Husiler, Suudi Arabistan’ın barış girişimine nasıl yaklaşıyor?

Suudi Arabistan’ın Yemen girişimine yönelik uluslararası ilgi atrarken Husilerden de olumlu işaretler geliyor.

Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir, Şarku’l Avsat ile verdiği röportajda, ülkesinin Yemen'in istikrarına ve güvenliğine olan bağlılığını vurguladı. (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir, Şarku’l Avsat ile verdiği röportajda, ülkesinin Yemen'in istikrarına ve güvenliğine olan bağlılığını vurguladı. (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
TT

Husiler, Suudi Arabistan’ın barış girişimine nasıl yaklaşıyor?

Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir, Şarku’l Avsat ile verdiği röportajda, ülkesinin Yemen'in istikrarına ve güvenliğine olan bağlılığını vurguladı. (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir, Şarku’l Avsat ile verdiği röportajda, ülkesinin Yemen'in istikrarına ve güvenliğine olan bağlılığını vurguladı. (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)

Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir, geçen Pazartesi günü ilan edilen Suudi girişimini “Yemen'de barışı sağlamak ve inşa etmek için cesur bir stratejik girişim" olarak nitelendirdi. Ayrıca girişimin, Suudi Arabistan Krallığı'nın 2011 yılından bu yana Yemen’de sürdürdüğü cesur ve stratejik girişimlerinin bir devamı niteliğinde olduğunu ve Yemen'de güvenlik ve istikrarı sağlamayı hedeflediğini ifade etti.
Şarku’l Avsat Suudi Büyükelçi’ye Suudi Arabistan’ın girişimine dair beklenen tepkilerle ilgili olası senaryoları sordu. Öte yandan, girişime yönelik uluslararası ivme ve Yemen hükümeti ile Yemen'e dost ülkeler ve hatta Husilerden gelen destekleyici olumlu işaretler dikkati çekti. Büyükelçi Cabir, “Husilerden girişime yönelik olumlu işaretler alıyoruz” dedi. Ayrıca,  Husilerin Sözcüsü Muhammed Abdusselam’ın ‘Girişim yeni bir şey getirmiyor’ sözleriyle girişimi veya ana bileşenlerini kesin bir şekilde reddetmediğine işaret ettiğini belirtti. 
Şarku’l Avsat’ın Suudi Büyükelçi ile yaptığı görüşmede Büyükelçi, ülkesinin Yemen'de güvenlik istikrarının sağlanması ve Yemen halkının çektiği acılardan kurtulması ve Arap ve Körfez çevrelerinde aktif ve olumlu bir şekilde var olmaları için her türlü çabayı göstermeye devam ettiğini vurguladı.
Riyad'ın Yemenli taraflara açıklığıyla ilgili sorulara cevaben Suudi Arabistan ve Yemen’in onlarca yıldır stratejik ilişkilere sahip olduğunu vurgulayan Büyükelçi şu ifadeleri kullandı:
“Yemen’i siyasi tarafların bağlılıklarına ve yönelimlerine bakılmaksızın milyarlarca dolarla destekledik. Ancak aynı zamanda Yemenliler arasında devletin güvenliğini ve istikrarını sağlamak için bir fikir birliği yaratmaya çalışıyoruz ve böylece ülkelerinde barışı sağlamak için tüm Yemenlilerle iletişim kuruyoruz. Siyasi diyaloga başvuruyoruz ve sorunlarını siyasi eylemle iyileştirmeye çalışıyoruz.”

