Eski Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Jack Straw: KKTC'yi tanıma yolunda bir adım atarak doğrudan uçuşları başlatabiliriz

Eski Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Jack Straw: KKTC'yi tanıma yolunda bir adım atarak doğrudan uçuşları başlatabiliriz
TT

Eski Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Jack Straw: KKTC'yi tanıma yolunda bir adım atarak doğrudan uçuşları başlatabiliriz

Eski Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Jack Straw: KKTC'yi tanıma yolunda bir adım atarak doğrudan uçuşları başlatabiliriz

Kıbrıs meselesinin çözümüne dair, 4 yıldır askıya alınan müzakerelerin ardından yeni bir sayfa açması beklenen gayri resmi 5+1 zirve öncesi hazırlıklar sürüyor.
Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde, 27-29 Nisan'da İsviçre'nin Cenevre kentinde gerçekleşecek zirvede Kıbrıslı taraflar; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ile İngiltere bir araya gelecek.
Tarafların ortak müzakere zemininde buluşup buluşamayacağının ele alınacağı bu zirvede, KKTC ile Türkiye, yeni çözüm önerisi olarak "egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm" modelini masaya getirecek.
Gayri resmi zirveye ilişkin tarafların hazırlıkları sürerken yeni bir gelişme yaşandı. İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi (CTCA) ve Britanya Kıbrıslı Türkler Derneği'nin (BTCA) Türk Düşünce Kuruluşu Circle Foundation işbirliğinde, 24 Mart Çarşamba günü "Kıbrıs'ın Geleceği; İki Devletli Çözüm mü, Federasyon mu?" adlı online seminer düzenlendi.

Seminerde, Eski Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Jack Straw, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Özel Temsilcisi Ergün Olgun, Birleşik Krallık (BK) Parlamentosu 'KKTC Partiler Üstü Grubu' (APPG) Eş Başkanı Lord Northbook, BK Milletvekili Sir David Amess ve uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal görüşlerini aktardı.
Seminerin moderatörlüğünü ise Birleşik Krallık eski bakanlarından Brooks Newmark üstlendi.

"Avrupa Birliği'nin bölünmüş Kıbrıs'ı tek bir ülke gibi kabul etmesi hata"
Seminerde Kıbrıs konusuna ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Jack Straw, Kıbrıslı Türklerin, iki bölgeli, iki toplumlu federal Kıbrıs artık mümkün olmadığı için 'iki devletli çözümü' tercih ettiklerini düşündüğünü söyledi.
Straw, Avrupa Birliği'nin (AB) bölünmüş bir Kıbrıs'ı tek bir ülke gibi kabul etmesinin hata olduğunu ve mevcut durumun Kıbrıslı Rumların lehine olduğunu ifade etti.

1960'ta kurulan devleti ihlal eden Kıbrıslı Rumların ardından Yunanistan'ın da 1974'te adada Enosis gerçekleştirmeye çalıştığını söyleyen Straw, 'bunun sonucunda Kıbrıslı Türklere karşı inanılmaz bir katliam yapıldığını' belirtti.
Sonraki yıllarda dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs sorununa ilişkin birçok çalışma yaptığını ve inanılmaz ilerlemeler kaydedildiğini ifade eden Straw, 2004 yılında gelinen noktada Rum lider Tasos Papadopulos'un referanduma karşı durduğunu ve bunun için bir de kampanya yürüttüğünü anımsattı.
Bugün gelinen noktada Rum tarafının herhangi bir şey paylaşmaya gerek duymayacak bir konumda olduğunu da dile getiren Straw, "Zaten uluslararası ortamda tüm adayı temsil edebiliyorlar. Avrupa Birliği ve tabii ki diğer ortamlarda da belirli bir statüye sahipler" dedi.

