600 kilo ağırlığındaki uçamayan devasa kuş 50 bin yıl önce Avustralya’da yaşamış

Bilim adamları, kuşların kafataslarını dev bir kafa ile analiz ediyor (Getty)
Bilim adamları, kuşların kafataslarını dev bir kafa ile analiz ediyor (Getty)
TT

600 kilo ağırlığındaki uçamayan devasa kuş 50 bin yıl önce Avustralya’da yaşamış

Bilim adamları, kuşların kafataslarını dev bir kafa ile analiz ediyor (Getty)
Bilim adamları, kuşların kafataslarını dev bir kafa ile analiz ediyor (Getty)

Araştırmalar, uçamayan en büyük kuş türünün yaklaşık 10 adam ağırlığına ulaşabildiğini ve 50 bin yıl önce Avustralya'nın düzlüklerinde dolaşan devasa, iki kol uzunluğunda bir kafaya sahip olduğunu ortaya koydu.
İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre, karada yaşayan bu kuşun, yerli halkın, tıpkı “emu” kuşu gibi arka ayakları üzerinde yürüyen ve dev kuş olarak isimlendirdiği “Mihirungs” adlı soyu tükenmiş bir canlı sınıfının en büyük üyesi olduğu belirtildi.
Bu hafta Diversity dergisinde yayınlanan bir makalede, Avustralyalı bilim adamları, beyinleri hakkında daha iyi fikir edinmek için Mihirungs’ların kafatası örneklerini analiz ettiklerini belirttiler. Bu araştırmada hayvanların devasa kafalarının “gri madde”ye (merkezî sinir sisteminin temel unsurlarından biri) çok az alan bıraktığını ve bunun da garip şekilli kafataslarının oluşmasına sebep olduğunu keşfettiler.
Söz konusu çalışmanın baş yazarı ve Flinders Üniversitesi araştırmacısı Dr. Warren Handley, beyinlerinin şekli ve sinir sistemi yapısı bize bu olağanüstü kuşların duyusal yetenekleri ve Avustralya’daki nehir kanalları ile göllerin çevresindeki ormanlarda son derece uzun süre yaşamalarına imkân sağlayan yaşam tarzları hakkında çok şey söylediğini ifade etti.
“Gök gürültüsü” olarak da bilinen Mihirungs kuşları milyonlarca yıl Avustralya’da yaşadı.  
En büyük uçamayan kuş türünden olan Dromornis stirtoni 3 metre uzunluğunda ve yaklaşık 600 kg ağırlığında olabiliyor. Araştırma ekibi, Avustralya'da bulunan dört Mihirungs türüne ait fosilleşmiş dört farklı kafatasını inceledi. Bu fosil örnekleri, 7 milyon yıllık Dromornis stirtoni kafatası, 24 milyon yıllık Dromornis murrayi kafatası ve 12 milyon yıllık “Ablandornez” ve “Dburniz” kafataslarını içeriyordu.
Araştırmacılar, Mihirungs kuşlarının beyinlerinin ve sinir sistemlerinin en çok günümüz tavuklarına ve Avustralya kuşlarına benzediğini keşfettiler.
Araştırma yazarı Dr. Trevor Worty ise, “Muhtemel gerçek şu ki, bu kuşlar kümes hayvanları ve ördeklerle akraba olarak sınıflandırılıyordu ancak yine de en yakın akrabaları ve biyolojik yapıları büyük oranda gizemini korumaya devam ediyor” dedi.



Ünlü oyuncu 16 Emmy ödüllü dizideki ikonik rolü nasıl aldığını anlattı

Jon Hamm, Mad Men sona erdikten sonra profesyonel manada hangi adımı atacağını bilemediğini söylüyor (AMC)
Jon Hamm, Mad Men sona erdikten sonra profesyonel manada hangi adımı atacağını bilemediğini söylüyor (AMC)
TT

Ünlü oyuncu 16 Emmy ödüllü dizideki ikonik rolü nasıl aldığını anlattı

Jon Hamm, Mad Men sona erdikten sonra profesyonel manada hangi adımı atacağını bilemediğini söylüyor (AMC)
Jon Hamm, Mad Men sona erdikten sonra profesyonel manada hangi adımı atacağını bilemediğini söylüyor (AMC)

Televizyon tarihinin en etkileyici karakterlerinden biri olan Don Draper'ın gizemli havası, karakteri bu kadar unutulmaz kılan unsurlardan biriydi. Ancak bu atmosferin oluşması, Mad Men'in yaratıcısı Matthew Weiner'ın, o dönemde pek tanınmayan bir ismi başrole yerleştirme konusundaki ısrarı sayesinde mümkün oldu. 

Şu sıralar Apple TV+ dizisi Your Friends and Neighbors'da rol alan Jon Hamm, Weiner'ın Don Draper rolünü kendisine vermek için yapımcıları ikna etmeye çalışırken nasıl zorlu bir süreç yaşadığını konuk olduğu Awards Chatter podcast'ine anlattı. 

Hamm'e göre, Weiner dizinin ruhunu anlatırken, oyuncunun tanınmıyor olmasının bir eksiklik değil, aksine bir avantaj olduğunu vurgulamış.

54 yaşındaki Hamm, "Matthew, yöneticilere 'Bu dizinin olayı, kimsenin bu adamın kim olduğunu bilmemesi' dedi" ifadelerini kullandı: 

Düşünsenize, Rob Lowe gibi biri bu rolde olsaydı. O zaman 'Aa, Rob Lowe dizisiymiş bu' derdiniz. Bu yüzden benim bilinmiyor olmam işime yaradı.

Yine de AMC yöneticilerini, Hamm'i 16 Emmy ödüllü dizinin başrolüne koymaya ikna etmek kolay olmamış. Hamm, rolü almadan önce 6 ya da 7 kez seçmelere katıldığını ve nihayetinde New York'a, AMC yöneticileriyle son görüşme için çağrıldığını söyledi.

O süreci anlatan Hamm, "Yönetim kademesinde, 'Gerçekten kimsenin tanımadığı bu çocuğu mu dizimizin başrolüne koyacağız? Bu, kanal tarihimizin ilk orijinal dizisi' gibi hararetli tartışmalar olmuş" dedi: 

O dönemin genel yaklaşımı, bilinen, kredisi olan bir ismi başrole koymaktı.

Neyse ki New York'taki son toplantıda rol resmen Hamm'e teklif edildi. Hamm, karakterin ruhunu anlamasını sağlayan kişisel bir deneyimi de paylaştı. Özellikle kendi babasının, Don Draper'la benzer yanları olduğunu fark ettiğini anlattı.

Hamm, "Babamda da Don'da olduğu gibi sürekli bir melankoli hali vardı" dedi:

Bir sürü şeye sahip oluyorsun, ayrıcalığın, erişimin, her şeyin var. Ama neden mutlu değilsin? Bence bu da diziyi ayakta tutan duygulardan biriydi.

Jon Hamm şu sıralar Amanda Peet ve Olivia Munn'la başrolü paylaştığı Your Friends and Neighbors'ta oynuyor. Dizinin yeni bölümleri her cuma Apple TV+’ta izleyiciyle buluşuyor.

Independent Türkçe, IndieWire, Fox2Now, Awards Chatter