Girişim hakkında
Büyükelçiye göre girişimin ilan edilmesinden önce Suudi Arabistan, Yemen hükümeti, Umman, koalisyon ülkeleri ve Yemen'de barışa ilgi duyan ülkelerin etrafını sardı ve ardından bu ülkeler girişimi memnuniyetle karşıladılar. Büyülelçi, girişimin uygulama mekanizmasının BM Yemen Temsilcisi Martin Griffiths ve ekibi tarafından geliştirileceğini belirtti.
Büyükelçi ayrıca, Husilerin İran'a bağlı olmadıklarını ve İran'ın menfaatlerinden ziyade Yemen halkının menfaatini ön planda tuttuklarını tüm dünyaya ispat etme fırsatı olduğunu vurguladı.
Cabir, "Husilerin herhangi bir geçiş dönemi veya sonraki hükümete katılımını kabul etmek bir kazanç için kabul edilebilir mi?" sorusuna cevaben şu açıklamayı yaptı:
“Yemenliler neye karar verirlerse versinler herkes onları bu konuda destekleyecektir. Yemenliler bu konuda netler. Ortaklıktan, siyasi çalışmalardan ve herkesin siyasi çalışmaya katılımından bahsediyorlar. Yemen hükümeti ve siyasi taraflarla barış hakkında konuştuğumuzda, Husilerin çatışmayı sona erdirme ve devlete dahil olmaları talebiyle karşılaştık. Bu doğal bir talep.”

Suudi Arabistan'ın Yemen'deki hedefleri

-Suudi Arabistan, çeşitli taraflar arasındaki kapsamlı Yemen müzakerelerine öncülük etmeye hazır mı?
 Hiç şüphesiz. Krallık bu adımları destekliyor ve müzakerelerin gerçekleşeceği yer de dahil olmak üzere Yemenliler neye razı olacaklarsa onu destekliyoruz. Yemenlilerin halklarının yararına, güvenlikleri uğruna, devletlerinin yeniden restorasyonu ve inşası ve mahallelerinin ve bölgelerinin güvenliği için buluşması, konuşması, tartışması ve çözüm üretmesi için çabalıyoruz.”

-Suudi Arabistan'ın Yemen'deki en önemli siyasi hedefleri neler? 
"Yemen'in güvenliği ve istikrarı, topraklarını kontrol eden bir hükümetin varlığı, Yemen topraklarının Suudi Arabistan'a saldırmak için kullanılmaması ve Bab el-Mendeb ve genel olarak bölgenin tehdit edilmesinin önlenmesi.”

-Ancak bunun için sihirli bir formül olduğunu düşünüyor musunuz?
"Sihirli bir formül yok. Yemen, son on yılın ve savaşın zorluklarına ek olarak, siyasi partilerin ilişkileriyle ilgili ve bir dizi uzun tarihsel ve ekonomik karmaşaya tanık olan bir ülke. Bu karışıklık yeni değil. Ancak Yemen'deki istikrar sürecini tüm taraflarla birlikte ilerletmek için yorulmadan çalışıyoruz ve bu büyük bir zaman ve çaba gerektiriyor.”
Suudi Büyükelçi, Suudi Arabistan’ın Yemen’deki yardımları hakkında sorulan soruya cevaben yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın Kral Selman İnsani Yardım Merkezi aracılığıyla ve kalkınma projeleri ve havalimanları ve limanların iyileştirilmesi yoluyla Yemen'deki insani yardım çalışmalarının lideri olduğunu belirtti. Suudi Arabistan’ın Yemen’in Kalkınması ve Yeniden Yapılanması Programı aracılığıyla daha fazla mal, emtia ve gıda taşıma kapasitesini artırmaya çalıştığını belirten Büyükelçi, Suudi Arabistan’ın Yemen Merkez Bankası'na verdiği büyük destek sayesinde temel malzemelerin satın alımını kolaylaştırdığını ve böylece döviz kurları veya mallar olsun fiyatlarda düşüşe gidildiğini kaydetti.