"İngiltere'de de iki devletli çözüm anlamında çalışmalar yapılması gerektiğine inanıyorum"
İki toplumlu, iki bölgeli federal çözüm arayışlarının bir sonuca ulaşamadığını da kaydeden Jack Straw, Güney Kıbrıs'ın, kuzeyi kendine dahil etmek istediğini belirtti.
"Egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm" modeli hakkında yorum yapan Straw, şu ifadeleri kullandı:
"Kovid-19'u bir kenara bırakırsak, halkın iç içe kaynaşabilmesi lazım. Ama tabii ki üst düzey yöneticiler olsun, milletvekilleri olsun, bakanlar olsun İngiltere'de de iki devletli çözüm anlamında çalışmalar yapılması gerektiğine inanıyorum."
Bu çözümün öncelikle akıllarda oturması gerektiğini söyleyen Straw, özellikle iki toplumlu yapılarda toplumların birbirleri ile normal bir şekilde yaşayabilmeleri açısından bunun daha kolay ve uygun olduğunu vurguladı.

"Dünyanın Kıbrıslı Türklerin ne yaşadığı hakkında hiç bilgisi yok"
Amerika Birleşik Devletleri'nin de önemli bir ülke olduğunu ve Yunanistan'dan fazla Türkiye'ye ihtiyaç duyduğunu kaydeden Straw, Yunanistan ve Rum tarafının bu bağlamda yaptıkları lobi faaliyetlerinin de iyi izlenmesi gerektiğini söyledi.
İngiltere'nin bu noktada önemli bir role sahip olduğuna da işaret eden Straw, Kıbrıs'ta imza sahibi bir devlet olduklarını anımsattı:
"Britanya hükümeti ve Britanya parlamentosu her iki kanadındaki mensuplarını iki devletli bir çözüm için çalışmamız gerektiğine ikna olmalı. Britanya, anlaşma taraflarından biri olarak Kıbrıs'ın bağımsızlığı hususunda eskiden önemli bir role sahipti. İmza sahibi devletlerden biriyiz. Bu nüfuzu daha çok kullanmalıyız."
"Kıbrıs'ın resmen Yunanistan'ın bir parçası olma yönünde Helenistik bir saplantı var. Herhangi bir güç paylaşımını, toprak kaybını Yunanistan anlayışlarına karşı bir kayıp olarak görüyorlar" diyen Straw, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başta mevcut (Britanya) Dışişleri Bakanı olmak üzere Britanyalı siyasetçilerin, bir çözüm istiyorlarsa bunun iki devletli bir çözüm olması gerektiğini anlamalarını sağlamalıyız. Britanya hükümeti dünyanın birçok yerinde, Balkanlarda, tek devlet yerine çok devletli çözümleri kabul etti."
Güney Kıbrıs'ın mali destek aldığını, ancak KKTC'nin çok fazla parası olmadığını da vurgulayan Straw, Türkiye'nin büyük ve kaynakları olan bir ülke olarak Kıbrıslı Türklere destek olduğunu söyledi.
Rum tarafının konumu gereği, istediği bilgiyi yaymak için daha fazla fırsata sahip olduğunu da dile getiren Straw, dünyanın Kıbrıslı Türklerin ne yaşadığı hakkında hiç bilgisi olmadığını belirtti:
"Onlar 1960'da ne olduğuyla ilgili hiçbir fikre sahip değiller. 1974'de ne oldu onu da bilmiyorlar. Ve Kıbrıs adasında iki tarihte ne yaşandı hiçbir fikirleri yok. Bir şeyler yaşandı Türk askerleri geldi kurtardı, yoksa bir katliam yaşanacaktı gibi şeylerle ilgili hiçbir fikirleri yok."
Kıbrıs için en mantıklı çözümün 'iki devletlilik' olacağını söyleyen Straw, bunun için KKTC'nin tanınması gerektiği fakat bunun zaman alacağını söyledi. Bunun üzerine seminer katılımcılarından Prof. Dr. Ünal, KKTC'nin tanınmasının kademeli olabileceğini vurguladı.
Prof. Dr. Ünal'ın, önce KKTC'ye uçuşların serbest bırakabileceği bir ticaret ofisi açarak Kıbrıs Türk halkı ile doğrudan diplomatik ticari ilişkiler kurabileceği, böylelikle başka devletlerin KKTC'yi tanıyabileceği ve ardından da Birleşik Krallık'ın KKTC'yi tanıyabileceği önerisine Straw tam destek verdi.

