Uzmanlardan yemek bataklığına gömülmemek için 7 sağlık önerisi

Britanya'da sağlıksız yiyeceklere 2022'den itibaren promosyon yasağı uygulanması kararlaştırılmıştı (Reuters)
Britanya'da sağlıksız yiyeceklere 2022'den itibaren promosyon yasağı uygulanması kararlaştırılmıştı (Reuters)
TT

Uzmanlardan yemek bataklığına gömülmemek için 7 sağlık önerisi

Britanya'da sağlıksız yiyeceklere 2022'den itibaren promosyon yasağı uygulanması kararlaştırılmıştı (Reuters)
Britanya'da sağlıksız yiyeceklere 2022'den itibaren promosyon yasağı uygulanması kararlaştırılmıştı (Reuters)

Sokakların köşesinde bulunan ışıltılı tabelalar pek çok kişiyi yemek konusunda cezbediyor: Hamburger, kızarmış tavuk, dondurma, tatlı ve daha bir sürü ürün… Uzmanlar bu "yemek bataklığında" rahatça dolaşabilmek için bir dizi önerilerde bulundu.
Yemek bataklığı terimi yaklaşık 10 yıl önce, fast food zincirlerinin sayısının fazla olduğu bölgeleri tasvir etmek için ortaya çıktı. Bu bölgelerde daha sağlıklı yiyecekler sunan restoranlar gibi dükkanların sayısının azaldığı görülüyor.
Pensilvanya State Üniversitesi'nde beslenme profesörü olan Penny Kris-Etherton, şu ifadeleri kullandı:

Fast food şirketleri midemiz ve dolarlarımız için rekabet ediyor. Bu kadar çok ihtimal varken sağlıklı seçimler yapmak zor.

Sağlıkta eşitlik ve kamuda gıda politikaları uzmanı olan Kristen Cooksey Stowers ise "Bir bölgenin çoğunlukla fast food zincirlerinden medet umması bir problem. Sağlıksız gıdalara boğulmuş bölgeler görüyoruz" dedi.
Connecticut Üniversitesi'nde akademisyen olan Cooksey Stowers'ın yürüttüğü bir araştırma, yemek bataklığı ve obezite arasında bir ilişki olduğunu göstermişti. Kris-Etherton'ın başyazarı olduğu bir makaledeyse yemek bataklıkları; kalitesiz beslenme, obezite ve kardiyovasküler hastalıklarla ilişkilendirilmişti.
İşte bu iki uzmanın yemek bataklığında rahatça dolaşabilmek için yaptığı 7 öneri:

Sağlıklı atıştırmalık taşıyın
Yanınızda taşıdığınız elma, havuç ya da bir avuç fındık, fast food zincirinden yemek alırken aşırıya kaçmanızı önleyebilir. Zira Kris-Etherton da "Yanınıza bir şeyler alın. Böylece çok acıkmazsınız" dedi.

Promosyonlara karşı dikkat edin
Pek çok kişide, bir ürünün büyük boyunu gördüğünde ya da bir alana bir bedava gibi promosyonlarla karşılaştığında satın alma isteği doğuyor. Kris-Etherton, bu konuda dikkatli olunması gerektiğini söyledi:

Bu yanınızda biri varsa mantıklı olabilir. Fakat tek başınaysanız değil.

İçecekleri hesaba katın
Şekerli içecekler ve kahveler, yemekten daha fazla kaloriye sahip olabiliyor. Kris-Etherton bu durumu "Bireyler bunu yedikleri bir şey olarak değil, 'Bu bir içecek. Bunu hesaba katmama gerek yok' diye düşünüyor. Ama bu doğru değil" diye açıkladı.

İlaveleri değiştirin
Örneğin bir yemeğe sıkılan mayonez, kalori ve yağ miktarını artırıyor. Uzmanlar bunun yerine marul veya domates gibi sağlıklı ürünlerin eklenmesini öneriyor.

Geç saatlerde yemeyin
"Gece geç saatlere kadar açık kalarak günün 4. öğününü yaratmaya çalışan markalar var" diyen Cooksey Stowers, "Bu vücut için korkunç" ifadelerini kullandı. Günde üç öğün yemenin sağlıklı olduğunu sözlerine ekledi.

Sağlıklı seçenekleri tercih edin
Kris-Etherton, "Menüye bakın ve kızarmış tavuk yerine salata veya ızgara gibi sağlıklı seçenekleri tercih edin" dedi ve ekledi:

Ara sıra patates kızartması yiyebilirsiniz. Ancak küçük boy alın veya siparişi biriyle paylaşın.

Markete gidin
Cooksey Stowres, fast food yerine marketlerden alışveriş yapılması gerektiğini belirtti:

Sağlıksız besinleri daha az tüketmeliyiz.