Hudeyde Limanı
Hudeyde Anlaşması'nın veya Stockholm Anlaşması’nın gerektiği gibi uygulanmamasına dikkat çekilen girişimde, Yemen’in batısındaki Kızıldeniz sahilinde yer alan valilikteki Yemen Merkez Bankası hesabındaki gelirlerin durumunun onaylanması gerektiği kaydedildi.
Büyükelçi Cabir, Hudeyde ile ilgili soruya şu ifadelerle cevap verdi:
"Hudeyde Limanı’nda olanlar Husiler tarafından anlaşmanın ihlalidir. BM'nin Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, Stockholm Anlaşması'na dayanarak bir anlaşma imzaladı. Buna göre Yemen hükümeti ve Husiler, Husilerin kontrolündeki Hudeyde Merkez Bankası hesabına petrol türevleri üzerindeki vergi ve gümrüklerin yatırılması şartıyla  istisnasız tüm gemilerin geçişine Yemen'de Araştırma ve Doğrulama Mekanizması (UNVIM) öncülüğünde ve takibi altında izin vermelidir. Yemen kanunlarına göre vergi ve gümrük uygulayabilecek tek yetkili Husiler.”
“Nitekim gemiler limana girdi ve para Husilerin kontrolündeki Merkez Bankası'na yatırıldı. Bu Yemen hükümetinin ülkedeki insani durumu iyileştirme çerçevesinde büyük bir ödün vermesidir. Ancak sadece 2 ay 10 gün sonra Husiler Yemenli sivillerin maaşlarını ödemek yerine parayı çekip savaş çabası için harcadı.”
Suudi Büyükelçi, Husilerin parayı bu şekilde elden çıkarmasını tehlikeli ve insani yardım çalışmaları için zararlı" olarak nitelendirdi. Ayrıca ülkesinin uluslararası toplumla uluslararası anlaşmaları uygulamaya koymaya çalıştığını vurgulayarak, “Aynı zamanda bu gemilerin Hudeyde Limanına girmesini ve vergilerden gelen paranın sivillerin maaşı için ödenmesini sağlamak istiyoruz” dedi.

Savaşın tarafı

-Girişime yönelik bazı eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Basında bizler krizin Yemen-Yemen şeklinde gerçekleştiğini biliyoruz. Ancak Suudi Arabistan'ın savaşa taraf olduğunu düşünen ya da söylemek isteyen taraflar var. Buna nasıl cevap verirsiniz? 
“Krallık meşru hükümeti destekliyor ve devleti yeniden kurmaya çalışıyor. Gerçek şu ki, askeri destek haricinde, Krallığın yaptığı tüm ülkeler tarafından Yemen hükümetini desteklemek için yapılıyor. Ancak İran hariç. Uluslararası toplum, Yemen hükümetini ve meşru hükümetle bağlantılı büyükelçilerini tam olarak tanıyor. Ayrıca çeşitli Yemenli taraflarla görüşüyor ve Husilere siyasi olarak ve medya yoluyla baskı yaparak onları siyasi sürece dahil olmaya çağırıyor. Uluslararası toplum 2011'den beri Yemen'e çok fazla yatırım yaptı. Körfez girişiminin ardından Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve uluslararası toplum Yemen'de bir güvenlik, barış ve istikrar durumu yaratmak için çok çalıştı.

Riyad Anlaşması
Aden'deki göstericiler 16 Mart 2021 Salı günü Yemen’in geçici başkenti Aden'deki Meaşık Başkanlık Sarayı'na baskın düzenledi. Olayın ardından 24 saat geçmeden Suudi Arabistan açıklama yaparak baskını kınadı ve Riyad Anlaşması taraflarını acil yanıt ve anlaşmada kalan noktaların uygulanmasının tamamlanması için Riyad'da toplantıya çağırdı. Her iki taraf da bu daveti memnuniyetle karşıladı.
Büyükelçi, Özellikle Aden'deki olaylardan sonra Riyad anlaşmasının geri kalan kısımlarını uygulamak için yapılan toplantılarla ilgili şunları kaydetti:
“Anlaşmanın taraflarına Riyad'a gelmeleri için resmi davette bulunduk ve ayrıca temaslarımız aracılığıyla onları davet ettik. Riyad'a vardıklarında toplantılar ve tartışmalar olacak.”

-Anlaşmada belirtilen maddeler hakkında detay verebilir misiniz? Hangi kısımlar kaldı? 
“Aslında çok fazla madde var. Ancak karmaşık değiller ve üzerinde çalışılabilir. Bu konu zorunlu olarak tarafların birbirine cevap vermesini gerektiriyor. BAE’deki ve koalisyon ülkelerindeki kardeşlerimizin katılımıyla bu krizi ele almak için bir arabulucu ve koalisyon lideri olarak rolümüzü gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Herkes bunu başarmak için samimiyetle çalışıyor. Ancak Riyad Anlaşması'nın uygulanmasını sağlamak için taraflardan yanıt almaya ihtiyacımız var.”