"KKTC'ye doğrudan uçuşların olması çok önemli çünkü normalleşmenin bir parçası"
"Britanya hükümeti iki devletli çözümün tek çözüm olduğunu zihninde kabullenmeli" diyen Straw, "Sonra buraya nasıl ulaşılacağı üzerinde çalışmalı ve bu doğrultuda hangi müttefiklerin ikna edilebileceğini belirlemeli" diye konuştu.
KKTC'nin bir devlet olarak bütün kriterleri karşıladığı halde devlet olarak kabul edilmediğini söyleyen Straw, bu noktada İngiltere Hükümeti'nin KKTC'yi tanıma yolunda bir adım atarak doğrudan uçuşları başlatabileceğini belirtti.
Kendi bakanlığı döneminde İngiltere'den KKTC'ye doğrudan uçuşların açılmasına çok yaklaştıklarını ve bunun planlamasını dahi yaptıklarını anımsatan Straw, şunları söyledi:
"Doğrudan uçuşları açabiliriz çünkü biliyorsunuz ki Kuzey Kıbrıs'ta tatil yapan İngilizler var, tabii ki Avrupa Birliği'ni ilgilendiren konular da var. Ama doğrudan uçuşların olması çok önemli çünkü normalleşmenin bir parçası. Sembolik anlamda da çok önemli olduğunu düşünüyorum."
Esasında Straw'un KKTC'nin tanımasına yönelik açıklamaları ilk değil. Straw, The Independent'ta yayımlanan 1 Ekim 2017 tarihli makalesinde "Kıbrıs'ta iki toplum temelinde tek bir devletin kurulması amacıyla yürütülen birleşme görüşmeleri 'saçmalığına' bir son verilmesi gerektiğini ve ihtilafın çözümünün bölünmeden geçtiğini" yazmıştı.
Söz konusu makalesinde Straw, Avrupa Birliği'nin 2004 yılında çözüm girişimlerinin sonucundan bağımsız olarak Kıbrıs'ın tamamını üye olarak kabul etmesini "bugüne kadar aldığı en kötü stratejik kararlardan biri" olarak nitelendirmişti.
Peki, Straw'un üç yıl sonra yeniden ifade ettiği görüşleri ne anlam ifade ediyor?
Straw'un KKTC'nin tanımasına yönelik açıklamalarının KKTC ve Türkiye açısından önemini "Kıbrıs'ın Geleceği" seminerinin katılımcılarından Prof. Dr. Hasan Ünal'a sorduk.

Prof. Ünal: Doğrudan İngiltere nezdinde yoğun bir kamu diplomasisine ihtiyaç var
Uzun yıllardır Kıbrıs sorunu üzerine çalışan uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal'a göre, geçmişte benzeri görüşleri olsa da Straw'un açıklamaları bugün gelinen noktada oldukça önemli.
Independent Türkçe'ye konuşan Prof. Dr. Ünal, "Straw'un daha önceki benzer açıklamaları dönemsel olarak fazlaca bir anlam ifade etmemişti. Çünkü o sırada ne Türkiye ne de KKTC iki devletli çözümden yanaydı. O dönemde sahadaki müzakereler çerçevesinde Türk tarafı ortaya koyduğu politikayla 'iki devletli çözüm' talebi olduğu ve bunda ısrarcı olduğu yönünde bir işaret vermiyordu" dedi.
Jack Straw ve İngiltere'de önemli bir kesimin, artık Kıbrıs sorununun bugüne kadar yürütülen parametreler çerçevesinde bir "ortak devlet" ile çözülemeyeceği konusunda "kesin fikir sahibi olduğu" görüşünde olan Prof. Dr. Ünal, şu ifadeleri kullandı:
"Yeni jeopolitik koşulları gayet iyi anlamış bir toplumdan bahsediyoruz. İngiltere'de bu yeni jeopolitik koşullarda ve çok kutuplu dünya düzeninde Türkiye'nin önemini fark eden ciddi bir kesim var. Hatta bu belki de zaman zaman hükümet çerçevelerine bile yansıyor. Bunun üzerinde çalışılması gerektiğini düşünüyorum."
KKTC ve Türkiye'nin doğrudan İngiltere nezdinde kendi dış politikasını izah etmeye yönelik faaliyetlerine hız vermesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ünal, "Aynı zamanda yoğun bir kamu diplomasisine ihtiyaç var" şeklinde konuştu.

