Şam’daki ‘muhalifler’ Demokratik Ulusal Cephe için toplandı

Şarku’l Avsat’ın yayınladığı belgede “yabancı ordu ve milislerin” Suriye’den çıkarılması talep ediliyor.

Demokratik Ulusal Cephe’nin siyasi vizyon belgesi (Demokratik Ulusal Cephe)
Demokratik Ulusal Cephe’nin siyasi vizyon belgesi (Demokratik Ulusal Cephe)
TT

Şam’daki ‘muhalifler’ Demokratik Ulusal Cephe için toplandı

Demokratik Ulusal Cephe’nin siyasi vizyon belgesi (Demokratik Ulusal Cephe)
Demokratik Ulusal Cephe’nin siyasi vizyon belgesi (Demokratik Ulusal Cephe)

Suriyeli muhalif oluşumlar cumartesi günü Suriye’nin başkenti Şam’da Demokratik Ulusal Cephe’nin (DUC) kuruluş kongresini düzenleyecek. DUC’un siyasi vizyon belgesi, katılımcıların “mevcut despot rejimin tüm sembollerine ve dayanak noktalarına son verilmesi” ve uluslararası kararlar ile 2012 yılı Cenevre Bildirgesi uyarınca “tam yetki sahibi bir geçiş yönetimi heyetinin kurulmasına bağlılık” taleplerini ortaya koyuyor.
Şarku’l Avsat’ın bir nüshasına ulaştığı belgede ayrıca “güvenlik kurumunun yeniden yapılandırılması, ulusal ordunun kurulması (…) ordunun siyasetten ve parti çalışmasından bağımsızlaştırılması, Suriyeli olmayan tüm ordu ve milislerin çıkarılması” taleplerine yer verildi.
Tüm semboller ve dayanak noktaları
DUC’nin kuruluş kongresinin bugün, Ulusal Koordinasyon Komitesi Genel Koordinatörü Hasan Abdulazim’in Şam’ın Rukneddin Mahallesi’nde bulunan evinde yapılması kararlaştırıldı. Kongreye yaklaşık 18 siyasi oluşum katıldı. Bunlar arasında 2011’de kurulan Ulusal Koordinasyon Komitesi bünyesindeki oluşumlar da bulunuyor. Arap ve yabancı büyükelçiliklerin temsilcilerinin de davetli olduğu kongre, açılış oturumuyla başlayacak. Suriyeli muhalif bir lider, hazırlık komitesinin İran Büyükelçiliği’ne davet göndermediğini söyledi. İran Büyükelçiliği 2012’nin sonlarında düzenlenen Ulusal Kurtarma Konferansı’na davet edilmişti. “(İran Büyükelçiliği) taraflı hale geldi” diyen muhalif lider, aralarında Rusya, Çin ve Mısır’ın olduğu tahmin edilen büyükelçiliklere gönderilen davetin DUC’ye “diplomatik himaye sağlamayı amaçlamadığına” dikkati çekti. Muhalif lider, “Çünkü biz on yıllardan bu yana muhalif ulusal güçleriz” ifadesini kullandı.
Açılış oturumunun ardından, bazıları telekonferans yoluyla katılacak olan yaklaşık 120 katılımcı, hazırlık komitesinin 2020’nin sonlarında onayladığı siyasi vizyon belgesi de dahil olmak üzere çalışma takvimini tartışacak. Siyasi vizyon belgesinde şu ifadelere yer verildi:
“Mevcut despot rejimin tüm sembolleri ve dayanak noktaları ile birlikte sona ermesini; değişime, demokratik dönüşüme, modern demokratik devletin, hak ve hukuk devletinin, seçilmiş kurumların, Suriye halkının her bir ferdine milliyet, din, mezhep, cinsiyet veya siyasi yönelim temelinde ayrımcılık veya dışlama yapılmaksızın hukuk ve görevler konusunda eşit özgür vatandaşlık ilkesini sağlamlaştıran, dinlere ve mezheplere tarafsız yaklaşan devletin inşasına katkı sağlamayı garanti edecek şekilde (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin) 2254 sayılı kararı ve 2012 yılı Cenevre Bildirgesi başta olmak üzere ilgili uluslararası meşru kararlar ve ilkeler uyarınca Suriye krizindeki ulusal siyasi sürecin başarılı olması için Demokratik Ulusal Cephe’nin kuruluş kongresinden başlayarak, Suriyelilere ait geniş tabanlı Demokratik Ulusal Cephe’nin kurulması acil bir ihtiyaçtır.”