Katar arabuluculuğunun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini belirtiyor

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
TT

Katar arabuluculuğunun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini belirtiyor

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdul Rahman Al Sani dün (Çarşamba), ülkesinin İsrail ile "Hamas" hareketi arasında yürüttüğü arabuluculuğun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini söyledi. Al Sani, Katar'a, arabuluculuğun rolü konusunda kapsamlı bir değerlendirme yapması çağrısında bulundu.

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın (AWP) haberine göre Katar Başbakanı, mevcut arabuluculuğu değerlendirme aşamasının, "kabul edilemez sömürü ve istismar söz konusu olduğu için" tarafların arabuluculuğa nasıl dahil olacaklarının değerlendirilmesini içerdiğini belirtti.

Al Sani, "Bazı siyasetçilerin seçim kampanyaları uğruna Katar'ın rolüne hakaret ederek siyasi tekliflerde bulunmaları var." ifadelerini kullandı.

Şeyh Muhammed bin Abdul Rahman Al Sani, Katar'ın rolüne olan bağlılığını teyit ederken, "Bu rolün ve müzakerelere yapıcı bir şekilde katkıda bulunabilme yeteneğimizin sınırları var" şeklinde konuştu.


Rapor: İngiliz BAE Systems, darbe ya da insan hakları ihlalleri yapılan ülkelere silah satıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Rapor: İngiliz BAE Systems, darbe ya da insan hakları ihlalleri yapılan ülkelere silah satıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İngiltere merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluşun Direktörü Iain Overton, İngiliz savunma şirketi BAE Systems'in silah sattığı ülkelerin 9'unda darbe yapıldığını, 13'ünde insan hakları ihlallerinin bulunduğunu, 29'unda ise silahların sivillere karşı kullanıldığını ifade etti.

Overton, BAE Systems'in ürettiği askeri ürün ve parçaların insan hakları ihlalleri tespit edilen ülkeler ile darbe yapılan ülkelere satışına ilişkin detayların yer aldığı "BAE Systems dünyanın neredeyse yarısının silahlanmasına nasıl yardımcı oldu?" raporunu AA muhabirine değerlendirdi.

BAE Systems ürünlerine ilişkin kesinleşmiş resmi satışlar ve basına yansıyan "rapor edilmiş" satışlar bulunduğunu kaydeden Overton, 29 ülkede BAE Systems ürünlerinin sivillere yönelik saldırılarda kullanıldığını kaydetti.

Suudi Arabistan'ın kullandığı BAE Systems ürünlerinin Yemen'de çok sayıda sivil ölümüne sebep olduğunu, Gazze'de ise İsrail tarafından kullanıldığını anlatan Overton, "BAE Systems'in, son 10 yılda darbe yapılan 17 ülkenin 9'una satış yaptığı kesin ya da rapor edilmiş. Burada soru, insan hakları endişelerimizin bu satışlarda göz önünde bulundurulup bulundurulmadığı. BAE Systems bulundurulduğunu iddia ediyor." dedi.

Sivil ölümlerinin yaşandığı birçok olayda da BAE Systems ürünlerinin kullanıldığı yönünde kanıtlar bulunduğunun altını çizen Overton, İngiltere hükümetinin insan hakları ihlalleri endişelerini rapor ettiği birçok ülkeye de satış yapıldığını kaydetti.

Overton, "İnsan hakları ihlali rapor edilmiş yaklaşık 30 ülkenin neredeyse 10'unda BAE Systems silahları bulunduğu tespit edildi." diye konuştu.

İngiltere hükümetinin insan hakları ihlalleri konusundaki endişesine rağmen şirketin silah satışlarını durdurmadığını da kaydeden Overton, "Bu ülkelere silah satışı, İngiliz hükümetinin, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütünün kanıtlarına rağmen şu an hala devam edebilir." ifadelerini kullandı.