"Bu defa ciddi olduğumuzu ve şartların 'iki devletli çözüm' için müsait olduğunu göstermeliyiz"
Seminerde oturum başkanı Newmark'ın kendisine "Türkiye, bu konuda ne kadar ciddi" diye sorduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ünal, son olarak şunları kaydetti:
"Şu şüpheyi akıllardan silmemiz lazım:
'Türkiye ve dolayısıyla KKTC, bu iki devletli çözüm konusunu taktiksel olarak mı masaya sürüyor, yoksa gerçekten fikirleri bu mu ve bunda ısrarcı olacaklar mı?'
Türkiye ve KKTC'nin ortaya koyacağı politikalar ve İngiltere'de yürüteceği kamu diplomasisiyle bu konudaki şüpheleri izale etmesi lazım. Bu defa ciddi olduğumuzu ve şartların 'iki devletli çözüm' için müsait olduğunu göstermemiz gerekir."

"Britanya'nın KKTC'yi tanımasının önünde hiçbir engel yok"
Ayrıca seminere katılan diğer konuşmacılar Cenevre'de yapılacak olan gayri resmi 5+1 Zirvesi'ni ele aldı. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Özel Temsilcisi Ergün Olgun, BM Genel Sekreteri'nin zirveyle ilgili hedeflerini anlattı ve "Bunun amacı ortak bir payda olup olmadığını görmeye çalışmak" dedi.
"Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türklerin gaspçı Kıbrıs Cumhuriyeti'nde azınlık statüsünde korunabileceğini düşünüyorlar" diyen Olgun, bunun Kıbrıslı Türkler için kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Cenevre'de ortak paydada buluşamazsa, bir ay sonra başka bir toplantı olabileceğini ve muhtemelen de böyle olacağını söyleyen Olgun, Avrupa Birliği'nin (AB) tarafsız kalma ihtimali olmadığını da söyledi.
Olgun, KKTC'nin devlet olmanın tüm koşullarını yerine getirdiğini, tanımanın siyasi bir seçim olduğunu belirterek "Britanya'nın KKTC'yi tanımasının önünde hiçbir engel yok" dedi.
Birleşik Krallık Parlamentosu 'KKTC Partiler Üstü Grubu' (APPG) Eş Başkanı Lord Northbook ise, Kıbrıslı Rumların, KKTC ve Güney Kıbrıs arasındaki sınırı AB vatandaşı olmayanlara kapatmasından da bahsederek, bu sorunun üstesinden gelebilmek için, yarı-direkt uçuş olarak da bilinen, Türkiye aracılığıyla gerçekleştirilen "touchdown" uçuşlarının yeniden başlaması gerektiğini söyledi.
Avrupa Birliği'nin rolüne ilişkin görüşlerini aktaran Birleşik Krallık Milletvekili Sir David Amess da "AB tarafsız olursa yardımcı olabilir" diye konuştu.

Independent Türkçe



Antik Maya kentinin ilk hükümdarının mezarı keşfedildi

Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
TT

Antik Maya kentinin ilk hükümdarının mezarı keşfedildi

Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)

Kritik öneme sahip Maya kenti Caracol'un ilk hükümdarı olduğu düşünülen birine ait mezar keşfedildi. Mezarda bulunan eserler dönemin büyük kentleri arasındaki ilişkiye ışık tutuyor.

Maya dünyasının en büyük ve en önemli şehirlerinden Caracol'un nüfusunun zirve döneminde 100 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Ancak diğer pek çok Maya şehrinde olduğu gibi, bilinmeyen nedenlerle MS 900 civarında çöküşe geçti.