Güvenlik çözümüne son verilmesi
DUC’nin kuruluş gerekçeleri vizyon belgesinde şu ifadelerle dile getiriliyor:
“Suriye yıllardır, özünde demokratik bir sivil devlet ve özgürlük, eşitlik ve adaleti sağlayacak yurttaş bir devlet kurmada başarısız olmasına dayanan sürekli bir krizin yansıması olan trajediyi yaşıyor (…) bu kriz on yıllardır var olan yolsuzluk, boyunduruk ve despot rejimin gölgesinde derinleşti. Rejimin, 2011 yılında Suriye halkının özgürlük ve ilerleme için demokratik ulusal devrim projesini başlatan barışçıl ayaklanmasını güvenlik ve askeri çözümle bastırmasıyla kriz daha da derinleşti. Bu durum militarizmi, mezhepçiliği, radikalizmi ve İslamcılığı yarattı ve böylece Suriyeliler göçe zorlandı, şehirler ve altyapı imha edildi, toplumsal doku parçalandı ve siyasi çözüm etkisizleştirildi.”
Belgede DUC’nin ülkedeki krizin çözümüyle ilgili görüşlerinin yer aldığı kısımda şunlar kaydedildi:
“Siyasi çözüm, ülkemizi tehlikelerden uzak tutacak ve halkımızın mevcut rejimle ilgili köklü değişim, kapsamlı demokratik dönüşüm ve demokratik devlet inşasıyla ilgili beklentilerini gerçekleştirecek tek etkili çözümdür.
Bu uygulamaya rejimin hapishanelerinde ve diğer hapishanelerde bulunan düşünce tutuklularının sert bırakılması, Suriye içinde ve dışında hakkında arama kararı çıkarılan siyasilerin affedilmesi, işkenceyle öldürülenler ve 1980’de zorla alıkonularak o tarihten beri hapishanelerde tutulan kişilerin akıbetinin öğrenilmesi ve geçiş adaletini sağlamak için çalışmanın eşlik etmesi gerekir.”
4 sayfalık vizyon belgesinin devamında, “Suriye topraklarının her neresinde olursa olsun Suriyeli olmayan tüm ordu ve milisler ülkeden geri çekilmeli, silahlı milisler dağıtılmalı ve silahlarını çekmeli, güvenlik kurumu yeniden yapılandırılmalı, ülkenin ve halkın güvenliğinden sorumlu olacak ulusal bir ordu kurulmalı, ordu siyasetten ve parti çalışmasından bağımsızlaştırılmalıdır. Suriye coğrafyasına dağılmış silahlı gruplar ve oluşumlar birleştirilmeli, silahlarını teslim ettikten sonra onlarla ilgilenilmeli, sahadaki davranışlarına bakılmalıdır. Bu adımlar, silahlı grupların ve oluşumların pratikte ve ciddi bir şekilde hukuk devletinin ve demokratik rejimin inşası ile siyasi çözüme bağlılıklarını onaylamalarına istinaden atılmalıdır.

Geçiş heyeti
Söz konusu hedeflerin gerçekleşmesi için 3 adım bulunuyor: Genişletilmiş bir koalisyonun kurulması için DUC’un kuruluş kongresinin düzenlenmesi ve ardından tüm ulusal ve demokratik muhalif güçleri içeren genişletilmiş bir konferansın yapılması. DUC’un siyasi vizyon belgesinde, “Geçiş dönemi süresince ve uluslararası meşru kararlara göre tam yürütme yetkisine sahip bir geçiş yönetim heyetinin kurulmasının gölgesinde, tüm sorunların çözümü için temel ilkeler içeren ulusal sözleşmeyi kabul etmek adına Suriye toplumunun tüm bileşenlerini temsil eden Genel Ulusal Kongre’nin düzenlenmesi geliyor” denildi.
Vizyon belgesi, çeşitli ilkelere işaret ediyor. Bunlardan biri de şöyle ifade ediliyor:
“Suriye Arap dünyasının bir parçası ve Arap Birliği’nin kurucu üyesidir. Tüm meşru araç ve yollarla işgal altındaki Suriye topraklarının kurtarılması misyonu, Suriye halkının ve ulusal gücünün milli görevlerinin başında gelmeye devam ediyor.”
Belgede ayrıca “Kürt sorunun Suriye’nin ulusal meselesi olduğu ve bu durumun Suriye’nin egemenliği ve birliği çerçevesinde Kürt varlığının meşru ulusal, kültürel ve toplumsal haklarını tanıyan demokratik ve anayasal bir çözüm bulmayı gerektirdiği” belirtiliyor.
Kuruluş kongresine Kürt İlerici Demokratik Partisi ve Kürt Demokratik Birlik Partisi de davet edildi. Ulusal Koordinasyon Komitesi daha önce Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) siyasi kanadı Demokratik Suriye Meclisi (DSM) ile müzakere oturumları gerçekleştirmişti. İki taraf arasındaki müzakerelerde Suriye’nin geleceğine ilişkin ilkeler üzerinde anlaşma hedefleniyordu. Müzakerelerin ilerleyen aşamalarında iki taraf arasında SDG ve Özerk Yönetim’in ülke içindeki geleceğine dair anlaşmazlıklar yaşandı.