- "İngiliz hükümeti insan hakları, darbeler ve sivil ölümlerini göz ardı ediyor"

Overton, İsrail'e silah satışlarının Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine yürütülen soykırım davası ve diğer yasal süreçlerin konusu olabileceğine de işaret ederek, "BAE Systems, doğrudan Howitzer toplarının satışını yapıyor. Ayrıca İsrail'e de satılan F-35'leri üreten konsorsiyumun da bir parçası. Bu silahlar, uluslararası insancıl hukukun doğrudan ihlali ve soykırım dahil her türlü iddianın bulunduğu durumda açıkça kullanılıyor." değerlendirmesini yaptı.

İngiltere'nin bu ticarete, çeşitli anlaşmalarla izin vermemesi gerekirken bunu sürdürmesini de değerlendiren Overton şunları söyledi:

Bu durum, yalnızca Silah Ticareti Anlaşması'nın ihlali değil, İsrail'in soykırımdan suçlu bulunması halinde başka yasal süreçlerin de kapısını aralayabilir. Bu raporda İsrail’in soykırıma karıştığını iddia etmiyoruz. Ancak İsrail'in angajman kurallarının oldukça eksik olduğunu ve Gazze'deki angajmanı sonucunda çok sayıda sivilin öldürüldüğünü kesinlikle biliyoruz.

İngiliz hükümetinin BAE Systems'e neden ihracat izinleri verdiğinin sorulması gerektiğine işaret eden Overton, "Şu anda İngiliz hükümeti İsrail veya Suudi Arabistan gibi yerlere silah ihracatını askıya almıyor. Dolayısıyla bu raporun amacı, İngiliz hükümetinin ihracat lisanslarıyla ilgili kararlarının BAE Systems örneğiyle ne kadar sorunlu olduğunu, yolsuzluk, insan hakları ihlalleri, darbeler ve sivillerin doğrudan hedef alınmasını göz ardı ederek dünyanın yarısına silah sattığını göstermek." ifadelerini kullandı.

Overton, "Uluslararası silah ticaretini kontrol eden mekanizmalar işliyor mu? İsrail'in BAE Systems gibi gruplardan silahlandırılmasını engelleyecek bir şey var mı?" diye sorarken, ABD ve İngiltere'nin İsrail'e silah ihracatının devam etmesine istekli olduğunu söyledi.

AOAV'nin 2013'ten beri çalışmalar yaptığını ve bu sürede sivil yerleşimleri ve sivilleri doğrudan hedef alan 29 ülkeye BAE Systems'in silah satışı yaptığını kaydeden Overton, F-35'lerin de uluslararası insancıl hukukun ihlalinde kullanılabileceği endişesini dile getirdi.

Overton, bu konuyu araştıracak ve denetleyecek bir mekanizma bulunmadığına da işaret etti.

- 7 Ekim'den sonra hisseler yüzde 12 değer kazandı

AOAV'nin 6 aylık çalışması sonucu hazırlanan rapora göre BAE Systems dünyanın yüzde 48'ine tekabül eden 93 ülkeye silah ve savunma sanayisi ürünleri satıyor.

Bu ülkelerin 81'iyle kesinleşmiş ilişkisi bulunan şirketin 12 ülkeyle yaptığı ticaret ise basın ya da çeşitli ticari anlaşmalar yoluyla "rapor edilmiş" satış olarak geçiyor.

Şirket, dünyanın en büyük ordularına satış yaparken, BAE Systems müşterilerinin yüzde 55'i Uluslararası Şeffaflık Örgütünün Yolsuzluk Algılama Endeksi'nde 100 üzerinden 50'nin altında puan aldı.

Son 10 yılda darbe ya da darbe girişimi gerçekleşen 17 ülkenin 9'una silah sattığı kesinleşen ya da rapor edilen BAE Systems, İngiliz Dışişleri'nin insan hakları konusunda izlemeye aldığı 32 ülkeden 13'üne de satış yaptı.