 
Independent Türkçe, Medical Xpress

 


Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Çığır açan bir beyin devresi keşfi, anksiyete ve stres bozuklukları için yeni tedavilere ve potansiyel olarak yoganın faydalarını sağlayan bir hapa önayak olabilir.

ABD'deki Salk Enstitüsü'nden araştırmacılar, farelerin beyinlerinde istemli nefes alma ve duygusal düzenlemenin arkasındaki yolu keşfetti.

Nature Neuroscience adlı akademik dergide kısa süre önce yayımlanan çalışmalarında, beynin daha karmaşık bölgeleriyle nefes almanın duygusal durumla koordinasyonunu sağlayan ilkel beyin sapının nefes alma merkezi arasındaki bağlantıları ortaya çıkardılar.

Nefes almak çoğunlukla otomatik olsa da insanlar ve bazı hayvanlar soluk almayı yavaşlatarak kendi kendilerini sakinleştirebiliyor. Bu yaklaşım farkındalık ve yoga gibi uygulamaların ana parçalarından biri.

Beynin nefes almayı tam olarak nasıl düzenlediği ve bunun anksiyeteyi ve kişinin duygusal durumunu nasıl etkilediği çok az anlaşılmış durumda. Bilim insanları şimdiye kadar sadece beyin sapındaki bilinçaltı nefes alma mekanizmalarının tam olarak anlaşıldığını söylüyor.
 

cyju
Fare beyninde nefes almayı düzenleyen nöronlar (Salk Enstitüsü)

Yeni çalışmada araştırmacılar, duygusal düzenleme ve nefes almayı birbirine bağlayan, bilinçli yukarıdan aşağıya mekanizmaları bulmak için yola çıktı.

İlk olarak farklı beyin bölgeleri arasındaki bağlantıları araştırmak için bir beyin bağlantı veri tabanını değerlendirdiler. Analiz, anterior singulat korteks adı verilen frontal bir bölgeyi, daha sonra hemen altındaki medullaya bağlanan bir ara beyin sapı bölgesine bağlayan potansiyel bir solunum devresini ortaya çıkardı.

Önceki çalışmalar, medullanın aktif olduğunda nefes almayı başlattığını ancak beyin sapı bölgesinden gelen sinyallerin bu aktiviteyi engellediği ve nefes almayı yavaşlattığını ortaya koymuştu.

Araştırmacılar, belirli duyguların veya davranışların beyin sapı bölgesinin aktivasyonuna yol açabileceğini, bunun da medulladaki aktiviteyi azaltabileceğini ve nefesi yavaşlatabileceğini varsaydı.

Teoriyi test etmek için, farelerde koklama, yüzme ve içme gibi aktivitelerin yanı sıra korku ve endişe uyandıran koşullar sırasında nefes alış verişleri değiştiğinde beyin aktivitesini kaydettiler.

Araştırmacılar, korteks ve beyin sapı bölgesi arasındaki bağlantı aktive edildiğinde, farelerin daha sakin olduğunu ve daha yavaş nefes aldığını buldu.

Kaygı uyandıran durumlardaysa bu iletişim azaldı ve nefes alma hızları arttı.

Araştırmacılar bu yolu takip ederek, farelerin beyninin ön korteksinde beyin sapına bağlanan ve nefes alma gibi temel işlevleri yöneten bir grup nöron keşfetti.

Araştırmacılar, bu bağlantının farelerin nefes alış verişlerini mevcut davranışları ve duygusal durumlarıyla koordine etmelerini sağladığını söylüyor.

Bağlantının daha ileri analizleri, bilim insanlarının ilaçlarla hedeflenebileceğine inandığı yeni bir dizi beyin hücresi ve molekülü ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bulguların anksiyete, stres ve panik bozukluğu olan insanlar için uzun vadeli çözümlere yol açabileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Jinho Jhang, "Bulgularımız beni düşündürdü: Bu nöronları aktive edecek ve panik bozukluğunda nefesimizi kendi kendimize yavaşlatacak veya hızlı solumayı önleyecek ilaçlar geliştirebilir miyiz?" dedi.

Çalışmanın başka bir yazarı Sung Han, "Bu bulguları bir yoga hapı tasarlamak için kullanmak istiyorum. Kulağa aptalca gelebilir ve çalışmamızın pazarlanabilir bir ilaca dönüştürülmesi yıllar alacak ancak artık nefes almayı anında yavaşlatabilecek ve huzurlu, meditatif bir durumu başlatabilecek ilaçlar üretmek için potansiyel olarak hedeflenebilir bir beyin devresine sahibiz" dedi.

Independent Türkçe