Suriye'de istikrarın sağlanması konusunda Türkiye-Irak ittifakı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'yi kabul etti. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'yi kabul etti. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Suriye'de istikrarın sağlanması konusunda Türkiye-Irak ittifakı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'yi kabul etti. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'yi kabul etti. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani arasındaki üst düzey görüşmeler, başta Suriye'nin istikrara kavuşturulması olmak üzere her iki ülkeyi de ilgilendiren ulusal güvenlik konularında Ankara ve Bağdat'ın tutum ve görüşlerinin yakınlaştığını yansıttı.

Dün Ankara'da Sudani ile ortak basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, Türkiye ve Irak'ın güvenlik konuları ve tüm terör örgütleriyle mücadelede iş birliği konusundaki tutumlarının örtüştüğünü söyledi. Erdoğan, Irak Başbakanı ile yaptığı görüşmelerde ulusal güvenlik konularını ve PKK, DEAŞ ya da FETÖ olsun tüm terör örgütleriyle mücadelede iş birliğini ele aldıklarını ifade etti.

Erdoğan, Irak Başbakanı'nın ‘bilgeliği’ olarak nitelendirdiği Irak'ın bölgede istikrarın sağlanmasında oynadığı rolü memnuniyetle karşıladı.

İlişkilerde büyük ivme

Türkiye'nin Irak ile iş birliğini güçlendirmeye devam edeceğini ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geçen yıl nisan ayında Bağdat'a yaptığı ziyaretin ardından büyük bir ivme kazandığını vurgulayan Erdoğan, Sudani ile terörle mücadele, güvenlik iş birliği, ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi konularını ele aldıklarını kaydetti.

Görsel kaldırıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Ankara'daki ortak basın toplantısı sırasında (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

İki ülke arasındaki ticaret hacminin geçen yıl 18 milyar dolara ulaştığını belirten Erdoğan, Irak ile elektrik sektöründeki iş birliğini genişletmeyi ve Irak'tan Türkiye üzerinden Avrupa ve diğer ülkelere petrol ve doğalgaz taşımayı umduğunu ifade etti.

Kalkınma Yolu Projesi’ne ve bu projenin uygulanmasının nasıl hızlandırılacağına ve katılımcı ülkeler arasındaki ortak iş birliğine odaklanıldığını sözlerine ekleyen Erdoğan, tüm ülkeleri projenin altyapısına katılmaya çağırdı.

Erdoğan, “İster Bağdat'ta ister Ankara'da olsun imzalanan tüm anlaşmaları yürürlüğe koyma ve sağlık, eğitim ve diğer çeşitli alanlarda birlikte çalışma ve ilişkileri geliştirme konusunda mutabık kaldık” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Suriye meselesi ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın sağlanması ihtiyacı olmak üzere bölgedeki birçok konuda Irak ile görüşlerinin örtüşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Suriye'nin yeniden inşası ve istikrarına katkıda bulunma ihtiyacı konusunda Irak ile mutabık kaldıklarını belirtti.

Erdoğan ayrıca, ‘İsrail'in ihlalleri ve Gazze Şeridi'ne karşı yürüttüğü acımasız savaş, ateşkes ihtiyacı ve Filistin halkı için bölgeye insani yardım girişinin sağlanması, iki devletli çözüm temelinde barışa ulaşmak için çalışmak ve İsrail'in bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden uygulamalarını durdurmak’ konularında iki ülke arasındaki görüşlerin örtüştüğünü vurguladı.

Terörizmle mücadele

Irak-Türkiye ilişkilerinin ‘iki halk arasında sağlam temellere dayandığını ve binlerce yıldır devam ettiğini’ belirten Sudani, ‘komşuluk bağları, çıkarlar, tarih, sosyal ve dini ilişkilerin koşullar, politikalar ve hükümetler değişse de devam ettiğini’ kaydetti.