Şirketin satış yaptığı resmi olarak bilinen 81 ülkeden 29'u ise son 10 yılda silahlarını sivillere karşı kullandı. Bu kullanımlardan 44 bin 103 kişi etkilenirken 24 bin 19 kişi öldü.

Savunma sanayisi ürünlerinin toplamda 6 bin 292 kere sivillere yönelik kullanıldığı kaydedilen raporda, BAE Systems ürünlerinin ne ölçüde kullanıldığına ilişkin ise bilgi bulunmadığı bilgisi yer aldı.

İsrail'in Gazze saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten sonra BAE Systems hisselerinde yüzde 12'lik artış kaydedildi.


İki Kutsal Caminin Hizmetkarı ve Veliaht Prens, Tahliye Günü münasebetiyle Suriye Devlet Başkanı’nı kutladı

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı ve Veliaht Prens, Tahliye Günü münasebetiyle Suriye Devlet Başkanı’nı kutladı

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz, Tahliye Günü münasebetiyle Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'e bir tebrik telgrafı gönderdi.

Kral Selman, Esed'e sağlık ve mutluluk, Suriye hükümeti ve halkına da daha fazla ilerleme ve refah için en içten tebriklerini ve en iyi dileklerini iletti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman da Tahliye Günü münasebetiyle Esed'e bir tebrik telgrafı gönderdi.

Veliaht Prens, Suriye hükümeti ve halkına daha fazla ilerleme ve refah dileyerek Esed’e sağlık ve mutluluk dileklerini iletti.


Suudi Arabistan yapay zekâ stratejileri geliştiren ilk ülkeler arasında yer alıyor

Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)
Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)
TT

Suudi Arabistan yapay zekâ stratejileri geliştiren ilk ülkeler arasında yer alıyor

Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)
Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)

Politika yapıcıların, araştırmacıların ve sektör profesyonellerinin yapay zekânın mevcut durumunu ve gelecekteki eğilimleri daha iyi anlamaları için kapsamlı bir kaynak olan ve kısa süre önce yayınlanan Stanford Üniversitesi Uluslararası Yapay Zekâ 2024 Endeksi'ne göre Suudi Arabistan, dünyada ulusal yapay zekâ stratejisi geliştiren ilk ülkeler arasında yer aldı.

Bu ileri seviye, Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA) Başkanı Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman'ın rehberliği ve desteği altında, veri ve yapay zekâ teknolojilerinden yararlanma, bu etkili ve derin teknolojileri insanlığın yararına kullanma ve yapay zekâ alanında uluslararası iş birliğini destekleyen küresel bir çerçeve oluşturma çabasıyla paralellik gösteriyor.

Suudi Arabistan’ın veri ve yapay zekâ alanında ulaştığı bu seviye, ülkenin yapay zekâ alanı da dâhil olmak üzere çeşitli alanlarda küresel göstergelerde seçkin bir konuma sahip olması için yapay zekânın yüzde 70 oranında doğrudan, geri kalanının ise dolaylı olarak bağlantılı olduğu Vizyon 2030 hedeflerinin başarısını gösteriyor. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgiye göre süreç, 2019'daki kuruluşundan bu yana veri ve yapay zekâ konusunda yetkili otorite ve bunların organizasyonu, geliştirilmesi ve ele alınmasıyla ilgili tüm konularda ulusal referans olarak SDAIA tarafından yönetiliyor.

Bu adım, Suudi Arabistan’ın 2023 yılında dünyada 60'tan fazla ülkeyi ölçen Tortoise Intelligence Küresel Yapay Zekâ Sıralaması göstergelerinden biri olan Yapay Zekâ için Devlet Stratejisi Endeksi’nde birinci sırada yer almasının yanı sıra, Stanford Üniversitesi Uluslararası Yapay Zeka 2023 Endeksi'ne göre yapay zekâ konusunda toplum farkındalığı alanında ikinci sırada yer alma başarısını tamamlıyor.