Kalıntıları Belize'de yer alan antik kentin harabelerindeki kazılar en az 40 yıldır sürüyor. Fakat bugüne kadar yapılan çalışmalarda hiçbir kraliyet üyesine ait mezara rastlanmamıştı. 

Kazılara liderlik eden Houston Üniversitesi arkeologları Diane ve Arlen Chase, etkileyici bir keşifle bu durumu değiştirdi. 

İlk kez Caracol'da bir kraliyet mezarı ortaya çıkaran ekip, bunun kentin bilinen ilk hükümdarına ait olduğunu düşünüyor.

Houston Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre Te K'ab Chaak adlı kralın mezarı yaklaşık MS 350'ye tarihlendi. Araştırmacılar tahta 331'de çıkan Te K'ab Chaak'ın hanedanının en az 460 yıl varlığını sürdürdüğünü söylüyor.

Field Museum'dan arkeolog Gary Feinman, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Çok erken bir döneme ait hükümdar buldular, ki bu çok önemli ve bir hanedanın kurucusu olduğu iddia ediliyor" diyerek ekliyor: 

Bu büyük bir bulgu.

Araştırmacılar mezarda bulunan kalıntılara dayanarak Te K'ab Chaak'ın 1,7 metre boyunda ve öldüğünde dişi olmayan yaşlı bir adam olduğunu tespit etti.

Chase çifti kalıntılarla birlikte gömülen seramik kapların tarzından mezarın son derece eski olduğu sonucuna vardı. Kırmızı zincifre mineraliyse, çok yüksek statüye sahip birine ait olduğunu anlamına geliyordu.

Arlen Chase "Eşyalar zincifreyle kaplanmışsa kraliyet ailesinin en üst seviyedeki kişileri sözkonusu demektir" diye açıklıyor.

Ekip mezarda yeşim taşından yapılmış üç set kulak süsü de buldu. Maya elitlerinin kullandığı bu değerli eşyalara pek sık rastlanmıyor. 

ghyjudcfv
Çömlek kaplar üzerinde daha önce görülmeyen tasvirler bulundu (Houston Üniversitesi)

Ayrıca mozaik bir ölüm maskesi de keşfeden araştırmacılar bunun çok daha nadir olduğunu belirtiyor. Chase çifti daha önce sadece bir adet ölüm maskesi bulmuştu.

Arkeologlar mezarda gördükleri çömleklerin de etkileyici olduğunu ifade ediyor. Bu kaplarda Mayaların ticaret tanrısı, bir sinek kuşu ve mızrak tutan bir hükümdarla ona adak adayan kişiler resmedilmişti. Bazılarında maymun, baykuş ve nasua gibi hayvanlar tasvir edilmişti. 

Arlen Chase bazı tasarımlar için "Bunları daha önce hiç görmemiştik" diyor.

Araştırmacılar mezardaki bazı eserlerin, yine MS 350'lere tarihlenen diğer iki Caracol mezarındakilere çok benzediğini söylüyor. Bunlar arasında Meksika'nın orta kesiminden gelen yeşil obsidyen bıçaklar ve mızrak fırlatmak için kullanılan bir alet de vardı. 

Ekip bu aletlerin genellikle Caracol'un 1200 kilometre uzağındaki Teotihuacán kentiyle ilişkilendirildiğini belirtiyor. 

Chase çiftine göre bu durum iki kent arasındaki büyük mesafelere rağmen erken Maya halkının, Orta Meksika topluluklarıyla sanılandan onlarca yıl önce ilişki kurduğuna işaret ediyor. Te K'ab Chak zamanında Teotihuacán'dan Caracol'a yürümek muhtemelen en az 150 gün sürüyordu.

İkili, ellerindeki bulgulara dayanarak kentler arasında ticari ve diplomatik ilişkiler kurulduğunu düşünüyor. Öte yandan bazı uzmanlar net çıkarımlar yapmadan önce daha net kanıtlara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Independent Türkçe, Live Science, New York Times, Smithsonian Magazine, Houston Üniversitesi