Erdoğan ile ‘ilişkilerin güvenlik boyutu ve iki ülkenin terörizm nedeniyle karşı karşıya kaldığı zorluklarla ilgili temel ayaklarını’ ele aldıklarını söyleyen Sudani, ülkesinin ‘sağlam ve net’ tutumunu yineleyerek, ‘iki ülkenin ulusal güvenliğinin tek bir bütün olduğunu’ ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, ortak basın toplantısının sonunda el sıkıştı. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

PKK konusunda ise Sudani, Bağdat'ın bu örgütü ‘yasaklı grup’ olarak sınıflandırdığını ve ‘hiçbir tarafın Irak topraklarını komşu ülkelere karşı saldırganlık için bir sıçrama tahtası olarak kullanmasına izin vermediğini’ vurguladı.

Sudani, Suriye konusunda, ülkesinin Irak ve Türkiye'ye komşu olan Suriye’de güvenlik, istikrar, yeniden yapılanma ve kalkınmanın sağlanması konusundaki istekliliğini vurgulayarak, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'ya ülkedeki tüm mezhep ve azınlıkların eşit haklara sahip olması için çalışılması gerektiğini söylediğini hatırlattı.

Irak Başbakanı Gazze Şeridi'ne insani yardım girişine izin verilmesinin önemini vurguladı ve İsrail'in bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden uygulamalarına son vermesi gerektiği konusunda Türkiye ile hemfikir olduğunu ifade etti.

Sudani, görüşmeler ve anlaşmaların imzalanmasını içeren Türkiye ziyaretinin, Erdoğan'ın geçen yıl nisan ayında Irak'a yaptığı ziyaretin devamı niteliğinde olduğunu belirtti.

Mutabakat zabıtları

Türkiye ile Irak arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin dördüncü toplantısı, dün Ankara'ya gelen ve Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde resmî törenle karşılanan Sudani ve Erdoğan'ın başkanlığında başkent Ankara'da gerçekleştirildi.

Görsel kaldırıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani başkanlığında düzenlenen Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin dördüncü toplantısından (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Toplantının sonunda Erdoğan ve Sudani, savunma sanayi ve uzman değişimi alanlarında iş birliği, Irak vatandaşlarının Türkiye'den gönüllü geri dönüşleri için standart operasyon prosedürleri, yasal alanlarda iş birliği ve yasadışı uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele, güvenlik eğitimi, acil durum ve afet yönetimi, ölçüm ve kalibrasyon faaliyetleri ve Bağdat ve Basra'da Türk üniversitelerinin şubelerinin açılmasına ilişkin iş birliği protokolü gibi bir dizi mutabakat zaptının imzalanmasına tanıklık etti.

Ticaret borsası

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ülkesinin özel sektörünün Irak'taki yeniden yapılanma ve kalkınma çabalarına aktif olarak katkıda bulunmaya hazır olduğunu açıkladı.

Irak Ticaret Bakanı Etir el-Greyri ile Ankara'da düzenlenen Türkiye-Irak yuvarlak masa toplantısına katılan Bolat, Irak'ın Türkiye'nin İslam dünyasındaki en önemli ticaret ortaklarından biri olduğunu, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2024 yılında yaklaşık 18 milyar dolara ulaştığını ve Erdoğan ile Sudani'nin bu hacmi 30 milyar dolara çıkarma konusunda ortak bir hedef belirlediğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Iraklı mevkidaşı Etir el-Greyri, dün Ankara'da bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdi. (Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın X hesabı)

Yatırımcılar için daha cazip bir yasal ortam yaratacak olan karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi, korunması ve çifte vergilendirmenin önlenmesi gibi anlaşmaların uygulanmasının önemine işaret eden Bolat, Türk müteahhitleri için üçüncü büyük küresel pazar olan Irak'ta Türk şirketlerinin bugüne kadar 35,3 milyar dolar değerinde proje gerçekleştirdiğini açıkladı.

Irak Ticaret Bakanı Etir el-Greyri ise ülkesinin vize sorunlarını çözerek ve para transfer mekanizmalarını geliştirmek için çalışarak Türk iş adamlarının girişini kolaylaştırma kararlılığını yineledi.

El-Greyri ayrıca, Kalkınma Yolu Projesi’nin her iki ülkeden ihracatçılar ve yatırımcılar için umut verici bir yatırım fırsatı sunduğunu kaydetti.