Bu küresel seviyeler, SDAIA'nın Suudi Arabistan’ın veri ve yapay zekâ alanındaki lider konumunu güçlendirme ve kapasite geliştirme, politika geliştirme, yatırım ve inovasyon sağlama, teknik altyapı geliştirme ve ulusal önceliklere hizmet etmek için öncelikli alanlarda yapay zekânın benimsenmesini teşvik etme yoluyla, yapay zekâ ekosistemini etkinleştirme çabalarıyla uyumludur.

SDAIA, Suudi Arabistan’ın bilgi, veri ve yapay zekâ odaklı ekonomiler arasında liderliğe yükselmesini sağlamak için ulusal veri ve yapay zekâ gündemini güncellemeye devam etmek, ulusal veri ve yapay zekâ gündemini ulusal düzeyde uygulamak da dahil olmak üzere bir dizi stratejik hedefe ulaşmaya kendini adamıştır.


Suudi Arabistan ve Pakistan ekonomik iş birliğini artıracak

Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)
Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve Pakistan ekonomik iş birliğini artıracak

Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)
Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)

Suudi Arabistan ve Pakistan dün (Salı) ekonomik iş birliğini güçlendirmenin, ticareti arttırmanın ve yatırımcıların her iki ülkedeki işlerini büyütmelerini desteklemenin yanı sıra Gazze Şeridi'nde bir an önce ateşkes sağlanmasının ve yardımların bölgeye girmesinin önemini vurguladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Pakistanlı mevkidaşı İshak Dar, Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısına başkanlık etti. Bu toplantı, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif arasında Mekke'de yapılan görüşmenin devamı niteliğindeydi. Bin Ferhan toplantının başında yaptığı açıklamada, iki tarafın çeşitli alanlarda yatırım fırsatlarını arttırma ve her iki ülkedeki yatırımcıları destekleme arzusunda olduğunu söyledi.

İki taraf, egemenlik taahhütlerini somut ekonomik sonuçlara dönüştürmek amacıyla yatırımla ilgili konuları performans düzeyinde koordine etmek ve uygulamak için ikili bir uygulama mekanizması kurdu.

Suudi Arabistan -Pakistan İş Konseyi Başkanı Fehd el-Baş Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, toplantının Pakistan ekonomisine büyük bir yatırım paketi hazırladığını ve Suudi Arabistan’ın Pakistan halkını destekleme ve iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari bağları güçlendirme konusundaki kararlılığını yansıttığını söyledi. El-Baş, “İki ülke arasındaki iş birliği ve ortaklığa inanıyoruz. Bu ilişkileri stratejik yatırımlar ve gelecek vaat eden ortaklıklar yoluyla çeşitli sektörlerde güçlendirmeyi arzuluyoruz. Ekonomik ve ticari ilişkilerin geleceği konusunda iyimseriz. Yeni bir verimli ve sürdürülebilir iş birliği dönemini dört gözle bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

İki dışişleri bakanı düzenledikleri ortak basın toplantısında, ‘Gazze'de derhal ateşkes sağlanması’ yönündeki taleplerini yineledi. Bin Ferhan, “Gazzelilerin açlıktan ölmesi, uluslararası sistemin Gazze'deki durumla başa çıkmakta tamamen başarısız olduğunu gösteriyor. Dünya, Gazze'de yedi insani yardım görevlisinin öldürülmesine tepki gösterirken, Gazze'de bugüne kadar 33 binden fazla sivilin öldürülmesini görmezden geldi” dedi.


21'inci Suudi yardım uçağı Ukrayna’ya ulaştı

Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)
Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)
TT

21'inci Suudi yardım uçağı Ukrayna’ya ulaştı

Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)
Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)

Kral Salman Yardım Merkezi (KSRelief) tarafından gönderilen 21'nci Suudi yardım uçağı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya'nın Rzeszow Havalimanı'na ulaştı. Uçakta, Krallığın Ukrayna halkına yaptığı yardım kapsamında toplam 43 ton elektrikli aletler bulunuyor.

Suudi Arabistan'ın Ukrayna'ya sağladığı yardım, dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi ve yaşadıkları çeşitli kriz ve sıkıntılardan etkilenen insanların, yanında olduğu bilinen Suudi Arabistan'ın tarihi rolü çerçevesinde gerçekleşiyor.

