaya koydu.

Üç yıl sonra sadece CFT ve CFT'yle biofeedback alanlar arasındaki farkın küçük olduğu ve kayda değer olmadığı bulundu.

Araştırmaya göre CFT alan kişiler ağrıya yönelik bakış açılarını değiştirebilir, hareket kalıpları ve yaşam tarzı iyileştirmeleri yoluyla kendi kendilerini yönetebilirler.

Araştırmacılar bulgulara dayanarak CFT'nin bel ağrısı çekenler için fiziksel aktivite üzerinde uzun vadeli faydalar sağladığını ve müdahalenin yaygın olarak uygulanabilmesi halinde rahatsızlığı hafifletmek için bir fırsat sunduğunu söylüyor.

Çalışmada şu ifadeler yer alıyor: 

CFT kronik, engellilik yaratan bel ağrısından muzdarip kişilere, normal bakımdan çok daha düşük toplumsal maliyetle büyük ve sürekli iyileşmeler sağlayabilir.

Araştırmacılar, CFT'ye daha fazla erişilebilmesi ve yaygın olarak uygulanabilmesi için klinik tedavi uzmanı eğitiminin yaygınlaştırılması çağrısı yapıyor.

Independent Türkçe