Suudi Arabistan geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler ile Ukrayna'ya 400 milyon dolar tutarında insani yardım sağlanmasına yönelik bir anlaşma ve mutabakat zaptı imzalamıştı. Ayrıca daha önce Polonya hükümeti ve kuruluşlarıyla koordineli olarak, Ukrayna'dan başta Polonya olmak üzere komşu ülkelere giden mültecilere 10 milyon dolar değerinde acil tıbbi ve barınma yardımı da sağlamıştı.


Sel, Körfez'in birçok bölgesini sular altında bıraktı

 Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)
Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)
TT

Sel, Körfez'in birçok bölgesini sular altında bıraktı

 Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)
Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)

Fırtına ve sağanak yağışlar nedeniyle meydana gelen sel; Umman Sultanlığı, Emirlikler ve Suudi Arabistan'ın doğu bölgesindeki birçok şehrin sular altında kalmasına ve birçok şehirde eğitimin durmasına neden oldu.


Suudi Veliaht Prensi, BAE ve Katar liderleriyle bölgedeki gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)
TT

Suudi Veliaht Prensi, BAE ve Katar liderleriyle bölgedeki gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, Salı günü Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Görüşmelerde Ortadoğu'da son dönemde yaşanan askeri gerginlik ve bunun güvenlik ve istikrar üzerindeki yansımaları ve durumun daha da kötüleşmesini önlemek ve bölgeyi savaş tehlikelerinden korumak için her türlü çabayı göstermenin önemi ele alındı.

Suudi Veliaht Prensi ve Katar Emiri de Gazze ve çevresindeki durumla ilgili gelişmeleri değerlendirdi.


Kuveyt'te Ahmed Abdullah es-Sabah başbakanlığa getirildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Kuveyt'te Ahmed Abdullah es-Sabah başbakanlığa getirildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Kuveyt Emiri Meşal el-Cabir el-Ahmed es-Sabah, Ahmed Abdullah es-Sabah'ı başbakan olarak atadı.

Kuveyt resmi ajansı KUNA'da yer alan habere göre, Emir'in yayımladığı kararname gereğince Ahmed Abdullah es-Sabah yeni başbakan olarak görevlendirildi.

Kuveyt Emiri Sabah, 4 Nisan'daki milletvekili seçimlerinin ardından istifa eden Başbakan Muhammed es-Salim es-Sabah başkanlığındaki hükümetin istifasını 7 Nisan'da kabul etmişti.

Ülkedeki genel seçimlere katılım yüzde 62 olarak kaydedilmiş, 50 sandalyelik Meclise 1 kadın


Suudi Veliaht Prensi, Irak Başbakanı ile bölgedeki askeri gerilimi görüştü

Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Veliaht Prensi, Irak Başbakanı ile bölgedeki askeri gerilimi görüştü

Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Salman bin Abdülaziz, telefonda bölgede son dönemde yaşanan askeri gerilimi ve bunun güvenlik ve istikrar üzerindeki ciddi yansımalarını görüştü.

Suudi Veliaht Prens'in Irak Başbakanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, durumun daha da kötüleşmemesi ve bölgenin gerilimin artması riskinden korunması için gerekli çabaların gösterilmesinin önemi vurgulandı.

Suudi Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Krallığın bölgedeki askeri gerilimin gelişmesinden ve yansımalarının ciddiyetinden duyduğu derin endişeyi dile getirerek, “tüm tarafları en üst düzeyde itidal göstermeye, bölgeyi ve halklarını savaş tehlikelerinden korumaya çağırıyoruz” dnildi.

Suudi Dışişleri Bakanlığı, ülkesinin, Güvenlik Konseyi'nin, özellikle küresel barış ve güvenliğe son derece hassas olan bu bölgede, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına ve genişlemesi durumunda çok kötü sonuçlar doğurabilecek olan krizin daha da kötüleşmesini önlemeye yönelik sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiği yönündeki tutumunu vurguladı.